19. Bölüm

Chapter 18: Tokito'nun Cehennem Dolu Eğitimi

Fatih Öcal
storikay

Rodius gökyüzünü izlerken arada dönüp efendisinin yüzüne bakıp gülümsüyordu. Tokito ise uyurken rüya görüyordu. Rüyasında kendi dünyasındaydı ve ailesiyle beraberdi. Geldiği dünyada evindeki odada oturuyordu.

Annesi kapıyı tıkladığında o sadece kitap okuyordu. Annesi kapıya tıklayıp "Yemek hazır oğlum in aşağı." dedi. Tokito kitabın başından kalkıp gözlüğünü geri taktı. Odasını biraz toparlayıp kapıyı açtı ve koridora geldi.

Merdivenlerden yavaş yavaş inerek salona doğru yürümeye başladı. Babası salonda televizyon izliyordu. Babasının yanına oturan Tokito onun yüzüne baktı. Babası televizyonda reklam izliyordu. Tokito'ya doğru kafasını çeviren babası ona bakmaya başladı. Tokito'nun omzuna elini atarak "Nasılsın oğlum? Neden üzgün görünüyorsun?" dedi.

Tokito ellerini ovuşturarak "Sizi özlediğimi hissediyorum baba." dedi. Babası gülmeye başladı ve tekrar oğlunun gözünün içine alaycı bir tavırla "Hahahah, bizi özledin mi? Zaten sürekli beraberiz oğlum." dedi. Tokito'da gülerek karşılık verince baba oğul kahkaha atmaya başladılar.

Yemeği hazırlayıp sofraya koyan annesi onları sofraya çağırdı. Baba oğul karşı karşıya oturup yemek yemeye başladılar. Tokito sürekli ailesine bakıyordu. Annesi onun dalgın dalgın baktığını görünce gülerek "Bir şey mi oldu oğlum dalmışsın." dedi. Kendisine gelen Tokito elindeki kaşığı bıraktı.

Babasının ve annesinin gözlerinin içine baktı. Annesi ve babası oğluna şaşkın bir şekilde bakmaya çalıştılar. Elini masaya koyup birleştiren Tokito "Anne ve baba, sizi çok seviyorum sonsuza kadar beraber kalalım mı?" dedi.

Kapının arkasından bir şey onu izliyordu. Tokito onu izleyen şeyi fark edince oraya baktı fakat orada kimse yoktu. Babası şaşkın bir şekilde elindeki çatalı bırakarak konuşmaya başladı.

"Bir sorun mu var oğlum? Gerçekten garip davranıyorsun."

"Sizi gerçekten çok seviyorum baba ama sanki ben başka bir dünyaya aitmişim gibi hissediyorum."

"Sen artık bizim oğlumuz değilsin zaten."

Tokito tamamen şaşırmıştı çünkü babasının söylemeyeceği bir kelimeydi bu. Babası daha sonra devam ederek "Sen bizim eski oğlumuzsun sen artık öldün." dedi. Tokito elini masaya vurarak "Eski oğlumuzsun ne demek baba?" dedi. Babası tekrarlayarak "Sen öldün dedim biz öldükten yıllar sonra öldün!" dedi.

Yavaş yavaş anıyla bağı kopan Tokito gözlerini yavaş yavaş yeniden açmaya başladı. Uyandığında bir gökyüzü onu karşıladı. Sağına baktığında öğretmeni Rodius vardı. Rüya olduğunu anlayınca dikelerek oturmaya başladı. Rodius ise efendisinin kalktığını görünce oda kalktı.

Yüzünü suyla yıkayan Tokito Rodius'a baktığında gerçekten burasının yeni evi olduğunu anlamıştı. Rodius efendisine havlu vererek "Efendim sanırım artık daha iyisiniz. Eğitiminizde iyi gidiyor." dedi.

Tokito havluyla yüzünü sildi ve Rodius'a geri uzattı. Havluyu geri alan Rodius kurutmak için ağaca astı. Tokito gölde yansıyan suratına baktığında artık yaşantısının bu olduğunu kabullenerek derin bir nefes aldı. Rodius efendisinin yanına döndüğünde Tokito yürümeye başladı.

Rodius onu takip ederek arkasından "Efendim yine mi derse gidiyoruz?" dedi. Tokito ona yüzünü mutlu bir şekilde dönerek "Evet, bu işi sonlandırmam lazım." dedi. Rodius koşup efendisini sırtına aldı ve yine volkanın yanına koştular. Akşam oluyordu fakat bu son ders olabilirdi.

Volkanın yanına geldiklerinde Rodius yavaşladı ve durdu. Efendisini kıyafetinden tutarak aşağı indirdi. Tokito kıyafetlerini düzeltip volkanın yanına geçti. Rodius ise her zamanki gibi zıplayarak uzaktaki dağın tepesine çıktı.

