*Bir Dilim Aşk* Her aşk bir tarifle başlar… Ama bazıları kalpten yazılır. Ünlü bir oyuncu olan Alara, kalabalıkların arasında yalnızlığına sığınmışken, hiç beklemediği bir yerde, bir kafenin mutfağında kendi gibi yaralı ama umut dolu bir aşçıyla karşılaşır: Efe. Sessizliğin içindeki tat, geçmişin izleri ve geleceğin umutları bir dilim pastayla başlar. Bir kahve kokusunda, bir tart hamurunda, bir bakışta filizlenen bu hikâye; sıcak, romantik ve içten bir yolculuğa dönüşüyor. İki yabancı, kaderin tatlı bir oyunu sayesinde yollarını bulurken, aralarındaki mesafe bir dilimle kapanacak mı? Alara ve Efe`nin aşkı; şehrin gürültüsünde, mutfağın telaşında ve kalbin en derininde pişiyor. *Bazen bir tatlı yetmez... Bir ömür ister.*

~Hassiktir lan hamileyim "NEEE" "KNK SEN NAPTIN" ~aa ..... "ANNELİK BUMU LAN 6 AYLIK ÇOCUĞU O SOĞUKTA KAPIMA BIRAKMAKMI LAN SENİN AMACIN NEYDİ " ~ZORUNDAYDIM "YAPMA ELAY KİMSE ZORUNDA DEĞİLDİ SEN BANA SÖYLESEYDİN BEN SANA ÇOK İYİ BAKARDIM"

Eylül hayatındaki en önemli krarlardan birini alamıyordu. Aşk mıydı kariyer miydi o da bilmiyordu Kalbindeti ateş sönmeyen bir kandilen ibaretti...

Defne kullanmadı ikinci adıyla mira_apo diye fake hesap acıyı ve 2 3 senedir plotonik aşına yazıyı ama 1 ay 1 ay sonra defne mira...

Anonomin tam kenini açıklamaya karar verdiğinde onu bulan ana karakterimiz.... Küfür,argo bulunmaktadır.

Genç bir liseli ne kadar aşık olup ne kadar hayal kırıklığına uğrayabilir ki? Elif DSİ volleyball~ ilk kitap

Zorla evlenip aşka dönen bir aşk kitapı... ------------------------------<3------------------------------ Keşke bu gün ölseydimde uyanmasaydım... Ben çok acı çeken biriyim babam annemi öldürdüğüden beri hiç rahat değilim dövmeler şiddetler bağırmalar hep var. Babam beni hiçbir zaman sevmedi sevmicekte...

yılar sonra bulunan salsa partneri...

Nazli her seyden habersiz kuzenine misafirlige gidiyordu, nereden bilebilirki efe yuzunden basina onlarca sey gelebilicegini?

Birbirlerinden haberleri olmayan, iki farklı hayatta yaşayan bir prens ve bir de prenses varmış. Prens her zaman önüne sunulan imkanları akıllıca kullanır, hayatına doyasıya yaşamayı severmiş. Ancak prens kurallarını kendi yazmayı tercih eder ve sınırlara her zaman karşı olan biridir. Ailesinin üst düzey bir konumda olması bazen onun için ağır gelmektedir. Bu yüzden o çok zor bir karakterdir. Prenses ise kendi bağımsızlığını kazanmak için bulunduğu konuma isyan bayraklarını ve hayatta tek başına mücadele savaşına kendini adamıştır. Sade bir hayat, istediğini istediği zaman yapabilmek onun için altın bir tahtın üzerinde oturmaktan çok daha iyiydi. Prens ve Prenses bir balo gecesine kadar birbirlerini görmemişlerdi. Tanrı istiyordu onları ama onların kalpleri birbirlerine hazır mıydı? Daha doğru her peri masalındaki Prens ve prenses gibi sonsuza dek mutlu yaşayabilirler miydi?