98. Bölüm

U.S 66. BÖLÜM KUTLAMA

Esma Gül
sidelyacicegi

BEBEKLERİM BEN BÖLÜMÜ YORGUNLUKTAN ATMAYI UNUTMUŞUM.

BU BÖLÜMÜMÜZÜN HEDEFİ 250 OKUNMA 100 OY VE 230 YORUMDUR. LÜTFEN ŞUBAT AYI BOYUNCA SINIRLARI DOLDURMAYA ÖZEN GÖSTERELİM.

OY VE YORUMLARDA BULUŞALIM BEBEKLERİM SİZİ ÇOK ÖZLEDİM KEYİFLİ OKUMALAR. BEKLETTİĞİM İÇİN ÖZÜR DİLERİM🫀🫶🏻💕🥰♥️🖤

Ömer Üsteğmen evini topluyordu. Evinin boş bir bölümüne yerleştirdiğini kitaplığına etrafta bıraktığı kitaplarını diziyordu. Bir kitabı yerleştirirken içinden yere düşen bir kaç fotoğrafa bir süre bakakaldı. Kitap elinde kalakalmıştı.

 

Eğilip yerdeki iki fotoğrafı elinin arasına aldı. Uzunca bir süre fotoğrafa bakmıştı. Yutkunamadan öylece fotoğraflara bakıyordu.

HAYAL

“Aşkım, burada fotoğraf çekilelim.” Ömer ve sevgilisi taş duvara telefonu koyup kameraya poz vermeye başlamıştı.

 

“Merhaba, ben fotoğrafçıyım da güzel görünen çiftleri çekip kendi sayfamda paylaşıyorum, sizi görünce bir kaç fotoğraf çektim. Bir bakın isterseniz” İkiside fotoğrafa hayranlıkla baktı.

 

“Ya Ömer, bu çok güzel” Kız hayranlıkla fotoğrafa bakıyordu.

 

“Alabiliyor muyuz? Ne kadar?” Ömer, neşeyle fotoğrafa bakan sevgilisine bakarak konuşmuştu.

 

“Tabi, ama parayla vermiyorum. Alabilirsiniz, kendi sayfamda paylaşmam da bir sakınca var mı?” Kız panikle ellerini iki yana salladı.

 

“Hayır hayır bu kesinlikle olmaz.” Ömer ilk başta bu tepkisine şaşırmıştı.

 

“Niye olmaz? Bence gayet hoş” Kız gülümseyerek ama aynı zamanda panikle Ömer’e baktı.

 

“İstemiyorum, ailem ya da akrabalarım görür. Uzatma Ömer” Ömer’in hevesi kursağında kalsa da uzatmayı seçmemişti.

 

“O zaman biz sana hakkını verelim, sadece fotoğrafları alalım.” Ömer cebinden çıkardığı cüzdanıyla fotoğrafçıya baktı.

 

“Teşekkürler, hediyem olsun.” Fotoğrafçı gülümseyerek uzaklaşmıştı.

 

“Ay ne kadar güzel çıkmışım” Kendisine hayranlıkla bakıyordu.

 

“Evet, güzel çıkmışsın” Ömer’in ilk heyecanı ve hevesi kalmamıştı.

HAYAL’İN SONU

“O zaman anlamıştım da niyeyse konduramadım.” Kendi kendisine fotoğraflar elindeyken konuşuyordu.

 

“Hiç sevilmemişsin be oğlum” Gözleri dolmuştu. O sırada çalan telefon sesiyle bir anda daldığı yerden çıkmıştı.

 

“Efendim Haluk?” İstanbul’da ki arkadaşlarından biriydi.

 

“Ne yapıyorsunuz Üsteğmenim” Gülümseyerek konuştu.

 

“Ev temizliyorum Haluk, sen ne yapıyorsun?” Karşıdan gelen cızırtı seslerinden sonra ses yeniden net geldi.

 

“Koskoca Üsteğmen oldun hala ev temizliyorsun” Ömer Üsteğmen gülerek konuştu.

 

“Eee iş başa düşünce yapılıyor.” Haluk gülerek cevapladı.

 

“Ömer, sana bir şey diyeceğim kardeşim” Bir anda ciddileşip kaşlarını çattı.

 

“Annemlere falan bir şey olmadı değil mi?” Panik yapmıştı.

 

“Yok be oğlum, arada uğrayıp hallerini hatırlarını soruyorum, iyiler şuanda, ben ondan bahsetmiyorum, Seçil” Sustu. Yeniden konuşmaya başladı. “Onunla karşılaştım da, şey” Ömer Üsteğmen dikkatle cevabını bekledi.

