35. Bölüm

♥︎: "Seni seviyorum"

Tomtem_floria
tomtemm_floria3

☆☆☆☆☆☆☆☆☆

Gözlerim yavaş yavaş açılıp, Etraf tekrar aydınlandığında uykulu bir şekilde gözlerimi ovuşturdum. Kendimi daha iyi hissediyordum.

Yatakta etrafıma baktığımda Atlas yanımda yoktu. Belli ki ben uyurken gitmişti ve içeriden sesler geliyordu.

Halamlar dönmüş olmalıydı..

Hala üşüyor ve büyük bir ihtimalle devam eden ateşime rağmen yatağımdan kalktım. Üşümemi belki azaltır diye bir hırka giydim.

Yavaş adımlarla odadan çıkıp salona, girdiğimde mutfaktan harika bir kek kokusu geliyordu.

Salona gelirsek babaannem ve Halam içerde namaz kılıyordu. Hüma ise işten gelmiş, koltukta kitap okuyordu.

Hüma beni farkedince bana baktı.

"Daha iyi misin?" Dedi. Hasta olduğumu oda biliyordu. Onaylayarak bende koltuğa oturdum.

"Nasıl geçti günün?" Diye sordum. Tabii sesim kısılmıştı.

"Bilirsin. Aynı" dedi. Başımı anlayışla salladım sonra

"Halam kek mi yapıyor?" Dedim.

"Evet" dedi. O sırada namaz kılan halamdan bir ses duyuldu.

"Allahu Ekber!" Dedi Halam yüksek sesle. Hümayla anlamayarak birbirimize baktık.

"Annem kendisini kaptırdı herhalde." Dedi Hüma. Anlayışla başımı salladım. O sırada Halamdan tekrar bir ses duyuldu.

"Allahu Ekber!" Dedi Halam. Humayla tekrar önce Halama sonra birbirimize baktık.

"Bence birşey diyor" dedim.

"Ne diyor ki?" Dedi Hüma. O sırada Halam tekrar

"Allahu Ekber!" Dedi.

(YAZAR NOTU: ARKADAŞLAR BU SAHNE HICBIR DINI VEYA IBADETI KOTULEMEK AMAÇLI YAZILMAMIŞTIR♥︎ ZATEN BUNU ANLADIĞINIZA EMINIM AMA YINEDE BELIRTMEK ISTEDIM♥︎)

Biz Hümayla bu bilmeceyi çözmeye çalışırken mutfaktan gelen ateş kokusu ile aydınlandım..

Keki diyordu..

"Hüma kek!" Dedim hızla.

"Ne keki?" Dedi mal kuzenim.

"Mutfaktaki gerizekalı! Kek yandı!" Dediğimde Hüma ile hızlıca ayaklanıp mutfağa koştuk.

mutfağa geldiğimizde Fırının içinden dumanlar fırlıyordu.

"O fırına kim eller?" Dedim. O dışına dokunmak bile imkansızdı. Daha uzaktan sıcaklık bize geliyorsa ellediğimizde elimiz kim bilir kaç derece yanardı.

Huma hızlıca eline fırın eldivenlerini giyip fırına yaklaştı.

Hüma fırına yaklaşıp hızla fırını açarken fırının içindeki dumanlar tüm mutfağı esir almıştı.

"Hay böyle işin!" Dedi Hüma. Sonra fırının içindeki keki aldı.

Tabii o şeye artık kek dersek..

Huma keki tezgaha koyduğunda kek simsiyah ve erimiş gibiydi. Üzerinden dumanlar çıkmasını saymıyordum.

"Yanmış.." dedim keke bakarken.

Biz yanmış keke bakarken halam namaz kılmayı bitirmiş olucakki mutfağa geldi.

"Kek yandı değil mi?" Dedi sinirli bir tonda. Biz onaylarken bizi azarlayarak.

"Aferin! Vermeye çalıştığım mesajı anlamazsanız böyle olur işte!" Dedi.

