28. Bölüm

Chapter 27: Şeytan Kral Geri Döndü

Fatih Öcal
storikay

Tokito'nun ruhu bedenine girdiği sırada Fujih ve Shou arasında olan savaş hayla devam ediyordu. Ordu ve Kutsal Savaşçılar kaybeden tarafı yok etmek için bekliyordu. Fujih koşarak savunma konumunda duran Shou'ya beklemediği bir yerden saldırmaya çalıştı. Shou kılıcını havaya kaldırdığı anda büyü kullanacaktı. Büyücülerden birisi bunu yapması için bariyer büyüsü hazırlıyordu. Fujih kılıcıyla Shou'nun solundan darbe vurduğunda Shou kılıcıyla tuttu ve Fujihi tekme atarak fırlattı.

Fujih 200 metre uzağa uçtuğunda kılıcını havaya kaldıran Shou tekrar kutsal sözlere başladı. Fujih bunu durdurmak için kılıcını geriye çekip koşmaya başladı. Sinirden damarı gözüken Fujih koşarken bariyer büyüsünü kullanan büyücü Shou'yu tamamen korumaya aldı.

"Kutsal Kılıç Excalibur, bana tanrının gücünü bahşet ve düşmanımı esir almam için bana yetki ver. Kut-"

Shou ölümcül aurayı hissettiğinde büyüsünü durdurup karşısında gerçekleşen olaya bakmaya başladı. Herkes manaya gözünü çevirip dik dik bakmaya başladılar. Şeytan Kral'ın manasını tutmaya çalışan Rodius bir anda duvara fırlatıldı. Tokito'nun kaybettiği manası ve etrafta boş dolaşan mana Tokito'ya doğru çekiliyordu. Rodius duvara fırladığında Tokito'nun dışarda gözüken tüm dişleri yere düştü, kopan eli yeniden iyileşmeye başladı ve üstünde bir kıyafet oluşmaya başladı.

Koyu kırmızı ceket, siyah gömlek, siyah pantolon, sol kolunun üstünde sarı bir boynuzlu gergedan kafasına benzeyen bir şey giyen Tokito yaydığı aurayla herkesi korkutuyordu. Tokito kalktığı sıra gözlerinden birisi beyaza döndü ve etrafı görmeye başladı. Dostlarının ölü gibi yatan bedenlerini gören Tokito gözünü tamamen açarak karşısında duran kişilere tehditkar bir bakış attı.

Tokito: "Burada ne oldu? Karşımda duran insanda kim?"

Shou: "B-Bu imkansız... Senin ölmüş olman gerekiyordu!"

Fujih: "Nasıl olabilir?"

Tokito: "KAPAYIN ÇENENİZİ!"

Tokito tehditkar aurasıyla etrafındakileri hareket etmemeye itmişti. İlk gittiği kişi Kortus'du. Kortus'un ağır yaralı bedenini kafasından tutup yavaşça kaldırdı. Kanla dolu yüzünü sildikten sonra ona sarılarak "Özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim." dedi gözyaşlarıyla. Kortus'u büyüsüyle iyileştiren Tokito onu yavaşça yere yatırarak Nanagi'ye gitti. Nanagi'nin kolunun üstüne yatmış bir şekilde duran bedenini kucağına alıp Fujih'e dönerek "Siz şerefsizler şifacılarınız nerede?" dedi.

Fujih auradan dolayı diz çökerek "Şifacılarımız şuanda General Guter ile ilgileniyor." dedi başını eğerek. Tokito başını eğen Fujih'in önünde durdu. Fujih'in kurbanlık koyun gibi bekleyen kafasını ayağıyla yere yapıştırıp ezmeye başladı. Fujih'in kanayan yüzünü fark ettiğinde ayağını ileri geri hareket ettirerek "Senin tek kurtarman gereken Guter mi? Sen bir vikont değil misin? Bana ve krallığa ihanet eden Guter'i kurtarmakta ne?" dedi. Yüzü tamamen parçalanan Fujih'i öylece yerde bırakan Tokito Shou'ya doğru yürümeye başladı. Shou kılıcını çektiğinde gözlerini kısarak "İnsan, 10 saniye içerisinde bu krallığı terk etmezsen arkanda duran kırmızı ve pembe saçlı iki dostunun kafası anında patlar. Laneti kaldırman için onları 1700 kilometre uzağa götürmen lazım." dedi.

