☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
Halam mutfağa girmişti...
Bir dilek hakkınız olsa ne dilemek isterdiniz? Sonsuz para? Asla ölmemek veya aşk? İşte keşke şuan o dilek cinlerinden biri yanımda olsaydı.. çünkü şuan zamanin durmasını istiyordum.
Halam saçına yaptığı koca, dağılmış topuzu ve uyku sersemi gözleri ile bize bakarken hepimiz donmuş halama bakıyorduk.
"Dondurmalı olsun" dedi Hüma. Ata ile ikimiz Ona anlamayarak baktık.
"Ne dondurmalı olsun?" Dedim. Hüma halama bakarken
"Helvamız.." dedi. O sırada Halam patladı.
"Bu mutfağın hali ne böyle!" Dedi Halam öfkeyle. Halamın ofkeli sesi ile Ata koşarak kaçmayı beceririken keşke bizde kaçabilseydik..
"Hala biz yumurta yapacaktık.." Ben bunu derken Hüma lafımı devam ettirip
"Mutfağı.. biraz batırdık" dedi. Biraz?
Halam öfkeyle bir terliğini fırlatıp havada kavradı.
"Biraz mı!" Dedi Halam sonra terliği Hümanın kafasına fırlattı. Sonra diğer terliğinide aynı şekilde havada tutup bana fırlatırken
"Etrafı mahvetmışsiniz!" Dedi. Terlik karnıma geldiğinde yalan değil, acıtmıştı.
"Hala vallah özür dileriz, söz toplayacağız-" derken Halam lavabonun içinde duran, üzerinde yapışmış bir yumurta olan tavayı gördü.
İşte şimdi daha çok bittik..
"Kız Allah sizi ne etmesin bu tava ne!" Dedi Halam öfkeyle.
O sırada bir ses daha duyuldu
"Ne bağırıyorsunuz gece gece?" Bu annemdi.
Annemde mutfağı görünce gözleri büyürken sanırım kaçmamız gerekiyordu.
"Siz ikiniz!" Dedi Halam ben ve Hümaya..
"Merhamet edin efendim!" Dedi Hüma. Onu onaylayarak başımı sallarken sanırım ölmüştük..
☆☆☆☆☆☆☆☆☆
"Yalnız sağ bacağımın arkasını hissetmiyorum" dedi Hüma. Sonra "tüm gece o kadar ağrıdı ki uyuyamadım"
"Sen birde sırtımı gör" dedim.
Aradan bir gün geçmişti. Dün gece halam ve annemden güzel bir dayak yemiştik. Evet annemden de dayak yemiştik. İkisi bir olup bizi güzelce terlikleriyle dövmüşlerdi.
Tava ve mutfağa gelince dayak yedikten sonra birde orayı toplamak zorunda kalmıştık. Tabii tava maalesef çöpe gitmişti.
Bugün Atlasla bir buluşmam olucakti. Birlikte piknik yapacaktık. O yüzden mutfağı temizledikten sonra poğaça ve kek hazırlamıştım.
Annemlerin Atlasla sevgili olduğumdan haberi olmadığı için gizlice gidecektim.
Telefonumu açıp saate baktığımda öğle olmuştu. Çıkmam gerekiyordu.
"Neyse..ben hazırlanıp çıkıyorum" dedim Hümaya. Huma herşeyi anlattığım için nereye gideceğimi biliyordu.
"İyi tamam. Dikkatli ol ama." Dediğinde onayladım. Sonra odaya gidip giyindim.
Hava pek soğuk olmadığı için üzerime mavi, bol bir gömlek. Altıma ise daha koyu bir mavi tonunda, bol bir kot pantolon giymiştim. Kahverengi, kumral rengindedir saçlarımı düzelttim. Mavi rengi seviyordum.
Giyindikten sonra üstüme mavi renkte bir kaban geçirip mutfaktaki kek ve poğaça kabını bir poşete koydum
Ben hazır bir şekilde evden çıkarken tam kapıyı açacaktım ki bir ses duydum.
"Abla nereye?" Bu küçük kardeşim Ata'ydı.
Yakalanmıştım.
Hızla ona döndüm. Gülümsedim
"Hiçbir yere Kardeşim..sen hadi git annemlerin yanına" dedim. Ama Ata dinlemeyerek.
"Banane bende gelicem" dedi.