 

“Hamileydi, selam söyledi. Selamı üzerimde kalmasın diye aramak istedim.” Ömer Üsteğmenin elindeki fotoğraflar parmaklarının arasındak kayıp yere düşmüştü. Zihnine düşen görüntülere bir anlığına yutkunamadı.

 

“Ömer, orada mısın kardeşim?” Hiçbir şey söyleyemedi. Düğününe davet ettiği anı hatırladı. Ona çok öfkeliydi. Şimdi ise selam yolluyordu.

 

“Önce düğününe davet ederek kendisini bana hatırlatmaya çalıştı. Şimdi senden selam göndererek yeniden yokluyor, hatırlatmak için, ben kiminle yol yürümüşüm, banada yazıklar olsun.” Çatallaşan sesiyle konuşmuştu.

 

“Selamı bende kalmasın diye kardeşim, yoksa hiç lafını açmazdım.” Ömer başını salladı.

 

“Sağlıkla büyütsün ne diyeyim, her neyse benim biraz işim var. Sonra konuşuruz.” Telefonu zar zor kapatarak hızla gözlerini sildi. O göz yaşının akmasını istemiyordu.

 

“Bir kez yenildim. Bir daha yenilmem.” Yutkunmaya çalışarak yerdeki fotoğrafları aldı. Buruşturacakken bir anlığına durdu.

 

“Ben yakışıklı çıkmışım, kendimi niye yırtıyorum.” Kendi kendisine konuşurak fotoğrafı ikiye ayırıp kızım fotoğrafını buruşturarak çöpe attı.

 

“Efendim güzellik?” Sare’nin telefonunu yanıtlamıştı.

 

“Nasılsın Ömüş?” Sare kahkaha atarak konuşmuştu.

 

“Ömüş ne kız, köpek ismi gibi” Sare yeniden kahkaha attı.

 

“Ya beğenmedin mi?” Ömer Üsteğmen gülerek karşılık verdi.

 

“Şaka yapıyorum, sen istediğin gibi seslen.” Sare hevesle konuştu.

 

“Sen benim yüzüğümü gördün mü? Bak, whatsaap’tan attım.” Ömer Üsteğmen kahkaha atarak mesaj kısmına tıkladı.

 

“Ooo, bizim Tuna yapmış yapacağını, kaç karat kız bu, aman karşıma çıkma gözümü alır.” Sare kahkaha atarak cevapladı.

 

“Ahmet bayıldı az önce, kalk bi gören olacak dedim.” Ömer Üsteğmenin gülmekten gözleri yaşarmıştı.

 

“Ben seni şey için aradım. Mangal yapalım mı?” Ömer Üsteğmen bardakları bulaşık makinesine yerleştirmek için telefonu hoparlöre almıştı.

 

“Olur güzellik bana uyar, Tuna’nın haberi var değil mi?” Sare biraz düşündü.

 

“Yok, sen organize et diye seni aradım.” Ömer Üsteğmen kahkaha atarak cevap verdi.

 

“Acaba ben işi bırakıp organizatör mü olsam?” Sare yeniden konuştu.

 

“Olmaz böyle daha havalısın” Ömer Üsteğmen gülerek yeniden konuştu.

 

“Sen o havayı dağda neremiz….öhö öhö yani nasıl aldığımızı bilsem demek istedim.” Sare gülerek konuştu.

 

“Şimdi yapıyor muyuz yapmıyor muyuz?” Sare cevap beklemeye başladı.

 

“Tamam ben hallederim. Yiyecekler için Ahmet’i yollarız merkeze” Sare anında cevapladı.

 

“İmre’yle bende para katacağız, ibanını yolla.” Ömer Üsteğmen göz devirmişti. Ama bunu Sare görmedi.

 

“Ya Sare, kapat şu telefonu, bu kadar adam varken sizden para mı alacağız? Şu muhabbetlere girme ayar oluyorum.” Sare konuşacağı sırada Ömer Üsteğmen yeniden konuştu.

 

“Ben kapatıyorum güzellik hiç böyle konulara girme bozuşuruz.” Sare cevap veremeden telefonu kapatmıştı.

AHAD

Bugüne denk kimsenin bana ihanet etmesine izin vermemiştim. Ama son zamanlarda şüphelerimi arttıracak bir kaç şey oluyordu. Öncelikle Rebecca bana eskisi gibi uzaktı. Ama nedense Mohat’a karşı ilgisi varmış gibi hissediyordum. Bu durum beni deli ediyordu. İstemsizce kendi içimde Mohat’a kuruluyordum.

