27. Bölüm

26.Bölüm

Shinoluna
shinoluna

"Kraliçem," dedi Perla.

"Bir sorun mu var, Perla?"

"Evet, kraliçem, sizce Dwagd plana sadık kalacak mı?"

"Kalmayacağını sizde benim kadar iyi biliyorsunuz," dedi, yüzündeki sert ifade belirginleşerek.

"Evet, kraliçem."

"Ne sormak istiyorsan sor bakalım, lafı dolaştırmana gerek yok."

"Şey, neden bizleri birleştiren kişi Dwagd gibi davranıyoruz, anlamış değilim. Sonuçta işin büyük bir kısmını, hatta tamamını büyük annem yaptı ama tüm işi Dwagd yapmış gibi kabul ediyorlar," dedi Vita.

"Böylesi daha iyi, hem o aptal biraz olsun benden tüm sorumluluğu aldığı için mutluyum," dedi, gülümseme yerine keskin bir tatminsizlik vardı.

"Evet, bunu biliyorum, kraliçem, ama benim merak ettiğim Arc..."

"Evren'in o bölümünde Arcas diye bir ırk yok ve burada olanın teknolojisi orta gelişmişlikte."

"Ama bize gösterdiğiniz holo..."

"Size ne gösterdiği mi unutmadım, merak etmeyin."

"O zaman siz demek istiyorsunuz ki..."

"Evet, öyle. O bölgedeki ırklardan birisi Arcas ismini kullanıyor ve bunu yapanda Reinaz ittifakı."

"O zaman toplantıda..." diye başladı Perla, ama Mirena hızla müdahale etti.

"Neden mi gerçeği söylemedim. Sizce Dwagd saldıracağı zaman o bölgedeki Arcas'ın gerçek olmadığını öğrenseydi ne yapardı?"

"Yıllardır yaptığımız planı unuturdu ve Reinaz bizlere savaş açardı," dedi Vita.

"Evet, öyle ve bir şekilde planımız daha devreye girmeden yerle bir olurdu."

"Ama bizim teknolojimiz..." diye başladı Perla, fakat Mirena bu soruyu daha derinden anlamıştı.

"Reinaz'ın teknolojisi, bizlerden çok üstün. Yani onlarla savaşsak bile bu savaşı kazanma ihtimalimiz yok."

"Anlıyorum. Bu yüzden herkesten Arcas ile ilgili gerçeği sakladınız ama neden bize anlattınız?"

"Sence, sizler benim biricik kızlarımsınız, bu yüzden sizden saklayacak bir şeyim yok."

"Ben senin üvey kızınım, daha doğrusu bir savaş alanında bulup da evlat edindiğin kızın anne."

"Ne olursa olsun, sen benim kızımsın Perla," dedi. Bu, Mirena'nın sözlerinde ki anlamın çok daha derin olduğunu gösteriyordu.

"Anne, bu zamana kadar gerçek ailem ile ilgili hiçbir soru sormadım, acaba..." derken, bir yandan duygularını bastırmaya çalışıyordu.

"Hangi ırktan olduğunu bilmiyorum. Sonuçta seni bulduğum gezegende hayatta kalan tek kişi sendin ve araştırmalarıma rağmen bir türlü bulamadım. Seni yanımda getirdim ve kendi kızım gibi büyüttüm. Benden sonra da yerime ablan geçecek ve sende onun yanında durup ona destek olacaksın."

"Evet, kraliçem. Merak etmeyin."

"Benim güzel kızlarım, yakında benim zamanım dolacak ve siz başa geçeceksiniz. Eminim Vita benden daha iyi bir kraliçe olacaksın," dedi, umutla. Mirena, sonrasında birlikte dışarı çıkmaları için başını sallayarak yönlerini değiştirdi.

"Bir şey sormak istiyorum, anne."

"Evet, sor bakalım."

"Neden Evren'i ele geçirmek istiyoruz ki, anlamış değilim?"

"Tüm bunları annem Almina planladı ve Evren'i ele geçirerek daha güçlü olmamızı istedi ama ben Perla için yapıyorum."

"Benim için mi? Ne demek istiyorsun?"

