35. Bölüm

34.Bölüm-Güçler Toplantısı

Shinoluna
shinoluna

Birkaç ay öncesi.....

Büyük salonda gergin bir sessizlik hakimdi. Liderler uzun süredir tartıştıkları ittifak meselesini nihayet resmiyete dökmek için bazıları bizzat ama büyük çoğunluğu hologramla kendilerine ait platformlarda toplanmışlardı. En sonunda Rofs, Luxara Crest'i ileri çıkarak konuşmaya başladı.

"Bugün burada yeni ittifakımız hakkında toplandık ve bu ittifakı kullanarak Evren'i ele geçirme planımızı daha kolay bir şekilde hayata geçireceğiz. Şimdi sizlere son kez soruyorum: Bu ittifaka itirazı olan var mı?"

Odanın derin sessizliğini bir ses delip geçti.

"Evet, var."

Tüm bakışlar anında holografik projeksiyonun belirdiği noktaya çevrildi. Kraliçe Mirena'nın öfkeli yüzü, hologramın hafif mavi ışığıyla aydınlanıyordu. Gözleri meydan okuyan bir ifadeyle Rofs'a kilitlenmişti.

"Mirena," dedi Rofs kaşlarını çatarak.

"Kim olduğumu mu unuttun, Rofs? Lider oldun diye kendini bir şey mi zannediyorsun?" diye bağırdı kraliçe Mirena.

"Daha doğrusu, Kral Rofs benimle düzgün kon—"

"Düzgün konuşmazsam ne olur?"

"Rofs öyle demek istemedi, Kraliçe Mirena," dedi Edrk ortamı yumuşatmaya çalışarak.

''Neden hologram bağlantısı sağladığınızı merak ettik. Bildiğimiz kadarıyla, son mesajınızda toplantıya katılmazsak ittifak ile yollarınızı ayıracağınızı söylemiştiniz. Yoksa kararınızdan mı pişman oldunuz?" dedi Koxz.

Koxz'un alaycı sözlerine birkaç lider daha gülerek eşlik etti. Ancak Mirena'nın yüzü ciddiyetini koruyordu.

"Hayır, kararımın arkasındayım. Ama siz aptallar ne yaptığınızı zannediyorsunuz? Reinaz ile ittifak kurmak da nereden çıktı?"

Ardından gözlerini Rofs'a dikerek devam etti. "Üstelik toplantı taleplerime de cevap vermediniz. Sana gelecek olursak, Dtru'yu ve Dexr'i öldürüp ırkın başına geçmek de nereden çıktı? Cevap ver hemen!"

"Kraliçe Mirena, artık ittifakta değilsiniz. Unuttunuz mu?"

"Unutmadım, merak etme. Ve sizi uyarıyorum, karşınızda Vera var ve onlara karşı koyacak güç hiç kimse de yok."

"Vera'ymış! Bizler sizin gibi korkak değiliz ve o aptallar olur da bölgemize girerlerse, başlarına ne geleceğini o gemi yok edilince anlarlar," dedi Arm.

"Anlarlar mı? O gemi çoktan bölgemizde ve sizler bunun farkında bile değilsiniz. Ayrıca, siz aptallarla artık daha fazla konuşacak değilim. Koud, Mhab, Lıyd, Syris ve Qtav haricinde, yeni kurduğunuz ittifaka ait gemilerden birisi bile galaksime yaklaşmaya cüret ederse, o gemideki herkesi bizzat kendi ellerimle infaz ederim. Anladınız mı?"

Odanın içinde kısa süreli bir sessizlik oldu. Sonunda Rofs, omuz silkip alaycı bir ifadeyle konuştu. "Evet, merak etmeyin. Artık sizin korkak ırkınızla işimiz yok. O yüzden endişelenmeyin."

"Aptallık konusunda Dwagd'dan bile geri kalır yanın yok. O yüzden pişman olacağınız bir şey yapmadan önce, hepiniz iyi düşünün. Anladınız mı?" dedi ve bağlantıyı aniden kesti.

Odada soğuk bir hava hâkim oldu. Liderlerden biri olan Sewa, sessizliği bozarak endişeyle konuştu. "Kraliçe Mirena bu ittifakı onaylamıyor... Ne yapacağız?"