Shou kılıcını küçültüp kınına takarak "Benim amacım ölü olan kralın kellesiydi. Yaşadığına göre savaşmanın anlamı yok." dedi ve arkasına döndü. Kahraman kaçmak için herkesi etrafında toplayarak ışınlanma büyüsünü kullandı. Tokito kucağında duran narin Nanagi'ye sarılarak "Benim verdiğim karar yüzünden bu hale geldiniz. Sizlere kendimi affettirmek için her şeyi yaparım." dedi. Onu iyileşmesi için güzel bir şekilde yere bırakan Tokito yaralı duran Lilia'yı gördüğünde askerlere sorarak "Bu kız kim?" dedi. Köylülerden biri bağırarak "O bizim en sevdiğimiz kızımız lütfen onu kurtarın Şeytan Kral!" dedi. Tokito duyduklarından sonra yavaş adımlarla yıkılmış evin duvarında duran Lilia'ya bakarak "Bir kız çocuğuna bunu kim yapar?" dedi. Tüm askerler sessiz kaldığında Rodius kan tükürerek "O kızı, Vikont Fujih boğmaya çalıştı insan olduğu için." dedi. Tokito uzakta dirseğinin üstünde duran Rodius'a bağırarak "Beni bekle koca aslan birazdan sana da geliyorum." dedi. Önünde duran kıza kafasını döndürdüğünde kızın yüzü yine kafasını ağrıtmıştı.

Baş ağrısı başlayınca iki elini kafasına koyan Tokito etrafta dönmeye başladı. bir süre sonra kendini kontrol altına alan Tokito kızın yüzüne bakmadan büyüyü eline dokunarak yapıp orayı terk etti. Sevdiği kişinin yerde yatan bedeninin solunda duran Tokito sağ ayağıyla sert bir şekilde karnına basarak "Neden beni korumak için diğer ikisinin canını tehlikeye attın?" dedi. Rodius efendisi hayatta olduğu için içinde bulunduğu durumu umursamıyordu. Efendisi canını acıttıkça daha fazla efendisinin yüzüne odaklanıyordu.

Tokito ayağını çekerek dizinin üstüne çökerek büyük aslanın boynuna sarıldı. Efendisi ona sarılınca anlık şaşkınla ne yapacağını bilemedi. Kocaman eliyle efendisine sarılmak istese bile ona zarar verme korkusu yüzünden başaramıyordu. Tokito ağlayarak sarılırken "Bana sarılabilirsin Rodius. Merak etme canım yansa da umurumda değil. Senin hayatta olman bana yeter." dedi. Rodius gözleri dolunca efendisini iki koluyla sertçe sararak kucakladı. İki şeytan birbirlerine sarılarak yerde ağlıyorlardı. Fujih kafasını kaldırınca Tokito sarılmayı bırakıp ayağa kalktı.

Fujih'in yanına yürüyen Tokito onun yüzüne bir tekme atarak "Ben hayal kırıklığına uğradım Vikont Fujih. Sizleri tahta oturduğum zaman yargılayacağım." dedi keskin bakışlarıyla. Arkaya düşen Fujih tekrar dizlerinin üstünde durarak "Sizlerin emrine amadeyiz majesteleri." dedi. Askerler Fujih'i omzundan tutarak ayağı kaldırdılar ve sarmaşık büyüsüyle kollarını sararak tutukladılar. Tokito Guter'in bulunduğu çadıra doğru gitti. Çadırın kumaşını eliyle açarak içeri giren Tokito'yu gören Guter korkmaya başlamıştı. Tokito elini sallayarak "Sakin ol General Guter. Ben artık tamamen kendime geldim. Ne olduğunu pek anlamasam da bunlara ben sebep oldum sanırım." dedi. Guter korkusu geçince yattığı yerden kalkarak dizinin üstüne çöktü. Tokito ellerini arkasında birleştirip hafifçe eğilerek Guter'in kulağına "Sizleri öldürmek istediğim anda yaparım. Yerinizi bilin, ben sizin bildiğiniz varlıklara benzemem." dedi. Guter auranın keskinliğinden ağzını bile açamadı sadece başını eğiyordu. Tokito sağ eliyle Guter'in siyah ve dalgalı saçlarını okşayarak "Köpekler köpektir sizde benim krallığımın itleri olacaksınız." diyerek çadırın kumaşını kaldırıp dışarı çıktı.

Dışarı çıkan Tokito epey yorulmuştu çünkü bedenine uzun zaman sonra geri dönmüştü. En son hatırladığı şey tahtta oturduğuydu. Ordu'nun bir kısmı Tokito'yla beraber kalırken geriye kalanların hepsi Vikont Fujih'in bölgesine geri döndü. Tokito şifacıların bulunduğu çadıra girdiğinde kurtardığı dört kişide sedyenin üzerindeydi. Tokito ilk Nanagi'ye giderek onun sağında siyah saçlarını eliyle düzeltiyordu. Şeytan Krallığı için bugün bir kurtuluş günüydü.

Çadırın sarı kumaşını açan şeytan asker içeri girerek dizinin üstüne çöktü. Tokito ona doğru kafasını çevirerek "Ne oldu?" dedi umursamaz bir sesle. Asker yutkunarak tiz bir sesle "Vikont Beril sınır bölgesinde bulunan savaşı kazandığı için geri döndü. Dönerken bizi fark etmiş şuanda çadırın dışında bulunuyor." dedi. Tokito elini sallayarak "İçeri alın." dedi.

