“Bazı yaralar zamanla geçmez… Bazılarıysa tam geçti sanırken kanar.” Arin Altan, çocukluğundan beri kalbinin en derin köşesinde sadece birini sevdi: Teoman Demirhan. Aynı mahallede büyüdüler, aynı sokakları paylaştılar. Arin hep sustu, duygularını içinde tuttu. Ta ki lise yıllarında Teomanın onun sevdiğini öğrenene dek… Ve sonunda sevgili oldular. Ancak mutlulukları uzun sürmedi. Teoman, iki yıllık askerliğe gittiğinde her şeyin geçici olduğunu sanan Arin, geri dönüş zamanı geldiğinde ondan hiçbir haber alamayınca endişelendi. İzmir’den Samsun’a uzanan bir yolculukla onu bulmaya karar verdi. Ve buldu da… ama yanında başka bir kadınla. O gün Arin’in kalbinde bir şey sonsuza dek kırıldı. Aşka olan inancını yitirdi. Hayatına devam etmeye çalıştı, kendini mesleğine verdi. Aradan geçen iki yılın ardından hayatına Sarp Yalçın adında gizemli bir adam girdi. Başta Arin, Sarp`ın sadece geçmişin acılarını unutturacak biri olduğuna inandı. Fakat işler hiç de düşündüğü gibi gitmedi. Sarp, büyük bir yeraltı mafyasının lideriydi. Arin ondan ayrıldığında tehditler başladı. Önce sözlüydü. Sonra, bir gün abisini yoğun bakımda görünce her şeyin şaka olmadığını anladı. Polise gitmek istedi, ailesine anlatmayı denedi. Ama ne zaman gerçeği açığa çıkarmaya çalışsa, sevdiklerinden biri zarar gördü. Arin artık sadece bir kalp kırıklığıyla değil, hayatını alt üst eden bir kâbusla baş başa.