Sesindeki belirsizlik, ittifakın geleceği hakkındaki tereddütleri açıkça ortaya koyuyordu.

Rofs, odadaki liderlere göz gezdirirken kaşlarını çattı. Kraliçe Mirena'nın ayrılığı ve tehditleri kısa süreli bir şok etkisi yaratmış olsa da, onun bu ittifakın kararlarına müdahale etme hakkı artık yoktu.

"Ne mi yapacağız? Unuttunuz galiba. Kendisi ittifakımızdan çıkma kararı aldı, dolayısıyla vereceğimiz kararlara karışmaya hakkı yok. O yüzden şimdi, şu yeni ittifak hakkında konuşalım," dedi Rofs, sert bir sesle.

"Vera konusunu ne yapacağız?" diye sordu Laine.

"Ne mi yapacağız? Öğrendiğimiz kadarıyla Arcas gerçek değilmiş ve onları kullanan kişilerin Vera olduğu ortaya çıktı."

"Bunu nereden biliyorsun, Rofs?" dedi Saoko.

"Purw söyledi."

"Ona gerçekten inanıyor musun?" diye sordu Axix.

"Evet, inanıyorum. Ve o aptalı kullanarak Reinaz'ı tamamen kontrolümüze alacağız."

"Dwagd da aynısını söylemişti ve sonunda ne oldu, hepimiz biliyoruz," dedi Poxm.

Odada kısa süreli bir sessizlik oldu. Birkaç lider bu sözleri onaylar şekilde başını sallarken, Rofs dişlerini sıktı.

"Evet, öyle. Aptallığı yüzünden gücümüzün yarısının yok olmasına neden oldu ve Dtru ise sanki böyle bir şey yaşanmamış gibi davranıyordu," dedi öfkeyle.

"Dtru en azından senden daha akıllıydı," dedi Arm.

"Ne dediğine dikkat etsen iyi olur, Arm."

"Dikkat etmezsem ne olur? Dtru'yu öldürdüğün gibi beni de mi öldürürsün?" diye meydan okudu.

İkisi arasındaki gerilim neredeyse fiziksel bir boyut kazanmışken, Yoor sert bir sesle araya girdi. "Rofs ve Arm, burada yeni ittifak hakkında konuşmak için toplandık, birbirimizi öldürmek için değil. Hemen şuna bir son verin."

"Tamam, tamam. Hadi şu toplantıya başlayalım artık."

"Kraliçe Mirena bir konuda haklıydı. Vera'ya ait Ladina adlı gemi çoktan bölgemize girdi ve ilk olarak Vetoh Galaksisi'ne saldırdı. Orada bulunan tüm Reinaz gemilerini ve onlara karşı gelen Ygnt ırkını yok etti. Daha sonrasında ise Abux Galaksisi'ndeki savaşta Utr ırkı liderinin yanı sıra pek çok ırkın lideri ile Reinaz'ın liderini öldürdüler. Bize en büyük zararlardan birisini verdiler," dedi Nyra ve bunları söylerken oldukça ciddi bir tavır takınmıştı.

Odada bir uğultu yükseldi. Bazıları bu bilgiyi zaten biliyor gibi sessiz kalırken, diğerleri ise endişeyle fısıldaşıyordu.

"Nyra, korkuyorsan sen de Mirena gibi ittifaktan ayrılabilirsin."

Nyra kaşlarını çattı, gözleri öfkeyle parladı. Sesindeki soğukluk odadaki havayı daha da gerginleştirdi.

"Rofs, sen Dwagd değilsin. O yüzden sözlerine dikkat etsen iyi olur. Anladın mı? O aptalın sözlerine aldırmama nedenimiz bizleri birleştirmiş olmasıydı. Ama sen? Sen sıradan birisin. Yani bir sonraki küstahlığında seni öldürmek için bizzat gezegenine gelirim. Anladın mı beni?"

Odanın içine ölümcül bir sessizlik çöktü. Rofs bir an için Nyra'nın gözlerinin içine baktı, sonra hafifçe gülümsedi ve başını salladı. "Evet, merak etme."

"Her neyse, asıl konudan uzaklaşmayalım ve bir plan yapalım," dedi Jocelyn.