"Arcas aileni öldürdü ve Reinaz bu konuda hiçbir şey yapmadı. Onlara bunun bedelini ödeteceğim."

"Arcas ailemi mi öldürdü?"

Mirena, bu itirafla Perla'nın geçmişini açıklamıştı, ama aslında hem Perla'nın hem de Vita'nın duygularını içten içe sarsan bir gerçek ortaya çıkmıştı.

Mirena, gözlerini dikkatle toplantıya katılanlara odaklamıştı. Her birinin gözlerinde merak ve dikkat vardı. "Evet, öyle," dedi, konuşmaya devam ederken. "Sonuçta seni bulduğum gezegen, Reinaz ile ittifak olan bir ırk yaşıyordu ama Arcas saldırısı sonucunda yok edildiler. Reinaz yardım istenmesine rağmen yardıma cevap vermedi. Ben de seni alıp eve döndüm."

"Peki ya şu Vera. Onlar ne olacak sence? Gerçekten yok oldular mı?" dedi Vita, meraklı bir şekilde.

"Kim bilir, ama bana kalırsa savaştan kurtulanlar var ve bir şekilde bir yerlerde tekrar karşımıza çıkacaklar." Sesindeki belirgin güven, sözlerinin ne kadar ciddi olduğunu gösteriyordu.

"Çıkınca ne olacak peki? Onlar da düşman mı olacak?"

"Düşman mı? Hayır, onlar olur da hayattalarsa, bu savaşa girmeyi asla düşünmüyorum. O yüzden hemen ileri gelenler ile bir toplantı ayarla. Beş dakika içinde hepsini huzurumda istiyorum."

"Emredersiniz, kraliçem," dedi Vita ve yanlarından hızla ayrıldı. Beş dakika sonra toplantı odası düzenlenmiş, herkes hazır bir şekilde Mirena'nın huzurunda toplanmıştı.

"Bir sorun mu var, kraliçem?" diye sordu Lizet.

"Biliyorsunuz, Lux ittifakı ile bir toplantı yaptık. Bu toplantıyı neden yaptığımızı hepiniz biliyorsunuz."

"Evet, kraliçem, Evren'i ele geçirmek için," dedi Angy.

"Doğru, Evren'i ele geçirmek için yaptığımız bir toplantıydı ve Evren ile aramızda oldukça güçlü bir ırk ve ittifak duruyor."

"Kraliçem, bir ırk derken ne demek istediniz?" diye sordu Lizet, gözlerinde karışık bir ifade vardı, bu yeni gelişme hakkında net bir şey söylemekten çekiniyordu.

"Bunu sizden saklamamı annem istemişti ve biliyorsunuz ki yüz yıl kadar önce bölgemizden çıkıp Evren'in diğer bölgesine araştırma için gitmiştim ve orada Arcas ile ilgili bir gerçeği öğrendim." dedi.

"Gerçek mi, kraliçem? Nasıl yani?" diye sordu Olivera, bir anlam çıkartmaya çalışarak.

"Şöyle ki, Arcas'ı, biliyorsunuz ki bizim bölgemizde yaşıyor. Ancak bölgemizdeki diğer ırklar, farklı bir Arcas daha olduğunu öğrendiler. Ama bu gerçek değil; daha doğrusu, Arcas ismini kullananlar, Reinaz ittifakı ve bu şekilde yaparak Evren'i kontrol etmek istiyorlar."

"Bu saçmalık, kraliçem," dedi Caltha, Mirena'nın söylediklerini reddetmeye çalışarak.

"Hayır, değil. O zaman bunu izleseniz iyi olur," dedi ve bir hologram açarak odadaki atmosferi daha da ciddileştirdi. Hologramda, bir mesaj belirdi.

"... Arcas'ı biliyorsun, sana onlarla ilgili her şeyi anlattık ve asıl anlatmadığım ise Arcas diye bir ırkın olmadığı, daha doğrusu bu ırkın geldiğin bölgedeki Lux ittifakınızdan olduğunu sen de benim kadar iyi biliyorsun. O yüzden hemen oradan ayrıl ve evine dön, prenses. Umarım uyarımı ciddiye alırsın ve son bir şey daha, sakın bu kolyeden ve anahtardan kimseye bahsetme. Unutmadan, Arcas ile ilgili gerçekten de Reinaz'dan kimseye bahsetme, sakın. Sonuçta, Reinaz, Arcas isminin arkasına saklanarak Evren'i ele geçirmek istiyor. O yüzden bundan kimseye bahsetme, sakın." dedi ve hologramı kapattı.

