☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
Başımı anlayışla salladığımda Mercan Hanım tekrar gülümsedi. Sonra kalan iki üç tabağı doldurup öğrencilere verdi.
"Bu arada Mercan Hanım sizde alın." Dedim yiyecekleri göstererek.
"İnanın bana hiç aç değilim." Dediğinde ısrar ederek.
"Hadi ama..eminimki midenize yer vardır" dediğimde Mercan Hanım pes ederek
"İyi tamam..biraz yerim" dedi. Bunu duyunca hızlıca ona tabak uzattım. O tabağını çok az doldururken ben ayı gibi tabağımı doldurmak istesemde yanımdaki Mercan hanımın bana 'Yuh! Ayı misin sen!? Gel beni ye!" Demesinden çekindiğim için bende tabağımı az doldurdum....
BIR SURE SONRA..
"Ama onu o an görmen lazımdı!" Dedi Mecan gülerken kahkaha attım.
Aradan 20-25 dakika kadar geçmişti ve Ben Mercanla sanırım fazla samimiyet kurmuştum. Daha yeni tanışmamıza rağmen o kadar benim kafadandı ki hemen anlaşmıştık.
Onu kesinlikle Hüma ile de tanıştıracaktim.
İlk başta kullandiĝımız saygı kelimeleri şuan yok olmuştu. İkimizde sanki 10 yıllık dostmuş gibi konuşuyorduk. Üstelik İlk başta Mercan hanımda benden çekindiği için tabağını doldurmadigini, yemek yemediğini farkettim. Tabii şuan böyle değildi. İkimizde tabaklarimizi doldurmuştuk.
Öğrenciler arkada kendi halinde, ben Mercanla ayrı alemdeyken İçeri Hüma girdi. Bekle. Onun ne işi vardı? Kendi dersinde olması gerekmiyor muydu?..
Hümanin içeri girmesi ile zil çaldı. Tüm öğrenciler dışarı çıkarken Mercan üstünü hep leke yapmış Durunun üstüne bakarak
"Duru üstünü hep leke yapmışsın. Ben onun üstünü değiştirsem iyi olucak." Dedi.
"Yanında yedek kıyafeti var mı?" Dedim. Onayladı.
"Evet. Hep taşıyorum. Neyse birazdan dönerim" diyip Duruyla sınıftan çıktığında Hüma bana yaklaştı. Gözlerinde biraz panik vardı.
"Hüma ne oldu?" Dediğimde Huma.
"O Manyak herif..okula gelmiş!" Dedi sitem ederek. Ne?
"Kim gelmiş?"
"Suratına yumruk attığım mafya herif..okula gelmiş..Afra ben napıcam?" Dedi elini alnına koyup yukarı bakarken
Tamam. Bunu beklemiyordum..
"Senin için geldiği ne malum? Belki başka birşey için gelmiştir" dedim. Doğruydu. Belki başka bir nedenden okula gelmiş olabilirdi.
"Ama bekçiye Beni istemiş! Adımı nereden biliyor o herif!?" Dedi Hüma. Tamam. Kesinlikle Hüma için gelmişti. O sırada olumlu düşünerek
"Bak işte sana fırsat. Gidip ondan özür dile" dediğimde Hüma.
"Niye ben özür diliyorum? O benden dilesin" dediğinde sıkıntılı bir nefes verdim.
"O zaman ne yapmayı düşünüyorsun canim kuzenim?"
"Sanırım Youtube'dan 'organsiz nasıl yaşanır' adlı videoları izleyeceğim. Çünkü büyük bir ihtimalle o adam benim organlarımı alicak" dedi. Tamam. Kesinlikle abartıyordu.
"Birde bayıl Hüma" dediğimde Hüma "Aslında şuan bayılmayı gerçekten istiyorum." Dedi. O sırada Hümanin omuzlarını tuttum. Hümanın ondan asla özür dilemeyecek kadar inatçı olduğunu biliyordum.
"Dinle beni..madem özür dilemeyeceksin..bari yanina git..belki o özür diler? Nereden bilebiliriz?" Dedim. Hüma iç çekti. Sonra
"Sende gelsene.." dedi. Aslında Hüma ile gitmeyi isterdim ama bu mesele o ve Kaya arasındaydı. Baş başa konuşmaları daha iyi olabilirdi.
