25. Bölüm

Chapter 24: Kutsal Savaşçılar

Fatih Öcal
storikay

Nefi çok sevdiği abisi için kendisini feda ederek mühürlemeyi seçmişti. Ruhunun kalan son kısmı da Tokito'nun sol kolunun üstünde bulunan omzuna yakın yerde sarı renkte ve gülen yüz içeren bir mühürde saklanıyordu. Tokito sol omzunda bulunan bu şeyi fark ettiğinde Nefi'nin ruhu ortada yoktu. Tokito ne olduğunu bilmiyordu bu yüzden kafası çok karışmıştı.

Büyük ağaç odunlarından yapılan yuvanın üstünde yürüyerek kara kara düşünüyordu. Sağ elindeki baş parmak ve işaret parmağıyla çenesini tutarak boş boş dolanıyordu. Kafası bu tür şeylere yatkın olmadığı için düşünmeyi bırakıp şeytanı aramaya çıktı.

Yuvadan aşağıya inmek için önce yuvanın duvara benzeyen dallarına tutunarak yukarı çıktı sonra kendisini aşağı bıraktı. Bulunduğu gezegende ölmeyeceğini bildiği için acı bile hissetmeden aşağıya inmişti. Kalkıp üstünü silen Tokito ormana doğru yürümeye başladı.

"İlk Şeytan Kral Kando mu? O gördüğüm şeytan olmalı o halde. Neden kızı böyle bir şey yaptı? Kaybolunca omzumun üstünde bu şey belirdi."

Hızlı adımlarla yürüyen Tokito ormanda çok fazla ses çıkarıyordu. Adımları toprağı savuruyordu, nefesi yankılanıyordu. Etrafına göz gezdirip tekrar önüne bakarak büyük ağaçlarla dolu ormanda ilerliyordu.

Ormanda bulunan kuşların tiz sesi Tokito'nun kulağına iyi geliyordu. Yürüdüğü yolun kenarında bulunan pembe, sarı ve kırmızı renkteki çiçeklerin kokusu burnunda bayram ettirmişti. Keyif aldığı ormandan çıktığında çok uzakta bulunan bir tepede ilk şeytan kral vardı. Tokito onu görünce elini salladı fakat Kando onu görmemişti. Kando arkası dönük bir şekilde bir şeyi izliyor gibiydi. Tokito yemyeşil çimenlerin üstünde koşarak Kando'nun yanına geldi. Kando'nun baktığı yere baktığında dünya siliniyordu. Yer yüzü siyah siyah kareler tarafından yutuluyordu. Tokito Kando'nun omzuna eliyle bastırıp yüzüne baktı. Kando'nun yüzü tamamen silinmişti ve siyahtı.

"Kando? Burada neler oluyor böyle?"

"Artık her şey bitti Tokito. Bu gidişle silineceğim."

"Ne demek istiyorsun? Neden siliniyorsun?"

"Nefi bu dünyayı ayakta tutan bir kolondu. Onun büyüsü sayesinde ruhum hayatta duruyordu."

"Nefi neden kayboldu? Beni yanımdaydı sonra..."

Kando Tokito'yu eliyle iterek yere düşürdü. Tokito tekrar kalkmaya çalışınca ağlamaya başlayan Kando siyah gözyaşları döküyordu.

"Nefi seni ve senin dünyanı kurtarmak için bedenini mühürledi. Sol kolunda olan o şey bir mühür. Yanında olduğu sürece yaptığımız anlaşma baskılanacak."

"Peki nasıl geri getireceğim? Onun gibi küçük ve tatlı bir kızın ölmesine asla izin vermem."

"Geri döneceksin Tokito tek şansın bu."

"Peki nasıl geri döneceğim Kando? O kızı geri getirmek için her şeyi yaparım."

"Nefi senin anlaşmanı yutmak için kendisini kısıtladı. Muhtemelen ruhu ikiye bölündü. Onu sen istemeden kurtaracaksın. Dünyaya buradan anı götüremezsin."

Tokito Kando'nun son söylediğini duyunca kararsızlaştı. Gözleri tamamen açıldı ve ellerini sıkmaya başladı. Kando yüzü kaybolduğu için üzgündü fakat elinden bir şey gelmiyordu.

"Bu dünyayı kurtarmadan asla dönmeyeceğim! Seni ölüme terk edemem."

"Aptal mısın? Burayı nasıl kurtaracaksın?"

"Sistemi kullanacağım. Nefi hayla sistemde yaşıyor biliyorum!"

"Hah, sanki böyle bir şey olurda."

"Yönetici kodu: Sanal dünya!"

.

"Yönetici hakları açılıyor. Lütfen kim olduğunuzu söyleyin."

.

"Ben Tokito! Masajuka Tokito!"

.

"Erişim reddedildi."

.

"Ben Nefi'nin abisiyim."

.

"Yönetici hakları elde edildi. Nefi Revilian'nın hakları kısa süreliğine Masajuka Tokito'ya devredildi."

