Kahvaltıya başlayan Tokito hizmetkarlar tarafından yapılan güzel bir sofrada oturuyordu. Rodius onun karşısında olan sandalyede kahvaltı yapıyordu. Kortus Tokito yiyemediği zamanlarda yardım edip eliyle yediriyordu.
Bir asker içeri girmek için kapıyı tıkladı. Tokito muhafızlara açmasını emrettiğinde kapı açıldı ve içeri zırhlı bir asker girdi. Elinde bir mektup tutuyordu. Nanagi'ye yaklaşıp mektup olduğunu söylediğinde Nanagi eliyle Şeytan Kral'ı gösterdi.
Nanagi: "Buranın efendisi ben değilim buranın efendisi Şeytan Kral."
"Karışıklık için özür dilerim efendim. Sınırdan gelen bir mektup bu."
Tokito: "Ver bakalım asker sonra çıkabilirsin."
Tokito mektubu askerin elinden aldıktan sonra asker odadan çıktı. Tokito mektubun mührünü kırıp açtı sonra okumaya başladı.
"Sayın Veldoria Bölgesi lideri. Ben sınır vikontuyum. Yarı insanlarla olan savaşımızda büyük bir kayıp verdik. Sizin bölgenizden yardım istiyoruz. Lütfen bize yardım edin aksi halde kaybedeceğiz."
Tokito: "Bu mektup hangi vikonta ait?"
Nanagi: "Tanımıyorum efendim muhtemelen sınıra atanan vikonttur. Normalde bölgelerin sınırlarda bulunan savaşlara karışması zorunlu değil. İsterseniz yardım edebiliriz."
Fena bir fikir değil fakat en azından güçlenmem lazım. Şuan sınıra gidersem ayak bağı olurum sadece. Orduyu komuta edemeyecek birisinin savaşa gitmesinin anlamı yok fakat onları ölüme bırakacak halimde yok!
Tokito mektubu sararak kendi kanıyla tekrar mühürledi. Nanagi'ye mektubu verdi ve yüzünü Rodius'a döndü. Savaşa katılmak için kararını vermişti.
Tokito: "Rodius sence A seviye olarak sınıra gidersem işe yarar mıyım?"
Rodius: "Eğitiminiz bittiğinde Loropis'e doğru yola çıkmanız lazım efendim."
Tokito: "O iş bekleyebilir. Nanagi Kortus ve diğer vikontlara elçi gönder. Şeytan Kral geç kalacak diye söyle."
Nanagi: "Savaşa katılmayı mı düşünüyorsunuz efendim?"
Tokito: "Şehrimde oturarak bir ülkeyi yönetemem. Savaş cephesine giderek düşmanlarımızı korkutmam lazım."
Nanagi: "O halde size eşlik etmek zorundayım. Yalnız bırakırsam efendimin görevine ihanet etmiş olurum."
Tokito: "Sen burada duracaksın Nanagi. Savaşa yanımda Rodius'u götüreceğim."
Rodius: "Bundan emin misiniz efendim? Benim gibi emekli bir komutan..."
Tokito: "Ölene kadar bize hizmet edeceksin Rodius. Babam gibi rahat bir şekilde ölmene izin vereceğimi mi sandın?"
Rodius: "Sizin için kalan her şeyimi ve canımı vereceğim efendim."
Tokito: "Bittiyse yavaştan başlayalım. Eğitimi nerede yapacağız?"
Rodius: "Burada değil efendim sizi su büyümle götüreceğim."
Tokito nasıl bir büyü göreceğini düşünürken heyecanlı bir yüzü vardı. Kahvaltılarını bitirdikten sonra ikili saray girişine gitti. Rodius açık alana doğru yürüdü ve elini yere koydu.
Rodius: "Altılı su büyüsü *Su Ejderhası*."
Suyu bir daire şeklinde toplayan Rodius büyüsüyle suya ejderha şekli verdi. Ejderha Tokito ve Rodius'u kanatlarıyla üstüne aldı. Kanatlarıyla kalkan ejderha kalktığı yeri su altında bırakmıştı. Havaya kalktığında yuvarlak şeklinde olan şehri gördü.
Ejderha hızlanarak uçmaya başladı. Gittikleri yeri bilmiyordu fakat şehirler ayağının altındaydı. Dağların üstü sis kaplıydı onlarda sis kaplı dağlara yöneldi. Ejderha yavaşça iniş yaparak onları dağlardan birinin en altına bıraktı.
Bıraktıktan sonra ejderha normal suya dönüşüp toprağa karıştı. Tokito etrafına baktığında önünde duran volkanı fark etti. Sıcağa dirençli olduğu için terlemiyordu fakat manasını harcıyordu.
Tokito: "Senin ejderhan çok kullanışlıymış Rodius."
Rodius: "Bu büyü benim en iyi büyüm efendim. Günde sadece 2 defa kullanabilirim."
Tokito: "Peki şuan neredeyiz? Bir volkanla ne yapmayı planlıyorsun?"
