6. Bölüm

Chapter 5: Taht Yolculuğu

Fatih Öcal
storikay

Babamın ölümünü gördüğümde artık ruh halim değişmişti. Sanki artık hiçbir şey zevk vermiyordu. Beyaz geçitten çıktığımda kapı yeniden kırmızı bir hal almıştı. Dışarı çıktığımda yorgunluktan dolayı bayılmışım. Gözlerimi açtığımda Koloton'un kucağında yatıyordum. Kalktığımı fark ettiğinde gözlerini ovarak bana bakmaya başlamıştı.

Koloton: "Sonunda uyandınız efendim. Sizin uyanmanızı beklerken uyuya kalmışım özür dilerim."

Tokito: "Sorun değil, Kortus'a haber söyle saraya dönüyoruz."

Koloton: "Sarayınıza gitmek uzun sürer fakat bunu diyeceğinizi bildiğimiz için hazırdık."

Koloton kollarıyla tutup beni kaldırarak Tokito'yu kalenin dışına götürdü. Kapıda bekleyen kırmızı bir at arabası vardı. Koloton beni yavaşça Kortus'a emanet ederek "Siz ikiniz içeride bekleyin biz sizi güvenle götüreceğiz." dedi. Kortus beni karşısında bulunan koltuğa oturtarak yanıma oturdu. Ellerini ovarak benimle konuşmak istiyordu.

Kortus: "Efendim artık sizin için zor zamanlar başlıyor. Krallığın hakimi olacağınız yolculuk."

Tokito: "Hah, benim için en basit zamanlar bunlar."

Umarım öyle olur. Bir anda taht için savaşacağımı söylesem de herhangi bir planım yok. Sarayımda ne kadar asker var onu bile bilmiyorum. Güç gösterisi içinde yeteri kadar güçlü değilim.

Kortus: "Gergin göründüğünüz için endişeleniyorum efendim. Herhangi bir sorun mu var?"

Tokito: "Sadece kendimi güçsüz hissettim. Her ne kadar güçlü biri gibi görünsem de bu yanımı göstermeme izin verir misin?"

Kortus: "Merak etmeyin efendim yanımda güvendesiniz."

Tokito: "Teşekkür ederim Kortus. Tahtı ele geçireceğim ve seni resmi koruyucum ilan edeceğim!"

Kortus: "Benim tek istediğim sizin güvenliğiniz efendim. Değersiz canım önemli değil."

Kortus gerçekten çok nazik bir şeytan. Benim kötü tarafımı göstermeme gerek olmayan tek kişi. Sanırım sistem ona özel olarak izin veriyor bu işime yarar. Kafamı cama çevirdiğimde yeşillikleri gördüm. Doğa çok güzel görünüyordu. Uzun ağaçların yaprakları sallanıyor, küçük canavarlar etrafta dolanıyor, çiçekler güzel bir koku yayıyordu. Mavi ekran yeniden açılarak bir şey söyledi.

.

"Yeni mana bölgeleri elde edildi. Mana toplama kapasitesi %3 arttı."

.

Nerede diye gözlerim ararken sebebi uzun zamandır güçlenmediğim içinmiş. Sanırım tahtı istiyorsam biraz seviye atlamam gerekiyor. Benim gördüğüm şeyi görebiliyor mu veya seviyeleri biliyor mu? Ona sormak için hafif bir şekilde sesli konuşmaya başladım.

Tokito: "Bu dünyada seviyeyi nasıl belirliyorsunuz? Benim gördüğüm sanal bir ekran sende de var mı?"

Kortus: "Evet efendim bendede ondan var. Seviyelerimizi söylüyor ve büyülerimizi açıklıyor fakat yapabildiği bu kadar. Seviyenizi öğrenmek istiyorsanız içinizden söyleyin. Ben genelde power diyerek açıyorum."

Seviyemi öğrenmek işime yarar. Ne kadar güçlenmem gerekli onu öğrenirim. Sanırım kelimeleri söylemem gerekiyor. Power! İşe yaradı mı? Sanırım ekran kabul etmedi.

.

"Hatalı komut. Farklı bir sürüm kullanıyorsunuz lütfen *Rank* söyleyerek seviye paneline erişin."

.

Bende olan farklı demek. O halde yine söylüyorum. Rank! Bu sefer işe yaradı mı? Vay canına... Gerçekten burada çok fazla bilgi var.

.

