33. Bölüm

32.Bölüm

Shinoluna
shinoluna

Savaş Sırasında

"Kral Dwagd'ın gemisi bizimle iletişim kurmaya çalışıyor," dedi Oro.

"Bağlan bakalım, umarım dönüşe geçmişlerdir," diye yanıtladı Dtru, gergin bir şekilde. Her anın önemli olduğu bir durumdaydılar ve geri dönüşlerinin nasıl olacağı belirsizdi.

"Dtru ve Dexr, bakın ve Arcas'ın gemisini nasıl yok ettiğini görün, bunu hemen tüm ittifakımıza yayınlayın," diye emir verdi Dwagd.

"Emredersiniz, kralımız," dedi Rofs, hızla yayını açtırarak bu kritik anı bütün ittifaka iletmeye başladı.

"Oradan hemen çıkın, anlamıyor musun? Arcas'ın tam gücünü bilmiyoruz," dedi Dtru.

"Gücü mü? Ana gemileri kaçtı ve geriye yalnızca birkaç tane küçük gemi bıraktılar. Ben bu korkakları bugün yok edeceğim ve eve zaferle döneceğim."

Ama tam o sırada, aniden bir şey değişti. Kral Dwagd, gözlerini kıstı. "Bu da ne, neler oluyor?" diye sordu, şaşkınlık içinde.

"Efendim, bu ana gemileri arkamızdan saldırmaya başladı ve tekrar yok oldu," dedi Dkra, sesindeki gerginliği belli ederek.

"Bana onun nereden saldırdığını bulun ve orasını hedef alın."

"Emredersiniz efendim, ama bu imkânsız. O gemi sürekli hareket halinde ve ışık hızından çıkıp saldırıyor, sonra tekrar ışık hızında yok oluyor," diye cevapladı, durumun ne kadar karmaşık olduğunu belirterek.

"Bana imkânsız deme ve onu bulup yok edin."

"Emredersiniz efendim," dedi, derin bir nefes alarak, hemen harekete geçmeye başladı.

"Hangara kimliği belirsiz bir gemi indi, efendim," dedi Romx, endişeli bir şekilde.

"Onu canlı istiyorum, öldürmeyin. Onu ele geçirirsek, o gemi bizim kontrolümüze geçer," dedi, zaferi elde etmek için gereken her şeyi yapacağına karar vermişti.

"Emredersiniz efendim. Kralımızı duydunuz, onu canlı istedi. Bu yüzden yaralamak için saldırılar yapın," dedi sorumlu komutan, hemen emirleri uygulamaya koyarak saldırılara başladı.

Davetsiz misafir, gizemli gemisinden çıkarak askerleriyle savaşmaya başladı. Birkaç dakika içinde, hangardaki tüm askerler öldü. Misafir, hızla ilerleyerek kontrol odasına doğru yol aldı.

Ana kontrol odasının önüne gelene kadar gemideki herkes öldü ve geriye yalnızca Dwagd'ın bulunduğu odadaki askerler kaldı.

"Dwagd, sana oradan uzaklaşmanı söylemiştik ve sen bizi dinlemedin bile," dedi Dtru.

"Kesin, sesinizi hemen, şuan daha önemli bir meselemiz var."

"Bundan daha önemli olan mesele neymiş bakalım?"

"Hayatta kalmak ve bağlantıyı kes," dedi. Her şeyin artık nihai bir noktaya geldiğini biliyordu.

Dwagd'ın kaybı, tüm filonun yok oluşu ve en güçlü ailelerinden beş kişinin ölümünün ardından, Remx öfkeyle konuştu: "Kahretsin, şu aptal ne yaptığını zannediyor? Kendisiyle giden tüm filomuz yok edildi ve en güçlü ailelerimize mensup beş kişi de öldürüldü. Muhtemelen Dwagd da öldü. Şimdi ne yapacağız, yeni bir kral seçmemiz gerekiyor," dedi, öfkesini içinde tutamayan bir sesle.

"Kralımız belli, Dtru senin yeni kral olman gerekiyor," dedi Dexr.

"Saçmalama, neden ben?" diye sordu. İçinde bulunduğu durumdan hala emin olamamıştı.