 

“Bu ara ortalıktan fazla kayboluyorsun Mohat?” Sorgulayıcı ifadem onu germişti.

 

“Kampları geziyordum Ahad” Bunu biliyordum. Yanlışını görseydim şuan onunla ölüm konuşması yapıyordum.

 

“Pekala, Rebecca ne durumda?” Mohat güleryüzlü ifadesiyle konuştu.

 

“Şuanda benimle konuşmuyor. Kendi içine kapandı.” Kaşlarımı çattım. Nedense bana farklı geliyordu.

 

“Şu bombalar için hazırladığımız insanlar ne durumda, Büyük Birlik beni sıkıştırıp duruyor.” Mohat biraz düşündü ardından yeniden cevap verdi.

 

“Henüz hiçbiri kabul etmedi.” Sinirle ayağa kalktım.

 

“İlaçlarla beyinlerini yıkayın o zaman Mohat!” Gür sesim onu tedirgin etmişti.

 

“Pekala emri vereyim.” Mohat uzaklaşırken seslendim.

 

“Git bana Ruşet’i bul” Başını sallayarak beni onayladı.

 

Rebecca’nın odasına girdiğimde artık hiçbir şeye tahammülüm yoktu.

 

“Rebecca” Onun dikkatini çekmeye çalışıyordum. Bana gülümsedi. Bana ilk defa gülümsemişti.

 

“Senin gelmeni bekliyordum.” İşaret dilini kullandı.

 

“Beni mi bekliyordun?” Heyecandan elim titremeye başladı.

 

“Seni özledim, uzun zamandır yoktun.” Şok içinde ona bakıp yanına oturdum.

 

“Bunu duyacağımı düşünmüyordum.” İşaret diliyle ona kelimelerimi aktarırken ellerim titriyordu.

 

“Biraz korktum, sana bişey olacak diye, kötü bir rüya gördüm.” Elleriyle dediği şeye şok içinde baktım. Benim için endişelenmiş miydi? Benim karım?

 

Uzanıp dizime yattığında ne yapacağımı şaşırdım. Onun güzel yüzüne dokunmaya kıyamadım. Ben ona hiç dokunmamıştım. Ona dokunamadığım için her kadına dokunmuştum.

 

“Korkuyorum Ahad” Bana doğru dönerek elleriyle konuştu.

 

“Neden hayatım” Ellerimle işaretleri yapmıştım.

 

“Bilmiyorum” Dudaklarını büzdüğünde içimdeki dürtü onu öpmemi söyledi. Ama benden korkmasını istemiyordum.

 

“Rebecca bugün seninle uyuyabilir miyim? Sadece uyumak istiyorum.” Bana korkuyla bakınca gülümsedim.

 

“Sadece uyuyacağım söz veriyorum.” Rebecca başını sallayıp gözlerini kapadı.

SARE LİA SARUHAN

Arabayı karargahın önünde durdurdum. Askerler bana yolu açmıştı. Bu yolun sadece bana izinsiz açılması niyeyse kendimi özel hissetmeme sebep oluyordu. Kendi kendime gülümserken merdivenlerden inen Tuna’yı gördüm. Bana kaşlarını çatarak baktı.

 

“Ben seni almaya geliyordum. Ne diye tek başına yola çıktın?” Gülümseyerek ona baktım.

 

“Bende iyiyim sen nasılsın, sevgili müstakbel eşim?” Şok içinde bana bakarak boğazını temizledi.

 

“Bir anda şöyle şeyler söyleme, alışkın değilim.” Gülerek ona bakıyordum. Karargahın merdivenlerinden inen Hira’ya gözlerim takıldı. El sallayarak ona seslendim.

 

“Merhaba Hira” Hira sağına soluna bakıp beni görene kadar etrafına bakındı. Tabiki Tuna beni gizlediğinden görememişti. Bir adım yana kaydım.

 

“Buradayım” Gözleri beni bulduğunda gülümsedim.

 

“Bir an göremedim kusura bakma, nasılsın?” O da bana gülümsüyordu.

 

“Mangal yapacağız gelmek ister misin?” Ansızın davet edince şaşkınlıkla kalakaldı.

 

“Teşekkürler ben gelmeyeyim, Biran beni görünce huzursuz oluyor.” Yanına giderek omuz silktim.

 

“Biran abi bana bir şey demez. Benim davetlim derim, hem burada yalnız olmanın hissettirdiği duyguyu çok iyi bilirim. O yüzden çekinme gel lütfen” Hira’nın anlık olarak gözleri dolmuştu. Ama belli etmemek için gülümsedi.

 

“Teşekkür ederim düşüneceğim.” Telefonumu çıkarıp ona uzattım.