.

"Yalvarırım Nefi en azından burada ol. Kando'nun sana ihtiyacı var."

Mavi ekran tekrar kırmızı renk olmuştu. Tokito ekranda yazan bir şeyi gördü. Yazan kelimeler onun dona kalmasına neden olmuştu. Bu kelimeler şunlardı...

.

"Nefi Revilian tamamen mühürlendi. Mührünü yavaş yavaş açmak için kendi dünyanızda seviye atlayın. Bulunduğunuz sahte Dünya'nın silinmesi durduruldu. Tam tamir için Nefi'nin gücünün yüzde onluk kısmı gerekli."

.

Ekran bu kelimelerden sonra tekrar maviye döndü ve yazılar silindi. Kando Tokitoyu teselli etmek istedi. Tokito'nun gözleri dolmuştu ve eli tamamen sallanıyordu. Dizlerinin üstüne çöküp çimene vurmaya başladı. Kando onu durdurmak için elini tutmak istese de yapamamıştı.

"Acını biliyorum Tokito aynı acıyla ben 5000 senedir yaşıyorum ama en azından şansın var. Seni dünyaya göndermenin yolunu bulmalıyız."

"Nefi'yi dünyaya getirmek artık benim vazifem fakat gidince unutacağım. Söylesene Kando ne yapmalıyım?"

"Ben bir tanrı değilim geleceği bilemem ama bildiğim tek şey Nefi'yi geri getirmek senin vazifen."

"Onu nasıl geri getireceğim?"

Kando kafasında bulunan düşüncelerden arınmak için biraz daha manzarayı seyretmeye başladı. Gülmeye başlayan Kando kafasını hafifçe kaldırmış bir şekilde gökyüzüne bakıyordu. Onu omzundan tutan Tokito kendisine çevirerek yüzüne bakmaya zorlamıştı. Utanan Kando Tokito'nun elini iterek "Geri getirmek istiyorsan sadece yaşaman yeterli." dedi.

Kando yürümeye başlayarak Tokito'dan uzaklaşmaya başladı. Tokito hayla dönmek istediği için Kando'yu arkasından takip etti. Çimenlerin üstünde yavaş yavaş yürüyen ikili yolda bir siyahlığa denk geldiler. Havada asılı gibi gözüken siyah kürenin yanında durdular.

Tokito: "Bu ne Kando?"

Kando: "Sonunda bulduk."

Kando'nun demek istediğini anlamayan Tokito onun yüzüne saf bir şekilde bakıyordu. Kando ona bakarken elini omzuna koyarak "Bulduğumuz şey bir büyü açığı." dedi yüzünde bulunan neşeli gülümsemeyle.

Tokito: "Büyü açığı dediğimiz şeyde nedir?"

Kando: "Beni iyi dinle insan. Nefi'nin ruhu kaybolduğunda dünya silinmeye başlamıştı."

Tokito: "He öyle olmuştu."

Kando: "O delikler a- Bir daha bana he gibi bir üslupla cevap verirsen ayağını kırarım."

Tokito: "Yapma yav."

Kando: "Ölmek mi istiyorsun lan sen?"

Kando bir anda sıçradığında Tokito gülerek kaçmaya başladı. Kando sinirliydi fakat Tokito onun sinirini kullanıyordu hatta sinirlenmesinden zevk alıyordu. Yeşil çimenlerin üstünde sanki bir köpekten kaçarcasına kaçan Tokito yine siyah karelerden birine denk gelince durdu.

Peşinden gelen Kando onu tam yakalayacakken Tokito'nun hareket etmesi sebebiyle eli siyah küpün içine girdi. Kando eli sıkışınca çekmeye çalışınca eli çıkmadı. Tokito onu tutarak çekmeye çalıştı fakat Kando'nun eli geri gelmiyordu.

Kando: "Bu küp diğerinden farklı."

Tokito: "Bu küp diğerinden farklı da ne demek?"

Kando: "Diğer küp büyü açığı fakat bu Nefi'nin oburluğu. Dokunduğu her şeyi yiyor."

Kando içeri sıkışan elini kopararak kolunu geri aldı fakat kolundan kan akmıyordu. Tokito şaşırarak "Bundan kan gelmiyor." dedi. Kando elini omzuna atarak sert bir kahkahayla "O iş öyle olmaz. Burası basit bir yer değil hahahahah." dedi. Tokito ne dediğini hala anlamıyordu...

Kando kahkahasını bitirdikten sonra elini Tokito'nun omzundan indirerek "Burada olan kimse ölmez. Sadece ruhu etkileyen saldırılar burada sana hasar verir." dedi. Tokito sağ elini yumruk yapıp sol eline vurarak "Anladım o halde ikimizde ölümsüzüz. Peki bu bilgi neye yarayacak sayın Bücür Kando?" dedi eğilerek ona bakarken.

