50. Bölüm

24. Bölüm 2. Kısım “Korkak Kalp”

Songül harmanda
sonsuzluksb

Derin Asu Aldinç

 

Bu ev bana kafa karışıklığından başka hiçbir şey getirmiyordu. Başlangıçta beş şüpheli vardı, her biri benim için nefret ettiğim beş adamdan başka hiçbir şey değildi. Şimdi ise beş şüpheliden çok daha fazlasıydı. Zaman geçtikçe ilk günki kadar suçlayıcı olmak imkansızlaşıyordu. Oysa ben içimde Karademir’lere karşı biriktireceğim öfkenin her birini yakacağına inanıyordum. Mert ölmüştü, artık ondan nefret edemiyordum, suçlayamıyordum. Kuzey benden af dilemişti. Emir ise çoktan duvarlarımı aşmıştı.

 

Karademir’lerden intikam almak için geldiğim bu evde, artık suçtan çok suçlunun kim olduğu önemliydi. Fakat bu derin bir öfkeden uzaktı, ceza kesme arzusu değildi. Aklım avaz avaz bağırıyorken kalbim o olmasın diyordu. Emir olmasın. Sanki suçlu olan Emir olursa günah daha büyük olurdu, acı daha keskin, intikam daha zor olurdu.

 

Sırf bu yüzden onlarala arama koyduğum mesafe önemliydi. Fakat şimdi Ezra ile anlaşmam yüzünden Emir ile yakındım. Dahasını istemezken biraz önce Kuzey benden af dilemişti.

 

Beni berbat bir kafa karışıklığının içine atıp gidişinin ardından Defne çıkmıştı bahçeye. Gelip çaprazıma oturdu. Sıfır kollu, dizinde biten dar elbisesini iyi taşıyordu. Kızıl saçlarını sıkı bir at kuyruğu yapmış, yeşil gözlerini iyice germişti. Şüphesiz güzel bir kadındı.

 

“Oturmamda bir sakınca yok değil mi?”

 

Yalnızca başımı salladım. Gözlerimi ondan almama neden olan bahçe kapısında görünen Emir’di. Bana baktığında Aradığını bulmuşçasına rahatladı. Karşımda ki koltuğa oturduğunda dikkatle yüzümü inceledi.

 

“Daraldın mı içeride?”

 

“Sigara içmeye çıktım sadece.”

 

“Bu görüşmeye katılmak zorunda değildin.”

 

Bu sözler yalnızca anlayışla söylenmişti ama bir süredir neredeyse hiç konuşmayışımız beni yeni dikenlerin ardına sürüklemişti.

 

“Ne yapacağıma kendim karar veririm.”

 

Bana baktı uzun uzun. Kızgınlık değildi gözlerindeki fakat şefkat de değildi. Belki nasıl bir acıyla mücadele ettiğini bilmeme rağmen mesafe koyuşumdu bana böyle bakmasına neden olan.

 

“Siz pek anlaşamıyorsunuz galiba?”

 

Patavatsızca ortaya atılan bu soru Defne’dendi. Gözlerini benden ayırmadan cevap verense Emir’di.

 

“Gayet iyi anlaşıyoruz.”

 

“Biraz ciddi görünce farklı anladım kusura bakmayın. Derin, Açelya Hanımın kızı öyle değil mi?” Dudaklarını büzdü. “O kadar benziyorsunuz ki kimseye sormadan anladım bunu.”

 

“Benziyoruz evet.” Dedim yalnızca.

 

Defne kafasını sallayıp bedenini Emir’e çevirdi. Onun hala bende olan bakışlarını kendi üzerine çekmeye kararlı gibiydi. Fakat Emir’de ona ters cevap verişimin üzerine gözlerini çekmemeye kararlıydı.

 

“Söylesene Emir neden sen değilde küçük kardeşin Kuzey veliaht?”

 

Bu soru ile dikkatini çekmeyi başardı. Aynı anda benimde dikkatimi çekti. Altında birçok anlam taşıyordu. Çoğu beni rahatsız eden anlamlardı.

 

“Neden?” Sesim şüphesiz iğneleyiciydi. “Evleneceğin adam Emir mi olsun isterdin?”

 

“Asu.”