Toplantı odasında, herkesin suratlarında şaşkınlık ve endişe belirtileri vardı. Caltha, bir adım ileri atılarak, "Kraliçem, o zaman neden diğerlerine gerçeği..." diye sözünü bitiremedi. Ancak Mirena'nın duruşu, bu soruya hemen bir yanıt vermeyecek kadar kararlıydı.

"Dwagd eğer Arcas'ın gerçek olmadığını öğrenirse, yıllardır kurduğumuz planlar bir anda yok olup gider. O yüzden bu gerçekten kimseye bahsetmeyeceksiniz."

Herkes başlarını eğdi ve aynı anda "Emredersiniz, kraliçem," diye yanıtladılar.

"Peki, kraliçem, şu bir ırk derken ne demek istediniz?" diye sordu Lizet. Sorusu odanın havasını değiştirdi.

"Kraliçemiz, Vera'dan bahsediyor," dedi Vita.

"Vera mı, prenses?" diye sordu Yuliya.

"Evet, öyle."

"Ama kraliçem, Vera yok edilmiş."

"Bunu bilmiyoruz. Bu Reinaz'ın söylediği bir şey ve bana kalırsa bir şekilde Vera'dan kurtulanlar var ve şu an Evrende saklanıyorlar ve vakti gelince de tekrar ortaya çıkacaklardır."

"Ortaya tekrar çıksalar bile bize herhangi bir tehdit olacaklarını zannetmiyorum, kraliçem," dedi Lizet. Cevap, herkesin endişelerini biraz olsun yatıştırmış gibi görünüyordu. Ancak Mirena, çok daha dikkatli olması gerektiğinin farkındaydı.

"Bundan nasıl emin olabilirsin ki?"

Öğrendikleriniz doğruysa, savaşta en önemli dört kişisi öldürülmüş ve bunlardan ikisi Evren'e canlı yayında öldürülmüş. Irktan geriye kalanlar olsa bile, onların ortaya çıkacaklarını düşünmüyorum. Çıksalar bile, bize tehdit olacaklarını zannetmiyorum, kraliçem."

"Kim bilir, ama olur da ortaya çıkarlarsa, kurduğumuz Lux ittifakı ile ilişkimizi keseceğim ve bekleyeceğim."

"Kraliçem, bunu iyi düşünün. Eğer böyle bir şey yaparsak, diğerleri bizi düşman olarak görecektir."

"Bunu biliyorum, ama hepinizin güvenliği benim için önceliklidir."

"Bunu biliyoruz, kraliçem, ama en azından bu konuda hemen karar vermeseniz ve biraz düşünseniz olmaz mı?" diye sordu Perla.

"Peki, o zaman üç gün, üç gün sonra sizlere kararımı açıklayacağım," dedi ve herkes, bu kararın ardından odadan ayrıldı.

──────✧❅✦❅✧──────

Üç gün sonra

"Kraliçem, bir karara vardınız mı? Sonuçta, bizlerden üç gün müsaade istemiştiniz ve üç gün doldu," diye sordu Lizet, dikkatle ve sabırsızlıkla.

"Evet, karara vardım, ama..." Cevabının ardından bir an duraksadı, sanki bir şeylerin eksik olduğunu düşünüyordu.

"Evet, kraliçem, bir sorun mu var?"

"Hepiniz Dwagd'ın ne kadar umursamaz olduğunu biliyorsunuz."

"Evet, kraliçem, biliyoruz ve sizin de neden endişelendiğinizi anlıyoruz, ama siz de biliyorsunuz ki bir ittifak kurduk," dedi Caltha, bir yandan güven vermeye çalışıyordu. Bu sözler, Mirena'nın kafasında belirsizliği aydınlatmaya yetmemişti.