Rodius'un aurası ise ormana dağılmaya devam ediyordu. Buraya geldikleri andan beri ormanı saracak kadar büyük bir aura yaratmıştı. Efendisi onuncu dakikaya geldiğinde Rodius'un sarı tüyleri bir anda dikeldi. Aurası bir engele takılmıştı. Efendisi iyi gidiyorken mana kaynağını araştırmak için dağdan aşağı inmeye başladı. Zemine geldiğinde manasını takip etti.

Koşarak ağaçların arasından hızlıca gidiyordu. Aurasıyla bedenini kaplayarak ses çıkarmadan onları arıyordu. Aurasına yaklaştığında askerlerin yürüme ve zırh sesleri gelmeye başlamıştı. Biraz yaklaşan Rodius askerlerin Guter'e ait olduğunu anladı fakat yakalanmamak için geri dönme kararı aldı.

Koşarak efendisinin olduğu yere tekrar dönen Rodius efendisine söylemesi gereken bu haberi zamanı gelene kadar içinde tutmaya karar vermişti. Döndüğünde hayla efendisi aurasıyla volkana karşı geliyordu. Her zamankinden daha güçlüydü. Ona rahatsızlık vermemek için yine dağlardan birinin zirvesine çıkıp beklemeye başladı.

Tokito ilk saatini tamamladığında manası fazladan vardı. Volkanı tutabileceğine inancı tamdı. Ayağı kalkıp aurasını biraz daha çıkartmaya karar verdiğinde Rodius elini yüzüne koyarak "İşte bunu yapmayacaktınız efendim. Eğer fazla aura kullanırsanız volkan sinirlenir." dedi.

.

"Dikkat, yer zemini sallanmaya başladı. Volkan auranızla sıcaklığının baskılanmasına sinirlendi!"

.

Sinirlenen volkan sıcaklığını yükseltmeye başlamıştı. Lav fokurduyor, dumanlar gökyüzünü siyaha boyuyordu. Bulunduğu zemin titremeye başlayınca yere oturarak dengesini sağlamaya çalıştı. Rodius volkanı durdurmak istese de Tokito'nun aurası lavı baskılamaya devam ediyordu.

Tokito'nun lavı geri göndermesi için hayla zamana ihtiyacı vardı fakat lav volkandan taşarak ilk önce Tokito'nun ayaklarını yuttu. Ayaklarını umursamayan Tokito oturup aurasını yönlendirmeye devam etti.

Aslında aurası baskılamıyordu lavın geldiği yere bariyer oluşturuyordu. Tokito'nun aurası lavın içinde bir boru oluşturarak kaynağa kadar inmişti. Lavın geldiği yerde bir kız vardı. Tamamen lavla kaplı olan bu kız gezegenin çekirdeğindeydi. Aurayı fark eden kız lava sakin olmasını söyledi.

"Demek bu Şeytan Kral'ın gücü. Beni burada bulabileceğini düşünmemiştim. Eğlenceli görünüyor."

Tokito'nun aurası aslında başarısız olmuştu fakat kız ilgi çekici bulduğu için volkana giden lavları geri çekme kararı almıştı. Lav yavaş yavaş geri çekilmeye ve soğumaya başladı. Tokito aurasının yok olduğunu fark ettiğinde başarısız olduğunu sanmıştı fakat volkan sakinleşmişti.

Uzaktan izleyen Rodius Tokito'nun başardığını sanıyordu. Mutluluktan ayağı kalkarak pençelerini havaya kaldırıp "İşte gerçek şeytan kral böyle olur!" diye haykırdı. Tokito onu duyarak arkasına dönüp Rodius'a bakıp gülmeye başladı.

Rodius bacak kaslarını sıkıştırıp bir anda sıçradı. Havada sanki uçuyor gibiydi. Tokito onu uçarken gördüğünde içinden "Ne kadarda havalı! Bir gün bende yapabilirim umarım." dedi heyecanlı bir sesle.

Rodius düşerken su kafesini kullandı ve yara almadan indi. Tokito'ya sarıldı ve "Sonunda başardınız efendim." dedi. Tokito mutluluk gözyaşlarıyla sarılarak karşılık verdi. Bu onun için bir zaferdi. Bir süre bu halde kaldıktan sonra Rodius efendisinin önünde diz çöktü ve konuşmaya başladılar.

Rodius: "Efendim bilmeniz gereken bir durum var."

Tokito: "Şuan çok mutluyum Rodius. Haberin ne söyle bakayım."

Rodius: "Efendim ikinci dersten önce derhal Veldoria'ya geri dönmeliyiz."

Tokito: "Neden geri dönüyoruz? Bir sorun mu var?"