 

“Numaranı yaz istersen seni ararım, gelmek istemezsen ısrar etmem.” Hira heyecanla telefonu eline alıp numarasını tuşladı. Sanırım burada onunla kimse konuşmaya çalışmamıştı.

 

“Tamamdır, şimdi gitmem gerek, sana hayırlı işler” Hira gülümseyerek cevapladı.

 

“Teşekkür ederim” Arkamı dönerek Tuna’nın koluna girdim.

 

“Ömer’e söylemiştim bana kızmadın değil mi?” Mangal fikrini ilk Ömer’le paylaşmıştım. Çünkü bir şeyleri organize etmede çok iyiydi.

 

“Ömer bana söylemeden hiçbir şey yapmaz. Kızmadım ama bir dahakine haberim olsun.” Başımı salladım. Üniformasına mı ona mı bayıldığıma karar veremedim.

 

“Abimle konuşacağım.” Başını salladı.

 

“Yoksa haberi var mı?” Sorgulayıcı bir bakış attım.

 

“Ben bilemem” Bu cevap beni tatmin etmedi.

 

“Nasıl olmuşum” Kolunu kaldırıp kolunun altında dönerek ona baktım.

 

“Muhteşem olmuşsun, eşofman takımına bayıldım. Sürekli giy lütfen” Elbise ya da etek giyseydim bunu kesinlikle demezdi.

 

“Parmağıma denk gelecek yüzüğü nasıl ayarladın?” Tuna gülümseyerek baktı.

 

“Şu sürekli taktığın yüzüklerden birini aldım çaktırmadan, bunun ölçülerini alın dedim.” Şaşkınlıkla cebindeki yüzüğümü gösterdi.

 

“İnanamıyorum, kaybettim diye üzülüyordum.” Tuna gözlerini devirdi.

 

“Her şeye üzülme” Saçlarımı öptü.

                            🍖

AMO988-HODRİ MEYDAN

“Gel sen hodri meydan

Ölecem ben bu aşktan

Çıkışın yok kafamdan

Güzelliğine kurban”

 

Biran abi ve Hakan abi mangalın başındayken, Ömer kendi kendine şarkı söyleyip halay çekiyordu. Yan tarafımdaki büyük hoparlörden gelen ses tüm arsaya yayılıyordu. Bu sefer ki mangalı kışla da yapmıyorduk. Onların bildikleri ve rahat hareket edecebileceğimiz bir arsa vardı. Bomboştu ve yemyeşildi.

 

“Hakan bana bırak” Biran abi değişen şivesiyle konuşunca güldüm.

 

“İyi akşamlar gençler” Murat abi hanımını koluna almış bize doğru geliyordu. Şuan da ikisi de gözüme manken gibi görünmüştü.

 

“Hayırlı olsun Sare ve Tuna” Güliz abla bana ve Tuna’ya sarılarak tebrik etmişti.

 

“Sağ ol abla” Tuna ilk konuşan olmuştu.

 

“Teşekkür ederim.” Çekinerek konuşmuştum.

 

Kamp sandalyelerini ateşin etrafına dizmiştik. Murat abi ve Güliz abladan sonra gelen Leyla abla ve Yuşa abi, Seçil abla ve Mehmet abi olmuştu. Seçil abla hamileydi, Mehmet abi üstüne o kadar çok düşüyordu ki bir an Seçil ablanın sıkılıp sıkılmadığını düşünmüştüm. Nedense kendimi hayal ettim. Acaba benim hamileliğim nasıl olurdu?

 

“Valla bu mangal işi iyi oldu. Biz de tebrik etmeye gelecektik, Ömer’e kutlama yemeği falan mı yapsak dedim.” Murat abi konuşunca utanmaktan yüzüm kızarmıştı.

 

“Biz bir şeyler düşündük doğru, Sare arayınca dedim mangal da olur.” Ömer konuşmuştu.

 

“Gerçekten Tuna’nın bu hallerini görecek miydik? Ben evlenmem diyen adamdı.” Seçil abla konuştuğumda Tuna gülerek konuştu.

 

“Büyük konuşmamak gerekiyormuş” Tuna bana bakarak gülümsediğinde utanarak gözlerimi çevirdim.

 

Araba sesi duyduğumuzda başımızı o yöne çevirmiştik. Ahmet isyankar modunu açmış elinde bir sürü ekmekle arabadan inmişti.

 

“Ya abiler, niye sürekli ekmeğe beni gönderiyorsunuz?” İsyankar modunda yürürken yüz ifadesi çok komikti.