"Biliyorum, merak etmeyin. Ama beni asıl endişelendiren, Dwagd saldırıya geçtikten sonra bir şekilde Arcas ile de savaşmak isteyecektir ve bu da Arcas'ı, daha doğrusu Reinaz'ı bölgemize çekecektir," dedi. Sesindeki titrek kararlılık, bu endişesinin ne kadar derin olduğunu gösteriyordu.

"Bize karşı bir şansları olur mu ki?" diye sordu Balera. Mirena, gözlerini ona dikip, cevabını kesin bir şekilde verdi, "Elbette ki, onların teknolojisi şu an Evren'deki en ileri teknoloji ve Dwagd'ın yapacağı saçma bir hata, yaptığımız planları yerle bir edecek."

"Kraliçem, Dwagd belirlediğimiz üsleri yok etmiş, ama..." diye söze girdi Caddy.

"Gördüğünüz gibi, kraliçem endişelenecek bir şey yok," dedi Lizet, ama Mirena'nın karanlık düşünceleri bunun ötesindeydi.

Mirena, etrafındaki dikkatleri üzerine çekerken, sesini ilk defa bu kadar yükselterek:

"Kes sesini ve sen devam et, ne oldu?" dedi. Caddy, bu emri almıştı ve yavaşça başını eğerek, "Reinaz'ı yöneten asıl liderin bulunduğu üsse saldırma kararı almış," diye yanıtladı.

"O aptal, kendi başına her şeye karar verebileceğini mi zannediyor? Hemen onun dönüşe geçmesini istediğimi söyleyin. Aksi halde, bunun sonuçlarına katlanır."

"Emredersiniz, kraliçem," dedi ve Caddy hemen hareket etti.

"Evet, kararımı duymak ister misiniz?" diye sordu, ancak Lizet'in cevabı daha farklı bir noktada odaklandı.

"Kraliçem, benim merak ettiğim şu an gelen bilgilere göre verdiğiniz karar değil, üç gündür düşündüğünüz karar."

"Ben de, kraliçem, şu an aldığınız karar fevri bir karar olacak, o yüzden..." diye ekledi Olivera, endişe ve saygı arasında bir yerde.

"Peki, o zaman. Üç gün içinde düşündüm ve ittifaktan ayrılmama kararı aldım, fakat..."

"Dwagd'ın son yaptığından sonra bu karardan vazgeçtiniz, öyle değil mi, kraliçem?" dedi Lizet.

"Evet, öyle. O aptal Reinaz'ı da bize düşman etmekte kararlı ve ben bu savaşta ırkımı korumak zorundayım."

"Sizleri anlıyoruz, kraliçem, ama..." diye sözünü toparlamaya çalıştı. Ama o anda, odanın kapısı aniden açıldı ve Caddy içeri girdi, yüzü korku ve panik içinde.

"Kraliçem, çok kötü bir şey oldu!" diye bağırarak hızlıca söze girdi.

"Ne oldu, hemen söyle!"

"Dwagd, sahte Arcas ile savaşmaya başlamış ve Drtau şu an savaşını tüm ittifaka yayınlıyor."

"Hemen gösterin şunu."

....................

Dtru, yüzündeki öfke ifadesiyle komutlarını verdiği an, her kelimesi yankılandı odada. "Oradan hemen çıkın, anlamıyor musun? Arcas'ın tam gücünü bilmiyoruz," diye seslendi, fakat karşısındaki kişi biraz daha direnç gösterdi.

"Gücü mü? Ana gemileri kaçtı ve geriye yalnızca birkaç tane küçük gemi bıraktılar ve ben bu korkakları bugün yok edeceğim ve eve zaferle döneceğim," diyerek, öfkeyle cevap verdi Dwagd.

Sadece birkaç saniye sonra, içeri giren panik dolu Dwagd'ın sesi duyuldu:

"Bu da ne, neler oluyor?" sorusu, endişeli bir tonla odadaki herkesin dikkatini çekti.

Dkra, acil bir şekilde durumu açıkladı:

"Efendim, bu ana gemileri ve arkamızdan saldırmaya başladı ve tekrar yok oldu."

"Efendim, tüm filomuz yok edildi ve geriye sadece ana gemimiz kaldı," diye bildirildi Dkra.

