Bugün doğum günümüzdü.. Herşeyin başladığı o lanet gün! Şimdi ne olacaktı? Hiçbir şey olmamış gibi mi davranacaktık? Bu mümkün değildi. Herşey bundan sonra başlayacaktı... ~~~~ "Bana neden beyaz kardelen diyorsunuz?" Bunu hep merak etmiştim. Geldiğim günden beri bunu bana karşı hep dile getirirdi. "Kardelenin iki hikayesi vardır. Ama ben hep birincisine inanırım." Bakışlarımız kesiştiğinde sessizce onu dinliyordum. "Kardelen çiçeği güneşe aşık olur. Fakat yapısından dolayı güneş görmez. Bunun için hep tanrıya dua eder. Tanrı bir gün onu huzuruna çağırır ve kardelenin ne istediğini sorar, kardelen de tanrıya güneşi görmek istediğini söyler. Tanrı ona düşünme zamanı verir çünkü acele ettiğini düşünür. Ve kardelen karar verir en azından kısa bir süre bile olsa onu görmek ister. Bu isteğine karşı koyamaz. Kardeleni cesaretinden dolayı tebrik eden Tanrı, onun bu isteğini yerine getirir. Bir gün güneşin tepede göründüğü bir an toprakların tamamını saran karları delerek güneşe selam vermek isteyen kardelen, narin yapısı dolayısıyla daha fazla dayanamaz ve orada can verir. Ve geriye onun bu cesur hikayesi kalır." ~~~~ "Neden buraya geldik?" Diye soran gözlerle ona baktım. "Çünkü sen suyu seviyorsun, ne zaman ihtiyacın olsa buraya geliyorsun." Şaşırmıştım. O bunu nasıl biliyordu? Sorgular gibi baktım oda sırıttı. "Bazen birşeyleri yazıp saklama konusunda iyi olamıyorsun beyaz kardelenim." Bu maceramızda varmısınız?