"E anne biz o mesajı nerden anlayalım Allah aşkına? " Dedi Huma.

"Ya illa mesajı anlamanız gerekmiyor ki! İnsan keki kontrol etmeyi hiç mi düşünmez?" Dedi Halam. Sonra

"Neyse..camı açında içerisi hava alsın" dediğinde onaylayarak pencereyi açtım.

İkimiz Hümayla mutfaktan çıkarken Hüma

"Yalnız keke yazık oldu.." dedi. Öksürürken başımı salladım. Öksürük tutmuştu.

Biz salona geçip, tekrar koltuğa oturdugumuzda kapı çaldı.

"Sen otur ben bakarım" diyip kapıya ilerleyip kapıyı açtığımda Bu Abimdi..

"Abi?" Dediğimde abim

"Afra? İyi misin? Hasta olmuşsun?" Dedi hızlıca içeri girip elini alnıma koyarken.

"Daha iyiyim.." dediğimde abim hala ateşimi kontrol ediyordu.

"Ateşin biraz yüksek. Üşüyor musun? Boğazın acıyor mu? Yada başka bir yerin?" Dedi. Abimin art arda gelen sorularına cevap vererek.

"Biraz üşüyorum, boğazım acıyor ve başka bir yerim acımıyor" dedim.

Abim beni sırtımdan destekleyerek salona getirdi. Koltuğa oturduğumuzda Huma

"Selam Yağız Abi" diyince abim onu başıyla selamladı. Sonra bana

"Yemek yedin mi?" Dedi.

"Yemek yiyesim yok. Sadece biraz çorba içtim" dedim.

"Yemek yemen gerek. Rengin bile solmuş" dedi. Açıkçası dışarıdan nasıl göründüğümü bile bilmiyordum.

"Gerek yok abi..Aç değilim" dedim.

"Gerek yoğk abiğ! Aç değilim!" Dedi abim sinirle sesimi taklit ederek. Tabii daha çok sesi karga gibi çıkmıştı ama..abim Sonra "Sen delirdin mi kızım? Yemek yemen lazım." Dedi.

Sesimi taklit etmesi ile Hüma kıkırdarken ben ise sinirlenip yastıkla kafasına vurdum. Benim sesim öyle değildi.

"Benim sesim öyle değil" dedim yastıkla saldırırken

"Öyle" dedi sonra yastığı tekrar kavrayıp çekerken artık yastık onun elindeydi. "Ayrıca hasta insan böyle mi olur? İyisin sen" dedi.

Yine öksürürken birsey demeyerek yastığı ondan alıp yerine koydum.

O sırada tekrar kapı çaldı.

"Maşallah bugünde gelenimiz çok" dedi Hüma. Kapıya yönelip kapıyı açmaya gittiğimde abim beni engelleyerek

"Sen dur ben açarım." Dedi. Onu onaylayarak tekrar koltuğa oturduğumda abim kapıya gitti..

Abim içeri geri geldiğinde elinde bir kalpli kutu, ve bir buket zambak vardı.

"O ne abi?" Dedim. Abim kutuya bakarken. Kutunun üzerinde bir not vardı.

"Notunda 'çabuk iyileş Ordu güzeli' yazıyor" dedi abim.

Ordu güzeli mi?

Bu Atlastı..onları bana göndermişti..

İşte şimdi sıçmıştım..

"Kim gönderdi bunu?" Dedi Abim bana. Niye hemen bana bakıyor ki!

"AA.." Ben birsey bulmaya çalışırken huma beni korumak için hızlıca araya girerek.

"aa Kaya olmalı..ondan biraz romantik olmasını istemiştim de.." dedi Huma abimin elinden çiçek ve kutuyu alarak.

"İyide sen zambak sevmezsin ki Hüma?" Dedi Abim şüpheyle. Evet. Benim aksine huma zambaktan nefret ederdi.

