"Biz, gürültüyü nefes sanan bir çağda, sadece fısıltıları arayanlarız." Bu kitap, aşkın en karmaşık, en yakıcı ve en dingin hallerine yazılmış bir mektuptur. Burada zaman, sadece kavuşmaların ve ayrılıkların ritmine göre akar. Şair, ruhun en derin katmanlarında saklanan o kıyısız denizin sırrını çözmeye çalışıyor; bir yanda fırtınanın gücü, diğer yanda mendireğin sarsılmaz huzuru. Eğer aşka dair ne varsa, kalbinizin ortasında bir kor gibi taşıyorsanız; eğer bir bakışın, bir dokunuşun sonsuzluğu barındırdığına inanıyorsanız… Bu dizeler, sizin için yazıldı. Her şiir, yeniden başlanacak bir yara, yeniden inanılacak bir mucizedir. Şimdi, okyanusun sesiyle değil, kendi kalbinizin uğultusuyla yüzleşme vakti.

Şiir Hayat gibi başı ve sonu olan, İçerisinde umut, mutluluk ve hayaller barındı

Bu bir şiir kitabı. Ama öylesine yazılmış dizeler değil. Bu, 28 Eylül 2024 sabahı saat 05:30’da annemi kaybettiğim an içimde kopan sessizliğin sesi. Ben o sabah bir evlat olarak eksildim. Sadece birini değil, sığınacak bir omuzu, bir duayı, bir kokuyu, bir gülüşü yitirdim. Kalemim elimde titredi, gözyaşım kâğıda düştü, ve kelimeler birer ağıt oldu. Bu kitapta anneme yazılmış şiirler var. Hepsi içimden geldiği gibi, düzenlemeden, saklamadan, süsleyip örtmeden… Gerçek bir acının yalınlığıyla. Eğer bir gün annenin sesine uyanamayacak kadar büyüdüysen, ya da hâlâ onun yokluğuyla küçülüyorsan içten içe… Bu sayfalarda seni de anlatan bir şey var. Çünkü bu sadece benim değil, annesini kaybeden her evladın şiir kitabı.