Asker başını eğdikten sonra kalkıp çadırın kumaşını araladı. İçeriye giren mavi kıyafetli, uzun saçlı Beril efendisinin önünde sağ dizinin üstüne çöküp sol elini sol dizinin üstüne koyarak "Merhaba majesteleri, zor bir zaman geçirdiğinizi duydum ve yolda geçerken buraya uğradım." dedi. Tokito ayağa kalkarak Beril'in önüne geldiğinde ellerini arkasında birleştirerek "Ayağa kalk Beril. Zaferin için tebrikler krallığımızı yüceltiyorsun." dedi.

Beril efendisinden gelen sözlerden sonra kafasını eğerek "Yaşadığınız bu kötü durum için çok üzüldüm. Arkanızda sedyede yatan bu dört şeytanda bizim için çok değerli." dedi. Tokito sağ elinin işaret parmağıyla Lilia'ya işaret ederek "Bu kız bir insan veya bir ejderha. Hangi ırktan olduğu ilgilendirmez Fujih bu kıza el sürdü. Siz vikontlar neden bir vikontu dizginleyemiyorsunuz?" dedi.

Beril diğer bacağını da yere indirerek iki dizinin üstünde "Özür dileriz, Fujih muhtemelen savaş alanında hata yapmıştır." dedi. Tokito çok ses çıktığını fark edip çadırdan çıkmaya karar verdi. Arkasından gelen Beril efendisinin şuanda bulunduğu haline çok üzülüyordu. Tokito tüm sorunları başlatan olduğunu biliyordu fakat neden onu sevenlere bunu yaptığını bilmiyordu. Köyde bulunan şeytan ve insanlar ondan korktukları için onu gördüğünde hepsi geri çekiliyordu. Tokito dizlerinin üstüne çöküp ağlamaya başladığında köylülerden biri ona yaklaşmaya çalıştı. Askerler efendisine yaklaşanın köylü olduğunu görünce dokunmadılar. Köylü Tokito'nun elini tutarak "Lütfen ağlamayın Şeytan Kral. Biz sadece korkuyoruz fakat o zamanki kişinin siz olmadığını da biliyoruz." dedi sakin bir sesle.

Tokito kafasını kaldırıp köylüye bakarak "Ben... Herkes benim kral olmamı beklerken ben halkıma saldırdım. Hangi kral bu kadar acımasız olabilir?" dedi bağırarak. Köylüler ağlayan Tokito'yu teselli etmek için etrafına toplanmaya başladılar. Beril efendisinin sağına geçip diz çökerek "Siz ne yaparsanız yapın halkınız sizi destekleyecektir. Siz Şeytan Kral'sınız. Bu krallığın hakimi ve sahibi olmalısınız." dedi. Tokito gözünde bulunan yaşları sildikten sonra köylülerin hepsinin yüzüne baktı. Köylülerin gülümseyen suratlarını gördüğünde bağırarak "Ben sizi öldürmeye çalıştım! Hepinizi hem de size ait olan o küçük çocuğu..." sözünü bitiremeden Lilia'ya bakıcılık yapan şeytan Tokito'nun elini tuttu.

Tokito ayağa kalkmaya başladığında köylüler ona sarılmaya başladı. Hepsi sarılırken çadırın kumaşından bir ses geldi. Tokito köylülerden ayrılıp kafasını çevirdiğinde ayakta duran Kortus'u gördü. Ayağa kalkan Kortus çadıra yaslanarak zar zor etrafına bakıyordu. Kortus gözüyle etrafa bakarken efendisini ayakta gördüğünde gözleri dolmaya başladı. Tokito Kortus'a doğru koşarak "Kortus! Kortus'um benim. Özür dilerim!" diyerek Kortus'a doğru koşuyordu. Yarası tamamen iyileşmiş olan Kortus aynı şekilde Tokito'ya doğru koşmaya başladı. Ortada buluşan ikili birbirlerine sarıldıklarında Tokito Kortus'u kaldırarak etrafında dönmeye başladı. Bir süre sonra durduklarında Kortus efendisinin yüzüne bakarak "Tekrardan hoş geldiniz Şeytan Kral. Gerçekten öldüğünüzü sandım ve ben..." Kortus daha sözünü bitiremeden Tokito ona daha sıkı sarılmaya başladı. Nefes alamayan Kortus efendisinin omuzlarına vurarak "Efendim durun daha yeni kendime geldim." dedi. Tokito kollarını gevşeterek onu tamamen bıraktı. Kortus efendisinin yüzüne bakmaya başladı. Tokito'nun yüzü elma gibi kızardığında arkasına dönerek "Beni affediyor musun?" dedi. Kortus efendisine sırtından sarılarak "Beni öldürseniz bile umurumda değil." dedi gülümseyerek.

 

Bölüm : 26.05.2025 00:20 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...