"Hüma..çok isterdim ama..Bu ikinizin meselesi" dediğimde Hüma birşey demedi. Bana kızmayacağını veya darılmayacağını biliyordum.
"İyi.. " dedi sonra "ben tek gidiyorum o zaman. Ama o heriften asla özür dilemem" dediğinde kıkırdadım. Onunla Alay ederek.
"Dün ondan korkuyordun?" Dedim.
"Dün farklı. Şuanda biraz korkuyorum ama sonuçta okuldayiz değil mi?" Dedi. Onayladım. Okuldayken bence de ona birşey yapamazdı.
"neyse..ben gidiyorum o zaman. Olanları sonra sana anlatırım" dediğinde onayladım O ise sınıftan çıktı.
Acaba ne olucaktı? Ben bile merak etmiştim?
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
Hümanın Anlatımıyla..
Hızlıca sınıftan çıktığımda derin bir nefes aldım. O heriften özür dilemeyecektim. Ama yinede onunla konuşmak zorundaydım. Sonuçta beni çağırmıştı.
hızlıca bahceye doğru ilerledim. Aklımda bir sürü soru ve düşünce vardı. Birincisi; adımı ve mesleğimi nereden biliyordu?
Bahçeye çıktığımda etrafta koşuşturan öğrencilerin arasından bekçinin olduğu kulübeye yürümeye başladım. Genelde okula gelen ziyaretçiler veya veliler ya orada bekliyor, yada gidecekleri sınıfa gidiyorlardı.
Ve oda benim sınıfıma gelmediğine göre oradaydı..
Ben hızlıca ilerlerken ne diyeceğimi ne yapacağımı düşünüyordum. Acaba Afranın dediği gibi hemen özür mü dileseydim? Belki affederdi.
Tamam Huma..iyi düşünelim..
Ben bekçinin olduğu kulübeye geldiğimde orada kulubenin önünde onu gördüm.. sigara içiyordu.
Üstünde beyaz gömlek ve siyah pantolon vardı. Dağılmış hafif kahverengi saçları ile orada duruyordu. Beni görünce sigarasını hızlıca yere attı ve dumanını arka tarafa üfledi.
"Neden geldin?" Diye sordum ona. Sesim sertti. Tamam. Biraz korkuyordum ama yinede ona ezik ve korkak olarak gözükmek istemiyordum. Ben bunu dediğimde Bana baktı.
"Seni de görmek güzel Bayan Kızgın" dedi. Bayan kızgın mi? Niye sürekli bana saçma sapan lakaplar takıyor bu herif?
"Neden geldin ve Neden beni çağırdın?" Dedim tekrar.
"Küçük yeğenim Duruyu almaya geldim."Dedi. Duru Kuzenim Afranın Öğrencilerinden biriydi.
"O benim sınıfımda değil." Dedim ifademi nötr tutarak sonra "Kuzenim Afranın sınıfında" omuz silkti.
"Bu seninle konuşamayacağım anlamına mı gelir?" Dedi. Benimle konuşmak mı istiyordu?
"Benimle konuşmak mı istiyorsun?" Dedim. Bana yaklaştı.
"Seninle konuşmayı değil, benden özür dilemeni istiyorum." Dedi. Oldu canım! Başka ne istersin? Çay? Kahve? Bu asla olmayacaktı. Tamam. Adam mafya olduğu için başıma bela almak istemiyordum ama yaptığımında arkasındaydım. Sonuna kadar.
"Niye senden özür diliyor muşum? Sen benden özür dile" dedim.
"Suratıma yumruk attın be kadın!" Dedi sesi sert çıkmıştı. Belli ki öfke sorunları vardı bu dengesiz herifin. Sonra derin bir nefes alarak ve sakinleşmeye çalışarak
"Dinle beni..kendini şanslı saymalısın..senin yerine başkası olsaydı yüzüme vurduğu, hatta el kaldırdığı için onu çoktan pişman etmiştim..ama sana adam akıllı geliyor ve benden özür dilemeni istiyorum..o yüzden beni zorlama" dedi. Zorlarsam naparsın aslan parçası?
Ona yaklaştım. Beni açıkça tehdid ediyordu. Yalan değil, bir tarafım 'özür dile bitsin' diyordu ama dilemeyecektim. Özellikle bu sözlerinden sonra iyice vazgeçmiştim.