"Saçmalama Ata ben evdeyim" dedim onu kandırmaya çalışarak
"Bende yedim!" Dedi Ata sonra anneme seslenerek "Anne!-" derken hızla onun ağzını kapatarak
"Tamam bir arkadaşıma gidiyorum. Ama sen gelemezsin" dedim. Açıkçası Ataya 'sevgilimin yanına gidiyorum' desem anında anneme söyler evde kıyameti koparırdı.
"Nedenmiş?" Dedi.
"Çünkü bu büyüklere özel" dedim.
"Bende büyüğüm!" Dedi.
"Daha 5 yaşındasın!" Dedim. Mavi gözlerinin üzerinde duran kaşlarını çattı
"Yine de büyüdüm ben!" Dedi.
Biz aramızda böyle tartışırken sesimizi duyan annem geldi.
"Afra? Ata? Neler oluyor yine?" Dediğinde Ata
"Anne ablam arkadaşıyla birlikte dışarı çıkıyor ama beni almıyor!" Dedi beni şikayet ederek.
"Anne Allah aşkına onluk bir yere mi gidiyorum ben!" Dedim. Annem
"Afra Allah aşkına şu Atayı da al yoksa burada kıyameti koparır bu" dedi.
"Anne olmaz!-" derken annem
"İtiraz istemiyorum. Atada gelecek" dedi sonra Ataya "Sende ablamla gidiyorsun fakat ablanın elini bırakmak yok" Diye tembihlerken Ata onayladı.
"Timam" dedi Ata sonra bana "Hadi gidelim abla" dedi. Ya sabır!
Oflarken "Tamam! Biz gidiyoruz" diyip Atanın elini tutarak evden çıktık.
Biz evden çıkmış birlikte yolda ilerlerken Ataya dönerek
"Bak şimdi. Sevgilimin yanına gidiyoruz. Sakın şımarma tamam mı?" Diye onu tembihlerken Ata
"Sevgilin mi var!?" Dedi. Onayladım.
"Evet. Ama bunu annemde dahil kimseye söyleme tamam mı?" Dedim.
"Elmas alırsan söylemem" dedi. Ne?
"Elmas mı?"
"Oyun için.." dediğinde sıkıntılı bir nefes verdim sonra
"Hayır sana Elmas yok-" derken Ata sözümü keserek
"O zaman ben koşarak eve gidip anneme söylüyorum!" Diyip tam kosacakken onu tutup kucağıma aldım.
"Tamam! Söz alicam sana Elmas! Ama bak söylersen o elmaları birdaha anca rüyanda alırsın" dediğimde Ata gülümsedi ve onayladı.
Hızla ilerlerken Atayı indirip tekrar elini tuttum. İkimizde ilerlerken Ata
"Sevgilin nasıl biri?" Dedi.
"Gidince görürsün" dedim.
Ata ile ilerlemeye devam ederken sokaktan çıktığımızda onu gördüm.
Siyah, büyük arabasının yanına yaslanmış beni bekliyordu. Bizi görünce ilk başta Ataya anlamayan bakışlar atarken sonra bana gülümsedi.
Ona iyice yaklaşıp gülümseyerek
"Selam.." dediğimde Arabaya yaşlanmasını bıraktı. Sonra bana
"Selam Ordu güzeli.." dedi. O sırada Ata hayranlıkla Atlasa bakarken
"Vaov..Bu adam çok havalı duruyor" dediğinde Atlas Ataya
"Sen kimsin delikanlı?" Dediğinde Ata bana bakarak sinsice gülümsedi. Sonra beni işaret ederek
"Ben onun çocuğuyum" dediğinde Ataya ters ters bakmam bir oldu.
Öncelikle Allah beni böyle bir çocuktan korusun..Amin.
"Saçma sapan konuşma Ata!" Diye onu azarlarken Ata güldü. Sonra
"Tamam abla" dedi. Atlas Atanın sanki kardeşim olduğunu önceden biliyormuş gibi güldü. Sonra
"Adın Ata demek..Ben Atlas" dedi. Ata
"Sen ablamın sevgilisi misin?" Dedi. Yok Ata eniştem.
"Evet.." dedi Atlas sonra bana bakıp alnıma öpücük verdiğinde
"Güzel Ablanın sevgilisiyim.." dedi. Gülümsedim...
"Neyse artık gidelim" dediğimde ikiside onaylayarak arabaya bindik. Tabii Ata arka koltuğa geçti. Biz Atlasla öndeydik.