 

“Hadi annemi anlarım da siz niye sürekli beni gönderiyorsunuz?” Karasu güldüğünde bende gülmüştüm.

 

“Ahmet, sen dururken Biran’ı mı yollayayım? Yaşça senden zaten büyük” Ahmet göz devirerek homurdandı.

 

“Ekmek almanın yaşı mı olur abi?” Ömer gülerek söze girdi.

 

“Oğlum olur olur, sen gelmeden önce ben neler çektim. Ekmeğe git Ömer, malzeme almaya git Ömer, mermi almaya git Ömer, silahları temizle Ömer” Ahmet, şok içinde Ömer’e baktı.

 

“Harbi mi ya, o işler yaşa göre mi oluyormuş?” Şaşkın bakışları aşırı tatlıydı.

 

“Eee, sen gelmeden ekibin en küçüğü Ömer’di Ahmet, mecbur her yere onu gönderdik.” Ömer sahteden hüzünlü bir yüz ifadesi yapınca yanımda İmre kahkaha atmıştı.

 

“Eee şimdi ben bu durumdan kurtulmak için yeni birini mi bekleyeceğim?” Ömer gülerek yeniden konuştu.

 

“Yani Ahmetcim, ben bi ara çok darlandım. Dedim bu böyle olmaz o sırada önümüz kandildi. Neyse kandile girdik, aldım abdestimi namazımı kıldım. Dua ettim. Allahım dedim bizim time yaşı benden küçük birini yolla” Hepimiz şakasına söylediğini düşündüğümüz için gülmeye başladık.

 

“Sonra ne oldu abi?” Ahmet şaşkınlıkla soru sorunca ben ve İmre kahkaha atmıştık.

 

“Eee sonra sen geldin işte, nasıl içten dilediysem gerçek oldu.” Biz Ömer gülerken garip garip ona bakıyorduk.

 

“Sen ciddi misin Ömer?” Bunu Murat abi sormuştu.

 

“Ciddiyim tabi” Hepimiz gülerken Ahmet’in kafası karışmış gibiydi.

 

“Sıradaki kandil ne zaman?” Ahmet’in sorusu üzerine gülüşümüz daha da artmıştı.

 

“Ahmet geç şöyle otur hadi” Ahmet somurtarak karşımıza oturdu.

 

“Ben çok acıktım, abi hala hazır değil mi ya?” Ahmet homurdanarak konuşmuştu.

 

“Hazır az kaldı.” Gecenin ilerleyen saatlerinde Biran abi ve Hakan abi hepimize köfte ekmek arası yapmıştı. Masaya ise kanatları, butları ve salataları yerleştirmiştik. Güle oynaya sohbet ediyorduk.

 

Bir süre sonra yemeklerimizi yiyip bitirmiştik. Ahmet ve Ömer arabanın yanına gitmişti. Hangi konuda anlaşamadılarsa fısır fısır birbiriyle tartışıyorlardı. En son Ömer, Ahmet’e ben senin Komutanınım diyerek üstünlük sağlamıştı. Ahmet ise kedi gibi pusup somurtarak Ömer’e baktı. Ardından gözlerimi rujunu tazeleyen İmre’ye çektim.

 

“İmre üşenmiyor musun?” İmre bana bakarak başını iki yana salladı.

 

“Ben bu kırmızı takımı rujumla uyumlu olsun diye giydim.” Kesinlikle giydiği her kıyafeti kırmızı ruj kombosuna uyduruyordu.

 

“Beyler ve hanımefendiler, aramızda yeni çiçeği burnunda evlenecek olan çiftimize bi kutlama yapsak fena olmaz diye düşündük.” Şok içinde eline mikrofon almış bangır bangır bağıran Ahmet’e baktık.

 

“Sare best kankam ve Tuna abiye bir alkış rica edeceğim.” Ömer’e doğru mikrofonla bağırarak konuştuğundan, Ömer yana kaçarak yüzünü buruşturdu. Ahmet intikam alıyor gibiydi. Ömer aceleyle elindeki pastayı masanın üzerine koydu.

 

“Ahmet beni gülmekten öldürüyorsun.” Güliz abla kahkahalar içinde mikrofonla konuşan Ahmet’e bakıyordu.

 

“Evet ses bir iki, üfleyin artık şu pastayı yiyelim.” Ahmet’e gülerek baktım.

 

“Allahım Yarabbim ya, oğlum kulağımın dibine dibine ne diye bağırıyorsun uzaklaş.” Ömer kendisine doğru eğilen Ahmet’i itti.

 

“Aşk olsun Komutan beyim” Ahmet’e gülen İmre kendisini kaybedecek gibiydi.