Kando biraz uzaklaşıp sağ elini tamamen açarak "Gel bana obur kılıç." dedi. Tokito onun gözünde sadece elini açmış gibi gözüküyordu. Kando eline bir şey gelmeyince "Biliyordum kılıç artık Nefi'nin kontrolünde değil." dedi gökyüzüne bakarken. Tokito arkasından bağırarak "Şizofreni Bücür Kando şimdi de tanrıyı mı örnek almaya karar verdin?" dedi. Kando Tokito'ya dönerek "Senin o bacaklarını alırsam geriye bücür gövden kalır!" dedi.

Tokito ona dil çıkardıktan sonra epey bir hızlı şekilde koşmaya başladı. Kando onu takip etmek yerine olduğu yere oturarak "Hadi sıkıysa gel ve bana saldır." dedi. Tokito durduğu yerde oturmaya başlayıp "Bücüre dokunursam hastalığı bulaşır." dedi alaycı bir sesle.

Kando aslında içinden gülüyordu fakat kişiliğinden dolayı Tokito'ya göstermiyordu. Nefi'nin gitmesi onu çok üzmüştü ama o Tokito'ya tamamen güveniyordu. Ayağı kalkıp Tokito'ya yürümeye başladığında Tokito ayağı kalkıp geri geri yürümeye başladı. Kando ona bağırarak "Kaçmana gerek yok gel plan yapalım." dedi sakin bir ses tonuyla.

Tokito yavaşlamaya başladığında Kando hafif fakat bir o kadar tatlı bir gülümsemeyle "Sen benim tek umudumsun." dedi. Tokito'nun yüzü bir domates gibi kızardı, Kando biraz daha yaklaşarak elini uzattı.

Tokito, Kando'nun küçük elini görünce içinden "Peki kabul ediyorum." dedi elini sıkarak. Kando küçük ve bir o kadar tatlı bir gülümsemeyle Tokito'nun yüzüne bakarak "Hihihihih, işte şimdi geri döndüm." dedi.

Kando'nun vücudu büyümeye başladı. Kan kırmızısı boynuzları daha da belirgin hale geldi. Kıyafeti parçalandığında yeni kıyafet ortaya çıkardı. Turuncu renkte bu kıyafet üzerinde kurukafa simgeleri bulunduruyordu. Elma kırmızısı saçı büyüyerek karmaşık bir hal aldı. Kuyruğu uzayarak Tokito'yu boğazından tutup havaya kaldırdı. Tokito kurtulmak için kuyruğunu tutmaya çalışsa da işe yaramamıştı.

Tokito: "Ne yapmaya çalışıyorsun Kando? Hani anlaşmıştık?"

Kando: "Hihihihih, ne sen nede Nefi ikinizde umurumda dahi değilsiniz. Nefi kendini mühürlediğine göre seni artık öldürebilirim."

Tokito: "Gerçek yüzün buydu demek Kando!"

Kando: "Hihihihih, siz insanlar gerçekten düşündüğümden daha saf ve aptalsınız."

Tokito: "Ne demek istiyorsun Kando?"

Kando: "Dünyanızı bu gördüğün siyah küp sayesinde yok edeceğim. Yakında ordumla dünyanıza saldıracağım ve ne varsa dümdüz edeceğim!"

Tokito: "Hah, nede olsa şeytan şeytandır. İstediğin orduyla gel hepsini durduracağım!"

Kando: "Hihihihih, ne kadarda saf bir çocuk."

Kando gülerek Tokito'nun boğazını sıkmaya devam etti. Tokito çırpınırken onu uzaklara fırlattı. Vücudu biraz daha büyüyerek üç metreyi geçmişti. Tokito ayağı kalktığında Kando üstüne saldırıp onu yerde dövmeye devam etti.

Kando: "Zalimlik büyüsü olmadan bir hiçsin insan! Hihihih, Nefi görse sanırım ağlardı. Onuda mühründe yok edeceğim."

Tokito: "Ben önemli değilim zaten bir kez öldüm fakat o kız suçlu değil!"

Kando: "Bunların hiçbiri umurumda değil. Bir sene sonra geçit tamamen açıldığında geçitler açılacak ve ordum çıkacak. Eğer 3 sene içerisinde ordumu durdurup zindanları kapatmazsan ordum zindanları terk edip gerçek dünyaya adım atacak."

Tokito: "Ne gönderirsen gönder hepsini durdururum."

Kando: "Hihihih, buradan çıktığında burayla ilgili anıların yok olacak. Gittiğin zamanki benliğin bunu yapmazsa katledileceksin. Birde buradan çıkman için bana bir kez bile olsa vurman lazım."

Tokito İlk Şeytan Kral Kando'yla büyük bir savaş vermek üzereydi. Savaşın sonucu Tokito'nun geleceğini içeriyordu. Tokito bu savaşı kazanmak için çabalarken dostları daha büyük bir savaş veriyordu.

 

Bölüm : 24.04.2025 15:43 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...