Liderler, Jocelyn'in sözleriyle yeniden dikkatlerini toplamaya çalışırken, salonda savaşın kaçınılmaz olduğu gerçeği ağır bir şekilde hissediliyordu.

"Ne hakkında bir plan?" diye sordu Rahko.

"Ne olacak? Şu an bölgemizde bulunan Ladina adlı gemi hakkında," dedi Rofs.

"Ne yapmayı planlıyorsun?"

"O gemi şu an nerede kimse bilmiyor, sürekli hareket halinde," dedi Axix.

"Evet, öyle ve takip de edemiyoruz. Üstelik bir anda ortadan kayboluyorlar ve ne şekilde olursa olsun asla nasıl bunu başardıklarını çözemedik," dedi Laine.

Salondaki liderler arasında huzursuz bir uğultu yükseldi. Ladina, ittifak içinde korku saçan bir isim haline gelmişti ve herkes, bu geminin gizemli hareketleri karşısında çaresizdi.

"Purw nerede bu arada? Hemen bana onun yerini söyleyin," diye bağırdı Laine.

"Bu ittifakı ben kurdum, o yüzden haddini aşacak şeyler yapma ya da sorma."

"Onun nerede olduğunu bilmek hepimizin hakkı," dedi Saoko.

"Arcas ile birlikte sanırım. En son Zodw Galaksisi'ne giderken görüldü ve neden oraya gitti bilmiyorum. Ama dönünce öğreneceğiz."

"Bizim önceliğimiz, bölgemizde izinsiz bir şekilde dolaşan düşman gemisi. O yüzden şimdilik Reinaz liderlerini boş verin," dedi Edrk.

"Rofs bu sana son uyarımız, Reinaz'a ve Purw'a çok fazla taviz vermeye kalkma sakın, anladın mı bizi?" diye bağırdı Saoko.

"Merak etmeyin, o aptal her şeyi kendisi kontrol ediyor zannedecek ama aslında her şeyi biz kontrol edeceğiz. Sonrasında ise tüm adamları bizim tarafımıza geçecekler."

Bunu söyledikten sonra hafifçe güldü. Odanın içinde soğuk bir sessizlik oluştu; büyük çoğunluk onun bu kendinden emin tavrını desteklerken, Laine ve Saoko'nun başını çektiği azınlık bir grup ise şüpheli bakışlarını gizleyemedi.

"Her neyse, ben şu Ladina ile savaşmak için plan yaptım bile ve Reinaz lideri Peax ile birlikte bunu hayata geçireceğiz," dedi Edrk.

"Bu da nereden çıktı şimdi, Edrk?" diye sordu Yoor.

"O gemi bölgemizde istediğini yapıyor, buna izin verecek değilim. O yüzden aranızda bu savaşa katılmak isteyenler varsa şimdi yola çıksalar iyi olur. Ben bu toplantı biter bitmez savaş için ayrılacağım."

Kısa bir sessizlik oldu, ardından Arm öne çıkıp kararlı bir şekilde konuştu. "Ben geliyorum. O gemiden ne kadar erken kurtulursak o kadar iyi olacak."

"Ben de varım," dedi Koxz.

"Ben de," dedi Jocelyn.

"Ben de varım. Beni de sayın," diye ekledi Xolka.

"Beni de sayın," dedi en sonunda Rahko.

Bunlar dışında başka katılımcılarda oldu ve neredeyse yüzden fazla ırk Ladina ile savaşmak için gönüllü oldular. Salondaki atmosfer giderek daha da ciddileşirken, savaşın kaçınılmaz olduğu artık herkes için apaçık bir gerçekti.

"O zaman savaşa gitmek isteyenler hemen bağlantılarınızı kesin ve hazırlıklarınızı yapıp Edrk ile buluşun," dedi Rofs.

Liderler, başlarını hafifçe sallayarak "Tamam," dediler ve birer birer bağlantılarını kestiler.

"Bu konuda pek emin değilim ama..." diye mırıldandı Nyra.

"Ne oldu, Nyra?"

"Edrk'in yaptığı şey hakkında... Bırakalım o gemi istediğini yapsın. Bize dokunmadığı sürece bir sıkıntı çıkmaz."