 

“Ben şuan pasta yemek için düğüne giden davetli gibiyim, üfleyinde yiyelim.” Ahmet, Tuna’nın kulağına doğru eğilince Tuna bana doğru eğilerek başını Ahmet’e çevirdi.

 

“Tamam, tamam, güzelim üfleyelim şu pastayı yoksa beni salmaz.” Tuna ile birlikte pastaya doğru eğilince başımız birbirine çarpmıştı. Kahkaha atarak ona baktım. Sonra yeniden pastaya eğilip üfledik. Hepsi alkış tufanı ile karşılamıştı. Ve ben çok utanmıştım.

 

“Hepinize teşekkür ederim.” Çekinerek konuşup başımı Tuna’nın sırtına gömdüm.

 

“Utandı” İmre konuşmuştu. Kahkaha atmaktan çenesi çıkacak gibiydi.

 

“Kıyamam nasıl da saklanıyor.” Leyla abla konuşmuştu.

 

“Neyse daha fazla utandırmayalım best kankamı” Ahmet’in elindeki mikrofonu Ömer almak isterken Ahmet geri çekiyordu. Ömer de kendisine doğru çekti. Resmen çocuk gibilerdi. Mikrofon bi Ömer’e bi Ahmet’e gidiyordu.

 

“Bırak şunu Ahmet, ben senin Komutanınım.” Ahmet göz devirdi.

 

“Tuna abi, Ömer abim sürekli beni tehdit ediyor.” Ahmet çocuk gibi Ömer’i Tuna’ya şikayet ediyordu.

 

“Gerçekten 5 yaşındaki çocuk gibisiniz, Ömer bırak ne yapıyorsa yapsın.” Ömer omuz silkerek cevapladı.

 

“Ya başım şişti başım” İsyankar modunu bu sefer Ömer açmıştı.

 

“Vallahi Tom ve Jerry gibisiniz.” İmre gülerek söylemişti. Ardından pes eden Ömer olmuştu.

 

“Al Ahmet, eve götür onunla uyursun.” Ahmet zafer kazanmış gibi gülerken Ömer bir elini omzuna atarak orayı ovaladı.

 

“Sen hala doktora görünmedin mi?” Tuna’nın sert sesi bir anda ortamın havasını değiştirmişti.

 

“Bir şey yok be abartma” Ömer soruyu görmezden gelerek İmre’nin yanındaki boş sandalyeye oturdu.

 

“Mikrop kaparsa sorarım sana bunu” Tuna ve Ömer gözleriyle konuşuyormuş gibiydi, bu savaşı Tuna kazanmış olacak ki Ömer gözlerinş kaçırdı.

 

“Bir sorun mu var?” İmre sormuştu.

 

“Hayır yok” İmre inanmamış olacak ki ters ters baktı.

 

“Sırtında bir yara var.” Ömer, Tuna’ya ters ters baktı.

 

“Yarın gel istersen bakayım.” Ömer başını iki yana salladı.

 

“Yok randevusuz gelmem, kimsenin hakkına girmeyeyim, zaten gelecektim de düşüremedim.” Ömer telefonunu çıkartarak yeniden konuştu.

 

“Ben bi mhrs’yi yoklayayım.” Telefona çok ciddi bakıyordu.

 

“Haze Kılıçtutan, yok ya bunu geç.” Eliyle geç işareti yapmıştı. “İmre Kuzgun, aa var bak, normalde olmaz. Saat 09:00, yok ya erken kalkamam. 11:00, bu da olmaz kahvaltı yapmam lazım, 13:50 bence gayet makul bir saat, aldım gitti.” Kendi kendine konuşurken hepimiz ona bakıyorduk. Oluşan sessizliği garipseyerek bize baktı.

 

“Siz hiç kendi kendinize soru sorup cevaplamadınız mı kardeşim, ne bu uzaylı görmüş tavırları?” İlk gülen ben olmuştum.

 

“Ömer abim bi şarkı söylesen de kulaklarımızın pasını mı silsen?” Ahmet konuşmuştu.

 

“Gitarım olsa güzel olurdu Ahmet, başka zamana” Ahmet koşarak arabaya ilerledi ardından arka koltuğun kapısını açarak gitarı alıp Ömer’e gösterdi.

 

“Oğlum sen benden habersiz evime nasıl giriyorsun?” Tuna gülmüştü.

 

“Abi anahtarını çektirdim. Artık bende de var. Nasılsa hep sendeyim.” Ömer garip garip bakarken biz gülmeye devam ediyorduk.

 

“Neyse söyleyelim bari.” Ömer sandalyesini hepimizi göreceği şekilde karşımıza çekmişti. Ardından gitarını eline aldı.