"Dwagd'ın bu saldırıyı yapmaması konusunda en çok uyaran sensin ve bundan sonra ırkımıza ne olacak bilmiyorum. Bizleri bu çıkmazdan sadece sen çıkarabilirsin, o yüzden yeni kralımız sen olmalısın. İtirazı olan yoksa?" diye ekledi, sesinde kararlılık vardı.

"Hayır, yok. Bence de en iyisi bu," dedi Remx.

"Öyle anlaşılıyor ki toplantıdaki herkes de benim gibi aynı fikirde."

"İyi, o zaman kabul ediyorum," dedi Dtru.

"Efendim, tüm Evren'e bir mesaj yayınlanıyor," dedi Marj.

"Mesaj mı? Hemen, ne olduğunu deşifre edin."

"Buna gerek yok efendim. Mesaj, her ırka kendi dilinde yayınlanıyor."

"Mesajı göster, hemen," diye talep etti. Artık her şeyin bir araya geldiği anın farkındaydı ve bu mesaj, tüm Evren'in dengelerini değiştirebilirdi.

"Ben Vera ya da Kristal ırkı prensesi Eliana. Siz hangisini tercih edersiniz, orası size kalmış. Gemim Ladina ile birlikte Trgıu galaksisindeki Reinaz ana üssü Yıjol'de bulunuyorum."

Ardından, bir adım daha ileri gitti. "Şu an önümde diz çökmüş bu kişi, Reinaz'ın taktığı isimle keşfedilmemiş bölgenin en gelişmiş ırklarından olan ve Lux ittifakından Drtau ırkının liderlerinden biri Dwagd ve Reinaz gibi tüm Evren'i ele geçirmek istiyorlardı. Bu mesaj, Lux ittifakındaki siz ırklara da sözde en güçlü ırklarınızdan birinin liderinin sonu. İşte bu," dedi ve birisi, prensesin işaretini alarak, Dwagd'ın boynunu hızla keserek öldürdü.

Prenses, gözlerini ekrandan çekmeden sert bir şekilde, "Bu Evren'i isteyen kim varsa gelsin, onu Yıjol'de bekliyorum. Sadece benim gemim Ladina ve yüz mürettebatım ile birlikte korkmayıp gelmek isteyen varsa, size bilmeniz gereken her şeyi söyledim," dedi. Ardından, ekledi: "Ayrıca Purw, bu mesaj sana. Getirin onu."

Birisi diz çökerek, başını yere eğdi. "Gördüğün gibi, ana liderlerinden birisi elimde ve senin yerini yakında bana söyleyecek. Sonuçta, kızının hayatı buna bağlı ve bizi yenmek istiyorsan, sorumlu olduğun ana üsse gelmen iyi olur."

Kadınlardan birisi sessizce, "Kimse gelmeyecek, biliyorsun öyle değil mi?" diye mırıldandı.

Prenses, hafifçe gülümsedi. "Evet, biliyorum Leila, o yüzden Anna, Trgıu galaksisindeki tüm üsleri ve üs olarak kullanılan gezegenleri yok etmek için en uygun rotayı oluştur ve eğlencemize kaldığımız yerden devam edelim."

Anna, hemen emir alarak, "Hemen prenses," dedi ve bağlantıyı kesip rotayı oluşturmaya başladı.

"Mesaj bu kadar efendim," dedi Oro.

"Kahretsin Dwagd," dedi, sesinde büyük bir öfke vardı. "Seni uyarmıştık ama sen burnunun dikine gittin ve filomuzun yarısını da beraberinde ölüme götürdün." Bir an için derin bir nefes aldı, ardından kararlı bir şekilde komutasını verdi: "Hemen tüm müttefiklerimiz ile iletişime geç ve..."

"Savaş için hazırlık mı yapıyoruz?" diye sordu Rofs.

"Savaş mı? Saçmalama, duymadın galiba, mesajı yollayan Arcas ya da Reinaz değil. Reinaz'ın yok olduğunu düşündüğü Vera'dan geldi. Sence onlara karşı şansımız var mı?"

"Kralımızı öldürdüler ve onun intikamını almamız gerekiyor!"

"Tek bir gemi filomuzun yarısını yok etti, Rofs, o yüzden saçmalamayı kes hemen."

"Her neyse, müttefiklerimize söyle, yeni kralımız Dtru oldu ve bundan sonra bizleri o yönetecektir."

