☆☆☆☆☆☆☆☆
Çağla yanımızdan ayrıldığında Abim kolunu omzuma doladı ve ikimiz yürümeye başladık.
"Ne var, ne yok? Alıştın mı?" Diye sordu abim biz ilerlerken. Onayladım.
"Evet." Dedim.
"Peki bir sıkıntın var mı?" Dedi.
"Hayır abi.." dedim.
"İyi.." dedi ilerlerken.
Biz iyice ilerleyip askeriyenin önünden uzaklaşırken ilerde bir ses duydum.
"Yağız!" Bir erkek sesiydi. Abimle ikimiz o sese döndüğümüzde bir adam bize sesleniyordu. Abim adamı görünce hemen beni bıraktı.
"Komutanım?" Dedi Abim. Bekle. Bu adam abimin komutanı mıydı?
Adam abimle ikimize yaklaştığında önce bana baktı. Sonra abime beni göstererek
"Sevgilin mi?" Dedi.
Allah Korusun..
"Hayır komutanım. Kardeşim" dedi abim. O sırada komutan bana elini uzattı.
"Merhaba hanfendi..Ben Yüzbaşı Alparslan" dediğinde nazikçe gülümseyerek adamın elini sıktım.
"Memnun oldum..bende Afra. Afra balın" dedim. Komutanda gülümsedi sonra abime
"Gitmemiz gerekiyor Yağız" dedi. Abim bunu duyunca ilk bana baktı. Sonra
"Ne oldu ki komutanım?" Dedi Abim.
"Sana sonra anlatirım işimiz acil" dediğinde abim tekrar bana baktı. Ben ona güvence vererek.
"Sorun değil abi..bende eve giderim." Dedim. O sırada komutan.
"İsterseniz bırakabiliriz Afra Hanım" dedi. Askerler herkesi böyle bırakıyorlar mıydı?
"Ah gerek yok teşekkürler..Ben kendim giderim" dediğimde Abim
"O zaman ben gidiyorum..kendine iyi bak ve uslu dur tamam mı?" Dedi çocuk tembihler gibi..gözlerimi devirmek istedim.
"Ben çocuk değilim abi" dediğimde Abim son kez gülümsedi. Sonra yanağımdan makas aldı.
"Neyse..dediğim gibi görüşürüz." Diyip uzaklaştı..
☆☆☆☆☆☆☆☆☆
"Evet kızlar! Bugün Halı yıkıyoruz!" Dedi Halam ellerini sertce beline koyarak. Başına takmaya çalışmış ama takamamış olduğu başörtü ile çok komik duruyordu.
Hava oldukça sıcaktı. Ordu gibi bir yerin bu kadar sıcak olduğunu ilk defa görüyordum.
Şuan Halam, ben ve Hüma üçümüzde Fatma teyzelerin terasındaydık. Fatma teyze halamın çocukluk arkadaşıymış ama geçenlerde ayağını kırdığı için haraket bile edemiyormuş. Halısını da yıkaması gerektiği için Ender halamdan yardım istemişti.
İşte bu yüzden buradaydik..Halı yıkayacaktık..
"Bu sıcakta yapmak zorunda mıydık?" Dedi Hüma.
"Halı dediğin sıcakta yıkanır." Dedi Halam sonra tam bir komutan edasıyla
"Beni dinleyin kızlar..Halı yıkamak büyük bir çaba sarf gerektirir..Bu işi severek ve yürekten yapacaksınız..anladınız mı beni? Anladınız mı askerler?!" Halam tam kendini kaptırmışken Hüma elini asker gibi alnına koydu.
"Emredersiniz Ender Komutanım!" Dedi Hüma. Bende hüma gibi elimi alnıma koyduğumda kıkırdadım.