BÖLÜM SONU

Bölüm : 10.02.2025 21:36 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Esma Gül / UZAKTAKİ SES / U.S 66. BÖLÜM KUTLAMA
Esma Gül
UZAKTAKİ SES

152.78k Okunma

14.51k Oy

0 Takip
166
Bölümlü Kitap
TANITIMBİR HAYAL UĞRUNAÇOCUK İSTİSMARIU.S DUYURUSUÇLULUKU.S 4. BÖLÜM DİKİŞU.S 5. BÖLÜM YAŞATMAK İÇİN ÖLDÜRMEKU.S 6. BÖLÜM ATEŞU.S 7. BÖLÜM SİLAHU.S 8. BÖLÜM İKNAU.S 9. BÖLÜM İNATÇIU.S 10. BÖLÜM HAİNU.S 11. BÖLÜM BEKLENMEYEN KİŞİLİKU.S 12. BÖLÜM TANINMAZ HALU.S 13. BÖLÜM TÜRKİYE GELMEYECEKU.S 14. BÖLÜM AY YILDIZU.S 15. BÖLÜM ŞEHİT EMRİU.S 16. BÖLÜM ZEHİRU.S 17. BÖLÜM KABUSLARU.S 18. BÖLÜM BIRAKMAMU.S 19. BÖLÜM MESAFEU.S 20. BÖLÜM KIRGINU.S 21. BÖLÜM AKREP VE ASLANU.S 22. BÖLÜM LOJMAN BASKINIU.S 23. GÖĞSÜMÜ SIKIŞTIRAN KADINU.S 24. BÖLÜM KALBİYLE SAVAŞMAKU.S 25. BÖLÜM SANA KAYBEDİYORUMU.S 26. BÖLÜM RUH İKİZİU.S 27. BÖLÜM KURŞUNU.S 28. BÖLÜM NİŞANLISIYIMU.S 29. BÖLÜM BANA GEÇ KALDINU.S 30. BÖLÜM HOŞUMA GİDİYORSUNU.S 31. BÖLÜM SALDIRIU.S 32. BÖLÜM ÖPÜCÜKU.S DUYURUU.S 33. BÖLÜM PERDEU.S 34. BÖLÜM DUDAKLAR VE PARFÜMU.S DUYURUU.S 35. BÖLÜM OYUNU.S 36. BÖLÜM KÜÇÜK DÜŞÜRMEKU.S 37. BÖLÜM ŞEHİTU.S 38. BÖLÜM KANLA SÜSLENMİŞ AY YILDIZU.S DUYURUU.S 39. BÖLÜM AŞIK ATIŞMASIU.S 40. BÖLÜM SEVDİĞİM KADINU.S 41. BÖLÜM SARE’DEN TUNA’YAU.S 42. BÖLÜM DEKOLTEU.S DUYURU VE ALINTIU.S 43. BÖLÜM SENİ YAŞAMAK İSTİYORUMU.S 44. BÖLÜM FRAGMANIU.S 44. BÖLÜM YALANINI ÖPEYİM SENİNU.S 45. BÖLÜM FRAGMANIU.S 45. BÖLÜM KISMEN SEVGİLİMU.S 46. BÖLÜM TELLİ TURNAU.S 47. BÖLÜM FRAGMANIU.S 47. BÖLÜM ÇOCUKLUKU.S 48. BÖLÜM FRAGMANIU.S 48. BÖLÜM TAKİPU.S 49. BÖLÜM FRAGMANIU.S 49. BÖLÜM VİDEO KAYDIU.S 50. BÖLÜM SENİ KENDİME SAKLIYORUMU.S 51. BÖLÜM FRAGMANIU.S 51. BÖLÜM ALYAU.S DUYURUU.S 52. BÖLÜM FRAGMANIU.S 52. BÖLÜM KOALAU.S ÖNEMLİ ACİL DUYURU ‼️‼️‼️U.S 54. BÖLÜM FRAGMANIU.S 55. BÖLÜM FRAGMANIU.S 53. BÖLÜM MANGALU.S 54. BÖLÜMÜN FRAGMANIU.S 54. BÖLÜM TEST SONUÇLARIU.S 55. BÖLÜM MADURU.S 56. BÖLÜM KARIM DİYECEĞİM TEK KADINU.S 57. BÖLÜM FRAGMANIU.S 58. BÖLÜM FRAGMANIU.S 59. BÖLÜMÜN FRAGMANIU.S 57. BÖLÜM ASKERİNE VEDA ETU.S DUYURU