"Emredersiniz efendim," diyerek hızla odadan çıktı Oro.

"Şimdi ne yapıyoruz?" dedi Remx.

"Hangi konuda?"

"Hangi konuda mı?"

"Evet, hangi konuda?" dedi Rofs.

"Dwagd, Reinaz'ı yok etmek için gitti ve Arcas'a ait olduğunu düşündüğü gemiye saldırdı. Gemi Vera'ya ait çıktı ve şu an karşımızda oldukça fazla güçlü düşman var," dedi Dtru.

"Şu mesajı bir daha göster ve ben sana söyleyince hemen dur," dedi Dexr.

"Emredersiniz efendim," diyerek mesajı açtı Marj.

Mesaj yavaşça açıldığında, Dtru, dikkatle dinlemeye başladı. "İşte buradan itibaren yavaşça devam et," dedi.

"Emredersiniz efendim," diye yanıtladı ve mesajı yavaşça göstermeye başladı.

"Önümde diz çökmüş bu kişi, Reinaz'ın taktığı isimle keşfedilmemiş bölgenin en gelişmiş ırklarından olan ve Lux ittifakından Drtau ırkının liderlerinden Dwagd ve Reinaz gibi tüm Evren'i ele geçirmek istiyorlardı..."

Dtru'nun yüzü donmuştu. "Reinaz Evren'i ele geçirmek mi istiyor? Bu da ne demek şimdi? Onlar neden Arcas'dan hiç bahsetmediler?" diye sordu, sesinde şaşkınlık vardı.

"Bilmiyorum, ama bizler saldırıya geçene kadar o bölgede bir şeyler olmuş gibi," dedi Rofs.

"Belki Reinaz, Arcas'ı yok etmiştir," dedi Remx.

"Olabilir, ama o zaman prenses midir nedir, neden Reinaz Evren'i ele geçirmek istiyor desin ki?" dedi Dexr.

"Bilmiyorum, ama bir şeyler yanlış ve bunu hemen çözmemiz gerekiyor."

"Şimdi ne yapacağız peki?"

"Reinaz ile ilgili gerçeği araştıracağız ve neler olduğunu öğreneceğiz. Şimdilik bu kadar, diğer ırkların liderleri ile olan toplantıyı halletmemiz gerekiyor."

Birkaç saat içinde Kraliçe Mirena dışındaki tüm Lux ittifakı üyeleri toplantı yapıyorlardı ve asıl konu bundan sonra ne yapacaklarını kesinleştirmekti.

"Dwagd öldü ve kraliçe ittifaktan ayrılma kararı aldı. İttifak artık bizim kontrolümüzde," dedi Rofs. Sözleri, ittifakın kontrolünü ele geçirdiklerini duyuruyor, ancak bu durumun herkesin kafasında pek çok soru işareti bıraktığının farkındaydı.

"Evet, ama karşımızda kim olduğunu unutmamak gerek," diye yanıt verdi. Sesindeki soğukkanlılık, hiç de küçümsenecek bir güçle karşı karşıya olmadıklarının farkında olduğunu gösteriyordu.

"O zaman ne yapacağız?" diye sordu Dexr, bir stratejiye ihtiyaçları olduğunun farkındaydı.

"İttifaktaki herkes ile iletişime geçin hemen."

"Geçtik, efendim ve çağrımıza sadece Mirena, Laine ve Saoko cevap vermediler," dedi Yufj. Bu durum, ittifakta hala bir kopukluk olduğunu ve bazı liderlerin hala tartışmalarını sürdürdüğünü gösteriyordu.

"Efendim?" dedi tekrar, sesi tedirgin bir şekilde yankılanıyordu.

"Ne var? Şu an toplantıdayız," dedi Rofs, sinirli bir şekilde. Toplantının ciddiyeti, bu tür aksaklıklarla daha da derinleşiyordu.

"Laine ve Saoko, ittifakta yer alacaklarını ve..."

"Neden geç cevap vermişler?" diye bağırdı. Zaman kaybı, onu iyice sinirlendiriyordu.

"İleri gelenleri ile bu konuda görüşmüşler. Sonuçta, Mirena artık ittifakımızın lideri değil, bu yüzden..."

"Her neyse, on dakika sonra tüm herkesle toplantı ayarlayın," dedi Dtru.

