☆☆☆☆☆☆☆☆
Kıkırdadım. Sonra abim ile birlikte ilerlemeye başladık.
"Çay ister misin? Veya kahve?" Dedim.
"Çay çok iyi olur." Dediğinde onayladım.
"O zaman sen şu çardakta bekle. Ben hemen getirip geliyorum." Diyip boş bir çardağı gösterdiğimde abim onayladı. Sonra o çardağa yönelirken ben ise Çay almak için okulun mutfağına gittim.
Okulun mutfağından iki Çay alıp çardağa döndüğümde abim beni beklerken Hüma ile konuşuyordu.
Elimdeki çaylarla yanlarına geldiğimde abim çayı aldı.
"Eyvallah" dedi çayı alırken. O sırada bende abimin yanına oturdum. Abimin yanına oturduğumda abim bir kolunu omzuma attı.
"Ee senin işler nasıl gidiyor Yağız abi?" Dedi Hüma. Abim ise çayını yudumladı. Sonra
"Bilirsin işte..herşey normal. Öyle sıkıntımız yok" dedi. Hüma sonra imayla gülümseyerek önce bana baktı.
"Var mı orada hoşlandığın?" Dedi sonra abime bakarak. Abim rahatça hayır anlamında ses çıkardı.
"Hayır. Yok. Biliyorsun öyle şeyler pek ilgimi çekmiyor" dedi. Bu doğruydu. Abim hiç ilişki insanı değildi. Böyle şeylerin onun ilgisini çektiğini veya bir sevgilisi olduğunu bile duymamış, görmemiştim.
Üçümüz oturmuş sohbet ederken telefonumdan gelen mesaj ile telefonumu açtım.
(bilinmeyen numara 2): yanındaki o herife söyle o kolunu üzerinden çeksin..yoksa ben gelir çekerim..Ve bu hiç hoş olmaz
Bu mesaj ile dona kaldım..
Tabii bunun kim olduğunu anlamıştım..Bu dün bana yazan kişiydi..Ben onu engellememe rağmen bana şimdi ise başka bir numaradan yazıyordu.
ayrıca..bu sapık beni mi izliyordu?
O sırada abime baktım. O ise olanlardan habersiz çayını içiyordu. Sonra tekrar telefona dönerek cevap yazdım.
(siz): ne diyorsun be sen?!
(bilinmeyen numara): olacakları söylüyorum Ordu güzeli
(Siz): abim be o benim! Ayrıca..Ben seni dün engellemiştim niye inatla yazıyorsun sapık herif?!
(bilinmeyen numara): abin mi?
(bilinmeyen numara): ayrıca bu laflar ağzına hiç yakışmıyor güzelim. Düğünde daha naziktin sen..gerçi aslanda dışarıdan bakılınca sevimlidir ama yaklaşırsan ısırır.
(Yazar notu: bu söz biraz alakasız ve saçma oldu sanki (; )
Düğün mü?..Ne diyordu bu herif?
O sırada kafama birşey dank etti..Balık hafızam sonunda çalışmıştı..
Bu adam belli ki Hüma ile gittiğimiz düğündeki insanlardan biriydi..
Ama kim?..
"Kiminle yazışıyorsun sen?" Abimin sesi ile telefonumu hemen kapattım. Açıkçası abime bunları anlatmaya pekde hazır değildim.
"Hiç.." dedim harfleri uzatarak. Sonra konuyu değiştirmek için abime "biliyor musun? Ata benim yedek bilgisayarımı bozmuş" dedim. Abim bana ilk şüpheyle baktı. Sonra
"O afacandan herşeyi beklerim" dediğinde Hüma
"Hatırlıyor musunuz? Köye geldiğinde karşı komşu Safiye ablanın tavuklarının yumurtalarını çalıp Safiye ablaya 'sizin tavuklarınız yumurta yumurtlamadığı için yumurtasız kalmayın' Diyip kadının yumurtalarını kadına satmıştı" dediğinde güldük. Evet. Ata maalesefki bunu yapmıştı.
"Alem çocuk" dedi Abim.
gerçekten de öyleydi..
Biz böyle konuşurken yanımıza öğrencilerimden biri olan Akın geldi.
"Öğretmenim. Mustafa düştü. Ayağı kanıyor" Akın bunu dediğinde kaşlarım çatıldı.
"Nasıl düştü?" Dediğimde abim araya girerek.
"Mustafa kim?" Dedi. Hüma abime
"Öğrencilerinden biri" dedi. O sırada abimin kolundan kurtulup ayağa kalktım. Akına
"Şuan Mustafa nerede?" Dediğimde Akın hızlıca koşmaya başladı. Bende onu takip etmeye başladım.
Akın ile okula girdiğimizde sınıfımızın yanii 1/A'nın kapısının önünde oturmuş ağlıyordu. Hızlıca önüne diz çöktüm.
