Şu hayatın hengamesinde bir nefes almak, soluklanmak ister insan. Nefese, yürekten yazılan şiirlere ve anlam arayışına ihtiyacınız varsa buyurun, DEM-İ HELBEST sizlerle... Şiir şifadır, birde yanında çay varsa... Çaylar bizden.🌻 🌻Şiirler Şahsıma Aittir.🌻

Gökçe 26 yaşında idealist bir öğretmendir babasının baskısıyla aile şirketinin geleceği ve iki zengin ailenin ortaklığı adına sevgiye değil mantığa dayalı bir evlilik yapmak zorunda kalır Yavuz ise 28 yaşında disiplinli ve işine kapanık bir polistir İkisi de bu evliliği bir görevi gibi görür başlar aralarında yalnızca bir anlaşma vardır ancak zamanla zorunluluktan doğan bu birliktelik küçük anların ve paylaşmaların etkisiyle gerçek bir aşka dönüşmeye başlar Aşk bazen en beklenmedik yerlerde ve en pahalı anlaşmalarda bile filizlenebilir...

Tunceli’nin Ovacık ilçesine bağlı, dağların kucağındaki Derebağ köyü… Bu köyde, doğduğundan beri dışlanan, zihinsel engelli bir genç kız yaşamaktadır: Elif Yalın. Elif’in dünyası sessizlikten, çiçeklerden ve babaannesi Zehra’dan ibarettir. Köy halkı onun masumiyetini göremez; bir iftira sonucu Elif daha da yalnızlaştırılır. Yakındaki askeri birlikte görev yapan Yüzbaşı Ali Demir, bir operasyon sırasında yolu köye düşünce Elif’le karşılaşır. Onun sessizliğinin ardında gizli olan masumiyeti fark eder. Elif’in gözlerinden yansıyan tertemiz bir dünyanın varlığı, Ali’nin kalbine dokunur. Zamanla aralarındaki bağ sessiz ama derin bir sevdaya dönüşür. Ancak kader onları sınar. Bölgedeki terörist grubun lideri Şiyâr, Ali’ye zarar vermek ve köyü sindirmek amacıyla Elif’i kaçırır. Bu olay, sadece bir operasyon değil; Ali’nin aşkı, inancı ve kararlılığıyla girdiği büyük bir sınavdır. Zorlu bir mücadele sonunda Elif kurtarılır. Bu olay hem köyün hem de Elif’in kaderini değiştirir. Ali, Elif’in elini tutar, onu korur, sahiplenir ve sevginin engel tanımadığını herkese gösterir. Ve sonunda, dağların eteklerinde çiçeklerle bezenmiş küçük bir düğünle, bu sessiz sevda sonsuz bir huzura kavuşur.

2 yıl önce boşanan bir çiftin, kızları için yeniden bir araya gelmesi... Her şeyi geçmişte bırakmış gibi yapsalar da, bazı duygular sessizlikle geri döner. Aşk artık adı anılmayan bir şeydir belki, ama göz göze gelmemek mümkün değildir. Ve bir çocuk, bazen iki yetişkinin birbirine itiraf edemediği her şeyi fark eder. Bu, bitmiş gibi duran bir hikâyenin, sessizce devam ettiği bir yerden başlıyor. ___________________ "Şu yaşıma kadar acı peşimi bırakmamıştı. Düşüyordum, dizlerim kanıyordu; avuçlarımın içleri paramparçaydı ama bir şekilde kalkıyordum, zor da olsa. Ama sonra onlar girdi hayatıma. Her düştüğümde biri sağ kolumu, diğeri sol kolumu tuttu; kaldırdılar beni. Eğer olur da bir gün ayrılırsak, giden ben olmalıydım. Çünkü eğer ben kalırsam, bir daha düştüğüm yerden kalkamazdım." Efsun Arel