Kullanıcı: Masajuka Tokito

.

Unvan: Şeytan Kral

.

Seviye: C/S

.

Mana Puanı: 349

.

Dayanıklılık: 23

.

Fiziksel güç: 342

.

C seviye yazıyor burada. Bir dakika bu düşük mü? Nasıl yükseltebilirim acaba. Sanırım büyü öğrenmem gerekiyor. Zamanla artar umarım eğer artmazsa güçsüz kalacağım. Güçsüz bir şeytan kralı kimse istemez.

Kortus: "Bulabildiniz mi efendim? Herhangi bir sorun var mı?"

Tokito: "Burada C/S diyor ne demek oluyor Kortus?"

Kortus: "Başta bulunan sizin mevcut seviyeniz çizgiden sonraki sizin ulaşabileceğiniz son seviyeyi belirler."

Tokito: "S seviye yüksek bir seviye mi?"

Kortus: "Ulaştığınız zaman çoğu varlıktan güçlü olursunuz fakat dikkat edin kahraman çok güçlüdür."

Kahraman acaba hangi seviyededir? Onunla tanışmak isterim ama sanırım beni görünce öldürmek isteyebilir. Babamı öldürdüğü için sinirliyim zaten. Acaba nasıl güçlenebilirim? Hızlı bir şekilde güçlenmem lazım.

Tokito: "Hey, aracı kullanan çöp ne kadar kaldı? Yürüyerek daha hızlı ulaşırdım!"

"Üzgünüm efendim birazdan orada oluruz."

Tokito: "Ne kadarda sıkıcı bir yolculuk."

Kortus: "Kafanızı çok fazla yormayın efendim. Bazen sakin olmak iyidir."

Tokito: "Eh, doğru söylüyor olabilirsin."

Uzun bir yolculuk sonrası güney bölgesinde bulunan saraya ulaşan Şeytan Kral askerlerle dolu olduğunu görünce biraz şaşırdı. Şeytanların koruduğu, bembeyaz duvarları ve çok büyük demir bir kapısı olan saray onun gözünü büyülemişti. Bir an önce saraya girmek istiyordu fakat kapıda kuzeni Gefrit durdurdu.

Gefrit: "Nereye geldiğinizi sanıyorsunuz? Sen tam olarak kimsin? Neden bizim gibi görünüyorsun?"

Kapıda duran Gefrit kollarını birleştirerek kapının önünde askerlerle dikiliyordu. Koloton ve diğerleri atları teslim ettikten sonra efendilerinin yanına geldiler. Tokito karşısında duranı tanımadığı için sürekli yüzünü süzüyordu. İçeriye girmeyeceğini duyunca sesini yükseltti.

Tokito: "Kendi sarayıma girerken sana hesap mı soracağım?"

Gefrit: "Sen kendini ne sanıyorsun lan! Askerler tutuklayın!"

Kortus: "Efendi Gefrit lütfen durun. Karşınızda duran kişi Şeytan Kral."

Koloton: "Hey, Küçük Gefrit. Senin yerinde olsam sessiz olurdum."

Gefrit: "Sende mi onunlasın yoksa Koloton? Şeytan kral öldü. Bu çocukla burada ne işin var bilmiyorum fakat geldiğin yere geri dön."

Tokito: "Seni öldürmemi mi istiyorsun? Seve seve yaparım."

Tokito'nun aurası Gefrit'i titretmişti. Ondan çıkan siyah aura Gefrit'in diz çökmesini sağlamıştı. Gefrit içinden "Gerçekten Şeytan Kral aurası var. Kendisi istemeden yapsa bile çok güçlü. Tamam kabul ediyorum ama o kadar kolay olmayacak." dedi.

Gefrit: "Sana bu evde hakkın olduğunu söyleyen kim çocuk?"

Tokito: "Sabrımı mı sınıyorsun sen ÇÖP PARÇASI!"

Gefrit karşısında duran şeytandan aldığı aurayla tüyleri diken diken olmuştuç Onun tehditkar aurası sinirlenenin sadece bir çocuk olmasına rağmen Gefrit'in askerlerini Gefrit'e silah tutmaya itmişti. Karşısında direnemeyen Gefrit kafasını eğerek sarayın efendisini karşılamıştı. Mana tarafından sevilen yeni Şeytan Kral herkese diz çöktürüyordu.

Tokito: "Bu kadar uysal olman yeterli. Krallığım için lazımsın ölmen yazık olur."