"Kim demiş ayol? Ben zambaklara bayılırım" dedi hüma

"Ayrıca notta hasta olduğun yazıyor.. sende mi hastasın?" Dediğinde Hüma

"Tabii bende hastayım." Dedi Huma sonra elindeki kutu ve çiçekle uzaklaştı. Abim hala şüpheci bakışlar atarken belli ki sorgulamayı bırakmıştı.

Rahat bir nefes verdim. Sağol be Huma..

O sırada hüma odadan geri geldiğinde elinde uno kartları vardı.

"Bakın ne buldum" dedi uno kartlarını gösterirken.

"Uno mu onlar?" Dedi Abim.

"Yok Okey. Neye benziyor abicim?" Dediğimde abim bana ters ters baktı.

"Oynayalım mı?.." dedi Hüma.

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

"Rahmetli Dedemin ruhunu ortaya koyuyorum!" Dedi huma uno kartını atarken

"Tövbe de Huma!" Dedi Halam.

"Kocamı bu işe karıştırmayın" dedi babannem. Ben ise sonraki hamleyi bekliyordum.

"Sıra kimde?" Dedi Abim.

Şuan hepimiz masaya oturmuş uno oynuyorduk. Aslında ilk başta sadece ben, abim ve Hüma oynayacaktık fakat babaannem ve halamda bize katılmıştı. Bence sorun değildi. Hatta daha çok eğlenceliydi.

"Sıra halamda" dediğimde Halam kartı attı. Şuan oyun çok çekişmeliydi.

Sıra babaannemde olduğu için kartını attığımda abime baktım. Benden sonra sıra ondaydi ve tek bir kartı kalmıştı

Hızlıca +4 kartımı atarak

"Kart çekin yoksa kart çek abi." Gülerek bunu dediğimde abim mecburi olarak kart çekerken bana sövdüğünü hissediyordum

Oyun devam ederken sonunda son kartımı atarak

"Uno! Ben kazandım!" Dedim sevinçle. Ben zafer dansı yaparken diğerleri söyleniyordu.

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

Aradan saatler geçmişti ve gece olmuştu. Abim gitmişti. Odaya girdiğimde Atlasın biraktigi o kutuyu gördüm.

Kalp şeklindeydi..

Kutuya yaklaşıp kutuyu elime aldığımda orta boy bir kutuydu. Çok güzel duruyordu. Kutuyu açtığımda içinde birsuru çikolata vardı. Çikolataya bayılan biri olarak..

Çikolatalara bakarken gözlerim parladı. Hızlıca bir paket alıp yedim.

Çikolatanın tadı ağzımın içinde dağılırken telefonumu elime aldım ve o numaraya girdim.

(Siz): hediyen için teşekkür ederim..

(♥︎): Teşekkür etme Ordu güzeli.. daha nasılsın?

Evet. Onu böyle kaydetmiştim.

(Siz): daha iyiyim.

(♥︎): ateşin hala var mı?

(Siz): çok az var

(♥︎): ama hala var?

(Siz): Evet.

(♥︎): ilaç içtin mi?

(Siz): Hayır

(♥︎): ne olur ne olmaz bir ilaç iç. Eğer ateşin yükselirse haber ver tamam mı?

(Siz): Tamam :)

(♥︎): (:

(♥︎): Kendine dikkat et Ordu güzeli.. seni seviyorum

Seni seviyorum kelimesi ile kalbimin hızlandığını hissettim. Dudaklarımda bir gülümseme oluştu.

(Siz): bende seni seviyorum Atlas :)

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

BOLUM SONUUUU

BU BOLUMU NIŞANDA YAZMAM SAKA MI?? (AKLIMA AFRA VE ATLASIN TANIŞMA SAHNESI GELDI YAA)

NEYSEEEEE

ŞU "SENI SEVIYORUM" YERI SIZCE GUZEL OLDU MU YAA??

SIZCE YENI BOLUM NASIL OLUCAKKK?

SON OLARAAKK GORUSURUUUUUUUUUZZZZ🤍🫀🫠

Bölüm : 18.01.2025 18:43 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...