"Nereye gidiyoruz?" Diye sordum Atlasa. Atlas
"Bildiğim sakin tam piknik yapmalık bir yer var" dedi. Ben anlayışla başımı sallarken Ata araya girerek
"Piknik mi yapıcaz? O yüzden mi ablam gecenin yarısında poğaça yapıp bana vermedi?" Dediğinde ona döndüm.
"Evet Ata ve merak etme gittiğimizde yersin" dedim. Atlas
"Poğaça mı yaptın?" Dedi. Onayladım.
"Sevmez misin?" Dediğimde bana bakarak.
"Senin elinin değdiği herşeyi severim.." dedi. Ben bu sözü ile gülümserken Ata
"Öpüşmeyin!" dedi. Atlas bu duyduğu ile kıkırdarken Ataya dönerek
"Sen araya girip durmasana" dedim. Ata onu azarlamam ile arkasına yaslanırken
"Orda park var mı?" Diye sordu. Atlas onayladı
"Evet. Oynayabileceğin bir park var" dedi.
Ata buna sevinirken hepimiz tekrar yola döndük.
Bir süre sonra Atlasın dediği o yere geldiğimizde bu yer yeşillik bir alandı. Atlas arabayı park edip indigimizde Bir elimle Atlasın elini diğer elimle Atanın elini tuttum.
Etraf yeşillik bir yerdi. Fazla kişi yoktu. En fazla iki aile vardı.
Ben alana bakarken Atlas kulağıma
"Buradan sonra gideceğimiz daha güzel bir yer var.." dedi sırıtarak. Ona merakla baktığımda elimi daha sıkı kavradı. Ata ise parka koşmak için elimden kurtulmaya çalışıyordu.
"Abla hadi gidelim!!" Dedi Ata kurtulmaya çalışarak. Ona döndüm.
"Tamam Ata. Sakın ol Park kaçmıyor ya" dedim. O sırada ilerlemeye başladık.
Biz üçümüz alana girdiğimizde çimlerin üzerinde el ele ilerlerken ellerinde gül tutan iki yaşlı teyze bize yaklaşarak gülümsedi.
"Ay ne mutlu ve huzurlu bir aile.." dedi biri. Aile mi?
Ben birşey diyemezken diğer Teyze Ataya
"Ay ne tatlı bir çocuksun sen? Annene çok benziyorsun" dedi.
Allah korusun teyzecim..
"Allah analı babalı büyütsün" dedi Diğeri. Ben hala konuşamazken Ata
"Sağolun teyze ablalar" dedi. O sırada teyze Atlasa bakarak
"Maşallah Allah huzurunuzu bozmasın oğlum" dedi. Diğeri ise bir gül uzatarak
"Gül almak ister misiniz?" Derken Atlas.
"Teşekkürler de..gerek yok" dedi. O sırada teyze
"Niye olmasın canım? Karına gül almak istemez misin?" Dedi. Atlas bana bakarak.
"O gül sevmez. Zambak sever" dedi. Bekle. Gül sevmediğimi nerden biliyordu?..
Gülü pek sevmezdim. Daha çok lale ve zambak seviyordum.
"AA gül sevilmez mi?" Dedi teyze bana
"Ben sevmiyorum" dedim nazikçe. O sırada Ata araya girerek
"Ben gül istiyorum!" Dedi. İşte başlıyorduk.
Ata böyleydi. Onu her Bir yere getirdiğimizde illa birşeyler alıcaktı.
"Gülü napacaksın Ata?" Dediğimde Ata inatla mızmızlanarak
"Banane istiyorum!" Dedi. Atlas o sırada kadına
"Tamam. Bir gül alalım" dediğinde kadın gülü uzattı. Atlas önce parayı uzatıp sonra gülü aldığında kadınlar teşekkür edip uzaklaştı. Bizde ilerlemeye devam ettik.
Atlas gülü Ataya verdiğinde Ata gülerek Gülü aldı...
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
BOLUM SONUUUUU
BU BOLUMU NASIL BULDUNUZZZ??
BU ÜÇLÜYÜ SEVDINIZ MII?
SIZCE DIGER BOLUMLERDE NELER OLUCAKKK?
NEYSEEEE O ZAMANNNNN GORUSURUUUUUUUUUZZZZ💫🤍🫶🏻
🫀🌸SEVİLİYORSUNUUUUUZZZ<3🌸🫀
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
147.67k Okunma |
10.01k Oy |
0 Takip |
52 Bölümlü Kitap |