[ askeringuncesi ] - Etiketin'de Kitap Listesi
tamamlandı 1h önce tamamlandı
Askerin Güncesi: Topçunun Güncesi
@tuksukerdem
Okuma
40
Oy
29
Takip
2
Yorum
2
Bölüm
6
Bu serinin zamana göre 2. Kitabıdır o yüzden ilk Piyadenin Güncesini okumanız önerilir.
Askerin Güncesi: Tank Topçusunun Güncesi
21 Ekim 1944 . Müttefikler ilerliyor. Zaferin kokusu havada ama bu koku, barut ve yanık yağ kokusuyla karışık.
Jack Edward`ın piyade olarak yaşadığı açık cephe kaosu bitti. Şimdi savaş, Daniel White için çelik bir tabutun içinde devam ediyor. Daniel bir Tank Topçusu. Dış dünya, kalın zırhın ve dar görüş menfezlerinin ötesinde, boğuk bir tehdit. Sorumluluğu tek: Hata yapmamak. Tek bir titreme, yanlış bir nişan, tüm mürettebatın canlı canlı yanması demek.
Bu, yalnızca düşman tanklarıyla değil, klostrofobi, mürettebat içi gerilim ve anlık ölüm korkusuyla verilen psikolojik bir savaştır. Müttefik üstünlüğü altında bile, Daniel`ın dünyası yalnızlık, gürültü ve titreyen ellerden ibarettir. Zırh, onu dışarıdaki mermilerden korurken, zihnini içeride hapsediyor.
Kitap, zaferin kesinleştiği günlerde bile, insan ruhunun savaşın ağırlığı altında nasıl ezildiğini ve izole edilmiş bir çelik kutunun, nasıl kişisel bir cehenneme dönüştüğünü anlatıyor.
Daniel White`ın bu dar, gürültülü kabinin içinde ne kadar süre insan kalabileceğini keşfedin.
devam ediyor 1h önce güncellendi
Askerin Güncesi: Sıhhiyenin Güncesi
@tuksukerdem
Okuma
0
Oy
0
Takip
0
Yorum
0
Bölüm
0
7 Haziran 1944. Savaşın kâbusu Fransa`nın çamurlu vadilerinde dorukta.
Jack Edward, duygusal bir uyuşuklukla hayatta kaldı. Ama Gustavo Harper, bu cehenneme yalnızca ilk yardım çantası ve tabanca ile yakalandı.
Gustavo, bir Sıhhiye. Onun görevi öldürmek değil, durdurulamayan kan akışını durdurmaktır. O, cephenin en kanlı yerinde, merhamet ve görev ahlakının son sınırlarında mücadele eder. Diğerleri ateşe odaklanırken, Gustavo sürekli olarak başkalarının acısına maruz kalır.
Bu, kendi canını kaybetme korkusunun değil, kurtarılamayan her hayatın vicdan yükünün hikayesidir. Gustavo`nun güncesi, insanın merhamet kapasitesinin savaşın dehşeti altında nasıl hızla tükendiğini; ikincil travmanın bir askerin ruhunu nasıl sessizce yaktığını anlatıyor.