"Sence duracaklar mı? Reinaz ile işleri bitince sıra bize de gelecek. O yüzden o gemiden hemen kurtulmamız gerekiyor," dedi Axix.

"Evet, öyle. O gemi bölgemize izinsiz girdi. Bununla birlikte Reinaz gemileri de izinsiz girdi ve biz onlarla ittifak kurduk. O ne olacak?" diye ekledi Poxm.

"Bu ittifak gerekliydi, hepiniz biliyorsunuz."

"Ne için gerekliydi? Bana sakın onları kontrolümüze alacağımızı söyleyip durma. Anladın mı beni? Sürekli aynı şeyi tekrar ediyorsun," dedi Laine.

"Purw'un anlattıklarına bakılırsa, Vera, Arcas'ı kullanarak Evren'i ele geçiriyor. Biz de bu yeni ittifak sayesinde Vera'yı yok edeceğiz ve sonra da—"

"Evet, biliyoruz. Söyleyip durma," dedi Saoko.

"Her neyse, Edrk ve diğerleri Ladina'yı yok ettiği zaman, Vera bize bulaşınca neler olduğunu anlamış olacak."

"Evet, öyle," dedi Remx.

Bu sırada Nyra, aniden Lumina Sempra'dan doğruldu ve emir verdi. "Hemen Edrk ve diğerleri ile bağlantı kurun ve toplantıya bağlayın. Orada neler döndüğünü kendi gözlerimle görmek istiyorum."

Görevli subaylar hızla harekete geçti. "Emredersiniz efendim," diyerek bağlantıyı sağladılar.

Holografik ekran kısa bir süre için karıncalandıktan sonra, Edrk'in yüzü netleşti. Savaş alanının gerilimi gözlerinden okunuyordu.

"Edrk, son durumunuz nedir? Hemen cevap verin," dedi Nyra.

"Savaşa katılma kararı alan tüm liderler ve filoları toplandı. Son hazırlıkları yapıyoruz. Birazdan ayrılacağız ve planı devreye sokacağız."

"Ladina, şu an nerede? Öğrenebildiniz mi?" diye sordu Yoor.

"Hayır, hala aramalarımız devam ediyor," dedi Xolka.

Tam o sırada, kontrol odasında bulunan bir asker aniden ayağa fırladı ve heyecanla bağırdı. "Efendim! Ladina'yı tespit ettik!"

Odada bir anlık sessizlik oldu, ardından herkes hızla ekrana döndü. Savaşın kapıya dayandığı artık kesindi.

"Oaok, o lanet gemi nerede şu an?" diye bağırdı Xolka.

Kontrol panelinin başında duran subaylardan biri hemen yanıtladı. "Nuph galaksisine giriş yaptılar efendim."

"Nuph mu? Yani benim galaksimdeler, öyle mi? Onlara galaksime izinsiz girmek neymiş göstereceğim!" diye bağırdı Arm.

"Hepiniz dikkatli olun, o gemi oldukça güçlü," dedi Laine.

"Biz ondan daha güçlüyüz, Laine. Merak etme," dedi Edrk. Ardından, sesi tüm filoya ulaşacak şekilde emir verdi. "Tüm filonun dikkatine! Aradığımız düşman gemisi şu an Nuph galaksisinde. Onlarla savaşıp o gemiyi tamamen yok edeceğiz!"

"Gemiyi yok etmek umurumda değil. O gemideki iki kişiden birini sağ olarak ele geçirmemiz gerekiyor," dedi Peax.

"İki kişi mi? Kim onlar?" diye sordu Rofs.

"Irkın prensesi ve prensesin koruması... O ikisi şu an o gemideki en önemli kişiler. Eğer içlerinden birini ele geçirirsek, Vera artık elimizde olur ve onları rahat bir şekilde yok ederiz."

"Pekâlâ, o zaman o gemidekilerden en az birini ele geçirmeye çalışacağız. Ama yine de öncelikli hedefiniz gemiyi yok etmek! Anladınız mı beni?"

"Merak etme ve unutma, hepimiz aynı konumdayız. Bize bir daha bize emir vermeye kalkma, Rofs. Anladın mı bizi?" diye bağırdı Edrk.