"Emredersiniz, efendim," dediler ve on dakika sonra, Mirena dışındaki tüm liderler toplantıda yer almıştı. Kraliçe, yöneticiliği bıraksa da hala etkisini hissettiren bir liderdi.

"Pekâlâ, kraliçe korktu ve ittifaktan ayrıldı. Artık ittifak lideri Dtru," dedi Remx. Bu, ittifakın kontrolünü ele geçirdiklerini ilan etmekti, ama ne kadar sağlam bir zafer olduğu tartışmalıydı.

"Bizi sadece bunun için toplamadınız, değil mi?" diye sordu Axix, ortamda bir gerilim vardı ve herkesin aklındaki soruyu dile getirmişti.

"Hayır, şimdi ne yapacağız, onu konuşmalıyız," dedi Dtru. Herkesin gözleri ona çevrilmişti. Buradaki karar, tüm ittifakın geleceğini şekillendirecekti.

"Kraliçe bir konuda haklı, Vera ortaya çıktı ve onlara karşı şansımız yok," dedi Laine. Bu, Vera'nın gücüne karşı duyulan korkuyu açıkça dile getiriyordu.

"Onları yok edebiliriz," diye karşılık verdi Rofs.

"Rofs, saçmalama. Dwagd, ittifak yayını açtı ve tek bir gemi saldırı için giden tüm filonuzu yok etti ve aptal kralınızı öldürdü," diye bağırdı Saoko. Rofs'un iyimserliği, Saoko'yu çileden çıkarıyordu ve diğer ileri gelenler, aynı hataları yapmamaya karar vermişti.

"Evet, biliyoruz. Merak etme."

"Her neyse, ittifak bir arada kalmaya devam edecek, ama planlarımız biraz aksayacak," dedi Dtru, sesindeki soğukkanlılık, kararlarının sadece anlık bir engelle karşılaşmış olduğunu belirtiyordu.

"Aksayacak mı? Ne demek istiyorsun?" diye sordu Arxak. Şüpheci bakışları, herkesin tam olarak ne olduğunu anlamadığını gösteriyordu.

"Şöyle ki, Vera ortaya çıktı. O yüzden şimdilik bekleyeceğiz ve zamanı gelince..." dedi, kelimeleri bir şekilde gerilimi azaltan bir şekilde söylemeye çalıştı. Bu, bir adım geri atmak gerektiğinin işaretiydi.

"Bu süre içinde Vera bölgemize gelirse?" diye sordu Nyra. Endişesi, herkesin düşündüğü olasılıklardan biriydi.

"Evet, Dwagd'ın aptallığı yüzünden ittifakımız ortaya çıktı ve orasıyla işi bitince sıra bize de gelecektir," dedi Sewa. Sesi, durumun ciddiyetini herkesin içselleştirmesini sağlıyordu.

"Onlar buraya gelmeden biz oraya saldıracağız, merak etmeyin," dedi Dtru, bir planın hayata geçmesi için istekli olduğunu belli edercesine. Bu, harekete geçmeye hazırlanan bir grup için gerekli kararlılığı gösteriyordu.

"Sanırım hazırlıklara başlamamız gerekiyor," dedi Rahko. Gerçekten de, her şeyin kısa sürede hızlanması gerektiği açıktı.

"Evet, öyle," dedi. Herkesin harekete geçme kararı almasından sonra, bağlantıları kestiler ve odada bir sessizlik hâkim oldu.

"Kraliçenin korktuğu oldu sonunda," dedi Dexr. Kraliçenin kararsızlığını daha açık bir şekilde dile getiriyordu.

Dtru, soğukkanlı bir şekilde cevap verdi:

"Şimdi ne yapacağız?" sorusuna, "İttifak artık bizim kontrolümüzde," diye yanıtladı Rofs. Herkesin, şu anki durumun geçici olduğunu ve stratejilerin zamanla şekilleneceğini anlaması gerekiyordu.

"Evet, öyle ve kral da benim. Bunu unutmasan iyi olur, anladın mı beni?" dedi biraz bekledikten sonra ekledi ''Şimdilik ittifakta yer alıyoruz, ama bir şekilde o gemi bölgemize gelirse ittifaktan ayrılmamız gerekebilir,'' sesindeki sertlik, otoritesini tekrar gösteriyor, liderliğin yalnızca kendi ellerinde olduğunu vurguluyordu.