"Dwagd, sana oradan uzaklaşmanı söylemiştik ve sen bizi dinlemedin bile," dedi, ancak Dwagd, öfkesini kontrol etmeye çalışarak daha net bir uyarı yaptı: "Kesin, sesinizi hemen. Şu an daha önemli bir meselem var."

"Bundan daha önemli olan mesele neymiş bakalım?" diye sordu Dtru.

"Hayatta kalmak ve bağlantıyı kes," dedi Dwagd. O anda, sanki her şeyin çözüme kavuşacağına dair kararlılıkla, kelimeleri bir emir gibi odağa yerleşti.

....................

"O aptal ne yaptı öyle, kahretsin!" dedi Olivera. Sesinden oldukça sinirli olduğu anlaşılıyordu.

"Anlaşılan verdiğim karar doğru bir karar oldu. Buna karşı olan var mı?" Oda sessizliğe büründü ve herkes başını eğerek, görüşlerini belirtti.

''Hayır, kraliçem, yok. Hepimiz bu kararınızın arkasındayız," dediler.

"Kraliçem, tüm Evren'e bir mesaj yayınlanıyor," dedi Caddy. Mirena, hemen dikkatini verdi. "Mesaj mı? Hemen gösterin şunu."

Balera, holografik bir ekranı açarak mesajı yansıttı.

"Ben Vera ya da Kristal ırkı prensesiyim..."

"Vera mı?" dedi Mirena.

"Ama onlar yok edilmişlerdi, bu da ne demek oluyor?" dedi Angy.

"Kahretsin, Vera'nın yaşadığından şüpheleniyordum ama gerçek olmamasını ummuştum. Şimdi onlar da bu savaştalar ve hiç kimsenin onlara karşı şansı yok."

"Ama kraliçem, bunlar hayatta kalanlar olabilirler," dedi Yuliya.

"Hayatta kalanlar mı?"

Evet, kraliçem, savaştan kaçıp hayatta kalanlar."

"Hayır, savaştan kaçanlar değiller. Mesajın en sonuna gel."

"Emredersiniz, kraliçem." Balera'nın ellerinde ki mesajın sonundaki kısmı yansıttı: "İşte bu ikisi ve hemen Vera ile ilgili bilgileri göster. Gördüğünüz gibi, o ikisi savaşta öldürülen son kraliçe ve son general. Ama o kadın kendisinden kraliçe yerine prenses olarak bahsetti, yani tüm Vera hayatta gibi."

"Şimdi ne yapacağız, kraliçem?" diye sordu Perla, endişeli bir şekilde.

"Hemen ittifak ile bir toplantı ayarlayın. Onlarla konuşacaklarım var."

"Emredersiniz, kraliçem," dedi Caddy.

Bir süre sessizlik oldu. Ardından Caddy, dikkatli bir şekilde seslendi:

"Kendi aralarında konuşurken, kraliçem, ittifaktan kimse görüşme taleplerimize karşılık vermiyor. Ne yapalım?"

"Onlara şu mesajı ilet: 'On dakika içinde toplantı çağrıma uyup katılmazlarsa, kurulan ittifak ile bağımı tamamen koparacağım. Hiçbir şekilde onlarla bu savaşta yer almayacağım, savaşı tarafsız olarak izleyeceğim ve olur da birisi yardım için bana gelirse, onunla hiçbir şekilde görüşmeyeceğim.'"

Caddy, Mirena'nın emriyle hızla odadan çıktı.

"Bana hemen mesajı tekrar aç ve en son kısmını göster."

"Emredersiniz, kraliçem," dedi Balera ve mesajın son kısmını gösterdi. Mirena, mesajın sonuna bakarak başını iki yana salladı, "İşte bu ikisi... Bu ikisi, ama bu mümkün değil," dedi, sesi hafifçe titriyordu.

"Kraliçem, bir sorun mu var?" diye sordu Lizet.

"Evet, var," dedi ve derin bir nefes aldı. "Bu mümkün değil. Bunca zaman gerçekten hayattalarmış. O zaman fotoğrafları görünce, hep son Vera generali dikkatimi çekmişti. Şimdi anlıyorum ki o..."

