“Okulda ders var sanıyorsun ama asıl sınav; aşk, kavga ve dostlukta. Lina, Aras ve tayfa bu sınavdan nasıl çıkacak.? ”

O gece gökyüzü bile susmuştu. Küçük kız, ellerini titreyerek gökyüzüne uzattı. Bulutlardan süzülen her bir kar tanesi tek bir kelimeyi fısıldıyordu: Kaç. Avuçlarına düşen her kristal tanesi, derisini keskin bir bıçak gibi yırtıyordu. Buz gibi soğuk, kanına karışarak onu daha da berrak hale getiriyordu. Ama kaçmadı. Direndi. Yara izleri derinleşti, bıçak etini daha acımasızca kesti. Sonra biri, o açık yaralara tuz serpti. Ve o, kabullendi. Ölüme daha fazla yaklaştı. Açık kitaplar kapandı. Son cümleler yazıldı ama kimse arkadaki gerçeğe el sürmedi. Ilgın Tanrıkulu ölüydü, ilk doğduğu andan itibaren..

Sokakta,onunla göz göze geldiğimde nefesim kesildi. Ne bir kelime edebildim ne de kaçabildim. Kaçırıldım... ama en çok kalbim. Şimdi soruyorum kendime :bu gerçekten bir esaret mi yoksa uzun zamandır bekledigim bir kurtuluş mu? Kalbimi ondan korumak mı zor ,yoksa ona teslim olmak mı.

Klara Lantsow 7 Şubat 2012 yılında annesiyle kayıplara karışır ve Amerika`da ses getiren bu dava yıllarca çözülememiş ve tozlu raflara kaldırılmıştır. Ta ki Jakson Lantsow`un gördüğü rüya ile kızını bulma arayışına geri döner ve kızını bulması için Türkiye`ye namı değer Void`i görevlendirir.

𝐵𝑖𝑟 𝑘𝑖𝑡𝑎𝑝𝑡𝑎 𝑜𝑘𝑢𝑚𝑢ş𝑡𝑢𝑚 𝑠𝑒𝑣𝑚𝑒𝑘 𝑒𝑟𝑘𝑒ğ𝑒, 𝑠𝑒𝑣𝑖𝑙𝑚𝑒𝑘 𝑘𝑎𝑑ı𝑛𝑎 𝑦𝑎𝑘ışı𝑟𝑚ış. 𝐵𝑢 𝑘𝑎𝑑𝑎𝑟 𝑠𝑒𝑣𝑖𝑙𝑑𝑖ğ𝑖𝑚𝑖 𝑖𝑙𝑘𝑘𝑒𝑧 ℎ𝑖𝑠𝑠𝑒𝑡𝑡𝑖𝑚 𝑏𝑎𝑏𝑎 𝑠𝑒𝑣𝑔𝑖𝑠𝑖 𝑔ö𝑟𝑚𝑒𝑚𝑖ş 𝑏𝑖𝑟 𝑎𝑑𝑎𝑚𝑑𝑎𝑛... 𝐵𝑒𝑛 ℎ𝑒𝑝 𝑑𝑢𝑎 𝑒𝑑𝑒𝑟𝑑𝑖𝑚 𝑅𝑎𝑏𝑏𝑖𝑚𝑒 𝑘𝑎𝑟şı𝑚𝑎 ℎ𝑎𝑦ı𝑟𝑙ı𝑠ı𝑛ı 𝑘𝑜𝑙𝑎𝑦𝑙ı𝑘𝑙𝑎 𝑎𝑓𝑖𝑦𝑒𝑡𝑙𝑒 𝑘𝑎𝑟şı𝑚𝑎 çı𝑘𝑎𝑟 𝑑𝑖𝑦𝑒. 𝐵𝑖𝑟 ş𝑒𝑦 𝑎𝑛𝑙𝑎𝑑ı𝑚 𝑘𝑖 𝑅𝑎𝑏𝑏𝑖𝑛𝑒 𝑔ü𝑣𝑒𝑛𝑒𝑛 𝑦𝑜𝑙𝑑𝑎 𝑘𝑎𝑙𝑚𝑎𝑚ış...

Çılgın Deli aşk...

Herkes hayatında berbat dönemlerden geçmiştir.Yasmin ve Emir o dönemlerinde kalplerine merhem gibi gelecek insanları bulmuşlardır bunlar birbirleridir.Fakat sırlar,gerçekler gün yüzüne çıktığında herşey aynı olmayacaktır.

"Bazı anılar vardır; üzerinden ne kadar zaman geçse de teninden, kokundan, kalbinden silinmez..." Barlas Akdeniz, Kara Harp Okulu`nun son sınıf öğrencisi... Disiplinin, sorumluluğun ve kuralların arasında şekillenmiş bir genç adam. Ama geceleri uyutmayan bir şey var: geçmiş. Bir dershane sırasından gelen bakış, atışmalarla büyüyen bir bağ ve yarım kalan bir ihtimal...İmera. Sadece adıyla bile içini titreten, yokluğuyla bile varlığını hissettiren bir hayal gibi. Bir gece gördüğü rüya, ardından cebinde bulduğu eski bir not... Hepsi, Barlas`ı yıllar önce bırakmak zorunda kaldığı o anlara geri götürür. Bir sigara dumanında gizlenen anılarla, parkın sessizliğinde yankılanan geçmişin gölgesinde; Barlas, bugünü ve geleceğiyle yüzleşmek zorundadır. Geçmişin Gölgesinde, kalbin unuttuğunu sandığıyla yüzleşmesinin; sevmenin, vazgeçmenin ve yeniden başlamanın hikâyesi...

Herşey çoktan bitmiş miydi? Yoksa yeni mi başlıyordu? Ben bambaşka hayaller kurarken hayatın bana kahkahalarla gülme şekliydi belkide bu yaşadıklarım. Hayır ama ben kolay pes eden birisi değilim. Düştüm yandım öldüm ve küllerimden bambaşka bir ben olarak geri döndüm. Bekle beni hayat şimdi seninle görülecek kapanmamış hesapları kapatmaya geliyorum. Ben Kardelen Hazan Yazgı. Bu oyunu artık kendi kurallarımla oynuyorum herkese ve herşeye inat...

TAMAMEN SENERYO ÜZERİNE YAZILMIŞTIR.KURUM VE KURULUŞLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR.GERÇEK HAYATLA HİÇBİR ALAKASI YOKTUR . !!!

Ünlü bir şarkıcının zirvedeki hayatı, aşk ve hayal kırıklığı arasındaki ince çizgide yürürken aniden alt üst olur. Bir ödül töreninde karşılaştığı gizemli adam, hayatının en büyük sırrını saklamakta ve bu sır, tüm hayatını değiştirir. Bu tutkuyla dolu ve yıkıcı aşk hikayesi, kimliklerin ve duyguların çatıştığı, kalp kırıklığının derin izler bıraktığı bir yolculuğa dönüşür. Kaderin bir oyunu, bir aşkın sarsıcı gerçeği ve müzikle örülmüş bir hayat…

Akın Büyükay&Efsan Demir