 

Emir’in uyarıcı sesine bakışları eşlik etmişti. Aynı şeyi düşündüğünü biliyordum fakat dile gelmesinden hoşlanmamıştı. Eh, ben bunu dert edecek biri değildim.

 

Defne hoş bir kahkaha attı, benim için hoş olmasa da hoştu işte. “Çok tatlısın Derin.” Derken hala gülümsüyordu.

 

“Öyleyimdir.”

 

“Sonuçta iki aile arasında bir evlilik yapılmalı. Bunun hangi Karademir ile yapıldığının bir önemi var mı?”

 

Emir’i kast ediyordu. Sözlerimi ret etmemişti. Hiç çekinmeden onunla evlenmek istediğini ima etmişti. Bu yalnızca flört olabilirdi ama öfke tenimi yakmaya başlamıştı. Bu yüzden suçlu Emir’miş gibi ona diktim öfkeli bakışlarımı. Maviliklerime bakarken ters bir şey söylememem için kaşlarını kaldırdı yavaşça. Ben de kaldırdım kaşlarımı. Bu bakışmada benim öfkeli olduğum netti fakat Emir ne hissetmişti anlamamıştım.

 

“Önemli olduğu için bugün Kuzey’le tanışmaya geldin.” Dedi Defne’ye bakarak.

 

Ona bakarken güzel olduğunu düşünüp düşünmediğini anlamaya çalıştım. Beyaz teni, kıvrımlı vücudu dikkatini çekmiş miydi? Bu hissettiğim kıskançlıkta neyin nesiydi böyle?

 

“Siz Karademir’ler hep böyle gergin mi olursunuz?”

 

“Mesafenin iyi olduğunu düşünüyoruz sadece.”

 

 

Bir hizmetçi bize doğru yaklaşınca aramızda dönen gergin bakışma son buldu. Mahcup bir ifadeyle Defne’ye baktı. “Çağdaş Bey sizi çağırdı Defne Hanım.” Emir’e döndü. “Ayrıca Kuzey Bey’in de gelmesini istedi.”

 

“Kuzey çıktı. Özürlerini ilettiğini söylersin Zeynep. Acil olmasa çıkmazdı.”

 

“Peki Emir Bey.”

 

Defne yanımızdan ayrıldığında Emir sakince paketinden bir sigara çıkarıp yaktı. Bakışlarımın elinde tuttuğu çakmaktan daha yakıcı olduğundan haberdardı.

 

“Seninle flört etti.”

 

Dumanı dışarı verirken dudağının yalnızca bir kenarı yavaşça yukarı yükseldi.

 

Kahretsin çok çekiciydi!

 

“Öyle mi yaptı?”

 

“Bunu anlamayacak değilsin.” Öfkem sesime yansıdığında dudağındaki kıvrım eşitlendi. “Güldüğüne göre hoşuna gitmiş belli ki.”

 

“Asu.” Sigarayı henüz yakmış olmasına rağmen söndürüp dirseklerini dizlerine yaslayarak bana yaklaştı. “Defne de başka kadınlar da umurumda değil. Senin dışında hiçbir kadın umurumda değil.” Yutkundu sertçe. “Görmüyor musun?”

 

Bu kötüydü.

 

Bu çok kötüydü.

 

Bir çekimden öteye gitmesinden daha kötüsü sözlere dökülmesiydi. Bu onunla yakınlaşmaktan çok daha tehlikeliydi.

 

Elimde 3 tane büyük problem vardı. İlki şüphesiz kardeşimin ölümünden şüpheli olan bir adama karşı kalbimin ritmini değiştirmesiydi. İkincisi onun da bir şeyler hissetmesiydi. Ve üçüncüsü bunlarla birlikte benim aslında tamamen bir oyun oynadığımdı. Her bir problem bir diğeri ile bağlantılı olarak canımı yakacaktı, cayır cayır yakacaktı.

 

“Böyle konuşamazsın.”

 

Sesim titredi. Emir başını yavaşça sağa sola salladı. Ciddiydi.

 

“Senden kaçmayıp, bir korkak gibi duygularımdan kaçacağımı mı sanıyorsun?”

 

“Tüm bunlar mutluluk getirmez bize.”

