41. Bölüm

40.Bölüm-Savaş Sonrası

Shinoluna
shinoluna

Savaşın üzerinden tam on yıl geçmişti. Bu süre zarfında Evren'de herhangi bir ırka yönelik saldırı olmamıştı. Reinaz ittifakı ise tamamen dağılmıştı, ancak arka planda gizlice plan yapanlar da yok değildi. Fakat bu planlar hayata geçmeden önce, hepsi Ladina tarafından tek tek yok edilmişti.

D-AA-534 ekibinden geriye yalnızca beş kişi kalmıştı: Prenses Eliana, Leila, Krizia, ve İres hariç, o beş kişi savaşın zorluklarından sağ olarak kurtulmayı başarmış ve Dünya'ya yerleşmişlerdi. Shou ve Alice'in bir kızları olmuştu. Aynı şekilde, Merve ve Ishii evlenip ikiz çocuklar dünyaya getirmişlerdi. Eimi ise evlenip bir kız çocuğu sahibi olmuş ve ailesiyle birlikte herkesten uzak, sakin bir yaşam sürüyordu.

Lider Hyuki ise Dünya'daki ana üs liderliğinden istifa etmiş, gezegende huzurlu bir hayat yaşamaya karar vermişti. Yeni ana lider ise Yuko olmuştu; ona yardımcıları Yui, Maria ve Hinata eşlik ediyordu. İres, bazen Prym'i özlüyor gibi hissediyor ama şimdilik geri dönme kararı alamıyordu. Zamanının çoğunu yeni inşa edilen üsse gidip Dünya'yı izleyerek geçiriyordu.

Koxae ve Jessica ise Dünya'da ailelerinin yanında yaşamaya başlamıştı. Reinaz ile tüm bağlarını koparmışlar ve her ikisi de birer insan ile evlenmişti. Nerede yaşadıkları ise yalnızca aileleri tarafından biliniyordu; kimse başka bir şey bilmiyordu.

Shou ve diğerleri, Vera ile iletişime geçmek istiyorlardı, ancak bu konuda İres'ten yardım istediler. İres, "Kalkanın etki alanına girerseniz öldürülürsünüz," diyerek onları uyardı. Fakat Shou ve arkadaşları, bu uyarıya kulak asmadılar. Sonunda bir gemi ile yasak bölgeye gitmeye karar verdiler.

O sırada, Dünya'ya gelen Ladina, Eliana ve beraberindeki grubuyla doğrudan Yuko, İres ve yardımcıları tarafından karşılandı. İres, Eliana'nın kucağındaki kediyi sevme isteğini dile getirdi, ama kedi her zamanki gibi ona saldırdı. Eliana gülümsedi ve "Anlaşılan seni hala sevmiyor," dedi. Kedinin kucağından atlayıp odada dolaşmaya başlaması üzerine, ortamda bir süre gülüşmeler oldu.

Bir süre geçmişten konuşarak, aralarındaki bağları tazelediler. Ladina, Dünya'dan ayrılıp Prym'a geri dönerken, diğerleri, Ladina'nın ayrılmasının ardından bu konu üzerinde konuşmaya başladılar.

──────✧❅✦❅✧──────

"Şimdi benim anlamadığım, siz dördünüz bu gerçeği biliyor muydunuz?" diye sordu Shou.

"Elbette ki biliyorduk, bunu bize bizzat Leila söyledi ve gizli tutmamızı istedi. Biz de dediğini yaptık ve diğerleri ona nasıl davranıyorsa biz de öyle davrandık, buna Eimi de dâhildi," dedi Yuko.

"Eimi o da mı gerçeği biliyordu yani?"

"Evet, öyle. Ben de Azor Dorhum'a gönüllü gitmiştim ama Leila'nın yaptığı bir olaydan dolayı oradaki üste görevli herkes gerçeği saklıyordu. Bizlere de gerçeği oradayken anlattı. Biz de diğerleri ona nasıl davranıyorsa, tıpkı onun söylediği gibi davrandık," dedi. Tam bu sırada arkalarını döndüklerinde, Eimi'nin kapıdan içeri girdiğini fark ettiler.

"Biraz geç kaldın, az önce ayrıldılar."

"Aşağıda karşılaştım, o yüzden sorun değil."

"Bize neden bu gerçeği söylemedi peki?" diye sordu Alice.

"Söylemesi için bir neden mi vardı?" dedi Maria.