Dermişim, zaten öldürmeyecektim ki. Korkutma planım başarılı oldu şimdi saraya girmeliyim. Acaba ne kadar kaliteli bir saray? Saraya adımımı attığımda etraftaki canlı renkler gözümü tamamen açmıştı. Sarayın büyük iki merdiveni vardı yukarı çıkan. Duvarlar bembeyazdı, her yerde resimler vardı, merdivenler kahverengi renkteydi. Yerde bulunan parkeler bile kaliteli bir kahverengi renginden yapılmışlardı. Salonda bir sürü vikont dizlerinin üstüne çökmüş bir şekilde beni selamlıyordu.

Momoi: "Hoş geldiniz efendimiz. Doğumunuzla krallığımıza şeref getirdiniz."

Xavier: "Söylentilerdeki kadar varmışsınız Şeytan Kral."

Tokito: "Durun bakalım size sorum var. Neden buradasınız?"

Koloton: "Tahta oturmanız için size destek verecek tüm vikontlar burada."

Vikontların arasında gezerken içlerinden bir tanesi dikkatimi çekmişti. Sürekli etrafta gördüğüm yüzünde altı tane üçgen şeklinde şey bulunduran şeytan bu.

Tokito: "Sen sanırım kalede olan yüzünde üçgen şekilleri olan şeytansın."

Momoi: "Beni hatırlamanız şereflendirdi, unuttuğunuzu sanmıştım. Babanız beni hiç sevmezdi."

Babam neden sevmiyordu acaba... Senin gibi azgın bir şeytan sorun olur diye arasına mesafe koymuştur ama ben nedense samimi buldum gayet iyi birisine benziyor.

Tokito: "Babamı görmesem de onunda benden güçsüz biri olduğu belli. Siz çöp parçalarını görülmeye değer canlılar haline getireceğim!"

Kortus: "Ne yapmayı düşünüyorsunuz efendim? Taht için tüm vikontları biat ettirmeniz gerekiyor."

Bir plan demek. Sanırım genelde krallar tarihte hep kendisine karşı gelen kişileri bile kendi sadık insanlarından seçmiştir. Bu durumda bana sadık vikontları bana karşı hale getirip onları vazgeçirirsem gücümü fark edip onlarda susacaktır. Ah, yine kötü hissediyorum...

.

"Ruh yeterli olgunluğa ulaştı. Hedef yaş -5-"

.

Hücrelerim yeniden aynı şekilde titrediğinde gözlerim tamamen kapanmıştı. Yeniden açtığımda beni kırmızı bir tahta oturtmuşlardı. Hepsi uyandığımda bana meraklı gözlerle bakıyordu. Yine vücudum büyümüştü ve bu sefer artık daha güçlü bir ayağım vardı. Kuyruğum ve boynuzum daha da belirgin bir hale gelmişti. Vikontlar tamamen uyandığım için konuşmaya başlamışlardı.

Koloton: "Herhangi bir plana ihtiyacınız var mı efendim? Tahtı nasıl alacaksınız?

Tokito: "Plana ihtiyacım yok fakat size yol göstersem iyi olur. Öncelikle burada kaç vikont var?"

Koloton: "Ben dahil 6 vikont sizin planınız için canımızı vermeye hazırız. Ordularımız emrettiğiniz anda taht odasını kuşatacaktır."

Tokito: "6 bölge benimle olduğuna göre geriye 8 bölge kalıyor. Saldırmak bizi dezavantajlı yapabilir."

Viker: "O halde ne yapmayı planlıyorsunuz efendim?"

Tokito: "Kıyafetimin çöplerin kanıyla bulanmaması lazım hem de biat ettirmem lazım. En mantıklı plan sizi onların safında göstermek olur. Düşmanımız kaç kişi bilmiyoruz ve iç isyan oluşmasını engellemeliyiz."

Xavier: "Gerçekten çok zekisiniz efendim. Ordum yok olana dek sizin emrinizdedir. 3 bin savaşçı ve 4 bin elit birliğimle yanınızda duracağım."

Haniel: "Sizin için ve krallığımız için en iyisini yapacağıma yemin ediyorum."

Koloton: "Ölmemi istersen ölürüm Şeytan Kral. Nesiller boyunca krallara hizmet ettim."

Gefrit: "Kuzenim olduğun için senden başka değerli bir şeyim kalmadı. Her zaman yanındayım."