Bir anda etrafındaki herkesin tepki vermesiyle ortam gerildi. "Saçmalamayın," diye bağırmaya başladılar. Yeni krallarının kararları, onları rahatsız etmişti.

"Sessiz olun," dedi. Dexr dışında, herkesin odadan çıkmasını emretti. Yeni kral, bir şeyleri açıklığa kavuşturmak için yalnız kalmak istiyordu.

"Sorun nedir?"

"Kraliçe Mirena'nın kor..."

Kraliçe Ewas, içeri girdiğinde sesi, salonun her köşesinde yankılanarak atmosferi değiştirdi. "Siz ikiniz ne halt yiyorsunuz öyle!" diye bağırdı. Keskin ve otoriter tonu, huzuru bir anda bozan bir fırtına gibi salona yayıldı.

Kraliçe Ewas'ın bakışları sertti ve Dtru'nun ona verdiği yanıt hemen geldi:

"Kraliçe Ewas, biliyorsunuz ki kocanız Dwagd öldürüldü," dedi. Kraliçenin sert bakışları daha da yoğunlaşırken, "Dtru bana bilmediğim bir şey söyleyeceksin zannettim, ben size ne yaptığınızı soruyorum, sen ise bana..." diyerek sözünü kesmeye çalıştı.

Ancak Dexr, bu durumu anlık bir fırsat gibi değerlendirerek açıklama yapmaya devam etti: "Özür dilerim ama şimdi ne yapacağımızı konuşuyorduk, Mirena ittifaktan ayrıldı. Artık ittifakı biz yönetiyoruz ve bir şekilde şu Vera denilen ırk buraya da gelecek ve asıl mesele onlar gelince ne yapacağımız."

"Onlara karşı şansımız olmadığını mı düşünüyorsunuz yani?" diye sordu. Gözleri, şüphe ve öfkeyle parlıyordu.

"Ne yazık ki öyle ve asıl mesele ise şimdi siz ne yapacaksınız," dedi, cümlesi ciddi bir soruyu içeren bir tehdit gibi havada asılı kaldı.

"Ne demek istiyorsun, açık konuş," dedi, sesindeki öfke daha da büyüyordu. Dexr, bir adım daha atarak, söylediklerinin ne kadar önemli olduğunu vurguladı: "Kocanız öldürüldü ve önde gelenler Dtru'yu kral seçtiler, ama siz hayattasınız, eğer ki hamileyseniz doğacak çocuğunuz ırkın başına geçmesi gerekecek."

"Hamile falan değilim," dedi, sesi hala gergindi.

"Asıl sıkıntı bu, o zaman kraliçem, bu durumunuzdan yararlanmak isteyenler olacak ve sizinle evlenip tahta çıkmak isteyecekler."

"Bunu bende biliyorum ama ne yapabiliriz ki? Aptal kocamın kardeşi yoktu ve ailesi ise uzun zaman önce öldü." diyerek çaresizliğini dile getirdi.

"Peki ya köleleri, onlar ne durumda?"

"Hiçbiri hamile falan değil ve ikiniz de ne söyleyecekseniz söyleyin artık, lafı dolaştırıp duruyorsunuz," dedi, sesi artık sabırsız ve yorulmuştu.

"Bana kalırsa kraliçem, Dtru ile evlenmeniz gerekiyor."

"Saçmalama," diye bağırarak tepkisini gösterdi Dtru.

"O zaman ne yapacağız?"

"Ben de bilmiyorum ama bir şeyler yapmamız lazım," dedi, sesi biraz daha yumuşak ama endişeli bir tonla.

"Her neyse, asıl sıkıntı mesajda söylenenler, o bölgede her ne olduysa Vera prensesinin bahsettiği şeyleri bir şekilde doğrulamamız lazım," dedi Ewas, sesindeki endişe ve kararlılık birleşerek bir strateji gerekliliğini vurguluyordu.

"Kraliçem, konuyu değiştirmeyin lütfen," dedi. Ancak o an, Dtru, Ewas'ı rahat bırakması gerektiğini düşündü ve "Dexr, kraliçe Ewas'ı rahat bırak, kocasını yeni kaybetti," diyerek araya girdi. Bu sözler, Ewas'ın öfkesini daha da artırmıştı, yine de odadan çıkmaya karar verdi. Kraliçe, taht odasından ayrılırken, odayı terk etti ve geri kalanlar gün boyu mesajlar ve gelecekte yapılacaklar hakkında konuşmaya devam etti.