"Biz onların arkadaşıydık, üstelik bizim yüzümüze bile bakmadılar," dedi Ishii.

"Arkadaş mı? Güldürmeyin beni, o sahte ölüm olayından sonra Asuka'ya, daha doğrusu Leila'ya nasıl davrandığınızı hepimiz biliyoruz," dedi Hinata.

"Biz mecburduk, sonuçta Eimi ve diğerleri ona kötü davranıyordu ve..." diye başladı Ishii.

Ama İres, sözünü keserek:

"Sizde onunla aynı muameleyi görmek istemediğiniz için Leila'ya kötü davrandınız. Eimi ise Leila'nın emrine uyduğu için böyle davranmak zorunda kaldı," diye bağırdı.

"Senin konuşmaya hakkın bile yok. Hepimiz seni öldü biliyorduk ama sen bize bir haber bile vermedin," diye bağırdı Ishii.

"Öldüğüm için olabilir mi? Hem kaçmaya çalıştım ama gemilerini kullanamadım. Üstelik yaşadıkları galaksi hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyorum."

"Dördünüz de İres'i rahat bırakın. Onun yerinde hangimiz olsa aynı durumla karşılaşacaktık," dedi Eimi.

"Ben bir yolunu bulur ve gemilerinden birisini ya da kalkanı geçmeye çalışırken kullandığım gemiyi kaçırmaya çalışırdım," dedi Alice.

"Gemiler her pilota özgüdür. Yani bir gemiyi, pilotu dışında başkası kullanamaz. Ayrıca Acus gemilerine gelecek olursak, onları yok ettiler. O yüzden kaçma şansın olmayacaktı," dedi.

"Onlarla ilgili ne biliyorsun?" diye sordu Merve.

İres, derin bir nefes aldı ve anlatmaya başladı:

"Vera ırkının yaşadıkları galaksi, evrenin en gelişmiş galaksisi ve her güneş sisteminde Dyson Küreleri var. Irkının yaşadığı sistemde 6 güneş ve 42 gezegen bulunuyor. Bu gezegenlerden 21 tanesi yaşama uygun,'' dedi ve kısa bir duraksamadan sonra devam etti. ''Yaşadıkları gezegen tamamen kristalden oluşuyor, öyle ki gezegende yaşayan hayvanlar bile kristalden yapılmış. Bunu yanlarında getirdikleri kediden de fark etmişsinizdir,'' aniden kısa bir duraksama oldu sanki bir yerleri özlüyormuş gibi uzaklara daldı. Ardından ''Yaşadıkları galaksinin adını söylediler, fakat hatırlamıyorum. Ayrıca sistemleri hakkında da sadece bilmem gerekenleri unutturmadılar. Onun dışında ne kadar bilgi varsa unuttum ve konuştukları dili öğrenmek ise imkânsız. Bunu denedim ama başaramadım, ben de öğrenmeyi bıraktım," diye ekledi.

Eimi, şaşkın bir şekilde:

"O sistemde nasıl yaşıyorlar, saçmalama, bilinen evrende..." diye söze başladı ama cümlesi yarıda kaldı.

"Ben de aynı soruyu sordum ve aldığım cevap ise şu şekildeydi: 'Doğru, bilinen evrende bu mümkün değil fakat şunu unutma ki sana galaksinin ismini bile söyledik ama sen ismini bile hatırlamıyorsun. Burası hakkında bizim sana öğrettiklerimiz dışında herhangi bir bilgin yok oldu.'"

"Bu arada bazı ırklara saldırılar olmuştu, o konuda ne yapacağız?" diye sordu Eimi.

"Ladina onları çoktan halletti, mesajla öldürülenler onlardı," dedi Yuko.

"Bu arada gezegenleriyle ilgili başka ne biliyorsun? Merak ettim doğrusu," dedi Maria.

"Söylediğim gibi, tamamen kristalden oluşuyor, buna gezegende yaşayan hayvanlar da dahil. Hayvanların gezegende istedikleri gibi dolaşmaları serbest, onlara karışmazlar. Onlarla iç içe yaşayanlar kristal kediler ve tilkiler. Üstelik bunlardan başka hayvanlar da vardı ama onların sadece fotoğraflarını görebildim, canlı şekilde göremedim," diye açıklamada bulundu.

"Peki, şu kadın-kadına olayı gerçek mi?" diye sordu Ishii.