"Mustafacım iyi misin?" Dedim. Sesim çok yumuşak çıkmıştı. Mustafa kanayan dizini gösterdi. Burnunu çekerek.
"Dizim acıyor Öğretmenim.." dedi. Hızlıca kanayan dizine baktım. Yaranın boyu orta dereceydi. Hafif morarmıştı. O sırada ayaga kalkarak okulun koridorunda bulunan sağlık çantalarından birini aldım ve tekrar Mustafa'nın önüne oturdum.
Hızlıca çantayı açıp içinden batikon alarak hızlıca yarayı dezenfekte ettim.
Bir süre sonra yarayı güzelce sardım. İşim bittiğinde ağlaması durmuş Mustafaya bakıp gülümsedim.
"İşte bu kadar.." dedim. Mustafa kolu ile burnunu sildi.
"Teşekkürler Öğretmenim.." Diyip ayağa kalktı. Bende onunla ayağa kalktığımda.
"Çok koşmayın tamam mı? Dikkat edin" dediğimde Mustafa ve Akın beni onayladılar ve yanımdan ayrıldılar..Ben ise sağlık çantasını tekrar yerine koymak için ilerlerken bir ses duydum.
"Etkilendim.." bu ses ile o tarafa döndüğümde bu adam çok tanıdıktı..
Bu adam bana o düğünde ceketini vermişti.
Adam yan bir şekilde duvara yaslanmış, kollarını göğsünde birleştirmişti. Üstünde siyah bir gömlek altında ise aynı renk bir pantolon vardı.
Adama döndüğümde bir an dona kaldım..onun burada ne işi vardı?
"Ah..şey.. teşekkürler. Görevimi yapıyorum" dediğimde Adam gülümsedi bana yaklaştığını farkettiğimde önümde durdu.
O önümde durunca aramızdaki boy farkını farkettim. Gerçekten uzundu..
O sırada boğazımı temizledim. Sonra
"Buraya geleceğinizi bilseydim ceketinizi getirirdim.." dedim.
"Ceketim sende kalabilir.." dedi sonra kulağıma yaklaştı. Kulağıma fısıldayarak "Genelde ceketimi kimseye vermem..kendi anneme bile..bunun bir zayıflık göstergesi olduğunu düşünürdüm..ama sen Ordu güzeli..sanırım ceketimi hakeden birisin.."
Adamın bana yakınlığı ile nefesim durmak üzereydi. Yanaklarımın kızardığını hissettim..Bu arada..Ne demeye çalışıyordu?
Ordu güzeli mi?..
O sırada bize bakan insanları farkettim. Çoğu benden çok adama bakıyorlardi..gözlerinde nedense tedirginlik vardı..ama neden? Sonra boğazımı tekrar temizleyerek geri çekildim.
"Ne için gelmiştiniz peki?" Dedim. Adam
"Yeğenim Duru sanırım sizin sınıfınızdaymış..Onu almaya geldim" dediğinde onayladım. Evet. Duruyu biliyordum. Kendisi bana 'İsminiz çok güzel' diyen sarışın kızdı. Çok renkli ve sevimli bir kişiliği vardı.
O sırada Adama doğru koşan Duruyu gördüm.
"Atlas amca!" Duru koşarak adama sarıldığında anladım..
Adamın adı Atlastı..
Atlas..
Ne güzel bir isim..dur! Saçmalama Afra!
Adını daha yeni öğrendiğim Atlas Duruyu kucağına alarak ona sarılıp gülümsedi.
"Naber amcasının Gülü?" Dedi Duruya neşeyle.
İkisinin arasında geçen bu sıcak ana istemeden dudaklarımda bir gülümseme belirdi..O sırada Atlas bana
"Biz gidebilir miyiz öğretmen Hanım?" Dediğinde Duru bana gülümsedi ve elleriyle kalp yapınca kıkırdadım.
"Gidebilirsiniz tabii ki.." dedim. Sonra Durunun yanağından makas aldım.
"Hoşçakal Duru. Yarın görüşürüz" dedim..
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
"Ya anneanne hile Yapmasana!" Dedi Hüma sitem ederek.
"Sus. Ne hilesi? Sen yapıyorsun hile!" Dedi babannem itiraz ederek.
"Hadi hangi taşla oynuyorsun?" Dedi Halam.
Şuan Ender Halam, ben, Hüma ve babaannem masaya oturmuş Okey oynuyorduk.
Evet..Okey oynuyorduk..
Babaannem bile oynuyordu..
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
BÖLÜM SONUUUU💫🤍
SANKI YARIDA KESMIS GIBI OLDUM AMA😅
NEYSEEE SONRAKI BOLUM GÖRÜSÜRÜÜÜZZZZZ🫀🫀
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
147.67k Okunma |
10.01k Oy |
0 Takip |
52 Bölümlü Kitap |