 

“Mutlu olmak kimin umurunda? Ben seni istiyorum.” Bedenini kaydırıp bana daha çok yaklaştı. Geri çekilebilirdim ama o zaman Ela gözlerinin güzelliğinden mahrum kalırdım. “Asu benim olursan ben de senin olurum, yalnızca senin.”

 

Nefesler boğazıma takılıp kaldığında bunun sebebinin sözleri olduğundan bir saniye bile şüphe duymadım. Onun gibi öne kaydım ama farklı bir amaçla. Ne yapacağımı anladı ve bacaklarını koltuğumun iki yanına sabitleyip bacaklarımı hapis aldı.

 

“Kaçma Asu.”

 

“Bu yalnızca tensel bir çekim.” Dedim nefes nefese. “Sana bunları söyleten arzun.”

 

Kaşları hiç görmediğim kadar keskin çatıldı. Öfkelendi, hızla yerinden kalktı ve birkaç adım attı fakat sonra durup bana döndü. Aynı hızda yanıma gelip ellerini koltuğumun iki koluna yaslayıp üzerime eğildi.

 

“Hiçbir şeyden korkmuyorsun.” Diye fısıldadı. Sonra ekledi. “Kalbinden korktuğun kadar.”

Biraz daha eğildi ve gözlerimin içine baktı. “Sen kaçmaya devam et, ben bir nefes ardında olacağım. Sözlerin gözlerinde gördüğümle aynı olana dek.”

 

Geri çekilip bahçeden uzaklaştı. Aradan zaman geçti fakat ben hala nefes nefeseydim. Bir elim kalbimin üzerindeydi ve beni alaşağı edecek kadar hızlı atıyordu.

 

***

 

Karton bardağı ısıtan kahve soğuk avuçlarımı da ısıtmıştı. Onu içmektense avuçlarımı ısıtmaya devam etmeyi arzuluyorum. Yine de içeceğim sıcak bir kahvenin aynı zamanda içimi de ısıtacağını biliyordum. Dudaklarıma yasladığım bardaktan içtiğim şeyin acı tadı yüzümü buruşturmama neden oldu. Ezra’nın benim aksime kahvesini keyifle yudumladığını fark edip kaşlarımı çattım.

 

“Sen kahve içtiğine emin misin? Daha çok petrol yudumladım sanki.”

 

Dudaklarını büzerek bana baktı. Soğuktan burnu kızarmıştı. Onu hiç tanımasaydım gerçekten masum göründüğünü düşünürdüm, şu haliyle de pek tanıdığım söylenemezdi tabii.

 

“Somurtkan yüzünü baz alarak şekerli şeyler sevmeyeceğini düşündüm.”

 

Kahveyi yavaşça yere bırakıp kalçamı arabaya yasladım. Arabayı çektiği bu ormanlık alan bizim için bir görüşme noktası olmuştu. Ve dondurucu havaya rağmen dışarıda durmak her nedense arabada onunla oturmaktan daha güven vericiydi.

 

“Emir ile ilgili bir gelişme var mı?”

 

Başımı sağa sola salladım. “Mert’in ölümünden sonra pek evde durmadı.” Dün geceden bahsetmedim.

 

“Elimizde hiçbir şey yok yani.”

 

Kahvesinden bir yudum alıp arabanın üzerine bıraktı. Daha sonra kapıyı açıp içinden büyük bir rulo kağıt çıkardı. Yavaşça arabanın üzerine açtı.

 

“Bu ne?”

 

Kağıda benimle birlikte eğildi. “Bir şema halinde bakmak olayı daha iyi çözmeye yardım ediyor. Bu yüzden Karademir ailesi için ufak bir çalışma yaptım.” Elini yazılı isimlerin üzerinde gezdirdi. “Çağdaş karademir, benim için birinci şüpheli.” Tereddütle bana baktı. “Anneni aldattığını biliyorsundur.”

 

“Biliyorum.”

 

“Lale’nin intiharına sebep olacak iki şey geliyor aklıma. Senin de aynı şeyleri düşündüğüne eminim. Ya görmemesi gereken bir şey gördü, ya da biri ona…istemediği bir şey yaptı.”

 

Boğazım düğümlendi. Gözlerimi kaçırıp yere baktım. Toprağın üzerinde duran küçük taşları inceledim. Aylar geçmişti ama konuşmak hala çok zordu.