"Evet, gerçek. Çoğu zaman ırkın kadınları benimle de yattılar, ama kraliçe benimle yatmalarına kızardı, bu yüzden de beni rahat bırakırlardı. Bazen beni de alıp odalarına götürürlerdi."

"Güldüğüne göre, oldukça hoşuna gitmiş," dedi Alice.

"Evet, öyle. Birbirlerini nasıl tatmin edeceklerini iyi biliyorlar ve siz söylemeden söyleyeyim, Eliana ve Leila birbirlerine aitler."

"Bunu kaçacağımız zaman duymuştuk. Bu birbirlerine ait olma olayı tam olarak ne?" diye sordu Shou.

"Bunu tam olarak ben de bilmiyorum ama Vera kadınları doğdukları zaman birbirlerine bağlanırlarmış. Küçüklüklerinden itibaren birlikte yatarak daha da güçlü olurlarmış. Bu benim teorim, bana bu konuda herhangi bir şey söylemediler. Üstelik kimlerin birbirine ait oldukları, doğdukları anda bacaklarında belli olurmuş ve bir uyum eğitiminden geçince bu iz tamamen belirlenirmiş. Ben orada bulunurken yapılan bir uyum sınavına şahit olmuştum," dedi.

"Şu kılıç olayı ne peki?" diye sordu Merve.

"Tam bilmiyorum, kılıçlar onların özel güçlerini açığa çıkarıyor. Savaş sırasında siz de gördünüz, saçları ve yüzleri tamamen kırmızı olmuştu."

"Evet, öyle," dedi Yui.

"Yani, Reinaz'ın verdiği bilgileri gerçek mi?" diye sordu Shou.

"Size verdikleri bilgileri bilmiyorum, o yüzden bir şey söyleyemem."

"Kadınlar özel hayatları konusunda serbestler ve erkekle ilişki için evlilik gerekiyormuş. Bir kadının erkek çocuğu olursa, onu kocasının yanına bırakırmış ve erkek asla ama asla yüksek bir statüde olmazmış," diye açıkladı Eimi.

"Evet, öyle. Üstelik bir birlerine ait olan kadınlar aynı evlerde yaşarlar ve erkeklerle ilişkiye girmek için özel bir bölge bulunur. Oraya gidip ilişkiye girerler, evli olmayan kadın ve erkeklerin oraya girmesi kesinlikle yasaktır."

"Peki ya Sylvia? Oraya hiç gitti mi?" diye sordu Shou.

"Eliana evli değil, o yüzden oraya girmesi yasak. Kraliçe Elvira'nın söylediğine göre, bin yıl önce Eliana ve Leila'nın evlenmeleri gerekiyormuş, ama Reinaz'dan bile daha güçlü bir ittifakla olan savaşlardan dolayı evlenmemişler."

"Reinaz'dan daha güçlü bir ittifak mı?" diye sordu Yuko, elindeki bardağı yere düşürürken.

"Evet, öyle. Sen de biliyorsun ki Hinata, ikimiz de Shnk'te kalkanın etki alanını ölçmekle görevli üste görev alıyorduk. Bir defalık Kızıl Kan'dan ilerisine insansız gemiler göndermiştik ve hiçbir şey bulamamıştık."

"Evet, öyle."

"Bu konu hakkında bir kez soru sordum ve aldığım cevap şuydu: 'Orada çok güçlü bir ittifak vardı ve biz onları yok ettik,' dediler. Üstelik tüm galaksiler ve gezegenler de buna dahilmiş. Yani, ikisinin evlenmeme nedeni bu savaşta aldıkları yaralardan dolayıymış, ama tam içeriğini ben de bilmiyorum."

"Şimdi isteseler evlenebilirler," dedi Ishii.

"Evet, kendi ırklarından erkekler dışında başka bir ırktan erkekle evlenmeleri yasak. O yüzden ikiniz de şansınıza küsün, üstelik siz iki aptal evlisiniz."

"Yaşadıkları gezegene gitmek isterdim doğrusu," dedi Yui.

"Ben de ama kalkan var ve bizi tanısalar bile gezegene inmemize izin vermezler."

"Bir şansımızı denesek mi?" diye sordu Eimi.

"Kimseyi tehlikeye atamam, o yüzden gitmeyi aklınızdan çıkarsanız iyi olur. Hepiniz anladınız mı?" diye bağırdı Yuko.

Hep birlikte, "Evet, komutanım," dediler.

"Güzel galaksideki son durum nedir?" diye sordu Yuko.