Bağlantılar birer birer kesildi ve filolar, Ladina'ya saldırmak üzere hızla harekete geçti.

Bu sırada, toplantı salonundaki atmosfer giderek daha da gerginleşiyordu. Laine, Saoko, Nyra ve Sewa, bu saldırının gereksiz olduğunu savunarak herkesin dikkatli olması gerektiğini söylüyorlardı. Poxm de onlara destek çıkıyordu, ancak diğerleri bu uyarıları hiç dikkate almıyordu.

Odadaki çoğu kişi, akıllarını sadece Ladina'yı yok etmeye odaklamıştı. Muhalefet edenlerin sözleri kulaklarında yankılansa da, harekete geçmekten geri durmuyorlardı. Savaş kaçınılmazdı.

──────✧❅✦❅✧──────

"Efendim, Ladina tespit edildi. Şu an bize iki ışık yılı mesafede. Onları planı uygulayacağımız alana çekmek için elimizden geleni yapacağız," dedi Omark.

"Peki, ne gerekiyorsa yapın. Gerekirse saldırın ve ardından onları belirlenen noktaya doğru sürükleyin," dedi Rahko.

"Emredersiniz efendim."

Tam hazırlıklar devam ederken, Arm gözlerini ekrana dikti ve kısa bir süre sonra gülümseyerek konuştu. "Buna gerek bile yok gibi görünüyor. O gemi zaten onlara doğru geliyor. Hemen belirlediğimiz alana doğru harekete geçin!"

Kumanda merkezindeki subaylar anında emirleri yerine getirmeye koyuldular. "Emredersiniz efendim! Tüm gemilerin dikkatine, düşman gemisini belirlenen alana çekeceğiz. Hemen bu bölgeden ayrılın!"

Filo içerisinden birden fazla onay yanıtı geldi. "Emredersiniz, emredersiniz..."

"Tüm gemilerin dikkatine! Düşman gemisi saldırı alanına doğru ilerliyor. Işık hızından çıkar çıkmaz etrafını çevirin ve kaçış yollarını kesin!" dedi Edrk.

Yine ardı ardına onay sesleri yükseldi. "Emredersiniz, emredersiniz..."

Beklenen an gelmişti. Ladina, ışık hızından çıktığı anda çoktan önceden belirlenen alanda kendisini bekleyen gemiler tarafından çevrelenmişti. İki taraf da karşılıklı olarak hareketsiz duruyor, adeta bir sonraki hamleyi tartıyordu.

Liderler, saldırı emri için birbirlerinin hamlesini beklerken, köprüdeki gerilim her an patlamaya hazır bir şimşek gibi havada asılı duruyordu. Sessizlik, savaşın fırtınadan önceki huzursuz dinginliğini andırıyordu. Herkes nefesini tutmuş, bekliyordu.

Ladina'nın ana iletişim kanalından yankılanan ses, savaş meydanında yankılandı. "Merhaba, burası Ladina. Siz de Reinaz ana liderlerinden Peax olmalısınız. Konuşup anlaşalım, ne dersiniz?"

"Bizden bu kadar mı korktunuz? Yanlış bilmiyorsam hiçbir şeyden korkmadığınız söyleniyordu ama görünen o ki bu bilgi hatalıymış," dedi Peax ve gülmeye başladı.

"Yanlış anlama, bunu kendimiz için değil, sevgili kızlarımız Aags ve Soax için istiyorum," dedi karşı taraftaki kişi.

Sözler bittiği anda ekrana yeni bir görüntü yansıdı. İki figür, Peax'a ait olduğu söylenen iki genç kızın boynuna kılıcını dayamış halde duruyordu.

"Kızlarım mı? Neden bahsediyorsunuz? Benim kızım falan yok!"

"Anne, onlar zihinlerimizden geçenleri okuyabiliyor, yani gerçeği biliyorlar," dedi görüntüdeki gençlerden biri.

Peax, bir anlığına tereddüt etti. Şok olmuştu. Ancak bu durumu kabul etmek istemiyordu. Ekrana daha dikkatlice baktığında, iki genç kızın çıplak ve bağlanmış halde olduğunu gördü. Gözlerinde hem korku hem de kararlılık vardı.