"Tamam. Daha fazla oyalanmadan başlayalım. Hüma bana hortumu uzat. Afra sende büyük bir kova getir" Halam bunları dediğinde onaylayarak terastan çıktık. Terastan çıktığımızda bizi direk mutfak karşılıyordu. Hüma mutfağın kenarında duran Fatma teyzelerin hortumunu önce aldı. Sonra hortumun ucunu mutfaktaki musluğa taktı.
Bende o sırada büyük bir kova bulup terasa götürdüm. Biz terasa geldiğimizde halam çoktan Terasa halıyı sermişti. Hakta banyoya gidip sabun, bez falan bile almıştı.
" vaybe hala..flaşsın mübarek" dedim. O sırada halam halıyı düzeltirken
"Tabii ben sizin gibi uyuşuk değilim" dedi şakasına. Hüma gözlerini devirdi. O sırada Halam tekrar
"Evet şimdi Hüma Hortumu eline al. Bende musluğu açıp geliyorum" diyip terastan çıktı. Huma bunu duyunca hızlıca hortumu eline aldı sonra.
"Hava çok sıcak ya.." dedi sitem ederek. Haklıydı.
"Evet ya.." dedim. O sırada Huma şakasına hortumu yüzüne doğrulturken birşey oldu..Halam musluğu açmış olucakki su açıldı ve su Hümanın suratına sertçe akmaya başladı.
Hüma ne olduğunu şaşırırken ben ise kahkaha attım. Çok komik duruyordu. O sırada Hüma ne yapacağını bilemeyerek Hortumu yere attı.
Atmaz olaydı...
Huma hortumu yere atması ile hortum basınçla haraket etmeye ve hepimizi ıslatmaya başladı. Biz hüma ile ufak çığlıklar atarken Halam geldi.
"Ne oluyor ayol?" Halam bunu diyip terasa girdiğinde su onuda ıslatmaya başladı.
"Kız Hüma ben sana hortumu eline al demedim mi?!" Dedi Halam Hümayı azarlayarak.
"Yüzüme geldi napayım?" Dedi Hüma. Su heryeri islatirken en sonunda hortumu yaklaşmaya başladım. Sonuçta asit değil su geliyordu.
Ben hortumu elime aldığımda Halam yaklaştı ve hortumu aldı.
"Aferin..çok oyalanmadan başlayalım." Dedi. O sırada Halam hortum ile getirdigim büyük kovaya su doldururken ben ise kovadaki suyun içine sabun koydum. Hüma elindeki bez ile sudaki köpüğü karıştırırken
"Bizi iyice külkedisine çevirdin anne" dedi.
"Sus. Yarın öbürgün evlenirsen ne yapıcan?" Dedi Halam.
"Evlenmeyeceğim.." dedi Hüma sonra "Ayrıca evlenirsem halımı gider kurutmaya falan veririm. Kendim yıkamam" dedi.
"Tamam çok konuşmada halıyı sil" dedi halam. Hüma onayladı
Hüma elindeki bezi suya tekrar batırdı sonra yerde serilmiş halıyı çitelemeye başladı.
Hüma halıyı silerken Ben Halama
"Hala köpüğü halıya dökmemiz gerekmiyor mu?" Dedim.
"Bana göre Farketmiyor" dedi Halam. O sırada bende elime bir bez aldım ve köpüklü suya batırıp huma gibi halıyı silmeye başladım..
Biz Hümayla halıyı silerken halamda bize katıldı. Halam halıyı silerken şarkı söylemeye başladı.
"Aboneyim! Abone! Biletleri cebimde! Ballı lokma tatlısı! Aman hadi hayırlısı!"
(Şarkı ismi: Yonca Evicimik/ Abone)
Halam şarkı söylerken Hüma "Halı yıkarken şarkı söylemek...10/10 ortamdayım şuan.." dedi. Kıkırdadım.