"zorlarsam ne olur?" Dedim ona meydan okuyarak. Oda bana yaklaştı. Alnıma düşmüş kıvırcık saçımı alıp kulağıma götürdü.
"Kendine çok güveniyorsun değil mi? O yumruğu suratıma atarkende ifaden böyleydi.." dedi rüzgarda dağılan saçlarıma bakarken. Geri çekildim.
"Sende ıslakkende böyleydin..kendini bir halt sanan" dediğimde bu sözüme eğlenmiş gibi gülümsedi. Ama birşey demedi.
"Bu arada sen benim adımı falan nereden biliyorsun?" Dedim konuyu değiştirerek. Bunu merak ediyordum.
"Küçük bir araştırma yaptım diyelim" dediğinde dona kaldım. Beni mi araştırmıştı? Sapık!
Umarım özel bilgilerime bakmamıştır..
"Sapık!" Dediğimde gülümsedi.
"Eğer özür dilemezsen sana gerçek sapıklılığı gösteririm" dedi. Allahım sen kurtar beni!
Tamam. Başımda bir sapık olsun istemiyordum. O yüzden sonunda pes ettim.
"Tamam be..özür dilerim.." dedim. O ise bunu sevmiş gibi bana yaklaştı. Yüzünde bir sırıtış oluşmuştu. Aramızdaki mesafe azalırken
"Duyamadım?" Dedi. Sinirlendim. Benimle oyun oynuyordu.
"Sana YUMRUK attığım için özür dilerim. Ne kadar HAKETSENDE sana YUMRUK attığım için özür dilerim" dedim. 'Yumruk' ve 'haketsende kelimelerinin üstüne basarak söylemiştim. Gülümsedi
(Bu replik Selenadaki Hadesin repliğine benzetilmiştir.)
"Sağol. Affedildin" dedi Gıcık adam...
Gerçektende gıcığın tekiydi..
Ona öfkeyle bakarken Gelen sarı saçlı kadın ve Çocuk ile onlara döndük. O çocuğu tanıyordum. O Duruydu. Yanındaki kadını da Bugün Afranın yanında gördüğüm Kadındı. Büyük bir ihtimalle Durunun annesiydi.
Kadın Durunun elini tutarken Kaya ya "Kaya? Senin burada ne işin var?" Dedi. Kaya
"Altay abim Seni ve Duruyu almamı istedi." Dedi sonra Duruya dönerek gülümsedi "Naber amcasının prensesi?" Dedi. Küçük kız gülümsedi. Amcasına yaklaşıp ona sarıldığında Kaya onu kucağına aldı.
En azından çocuklara karşı gıcık değildi..
O sırada konuştum.
"neyse..ben gideyim..görüşürüz" dediğimde Kadın bana anlayışla gülümsedi Kaya ise bana bakarak
"görüşeceğiz.." dedi. Bu ne demekti?
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
Afranın anlatımıyla...
Mercan Durunun kıyafetini değiştirdikten sonra onunla biraz daha konuşmuştuk ama o sonra gitmişti.
Okuldaki her öğretmen sırayla kütüphanede görevli oluyor, teneffüslerde kitapları düzenliyordu ve bugünde sıra bendeydi.
Şuan bulduğum ilk merdivene çıkmış en üst raftaki kitapları düzenliyordum. Tabii merdiven pekde güvenli durmuyordu. Sürekli sallanıyordu.
Ben kitapları düzenlerken birden ayağım kaydı..
Ben ayağımın kayması ve verdiğim ağırlık ile sanki bit pazarından alınmış kadar kalitesiz olan merdivenin düşmesiyle ağzımdan bir çığlık kaçtı ve gözlerimi kapattım. Ben tam yere kapaklanacakken birşey oldu..
Öncelikle..yaşıyordum..biri beni havada tutmuştu..
Ben korkuyla beni havada tutan kişiye bakarken onu gördüm..
Atlası..
"daha dikkatli olmalısın Ordu güzeli.." dedi bana bakarken.
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
(Bölüm sonuuuu)
(Bu bölüm daha çok Huma ve Kayaya yer verdim ama sahneleri biraz kötü oldu sanki?)
(DUSUNCELERINIZ NELERR??)
(NEYSEEE SONRAKI BOLUMLERDE GORUSURUUUZZZZ💓💓🫀)
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
147.67k Okunma |
10.01k Oy |
0 Takip |
52 Bölümlü Kitap |