Öfkeyle yumruğunu sıktı. "Kızlarım neden çıplak ve o şekilde bağlı? Sizler esirlerinize böyle mi davranırsınız?"

"Aags ve Soax, onlara size nasıl davrandığımızı söylesenize," dedi birisi, kılıcını biraz daha yaklaştırarak.

"Hayır, bizi rahat bırakın! Anne, bizi düşünme ve saldır! Bu gemiyi yok edin!"

Peax dişlerini sıktı. Kafasındaki kaosun içinde en doğru kararı vermeye çalışıyordu.

"Şimdi ne yapıyorsun? Teslim mi olacaksın, yoksa kızlarının dediğini yapıp savaşacak mısın?" diye sordu karşı taraftaki kişi.

"Savaşacağım. Ve biz sizden oldukça kalabalığız!"

Tam o anda, köprüdeki bir subay alarma geçti. "Efendim, gemimize izinsiz giriş tespit edildi!"

"Onu hemen yakalayın! Kızlarım ile takas için kullanacağız!" diye emir verdi.

Birkaç saniye sonra geminin iç güvenlik sistemleri aktif hale geçti ve gemiye sızan istilacıyı bulmak için aramalar başlatıldı. Ancak o anda savaş patlak vermişti.

Çatışma, düşman gemiye izinsiz giriş yapıldığı anda başlamıştı ve ilk bakışta avantaj Peax ve müttefiklerinin elindeydi. Filoları sayıca üstündü ve sürekli takviye alıyorlardı. Ancak savaş ilerledikçe, düşman gemisinin ne kadar güçlü olduğu ortaya çıkıyordu.

Reinaz ve Lux filosu sürekli atışlar yapıyor, ancak silahları o devasa savaş gemisine hiçbir şekilde zarar veremiyordu. Buna karşılık, düşman gemisinin tek bir atışı bile birkaç Stella gemisini anında yok etmeye yetiyordu.

Peax'ın kuvvetleri sayıca üstündü, ama bu avantaj giderek anlamını yitiriyordu. Sonuçta, ne kadar çok gemi getirirlerse getirsinler, düşman tek bir hamlede onları yok ediyordu. Yine de, sürekli gelen takviyeler sayesinde üstünlük hala onların tarafındaydı. Düşman gemisinin içinde olanlar ise bu durumu yalnızca izlemekle yetiniyordu.

Tam bu sırada, Koxz iletişim hattına bağlandı ve sesi komuta merkezine ulaştı. "Arm, orada durum nedir?"

Gemi köprüsündeki gerilim giderek artıyordu. Savaşın kaderi, yalnızca filoların gücüne değil, aynı zamanda zeka, strateji ve hızlarına da bağlıydı.

"Şu an birkaç küçük savaş gemisiyle başımız belada ama üstünlük bizden yana. Yakında buradaki işimi halledip yanına geliyorum."

"Tamam, aynı sorun bende de var. O gemiler isabet almasına rağmen yok olmuyor. Bu nasıl mümkün?"

"Bilmiyorum, ama elimizden geleni yapacağız ve hepsini yok edeceğiz."

"Xolka, senin orada durum nedir? Neden yardıma gitmiyorsun?"

Hat boyunca yayılan parazitten sonra, Xolka'nın sesi duyuldu. "Neden mi? Kimliğini belirleyemediğimiz bir kaynak tarafından saldırıya uğradık, çoktan filomun yarısını kaybe—"

Bağlantı bir anda kesildi. Koxz, sertçe konsolun üzerine vurdu. "Kahretsin, Xolka! Cevap ver hemen!"

Bir anlık sessizliğin ardından, köprüdeki iletişim subayı Omark başını kaldırıp endişeyle konuştu. "Efendim, lider Xolka ve tüm filosuyla irtibatı kaybettik."

"Kahretsin! Hemen saldırıları artırın!"

"Emredersiniz!"

Ancak o anda, bir başka liderin sesi acil çağrı hattında yankılandı. Jocelyn'in sesi, uğultulu parazitler arasında zor duyuluyordu. "Etrafım sarıldı! Acil yardım lazım! Neredeyse tüm filom yok edildi! Tekrar ediyorum, acil yardım lazım!"