Rodius: "İlk dersimiz mana olacak. Burada 4 saat kalana kadar duracaksın. Manan bittiğinde seni su hapsiyle soğutup dinlendireceğim."
Tokito: "4 saat olana kadar böyle mi devam edecek?"
Rodius: "Hücreleriniz yanacak ve kendi kendine iyileşecek."
B-Bu adam aptal mı? Bir çocuğa böyle şeyler... Hiç acıması yok hem de hiç. Bir volkanın dibinde 4 saat geçirmek mi? İmkansız olduğu belli!
Tokito: "Tamam kabul ediyorum. Bir volkan beni durduramaz."
Rodius: "O halde volkanın gücünü salıyorum. Su büyüsünü iptal et!"
Rodius büyüsünü iptal ettiğinde volkanın üstünü kaplayan su tabakası kalkmıştı. Tokito tekrar Rodius'a baktığında ortada yoktu. Volkan çok sıcaktı ve Tokito'nun derisi yanmaya başlamıştı fakat Tokito sürekli manasıyla kendisini yeniliyordu.
Her derisi soyulmaya başladığında yenilenerek tekrar eski haline dönüyordu fakat volkan onun hızına adapte olmaya başlamıştı. Yenilenmesi artık volkanı geçmeye başlayınca yenilenmesini sürekli kullanmak zorunda kaldı.
Yarım saat durduğunda Tokito'nun manası tükenmeye başlamıştı. Artık yenilenmesi sönmüştü ve yenilenmeye çalıştığında iç kanama geçirmeye başlamıştı. Son manasını da kullandığında artık yenilenemiyordu.
Tokito su kaybettiği için derisi kat kat oldu ve soyulmaya başladı. Derisinin rengi siyah olmaya başladığında saçıda yanmaya başladı. Rodius'un onu bıraktığını düşünüyordu fakat ölmeye yakın su kafesi aktif olmuştu.
Tokito kendisini su dolu bir kürenin içinde buldu. Küre üzerinde bulunan sıcaklığı azalttı. Söndüğü zaman yavaş yavaş mana kanalları açılmaya başladı. Vücudu otomatik olarak yenileniyordu.
Rodius küreyi su dolu olan ve ağaç içeren bir gölün kenarına getirip patlattı. Tokito yavaş yavaş yenileniyordu. İlk yenilenen bölgesi göğsü olmuştu. Kıyafetleri de yanmıştı.
Bir saat dinlendikten sonra yenilenmesi tamamlanmıştı ve manası geri gelmişti. Rodius bir ağacın üstünde elma yiyordu. Tokito kalkıp etrafına baktığında ağaçtan atladı.
Rodius: "Sonunda uyandınız efendim. Bu çocuk halinizle yarım saat dayanmak çok etkileyici."
Tokito: "Ne kadar süredir yatıyordum?"
Rodius: "Bir saattir yatıyorsunuz efendim."
Tokito: "Beni bıraktığını sandım."
Rodius: "Merak etmeyin efendim ben etrafımda olan tüm varlıkların kalk atışlarını duyabilirim."
Tokito: "Kalbim durduğunda mı kurtardın beni?"
Rodius: "Hayır, şeytan kralların vücutları özeldir. Kalbiniz atmıyorken beyniniz yaşar. Ben beyniniz yanmaya başladığında kurtardım."
N-Ne kadarda vahşi bir öğretmen. İnsan olsaydım ölecek miydim? Ders almak isteyerek yanlış seçim mi yaptım? Artık geri dönüşü yok güçlenmek zorundayım.
Tokito: "Sen ne kadar durabiliyorsun bu volkana karşı?"
Rodius: "Ben kendi eğitimimi tamamladığımda 14 saat su hapsinde volkanın içinde uyudum."
Volkanın içinde mi uyumuş? Bu delilik... O sıcaklığın içinde nasıl durabilir? Bu imkansız olmalı. Ne kadar manası var bunun?
Rodius: "Şaşırmış olmalısınız efendim fakat bende sizin gibiydim. 3 yıl eğitim sonucu bu hale geldim."
Tokito: "Hadi devam edelim. Senin skorunu 1 ayda geçeceğim görürsün!"
Rodius: "Acele etmeyin efendim 4 saat yeterli A seviye için."
Tokito tekrar volkanın girişinin yanına geldi. Sıcaklık yine bedenini yakmaya başladı. Yine kenarına oturup beklemeye başladı. Ekran açılıp uyardı.
.
"Kullanıcıda yüksek sıcaklık tespit edildi. Otomatik yenilenme başladı."
.
Bunu başaracağım ve en güçlüsü olacağım! Volkana yavaş yavaş adapte oluyorum sanırım. Sıcaklığı bir nebzede olsa azaldı. Sanırım bunu yapabilirim!
Tokito ilk onuncu dakikada kendisini iyi hissediyordu fakat manasını çok kullandığı için kalitesi azalmıştı. Yenilenmesi bu sefer daha yavaştı fakat mana kapasitesinde bir artış vardı.