"Kraliçem, özür dilerim ama..." dedi Caddy.

"Evet, ne cevap verdiler?"

"Kraliçem, sadece lider Laine ve lider Saoko cevap verdiler."

"Diğerleri..."

"Onlar herhangi bir cevap vermediler."

"Bana hemen Laine ve Saoko'yu bağlayın."

"Emredersiniz, kraliçem," dediler ve bir dakika içinde toplantıya katıldılar.

"Kraliçe Mirena, anlaşılan diğerleri çağrınıza cevap vermiyor," dedi Laine.

"Evet, öyle Vera ortaya çıktı, ne yapacaksınız?"

"Siz ne yapacaksınız peki?" diye sordu Saoko.

"Ben ittifaktan ayrılma kararı aldım. Sizin de bunu yapmanız iyi olur."

"Buna tek başımıza karar veremeyiz, sonuçta ırklarımızın ileri gelenleri," dedi Laine.

"Anlıyorum, ama şunu unutmayın. Dwagd'ı ve beraberinde gidenleri öldüren sadece tek bir gemiydi."

"Evet, ittifak yayınından izledik," dedi Saoko.

"O zaman ittifaktan ayrılsanız iyi olur," dedi ve bağlantıyı keserek konuşmayı sonlandırdı.

Mirena hemen harekete geçti ve diğer liderlere mesaj göndermeleri için emir aldı. "Hemen diğer liderlere mesaj gönderin ve ittifaktan ayrılma kararı aldığımı söyleyin."

"Emredersiniz, kraliçem," dediler ve hızlıca mesajı ilettiler.

──────✧❅✦❅✧──────

Yald Galaksisi, Laine ve Koud Irkı

"Kraliçe Mirena ne istiyormuş, kraliçem?" diye sordu Gorm.

"Vera'nın ortaya çıkmasından sonra ittifaktan ayrılma kararı aldığını söyledi ve bize de bunu yapmamız yönünde uyarıda bulundu."

"Kraliçenin bu yaptığından sonra..." diye başladı, ama sözünü tamamlamadan durdu.

"Ona karşı şansımız yok biliyorsunuz. Ayrıca Dwagd ve beraberinde gidenlerin başına ne geldiğini gördünüz."

"Yani bizler de mi ittifaktan çıkacağız?" diye sordu Larn, gözlerinde beliren belirsizlikle.

Buna ben tek başıma karar veremem. Sizlerin de kararı gerekli."

"İttifakta kalmak en iyisi olur," dedi Gorm.

"Saçmalamayın. Savaşı gördük ve sadece tek bir gemi Drtau'nun filosunun yarısını yok etti. Eğer tüm filo ve belki de tüm ırk orada olsaydı, sonuç yine değişmeyecekti."

"Bundan nasıl emin olabilirsin?"

"Dwagd'a oradan çekilmesi söylenince verdiği cevabı duydunuz, değil mi?"

"Evet, sadece tek bir gemileri kaldı ve ana gemileri kaçtı," dedi Leae.

"Evet, ama nasıl bir aptal tek bir küçük gemiyle koca bir filoya karşı koyabilirdi ki?" dedi Gorm, daha fazla dayanamayarak.

Bir sessizlik daha yayıldı. Kraliçe, odadaki herkesin gözlerinin içine baktı, ama kimse tek bir kelime dahi etmedi. "Her neyse, kararınız nedir?" diye sordu, bir an için gerginliğin içinde kaybolan ses tonu, tüm odanın dikkatini çekmişti.

İleri gelenler birbirlerine bakarak, sessiz kaldılar. Hiçbiri tek bir kelime bile söylemedi. Kraliçe, herkesin düşüncelerini toparlamasına izin verdi, ama cevapsız kalan sorusu havada asılı kaldı.

"O zaman oylama yapmamız gerekecek."

"Sanırım öyle, kraliçem," dedi Gorm.

"Pekâlâ, ittifaktan ayrılalım diyenler?" diye sordu ve kızım Leae senin dışında herkes gözlerini kapatacak buna bende dâhil ve oy verenleri sadece sen bileceksin ve kimseye de kimin ne oy verdiğini söylemeyeceksin.