"Savaşta oldukça fazla kayıplar oldu, üstelik Vera tüm üsleri yok ettiği için hepsi baştan yapılıyor," dedi Yui.

"Yapabileceğimiz bir şey yok. Sonuçta hepsi düşmana aitti ve bunun bedelini ödemek zorunda kaldılar."

"Evet, öyle. Peki ya benim durumum?" diye sordu Eimi.

"İstifan konusunda ciddisin yani?"

"Evet, öyle. Gerçeği bilmeme rağmen bir şey yapamadım, buna hepimiz dâhiliz ve ben artık sakin bir hayat yaşamak istiyorum."

"Bunu hepimiz istiyoruz, ama şu anlık buna ayıracak vaktimiz yok ve istifaya gelecek olursak, onaylandı," dedi. Ardından, Eimi'ye imzalı belgeleri uzattı.

"Teşekkürler."

"Giydikleri elbiseler farklıydı," dedi Ishii.

"Üzerlerindeki elbiseler günlük giyim için. Savaşlardaki elbiseleri tamamen farklı ve ben bir defa o elbiseyi giydim ama o kadar utandım ki bir daha giymek istemedim. Sonuçta, o kıyafeti giydiğim zaman iç çamaşırı giymeme izin vermediler ve yaşları kaç olursa olsun hiçbir Vera kadını iç çamaşırı giymiyor. Nedenini asla söylemediler üstelik."

"Bu arada o kediyi siz de gördünüz, değil mi?" diye sordu Eimi.

"Evet, öyle. Beni hiç sevmediler, gezegende bulunduğum süre boyunca kendilerini bana asla sevdirmediler."

"Ben sevdim," dedi Eimi.

"Sevdin mi, gerçekten mi?" diye sordu Maria.

"Evet, öyle. Eliana'nın kucağında uyumuştu ve bunu değerlendirerek biraz sevdim."

Hepsi biraz daha konuştuktan sonra, gruptakiler çıktılar. Zamanla, galaksideki üsler yeniden inşa edildi. Bu sırada Yuko ve diğerleri görevlerinden istifa ettiler ve evlenip Dünya'da yaşamaya başladılar. Ancak Yuko, istifasını vermeden önce Kızıl Kan'a gitmeye karar verdi. Yanına İres, Yui, Maria, Hinata ve Eimi'yi de alarak, küçük bir gemiyle Dünya'dan ayrıldılar ve ışık hızında Kızıl Kan'a doğru yol aldılar. Kalkan etki alanına girmeden, onları Ladina karşıladı ve Aymil'e inişlerine izin verildi.

Aymil'de onların şerefine büyük bir eğlence düzenlendi. Yuko ve beraberindekiler misafir olarak ağırladılar ve onlara bir hafta boyunca gezegende kalma izni verdiler. Bu süre boyunca, beşi de gezegene hayran kaldılar, sürekli sorular sordular ve hayvanlar onlardan kaçıp duruyordu. Ancak bu gezegende geçirdikleri süre, beklenmedik bir savaşa tanıklık etmeleriyle sona erdi. General Lorena ve Leila, karşı karşıya gelmişti. Savaşları oldukça uzun sürdü ve bu süre boyunca yasak kan tekniğini kullandılar. Savaşlarına kraliçe bizzat müdahale edip sona ermesini istedi.

Savaşları bittiğinde, Bellum'un kendini sürekli yenileme seviyesinde olan gezegen kalkanı tamamen parçalanmıştı. Aynı şey Aymil için de geçerliydi ve savaş biraz daha devam etseydi gezegenin parçalanması kaçınılmaz olacaktı. Savaşın üç gün sonrasında, Yuko ve beraberindekiler Aymil'den ayrıldılar ve Dünya'ya geri döndüler. Döndüklerinde, hemen görevlerinden istifa ettiler.

──────✧❅✦❅✧──────

Savaşın ardından Evren, yavaş yavaş toparlanmaya başladı. Lux İttifakı'nın bölgesinde ise durum oldukça sıkıntılıydı; zira savaş burada yaşanmıştı ve bu süreçte pek çok ırk yok olmuştu. Kraliçe Mirena, bölgedeki diğer ırklara yardım etmek için çabalarını sürdürüyordu.