(NOTT: HUMA BU SOZU SARKIYI KOTULEMEK AMACLI SOYLEMEMISTIR!! ZATEN SARKI COK SEVDIGIM BIR SARKI)
☆☆☆☆☆☆☆
2 SAAT SONRA..
Aradan iki saat geçmişti ve işimiz bitmişti. Sadece son kez halıya su tutmak kalmıştı. Hepimiz ayağa kalktığımızda üçümüzde belimizi esnettik. Sonra Halam.
"İşimiz bitti sayılır.. Huma, Afra gidin şu kovadaki artan suyu aşağı dökün" Halam bunu diyince Hüma ile onaylayarak kovayı aldık. Kovada oldukça su artmıştı.
"Hadi bakalım.." ikimizde kovayı iki yandan tutarak suyu terastan aşağı döktük.
Suyu terastan aşağı döktüğümüzde aşağıdan gelen "Ne oluyor lan!?" Sesi ile Hızlıca aşağı baktık..
Siktir...
Döktüğümüz köpüklü su iki adamın kafasına dökülmüştü..
"Siktir.." Huma bunu mirıldanırken bizim bir halt yediğimizi anlayan halam bize yaklaşıp aşağı baktı.
"Kız Allah sizi ne etmesin!?" Dedi Halam bize kızarak. O sırada birşey farkettim..
Tekrar siktir..
Islanan adamlardan biri Atlastı..
YAZARIN ANLATIMIYLA...
Atlas ve Kendisinden 1 yaş küçük olan erkek kardeşi Kaya ile ilerliyordu. Bir nevi yürüyüş gibi birşey yapıyorlardı. Atlas bu aralar işleri yüzünden biraz bunalmış hissediyordu.
Atlasın iki tane erkek kardeşi vardı. Altay kendisinden 1 yaş büyük abisiydi. Aynı zamanda Yeğeni Duru'nun babasıydı. Kaya ise kendisinden 1 yaş küçük olan erkek kardeşiydi. Bakardı. Oda mafyaydı.
İkili sokaklarda ilerlerken Kaya konuştu
"Seni çiçekçide görmüşler..hayırdır kendine çiçek mi almaya başladın?" Dedi onunla alay ederek.
"Seni ilgilendirmiyor" dedi Atlas soğuk ve sert bir sesle.
"Neden? Sevgilin mi var yoksa?" Dedi Kaya. Atlas sinirle nefes verdi. Sorguya alınmaktan ve özel hayatının sorgulanmasından nefret ediyordu.
"Ağzının içine kurşun sıkmamı istemiyorsan sus Kaya" dedi Atlas.
"Bu bir cevap değildi" dedi Kaya. O sırada Atlas
"Neden benim hayatımla ilgilenmek yerine kendi aşk hayatınla ilgilenmiyorsun?" Dedi.
"Ben aşk insanı değilim..o tarz Romantik şeyler genelde benlik değildi" dedi Kaya. Atlas birşey demedi..oda eskiden böyle düşünüyordu ama yanılmıştı..
"Ayrıca şuana kadar çevremde bana uyacak kadar mükemmel bir kadın tanımadım" dedi Kaya kibirle. Atlas ise gözlerini devirdi.
İkili ilerlerken birden kafalarından aşağı dökülen sabunlu su ile dona kaldılar..
"Ne oluyor lan!?" Dedi Kaya sinirle. Atlas ne olduğunu anlamak için yukarı baktığında o iki çift kahverengi gözleri hemen tanıdı..
Ordu güzeli...
☆☆☆☆☆☆☆☆☆
(BOLUM SONUUUUUUU)
(BU BOLUMU DUN YAYINLAMISTIM AMA SILINMIS O YUZDEN TEKRAR YAYINLIYORUM)
(BU BOLUMU TEKRAR YAZDIGIM ICIN BAZI KELIMELER FARKLI OLABILIR🫀😅)
(SIZCE ATLAS VE KAYANIN TEPKISI NE OLUCAAKK??)
GORUSURUUUZZZZ
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
147.68k Okunma |
10.01k Oy |
0 Takip |
52 Bölümlü Kitap |