ACİL‼️U.S 58. BÖLÜM KISMEN BARIŞTIKU.S 59. BÖLÜMÜN FRAGMANIU.S 59. BÖLÜM KISKANÇLIKU.S ACİL DUYURUU.S 60. BÖLÜM KİŞİLİK ÇATIŞMASIU.S ÖNEMLİ DUYURUU.S ACİL DUYURU🥺‼️U.S 61. BÖLÜM FRAGMANIU.S 61. BÖLÜM MİSAFİRU.S 62. BÖLÜM FRAGMANIU.S 62. BÖLÜM İSTANBULU.S ACİL DUYURUU.S 63. BÖLÜM GEÇMİŞU.S SEZON FİNALİ DUYURUSUU.S 64. BÖLÜM YÜZÜKU.S 65. BÖLÜM FRAGMANIU.S 65. BÖLÜM EVLENME TEKLİFİU.S DUYURU🥲U.S 66. BÖLÜM KUTLAMAU.S 67. BÖLÜM FRAGMANIU.S 67. BÖLÜM KLİK SESİU.S 68. BÖLÜM FRAGMANIU.S ACİL DUYURUU.S 68. BÖLÜM KADINU.S 69. BÖLÜM FRAGMANIU.S 69. BÖLÜM İSTEME GÜNÜU.S 70. BÖLÜM FRAGMANIU.S 70. BÖLÜM KAHVEU.S 71. BÖLÜM FRAGMANIU.S 71. BÖLÜM MAPUSU.S 72. BÖLÜM FRAGMANIU.S 73. BÖLÜMÜN FRAGMANIU.S ACİL DUYURUU.S 72. BÖLÜM ZORLU BİR NİŞANU.S ÖNEMLİ DUYURUU.S 73. BÖLÜM MİT PERSONELİU.S 74. BÖLÜM FRAGMANIU.S 74. BÖLÜM İNKAR VE BEDELU.S SEZON FİNALİ FRAGMANIU.S 75. BÖLÜM SEZON FİNALİU.S 2. KİTAP 1. BÖLÜM FRAGMANIU.S 2. KİTAP YAYIN TARİHİU.S 2. KİTAP 1. BÖLÜM 2. FRAGMANU.S 2. KİTAP DUYURUSUU.S 2. KİTAP 1. BÖLÜM 3.FRAGMANU.S 2. KİTAP 1. BÖLÜM ÇİÇEĞİMU.S 2. KİTAP 2. BÖLÜM FRAGMANIU.S 2. KİTAP 2. BÖLÜM 2. FRAGMANU.S 2. KİTAP 2. BÖLÜM DÜZ ÇİZGİU.S 2. KİTAP 3.BÖLÜM NEFESSİZ BİR ÖPÜCÜKU.S 2. KİTAP YENİ KAPAĞIMIZU.S 2.KİTAP 4.BÖLÜM FRAGMANIU.S 2. KİTAP 4. BÖLÜM AYNAU.S ACİL DUYURUU.S 2.K. 5.BÖLÜM FRAGMANIU.S 2.K 5. BÖLÜM OPERASYONU.S ÖNEMLİ DUYURUU.S ÖNEMLİ DUYURUU.S 2.k 6. BÖLÜM FRAGMANIU.S 2.K 6. BÖLÜM 2. FRAGMANU.S 2.K 6. BÖLÜM GARİP GÖRÜNÜMLÜ KADINU.S 2.K 7. BÖLÜM FRAGMANIU.S ACİL DUYURUU.S DUYURU VE FRAGMANU.S 2.K 7. BÖLÜM YÜZLEŞMEU.S 2.K 8. BÖLÜM FRAGMANIU.S DUYURUU.S 2.K 8. BÖLÜM PATLAYAN MEZARU.S BÖLÜM GÜN DEĞİŞİKLİĞİU.S DUYURU ACİLU.S HATIRLATMAU.S ACİL DURUMU.S 2.K 9.BÖLÜM YARALIU.S 2.K 10. BÖLÜM FRAGMANIU.S DUYURU.S 2.K 10. BÖLÜM BIRAKIRSAM GELİR ALIRIMU.S DUYURUU.S SINIR İÇİN SON 5 OYU.S 2.K 11. BÖLÜM ÇOK BÜYÜLEYİCİ BİR KADINSINU.S 2.K 12.BÖLÜM FRAGMANIU.S DUYURUU.S DUYURU ACİLU.S 2.K 12. BÖLÜM TUTKUU.S DUYUR ÖNEMLİU.S DUYURUU.S 2.K 13. BÖLÜM KAN VE ZEHİRU.S DUYURU ÖNEMLİ
Hikayeyi Paylaş
Loading...