Gerçekten... Evimde hissediyorum. Sanki bir ailem varmış gibi o kadar güzel bir görüntü ki kaldıramıyorum. Şeytanlarla olmakta fena değilmiş.

Tokito: "Hah, sanki desteğiniz çok büyükmüş gibi konuşmayın. Ölmenize gerek yok israf olursunuz."

Kortus: "Peki planı detaylı olarak konuşalım mı efendim? Yakın zamanda tahta geçmeniz gerekiyor yoksa vikontlar arasından seçilecek."

Acele etmem gerekiyor fakat ruhumda bir boşluk hissediyorum. Sanırım bu kadar yükü kaldıramadığım için olabilir. Bir an önce tahtı ele geçirmem gerekiyor. Ah, aklıma bir plan geldi.

Tokito: "Siz çöplere en iyi planı veriyorum. Başkent kalesine ben ve Kortus girecek. Sizler önden gidip yerlerinizi alın. Sakın bana destek verdiğinizi belli eden şeyler söylemeyin. Krallıkta bulunan herkesi kendime çektiğimi gördüklerinde kolayca kazanacağız."

Koloton: "Bu durumda taht odasında benim ilk karşı çıkmam mantıklı olur efendim. Vikontlar arasında en ağır sözlü olan benim."

Tokito: "O zamana kadar bende güçleneceğim. Ne kadar süre kaldı?"

Kortus: "Taht seçimi 1 yıl içinde başlayacak efendim."

Çok iyi bir süre. Elimden geldiğince güçlenmeliyim. Acaba nasıl güçlenebilirim?

.

"Büyü kazanımı elde edildi. Artık seviye atlanabilir."

.

Sanırım sistemde zamanın geldiğini biliyor. Artık en güçlü olma zamanı! A seviye olmam bile yeterli.

Tokito: "Buralarda nerede seviye yükseltebilirim? Siz çöplerden güçlü olsam da daha da güçlenmem lazım."

Koloton: "Eski büyücü ordusu lideri Rodius Victur. O size yardımcı olabilir. Askerim size yolu gösterecektir."

Tokito: "Benimle yola çıkacak kadar güçlü bir asker ver."

Koloton: "En güçlü komutanım sizinle gelecektir. Nanagi onlara yol göster ve efendimizin kalkanı ol ki kimse onun zarif vücuduna dokunamasın bile.

Nanagi denen kişiyi çağırdığında ben zırhlı bir komutan bekliyordum fakat sadece kılıç taşıyordu. Şort ve tişörtün birleşimi olan siyah bir giysi giyiyordu. Kolunun en üst kısmında siyah bileklikler ve aynısından bileklerinde vardı. Saçı dümdüz ve uzun, rengi siyahtı. Salonun ortasına gelip önümde diz çöktü. Koloton'a bakarak konuşmaya başlamıştı.

Nanagi: "Emredersiniz Vikont Koloton. Canım pahasına koruyacağım."

Koloton: "Hahahah, öyle yapsan iyi edersin yoksa benim elimden nasıl kurtulacaksın?"

Nanagi: "Görevimde ölmek benim için şereftir."

Bekle, bekle, bekle ne diyor bu koca kuyruklu Koloton? Böyle bir canavarı neden bize veriyor? Biraz insana benziyor fakat gözü 4 tane lan bunun! Tanrım bana yardım e- Bana ne oluyor... Göğsüm sıkışıyor! Hay sıçayım, kalbim atmıyor!

.

"Yasaklı kelime tespit edildi. Şeytan Kral bu kelimeyi söyleyemez."

.

Derin bir nefes aldıktan sonra mavi ekran tamamen kapandı ve kalbim tekrar atmaya başladı. Oh be, bir an öldüm sanmıştım. Herkes anlamasa da kalkıp ellerimi arkada birleştirdim. Hepsi bana bakarken zamanın geldiğini anlamıştım.

Tokito: "Herkes anladıysa gözümden kaybolun! Görevinizi yerine getirdiğinizden emin olun."

Tüm vikontlar başlarını eğip bir anda kayboldular. Sarayında biraz daha dinlenen Tokito acaba ne yapacaktı? C seviyeden A seviyeye yükseldiğinde onu ne bekliyordu? Tokito sadece Kortus'un bacağında uyumakla ilgileniyordu. Onu bekleyen gelecekten haberdar mı?

 

 

Bölüm : 24.04.2025 15:21 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...