Yirminci dakikaya geldiğinde Rodius onu uzaktan izlemeye karar verdi. Dağın en üstüne oturup gözüyle iki kilometre uzakta duran Tokito'yu izlemeye başladı.
"Gerçekten küçük efendi bana babasını hatırlatıyor. Babası burada eğitim gördüğünde onun gibi değildi. Yarım saat geçtiğinde ölmeye yaklaşmamıştı ama pes etmişti. Küçük efendi babasını geçebilir."
Rodius izlerken bir elma daha yemeye başladı. Tokito ise manasına odaklanmak için gözünü kapattı. Düşündüğü tek şey 4 saat durabilmekti.
25.dakikaya geldiğinde manası hayla vardı fakat yenilenmesi yine zayıflamıştı. Derisi siyahlaşıyordu, kalbi duruyordu. O odaklandığı için kalbinin durmasını fark etmemişti bile.
Sıcak Tokito'nun kafatasını aşıp beynine nüfuz etmeye başlayınca yine Rodius tarafından kurtarıldı ve gölün yanına geri çekti.
Tokito yine iyileştiğinde kalktı bu sefer Rodius'u gölün üstünde herhangi bir tahta gibi su üstünde durmasını sağlayan bir şey yokken o bir yatak gibi suyun üstünde yoga yaparken gördü.
Tokito: "Rodius ne yapıyorsun?"
Rodius: "Buna mana dinlendirme denir efendim. Ejderha büyümü kullandığımda yapmam gereken bir antrenman."
Tokito: "Ben de yapabilir miyim?"
Rodius: "Buda dersinizin bir kısmı olacak efendim fakat güçlenmek için bu yöntem olmadan dersinizi tamamlamanız lazım."
Bu kadar zor bir ders vereceğini düşünmemiştim. Sanki beni ölümüne bir dövüşe gönderiyormuş gibi hissediyorum.
Rodius gölden çıkıp efendisinin yanına geldi. Vücudunun durumuna baktıktan sonra onu kucakladı. Tokito şaşırmıştı bu yüzden omzuna dokundu. Rodius efendisinin gözünün içine bakmaya başladı.
Rodius: "Bir şey mi oldu efendim?"
Tokito: "Neden beni kucağına aldın? Nereye gidiyoruz?"
Rodius: "Bugün için bu kadar yeterli bir mağaraya girelim efendim."
Efendim yanımda olmasaydı ilgilenirdim ama büyülü canavarlar efendimin manasına çekilmeye başladı. Yarın devam etmek zorundayız gibi görünüyor. Bunu yaptığım için özür dilerim efendim.
Tokito: "Daha devam edebilirim ben süreyi uzatmayı bile başaramadım."
Rodius: "Mana kaliteniz düştüğü için süre azaldı. Yarın devam ederiz efendim."
Rodius zıplayarak dağın eteklerinden geçerek mağara sesi çıkaran zemini anlamaya çalışıyordu. Geldiği ikinci dağın zemininin altında boşluk olduğunu hissedince girişi aradı. Giriş dağın en aşağısında olan ormandaydı.
Su büyüsüyle kayarak en aşağıya indi ve mağara girişini buldu. İçeriye girdiler ve bu geceyi orda geçirmeye karar verdiler. Rodius su büyüsüyle mağara girişini kapattı. Mağaranın derinliklerine inip duvarları suyla zayıflatıp çıplak elle kazarak kömür buldu. Taşlarla küçük bir yer yapıp kömürleri düşük seviye ateş büyüsüyle yaktı.
Ortam ısınmaya başlayınca Tokito'nun uykusu geldi bu yüzden uyudu. Tokito uyurken Rodius dışarı çıktı ve yarın için et arayışına girdi. Gördüğü canlıları sessiz adımlarla yakaladı ve öldürdü. Hepsinin derisini yüzüp mağaranın içine su hapsiyle taşıdı.
Kendisi efendisi çalışırken hep dinlendiği için bir gözü açık uyudu. Sabah olduğunda Tokito kalkmıştı ve Rodius'u girişe bakarken gördü. Yanına gitmeye karar vermişti.
Yanına gittiğinde Rodius endişeli görünüyordu. Rodius'un kürkünden tuttu. Gözlerini ovan kralı gördüğünde Rodius'un endişesi sona erdi.
Rodius: "Günaydın efendim. Neden bu kadar erken kalktınız?"
Tokito: "Uyumak sadece enerjimi almak içindi."
Rodius: "Biraz et yiyin efendim dersimize başlayalım."
Tokito: "Tamam Rodius sende gel ve ye."
Şuanda efendimin hayatı önceliğim olmalı. O dersteyken ona saldırabilecek her şeyi bulabilmem lazım. Manamı bu ormana saldım tehlikeden haberdar olurum ama yine de endişeliyim. Sanırım yaşlandığım için kendime güvenemiyorum.
Rodius ve Tokito yemeklerini yediler sonra volkana geri döndüler. Tokito'nun cehennem eğitimi hayla devam ediyordu.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
144 Okunma |
33 Oy |
0 Takip |
33 Bölümlü Kitap |