"Efendim, lider Jocelyn yardım çağrısında bulundu. Ne yapalım?" diye sordu Omark.

"Hemen yardıma gidiyoruz! Bir liderin daha yok edilmesine müsaade etmeyeceğim."

"Emredersiniz!"

"Jocelyn, durum nedir? Hemen cevap ver!"

"Kaynağı belirsiz saldırılar, neredeyse tüm filomu yok etti! Bana hemen şu kaynağı belirsiz saldırıları bulun! Tüm alanda geniş çaplı arama yapın!"

"Emredersiniz, efendim!"

Tam o sırada, bir başka alarm çalmaya başladı. "Efendim, lider Edrk ve lider Jocelyn yok edildiler ve onlarla birlikte elli lider ve filosu da yok edildi."

"Kahretsin! Önce Xolka, şimdi de Edrk ve Jocelyn... onca lideri peş peşe kaybettik!"

Köprüdeki herkes sessizliğe büründü. Birkaç saniye boyunca, yalnızca kontrol panellerinin mekanik sesleri duyuluyordu.

"Efendim, ne yapıyoruz? Geri mi çekileceğiz?" diye sordu Zomrk.

"Hayır. Tüm filoya söyle, saldırmaya devam etsinler! Ayrıca geride bıraktığımız filonun geri kalanına haber ver, hemen buraya gelsinler!"

"Emredersiniz, efendim!"

Koxz, savaş haritasına baktı. Elliden fazla lideri kaybetmişti, ama bu savaş henüz bitmemişti.

"Efendim, yardım çağrısında bulunduk. Tüm filo destek için harekete geçti."

"Güzel. Bana o geminin bir açığını bul, hemen."

"Emredersiniz, efendim."

Tam o anda, savaşın ortasında bir başka kanal aktif hale geldi. Telsiz bağlantısında Rahko'nun sesi duyuldu. "Koxz, senin durumun ne? Hemen cevap ver!"

"Şu an savaşla meşgulüm, ne istiyorsun, Rahko?"

"Geriye çok azımız kaldık."

"Peax ve diğer liderlerde var, unuttun galiba."

"Peax'ın gemisiyle bağlantımız koptu. Onun durumunu bilmiyoruz. Geride bıraktığımız filo da yakında burada olacak."

"Tamam. O zaman şu gemiyle ilgilenelim ve onu yok edelim."

"Güzel. O zaman onlara yanlış kişilere bulaştıklarını gösterelim."

Tüm filo, düşman ana gemisine odaklanarak yoğun bir saldırıya başladı. Ancak beklenmedik bir şey oldu. Aniden, savaş alanına yayılan görünmez bir enerji dalgası, onların en güçlü mermilerini bile etkisiz hale getiriyordu. Koxz, ekranındaki verileri incelediğinde fark etti ki saldırıları düşman gemisine ulaşamıyordu bile. Bir anda, kaynağını belirleyemedikleri o bilinmeyen saldırılar yeniden başladı.

Bir patlama köprüyü sarstı. Bir subay bağırarak rapor verdi. "Efendim, Koxz'un filosu yok edildi!"

Rahko'nun elleri yumruk oldu. Boğazındaki düğümü yutkunarak bastırdı. Geride bıraktıkları ve yardıma gelen liderleri saymazsa, savaş alanında kalan tek lider artık kendisiydi.

Gözlerini ekrandan ayırmadan emretti. "Hemen bizi buradan çıkar! Anladın mı beni?"

"Emredersiniz efendim," dedi Zomrk. Ama gemi bir milim bile hareket etmedi.

"Neler oluyor? Hemen cevap verin!"

"Efendim... geminin motorları yok edildi!"

"Motorlar mı?"

"Evet, efendim. Tahrik sistemleri tamamen devre dışı bırakıldı."

Ekrandaki savaş haritasında, filonun kalan gemileri de birer birer düşüyordu. Rahko, savaşın gidişatını görmek için bir saniye bile kaybetmeden bağırdı.

"Kahretsin..."

Kaçış artık bir seçenek değildi.

──────✧❅✦❅✧──────

 

Bölüm İçinde Geçen Bazı Kelimeler Hakkında Bilgiler:

Stella: Yıldız

 

Bölüm : 24.03.2025 11:01 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...