Selammm bebislerrr
Eğer ellerim izin verirse uzuuuuunnn bir bolum sizi bekliyoreeee
Eee baslayalimmm
Kör olmak nasıl bir şeydi bunu her zaman düşünmüştüm ama böyle olacağını hiç düşünmemiştim
Dünyam bı anda kararmış ve her yer simsiyah olmuştu sanki gözlerimi yerinden çıkarmışlar gibi hissediyordum ve bu dahada gerilmeme sebep oluyordu
Keşke o gün semirle o koridorda çarpışmasaydık bunlar bu gün yaşanmazdı
Kapı hızlı bir şekilde aralandiginda kafamı o tarafa çevirdim ama tek duyduğum ayak sesleri oldu birkaç adımda hemen dibimde biten ayak sesleri
Kendimi korumak amaci ile geriye çektim ama iki el beni havaya kaldırdı o an tanıdık bir koku burnuma doldu leylak kokusu
Ama biri şu adama sadece gözümün görmediğini söylesin ayağımın tutmadığını değil!
"Arel beni yere indir sene ayaklarım tutuyor" ses gelmeyince sesimi dahada yükselttim "AREL AYAKLARİM TU-"
bı el ağzıma kapandı ve beni susturdu son kelimeler boğuk çıkmıştı
"Emin ol yere düşüp seni 30 kere kaldirmaktansa seni taşımak daha kolay gelir bana"
Dedi ve sustu sonraki dakikalar konuşmadım ve sadece bekledim
Kaç dakikadir yürüyorduk ve bu ne bitmeyen yoldu ne zamn dışarı gidicektik?
"Arel ne zaman cikicaz bu siktimin sarayından" dedim sesizligi bozarak "şuan zaten disaridayiz ve birazdan gidince imiz yere varicaz" dedi gözlerim fal taşı gibi açıldı demen isterdim ama sadece ne dedim ve teksar sustum
Arel beni bi anda bırakınca yumuşak bir yere düştüm
Birkaç saniye içinde kapı tekrar büyük bir gıcırtıyla açıldı içeri bu sefer fazlasıyla adım sesleri gelmeye başladı
Geriliyorum...kesinlikle geriliyorum
Arel derin bir nefes aldı "selam kora nasılsın" dedi sevecen ve sıcak kanlı bir şekilde
Ne! nasıl?
Kora olduğunu öğrendiğim kişi konustu "iyi sen" dedi lafı uzatmadan sesi....biraz farklıydı insan sesinden uzaktı
Zaten insan değiller elvin
"bu güzellik kim" dedi sorunun bana yöneldiğini anlamıştım "bakmıyor bile" birkaç saniye sonra tekrar seslendi "hey bana baksana" dedi ama nereden geldiğini tam olarak anlamıyordum kafamı dahada eğdim ve ısı yine Arel bıraktım
"İki dakika dışarıda konuşalım sonra ne yapacağımıza bakarız" dedi Arel daha birşey söylemeden kapının kapaniş sesi kulaklarıma doldu
Kapı ağır bir gıcırtıyla açıldı.Arel’in sesi havayı yararak kulağıma ulaştı.
"Yatağa uzan."
Gözlerimi kısarak sesin geldiği yöne döndüm. Gözlerim görmüyordu ve bu gerizekalı yatağa uzanmami istiyordu, ama burnumda onun kokusu, zihnimde varlığı tüm gerçekliğiyle hissediliyordu. Dudaklarım hafifçe yukarı kıvrıldı, inatçı bir gülümsemeyle cevap verdim:
"Görsem uzanırım."
"Zaten yataktasın" dedi. tahammül ü kalmamış gibiydi kafamla sesin geldigi yönü onayladım ve kendimi geriye çektim ama bilin bakalım ne oldu?
engesizce geriye doğru savruldum. Zemin, beklediğimden daha sertti. Omzum yere çarptığında bir acı dalgası bedenime yayılmıştı bile , başımın arkasından yükselen keskin ağrı nefesimi kesti. Kısa bir an boyunca her şey sustu
Sonra, güçlü bir el koluma uzandı ve beni yerden kaldırdı. Elleri soğuktu ama dokunuşu sert ve kararlıydı. Kendimi toparlamadan önce birileri—muhtemelen Arel—beni yatağa oturttu. Göğsüm hızla inip kalkıyordu. Bir an sonra gözlerime bir şey damlatıldı. İlk anda hafif bir yanma hissettim, ardından gözlerimin önünde titrek ışıklar belirdi. Karanlık yavaş yavaş çözülüyor, siluetler daha belirgin hale geliyordu.
BAlalım bu sefer ne olucak
Zorlukla gözlerimi kırpıştırarak çevreme bakmaya çalıştım. Odayı yavaş yavaş seçmeye başlamıştım. Tavandaki soluk ışık, duvarlardaki koyu gölgeler… Derin bir nefes aldım ve başımı yana çevirdiğimde kapıya yönelen birini gördüm.
Uzun, düz siyah saçları kapıdan çıkarken gördüğüm tek şeydi. Yüzünü net göremiyordum ama varlığı odada bıraktığı sessizlik kadar etkileyiciydi. Kimdi bu? Tanıdık geliyordu ama bı o kadarda uzak
kapıdan çıkmıştı.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
13.3k Okunma |
4.34k Oy |
0 Takip |
60 Bölümlü Kitap |