''Emredersiniz, kraliçem,'' dedi ve herkes gözlerini kapatıp oylama işlemi tamamlanınca Leae, kalın bir sesle, "Kraliçem, siz dâhil beş kişi," dedi.

"Anlıyorum. O zaman geriye kalan yedi kişi. İttifakta kalalım diyor, öyle mi?"

"Evet, kraliçem."

"Pekâlâ, o zaman ittifakta kalmaya devam edeceğiz ama dikkatli olmamız gerekiyor ve olur da Vera gemisi bölgemize gelirse, ona karşı ırkımdan kimseyi göndermeyeceğim."

"Emredersiniz, kraliçem," diye söylediler ve odadan çıktılar.

"Kraliçem, lider Saoko, sizinle görüşmek istiyor," dedi Ladf hızla odaya girerek.

Kraliçe, hemen dikkatini ona vererek, "Hemen bağlayın," dedi.

Ladf, hızla emirleri yerine getirirken, kısa bir süre sonra bağlantı kuruldu ve Saoko'nun sesi odaya yayıldı.

"Sorun nedir, Saoko?"

"Kraliçenin söylediği ile ilgili olarak ne karar verdiniz?" diye sordu Saoko.

"Irkın önde gelenlerinden çoğu ittifakta kalmaya karar verdi. Peki, siz..."

Sözleri odaya yankılandı ve Saoko'nun cevabını beklemek için bir an daha sessizlik oldu.

──────✧❅✦❅✧──────

Pdal Galaksisi, Saoko ve Mhab Irkı

"Mirena ne istiyormuş, kraliçem?" diye sordu Motax gözleri endişeyle kraliçeye kilitlenmişti.

Kraliçe Saoko, gözlerini sabırla Motax'a çevirdi ve yavaşça yanıt verdi:

"Kraliçe Mirena," dedi. Motax derin bir iç çekti ve devam etti, "Bizim tek kraliçemiz sizsiniz."

O an için Kraliçe, kısa bir sessizliğin ardından konuştu:

"Her neyse, Vera'nın ortaya çıkmasından sonra ittifaktan ayrılma kararı aldığını söyledi ve bize de bu yönde uyarıda bulundu."

"Bu yaptığından sonra diğerleri onu düşman kabul edeceklerdir," dedi Korm.

"Evet, ama ona karşı gelmeye güçleri yetmez, biliyorsunuz."

"Kraliçem, ittifaktan çıkacak mıyız?" diye sordu Akoa.

"Buna tek başıma karar veremem, o yüzden toplandık."

"O zaman ittifakta kalalım, en iyisi bu olur," dedi Korm.

"Evet, ama şu Vera'nın planlarımızdan haberi oldu. Onu ne yapacağız? Yani, Arcas ile işi bitince sıra bizim ittifakımıza mı gelecek?" diye sordu Motax.

"Sanırım öyle, ama asıl mesele mesajda söylenenler. Belki o bölgede kısa zamanda bazı olaylar olmuştur."

"O konuyu boş verin. Şimdi ittifak ile ilgili ne yapacağız?" diye ısrar etti Akoa.

"İttifakta kalmamız gerekiyor. Eğer çıkarsak, diğerleri bizi düşman..."

"Diğerlerinin de şu an bu konuda konuşmadıklarını nereden..." dedi Korm. Ancak cümlesini tamamlamadan Saoko araya girerek. "Sadece Laine ve ben, kraliçenin çağrısına cevap verdik," dedi, sesi sakin ama kararlıydı.

"O zaman diğerleri hala ittifakta ve bizim de kalmamız gerekiyor, kraliçem," dedi, gözleri endişeyle kraliçeye döndü.

"O zaman karar verirdi. Bana hemen Laine'yi bağlayın."

"Emredersiniz, kraliçem," dedi Soxx ve bir dakika sonra Laine'nin görüntüsü ekranında belirdi.

"Sorun nedir, Saoko?" diye sordu Laine.

"Kraliçenin söylediği ile ilgili olarak ne karar verdiniz?"