Gün boyunca yapılan görüşmelerin ardından, akşam saatlerinde Dtru, yeni odasına geçti. Fakat odada bulduğu manzara, beklediğinden çok farklıydı. Kraliçe Ewas, yatağında yarı çıplak bir şekilde uzanmıştı. Odanın içi, sarayın diğer odalarından çok daha zarif ve özel bir şekilde tasarlanmıştı. Kapı, nadir taşlardan yapılmış ve zarif oymalarla süslenmişti; her detay, ırklarının inandığı tanrılarını simgeliyordu. Dtru, kapıyı açarken, taşların şık bir şekilde işlenmiş olması dikkatini çekti, odanın havası, onun içindeki sıcaklık ve özel tasarımı ile büyüleyiciydi.

Zemin, büyük taş plakalarla kaplanmıştı, ancak bu odada daha yumuşak tonlar hâkimdi. Altın ve gümüş yaldızlarla işlenmiş taşlardan oluşuyordu. Odanın dört duvarı, özel taşlardan yapılmıştı ve yaprak ile çiçek desenleriyle zarif bir şekilde dekore edilmişti. Bu detaylar, odaya hem sıcaklık hem de kişisel bir hava katıyordu. Yatak, sarayın en gösterişli mobilyasıydı ve başlık kısmı taş ve altın oymalarıyla işlenmişti. Yatak örtüsü, yüksek kaliteli taşlardan yapılmış ve zarif bir şekilde taş dokuları ile bezenmişti. Etrafındaki lambalar, hem ortamı aydınlatıyor hem de gizemli bir hava yaratıyordu.

Odanın pencereleri, ırklarının doğaya verdiği değeri simgeliyordu. Pencereler, taşlardan yapılmış ve zarif şekillerde kesilmişti, böylece içeri doğal ışık girmesi sağlanmıştı. Ayrıca, pencerelerin kenarlarında, özel mahremiyet sağlayan taşlardan yapılmış panjurlar vardı. Dtru, odanın içindeki atmosferi anlamaya çalışırken, bir köşede, kralın giyinmesi için özel bir bölüm bulunduğunu fark etti. Burada taşlardan yapılmış dolaplar, renkli kumaşlar ve zarif zırhlar yer alıyordu.

"Kraliçe Ewas, bir sorun mu var acaba? Burası artık benim odam."

"Biliyorum, elbette ki, sonuçta sen yeni kral oldun ve bu oda artık sana ait. Fakat Dexr'in bugün söylediklerini düşündüm ve seninle evlenmeye karar verdim, ama bir şartla."

"Nedir şu şartınız?"

"Şu köle meselesi ile ilgili olarak."

"Köle almayı zaten planlamıyordum, o yüzden merak etmeyin."

"Güzel," dedi ve ayağa kalkıp Dtru'nun yanına geldi. Bir anda dudakları Dtru'nun dudaklarına yapıştı. O an, her şey sessizleşti, sadece duyulan kalp atışlarıydı. O geceyi birlikte geçirdiler.

İki gün boyunca aynı şekilde, her geçen gün birbirlerine daha da yakınlaştılar. Ancak, evlilikleri bazı ileri gelenleri oldukça sinirlendirmişti. Çünkü Dtru, her ne kadar ileri gelen olsa da asil bir aileden değildi ve Ewas ile evlenince ırkın gerçekten kralı olmuştu. Bu nedenle, diğer ileri gelenler için durum bir tehdit oluşturmuştu.

Zaman geçtikçe, Ewas hamile kaldı ve Dtru, onu güvenli bir yere göndermeye karar verdi. Ewas'ın gideceği yeri yalnızca Dtru ve güvendiği kişiler bilecekti, böylece ona herhangi bir zarar gelmemesi sağlanacaktı. Ewas'ın güvenliğini sağlamak için her şeyini riske atmayı göze alıyordu, çünkü kraliçenin taşıdığı çocuk, ırkları için bir umut kaynağıydı.

 

Bölüm : 24.03.2025 11:00 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...