 

“Lale onu başka bir kadınla görmüş olabilir. Bu durumda-“

 

“Sanmıyorum. Annem aldatıldığını biliyor.”

 

 

Kaşları çatıldı. “Biliyor mu?” Düşünceli bir şekilde kağıda döndü. “O zaman Lale’ye bir şey yapmış olabilir.”

 

Cevap veremedim.

 

“Kuzey’in nedense bu işle ilgisi olmadığını düşünüyorum. Evdeyken de pek Lale ile yakınlığı yokmuş. Zaten işkolik bildiğimiz kadarıyla.” İşaret parmağı Mert’in ismi üzerine geldi. Aldığı notları okumadan onun konuşmasını bekledim. “Mert’in Lale ile olan ilişkisini biliyor muydun?”

 

“Yeni öğrendim sayılır.”

 

“Benim için ikinci şüpheli o. Ölmüş olsa da Lale’ye vermiş olacağı duygusal bir zararın o yaştaki biri için intihara sebep olması olası.”

 

 

“Fakat öldü.” Dedim. Bu her şeyi değiştirebilirmiş gibi. “Bu durumda o olsa ne yapabilirim ki artık.”

 

Kollarını göğsünde bağlayıp tek kaşını kaldırdı.

 

“Emir’den almanı istediğim şey her halükarda Karademir’lerin sonunu getirecek. Yani bir şey yapmayacaksın zaten Asu. Yalnızca kim olduğunu bilmeye hakkın var, bu yüzden anlaşma yaptık.”

 

“Peki ya Emir?” Gergince yutkundum. “Sence o şüpheli mi?”

 

Gözleri yine çizdiği şemaya döndü. “Her Karademir bizim için şüpheli tabii. Emir ise karışık biri. Aslında vicdanlı ama söz konusu sevdikleriyse-“

 

“Her şeyi yapabilir.”

 

Başını sallayarak beni onayladı. “Lale’nin onun sevdiği birine zarar verme ihtimali var mı?”

 

“Bilmiyorum. Bildiğimi sandığım çoğu şey yalan çıktı. Bu yüzden bilmiyorum Ezra.”

 

Yumuşak bir şekilde bana baktı. Aramızda pek mesafe olmayışını o ana dek sorun etmemiştim. İşaret parmağı ile yavaşça burnuma vurduğunda kaşlarım çatıldı.

 

“Bildiğini sandığın şeyler mi yoksa haberin olmayan şeyler mi?“

 

“O parmağını sürekli sırıttığın ağzına sokarım Ezra.”

 

Gülerek geri bir adım attı. “Çok öfkelisin Asu.” Ellerini cebine koydu. “Üstelik yarım kadar olmana rağmen tehditlerin beni korkutuyor. Bu çok garip.”

 

Ters bakışlarım onun daha geniş gülümsemesine neden oldu. Burnumun üzerine bir kir bırakmış gibi elimin tersi ile sildim. Montum artık soğuk havaya karşı hiçbir direnç oluşturmadığından arabaya bindim. Ezra da kağıdı tekrar rulo haline getirip şoför koltuğuna geçti. Isıtıcıyı açmak için arabayı çalıştırdı fakat yerimizden ayrılmadık.

 

“Yener Karademir’i de bir süredir izletiyorum.” Kararsızca bana baktı. “Başta takıldığı kadınları görmek istedim. Gençlere mi ilgi duyuyor diye. Fakat hiçbir kadınla görüşmedi.”

 

“İkimizin de elinde hiçbir şey yok yani?”

 

“Aslında garip bir şey var ama Lale’nin intiharıyla pek ilgisi yok.” Bedenini bana çevirdi. “Emir’in annesi.”

 

Sözleri dikkatimi çekti. Bu önemseyişimi hissetmemesi için çabaladım.

 

“Kimliğinde diğerleriyle aynı isim yazılı olsa da onun annesi farklı.”

 

Bunu biliyordum ama bildiğime dair bir şey söylemedim.

 

“Yener Karademir bu süre boyunca sık sık Emir’in annesinin mezarına gitti. Yani abisinin metresinin mezarına. Garip değil mi sence de?”

 

“İkisi de bir kadını sevmiş olabilir mi?”