"Irkın önde gelenlerinden çoğu ittifakta kalmaya karar verdi. Peki, siz ne karar verdiniz?"

"Bizde aynı şekilde ittifakta kalma kararı aldık, ama doğru yapıp yapmadığımızı zaman gösterecek. Ben o Vera gemisi bölgemize gelirse onunla savaşmama kararı aldım; en azından ırkımı bu şekilde koruma altına almış oldum."

"Bende aynısını yapacağım. Bu arada diğerleri ile ilgili..." dedi, ama sözünü bitiremeden kraliçe keserek yanıtladı: "Hayır, herhangi bir haber yok ve çağrılara liderler değil, ileri gelenleri cevap veriyor."

"Anlaşılan, onlar da kendi aralarında bu konuyu konuşuyorlar gibi ve bana kalırsa, onlar ittifaktan çıkmayacaklar. Eğer çıkmak isteselerdi, kraliçenin çağrısına çoktan cevap vermiş olurlardı," dedi, başını hafifçe eğerek Laine'nin söylediklerini onayladı.

"Sanırım haklısın."

"Kraliçem, kraliçe Mirena ne karar verdiğimizi merak ediyormuş..." sesinde biraz merak vardı ama aynı zamanda kraliçenin bu konuda ne düşündüğünü de anlamıştı.

"Kraliçe Mirena," dedi Saoko.

"Evet, ne karar verdiniz?" diye sordu, kraliçenin yüzündeki belirsiz ifadeyi görmek istemişti.

"İleri gelenler ile konuştuk ve ittifakta kalma kararı verildi," dedi Laine.

"Anlıyorum, en azından o gemi buraya gelecek; bunu biliyorsunuz ve gelirse onunla savaşmaya falan çalışmayın, olur mu?" dedi. Sesinde, Kraliçe'nin her durumda ne kadar temkinli olduğunu hissetmek mümkündü.

"Bunu biz de düşündük, merak etmeyin."

"Bu arada diğerleri ile hala bağlantı falan?" diye sordu Saoko.

"Hayır, görüşme talebime hala cevap vermiyorlar."

"Belki ittifaktan çıkmak istiyorlardır ve sizin onları zorla ittifakta tutmak isteyebileceğinizi falan..." diye söylerken cümlesi, Mirena'nın araya girmesiyle yarım kaldı. "İttifaktan ayrıldığıma dair mesaj gönderdim her birisine."

"Yine de cevap vermemeleri," dedi Laine.

"Artık umurumda değil, en azından siz ikiniz dikkatli olun ve Drtau ırkına dikkat edin."

"Drtau mu? Neden, Kraliçe Mirena?"

"Artık ittifakta değilim ve ittifakın başına onlar geçti. Yani bir şekilde tüm ittifakı savaşa sokmaya çalışacaklar."

Laine ve Saoko, bu uyarı karşısında kraliçenin endişesini anladılar. Kraliçe Mirena'nın tahmin ettiği gibi, Drtau'nun güç kazanması, tüm ittifakı savaşın eşiğine getirebilir.

"Uyarınız için teşekkürler," diyerek sözlerini tamamladı ve bağlantıyı sonlandırdılar.

"Şimdi ne yapıyoruz, Laine?"

"Kraliçe Mirena haklı. İttifak artık Drtau'nun kontrolünde." diye yanıtladı. Sesindeki belirgin kararlılık, bu yeni tehdit karşısında ne kadar hazır olduklarını gösteriyordu.

"Evet, öyle."

"Şimdilik yapacağımız tek şey beklemek..." dedi, durumun ne kadar karmaşık olduğuna dair bir işaret bırakıyordu.

"Hemen ittifaka haber verin ve ittifakta yer almaya devam edeceğimizi iletin. Neden uzun sürdüğü sorulursa, kraliçemizin ve önde gelenlerin bu konuda uzunca bir tartışma yaptığını iletin."

"Emredersiniz, kraliçem," dediler ve ikisi de bağlantılarını kesip harekete geçtiler.

 

 

Bölüm İçinde Geçen Bazı Kelimeler Hakkında Bilgiler:

Caddy: Aydınlatıcı, parlayan, parlayan

 

Bölüm : 28.07.2024 14:15 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...