Rodius: "General Guter ordusuyla Veldoria'ya gidiyor. Komutan Nanagi'ye bir şey yapabilirler."

Tokito: "O halde hemen oraya gitmeliyiz. Ejderha kullanabilir misin?"

Rodius: "Elbette kullanabilirim efendim. Kısa sürede yetişeceğimizi umuyorum."

Ejderhayı yeniden çağıran Rodius efendisini alarak Veldoria şehrine doğru uçmaya başladı. Kocaman kanadıyla sanki bir şahinmiş gibi uçuyordu. Gökyüzü masmaviydi ve bulutluydu. Bulutlardan inip alçaldıkları zaman şehir görünmeye başladı.

Rodius iç kalenin olduğu kısma geldiği zaman silahını çekerek aşağı atladı. Tokito ise ejderha tarafından aşağıya indirildi. Rodius indiği anda Nanagi ölmek üzereydi. Kılıcı bırakıp pençesiyle Guter'in elini tutarak "Biraz daha ileri gidersen seni işgalci sayıp askerlerinin önünde infaz ederim." dedi. Bu esnada Tokito aşağı inmişti ve oda izliyordu.

Guter'in gözü döndüğü için fark edememişti. Tokito aurasını ortaya çıkararak "Burada ne halt yediğini sanıyorsun domuz bozuntusu? Burada kim var sanıyorsun?" dedi bağırarak sert bir dille. Guter kılıcını bıraktı ve dizinin üstüne çöktü. Guter ve askerleri tutuklanmıştı. Eli zincirli olan Guter'in yanına giden Tokito askerlere bırakmalarını emrederek "Senin cezanı bizzat ben keseceğim Vikont Guter." dedi. Guter ağzında bulunan kanı tükürerek umursamadı.

Nanagi'nin yanına koşan Tokito boynunda olan kesiği fark etmişti. Biraz daha geç kalsalardı Nanagi ölebilirdi. Kapıdan dışarı çıkan Kortus olayların şaşkınlığını yaşıyordu. Tokito'ya baktığında Tokito baygın Nanagi'nin boynuna eliyle bastırıyordu. Rodius ise pençesini kullanmadan yumrukla Guter'i dövüyordu.

Nanagi'nin ölmemesi için büyü kullanmak istemişti fakat manası fazla kalmamıştı. Nanagi'nin suratına tokat atan Tokito bağırarak "Sakın öleyim deme pislik! Ben sana ölmeni emretmedim ölürsen ihanet etmiş olursun!" dedi ve ona sarıldı. Şifacılar geldiğinde Tokito'yu kaldırdılar ve Tokito Kortus'la beraber taht odasına doğru yürümeye başlamıştı. Rodius ise onların arkasından geliyordu.

Yarayı kapatan şifacılar Nanagi'yi tedavi ettiler. Muhafızlar Nanagi'yi kaldırarak odasına götürdüler. Rodius ise muhafızlar tarafından büyü kelepçesine vuruldu. Büyü kelepçesi takıldığı kişinin manasını emerek kaçmasını imkansızlaştırır. Rodius son kez arkasına dönüp Guter'e bakarak "Seninle daha işim bitmedi Guter." dedi ve önüne dönüp yürümeye devam etti.

Tokito sinirli bir şekilde taht kapısını aralayıp içeri girdi. Muhafızlar bile onun sinirli aurasında boğuluyordu. Tahta elleri arkada yürüdü ve oturup bacak bacak üstüne attı. Kortus efendisinin yanına Rodius ise efendisinin önünde ayakta duruyordu.

Tokito: "Bunu neden yapar Guter anlamıyorum. Koloton yokken bölgeyi basmakta ne oluyor?"

Rodius: "Sanırım Nanagi'ye sizin için gelmiş olmalı. Nanagi bilgi vermeyince öldürmeye çalışmıştır."

Tokito: "O şerefsizi asla affetmeyeceğim. Kral olduğumda onu rütbesinden azat edeceğim."

Rodius: "Bu hiç iyi olmaz efendim. Bu onları daha çok sinirlendirir."

Tokito: "Güçsüzleri öldürmelerine izin mi vereyim? Saçmalama Rodius!"

Kortus: "Efendim sizde yorgun görünüyorsunuz. Dinlenmeniz gerekiyor siz dinlenirken Rodius buraları koruyacaktır."

Tokito: "Kapa çeneni Kortus."

Tokito sinirle verdiği cevabın karşısındakini üzeceğini bile anlamayacak kadar gözü dönmüştü. Volkanda Rodius'la yaşadığı olay bunun yanında mutlu bir olay kalırdı. Nanagi'ye olanlar kalbini köreltmişti. Kortus bunu bildiği için efendisinin söylediklerini ciddiye almadı.

 

Bölüm : 24.04.2025 15:39 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...