 

“En masum kısmı bu olurdu sanırım. Çağdaş Karademir’in Emir ile pek anlaşmadığını göz önünde bulundurursak ayrıca metresini boğarak öldürdüğünü de-“

 

“Ne?”

 

Büyük bir şok dalgası bedenimi ele geçirdi. Araba sıcaktı ve bedenim çoktan ısınmıştı ama buz kesmiştim. Emir’in annesini babası mı öldürmüştü?

 

Kalbim acıdı.

 

Emir için kalbim acıdı.

 

Kalbim ona nasıl acır diye sormadım hiç kendime. Yalnızca bir şeyi öğrenmek istedim, Emir bunu biliyor muydu? Annesinin ölü bedeninden bahsetmişti, biliyor muydu?

 

Gidip onu kollarıma almak istedim. Nasıl bu denli hissederdim acıyı? Nasıl sırf Emir’in canı yanmıştır diye canım yanardı?

 

“Amcası aslında babası olabilir mi diyorsun?”

 

Her bir kelime boğazımı kesip geçti sanki. Ezra başını salladı yavaşça. Gözlerimi yumdum. Yaşanmış olduğuna ihtimal verdiğimiz her şey bir taraftaydı, diğer tarafta ise Emir vardı. O benim kalbimin içini görmüştü bense hiç görmemiştim. Ben mi gizleyemiyordum yoksa o mu görmek isteyerek bakmıştı bana bilemedim. Tek bildiğim bu araba beni o eve götürecekti ve ayaklarımda Emir’e.

 

 

Bölüm : 04.12.2024 00:14 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Songül harmanda / KARADEMİR / 24. Bölüm 2. Kısım “Korkak Kalp”
Songül harmanda
KARADEMİR

43.97k Okunma

2.18k Oy

0 Takip
59
Bölümlü Kitap
1. Bölüm "Kanlı Küvet"2. Bölüm "Bir Şüphe, Beş Şüpheli"3. Bölüm "Karanlıkta Gizlenen Adam"4. Bölüm "Açık Çek"5. Bölüm "Bir Kadını Kurtarmak"6. Bölüm "Tehlikeli Adamlar"7. Bölüm "Dikenli Duvarlar"8.Bölüm "Çığ"9.Bölüm “Kimsesiz Kız Çocuğu”10.Bölüm “Ölüm Oylaması”11. Bölüm “Kış Bahçesi”12.Bölüm”Kabuk Tutmuş Yaralar”13. Bölüm “Bir Fotoğraf Karesi”Duyuru14. Bölüm “Her İnsanın Bir Zaafı Vardır”DuyuruGüncelleme15. Bölüm "Gözlerini hep açık tut!"DuyuruDuyuru16. Bölüm “Bir Kadın Tüm Oyunu Bozar”Yeni bölüm yayınlandı17. Bölüm “Kral Paradoksu”Yeni Bölüm YayınlandıDuyuru18. Bölüm “Vicdana Asılı Urganlar”Yeni bölüm yayınlandıDuyuruDuyuru19. Bölüm”Bir Hiç Sıfıra Eşit Olur Mu?”Yeni Bölüm YayınlandıDuyuru20. Bölüm “Kan”Yeni Bölüm Yayınlandı21. Bölüm “Yalan”Yeni Bölüm YayınlandıDuyuruDuyuru22.Bölüm “Üç Bilet Meselesi”Yeni Bölüm YayınlandıDuyuru23. Bölüm “Bedelleri Her Zaman Masumlar Öder”Yeni Bölüm YayınlandıDuyuruDuyuru24. Bölüm 1.Kısım “İkilem”Yeni Bölüm YayınlandıDuyuru24. Bölüm 2. Kısım “Korkak Kalp”Yeni Bölüm Yayınlandı25. Bölüm 1. Kısım "Pranga"25. Bölüm 2. Kısım "Yol Ayrımı"26. Bölüm "Gerçeğin Acı Yüzü"Yeni bölüm hakkında27. Bölüm 1. Kısım "Yaralı Bir Adam"27. Bölüm 2. Kısım "Gözler Yalan Söylemez"Duyuru28. Bölüm 1. Kısım "Geriye Kalacak Birkaç Anı"Duyuru
Hikayeyi Paylaş
Loading...