Ay ışığının solgun yüzünde, geçmişin hayaletleri bir ruhu esir alıyor. Kaybettiği aşkın acısıyla yaşayan bir kız, zamanla gerçekle hayali karıştırmaya başlar. Her gece, günlüğüne yazdığı satırlar, unutulmuş bir aşkın ve çözülen bir aklın aynası olur. Geçmişin ışıltılı anları, şimdi karanlık bir gölge dansına dönüşür. Rüzgârın fısıltıları, hayaletin nefesine karışır. Piyanonun melankolik melodisi, deliliğin şarkısına dönüşür. Gerçek ve sanrı arasındaki ince çizgi silinirken, kız, hayaletin pençesinde kaybolur. Bu, bir aşkın insanı nasıl deliliğin sınırlarına sürükleyebileceğinin, geçmişin lanetinin bir ruhu nasıl alabileceğinin hikâyesi. Siz, bu karanlık labirentte kaybolacak, hayaletin fısıltılarını duyacak ve deliliğin dansına katılacaksınız.