Yüz yıl sonra, Evren tamamen toparlandı. Bu süre zarfında birkaç kalkışma meydana geldi, ancak bu olaylar patlak vermeden önce Ladina her defasında müdahale etti. Son olarak, ele geçirilen sorumlular Evren'e bir mesaj göndererek öldürüldü ve bu olayın ardından bir daha kalkışma yaşanmadı.

Bu olaydan hemen sonra Prenses Eliana ve Leila, ırklarından seçtikleri erkekler ile evlendiler. Eliana'nın, Elvira ve Almina adını verdiği iki kızı ve bir oğlu oldu. Leila'nın ise Lorena ve Mirena adında iki kızı ve bir oğlu oldu ve kızları da tıpkı anneleri gibi birbirlerine aitti. Prenses Lora'nın, Silva ismini verdiği bir kızı ve bir oğlu oldu. Kraliçe Elvira'nın oğlunu seçip onunla evlenmiş olan Prenses Karina'nın ise kanlı savaştan sonra doğan oğlundan sonra Diana ismini verdiği bir kızı, Diana'nın ise kanlı savaştan sonra doğan kızı Rena'dan sonra Karina adında bir kızı oldu. Krizia'nın ise Vivet adını verdiği bir kızı ve iki tane oğlu oldu. Prenses Amanda'nın ise Lilya ve Anna adını verdiği iki kızı ve bir oğlu oldu. Lilya'nın ise Meli ve Amanda isminde ikiz kızları ve bir oğlu oldu. Bu sırada Vera, Evren ile ilgilenmeyi bırakmıştı.

Savaştan hemen sonra, Kraliçe Mirena, Drtau ırkına saldırdı ve Rofs ile birlikte tüm ileri gelenleri yakaladı. Bu arada, Kraliçe Ewas gezegene geri döndüğünde, Dtru'dan ikiz bebeklere hamileydi. Kraliçe Mirena, tüm ileri gelenleri infaz ettikten sonra Ewas'a bundan sonra tahta çıkacak kişinin kraliçe olması gerektiğini söyledi. Böylece Drtau ırkının tahta çıkan ikinci kadın kraliçesi Ewas oldu ve ondan sonra taç, kızı Esxa'ya geçti.

Bu sırada Xrud ırkında, Ladina ile olan savaşta ölen Edrk'in oğlu Ekha tahta geçmişti. Ancak, büyük savaşa ablası Asw'ın tüm uyarılarına rağmen ırkının geriye kalan tüm savaşçılarını alarak katılmıştı. Savaşın ardından, gezegene döndüklerinde ablası tarafından kendisine darbe yapıldı ve savaşa katılan tüm ileri gelenler ile birlikte idam edildi. Xrud ırkının tahta geçen üçüncü kraliçesi Asw oldu ve yeni bir kanunla bundan sonra ırkın sadece kraliçeler tarafından yönetileceği, erkeklerin yönetimde söz sahibi olamayacağı duyuruldu.

Bu sırada, Prenses Vita evlendi ve Mirena ile Almina adını verdiği iki kızı ve Sergius adında bir erkek çocuğu oldu. Perla ise herhangi bir evlilik yapmadı. Prenses Vita'nın evliliğinden beş yüz yıl sonra, Kraliçe Minera tacını Vita'ya devretti ve inzivaya çekildikten kısa bir süre sonra vefat etti. General Olivera, görevini Prenses Perla'ya devretti ve inzivaya çekildikten sonra bir süre sonra vefat etti. Prenses Perla, bir süre ırkının generali olarak görev yaptı, ancak görevini danışmanı Lizet'in kızı Balera'ya devrettikten sonra vefat etti ve annesinin yanına defnedildi. Danışman Lizet ve ırkın diğer yaşlı danışmanları ise savaştan sonraki üç yıl içinde vefat etti.

Savaştan hemen sonra, Kraliçe Elvira ve General Lorena görevlerini kızlarına devretmek istediler. Ancak Eliana ve Leila, herhangi bir açıklama yapmadan görevlerinden feragat ettiklerini bildirdiler. Böylece tahta Prenses Lora çıktı ve general olarak da Krizia atandı. Bu olaydan sonra, Kraliçe ve General inzivaya çekildiler ve bir süre sonra vefat ettiler. Lora, yeni Kraliçe olurken, Krizia ise yeni General olarak göreve başladı.

 

 

Bölüm İçinde Geçen Bazı Kelimeler Hakkında Bilgiler:

Sergius: Koruma, hizmetçi

 

Bölüm : 24.03.2025 11:03 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...