-----
Gül bahçem: Abimmm
Gül bahçem: Canım ciğerim
Baba yarısı: Ne kadar istiyorsun?
Gül bahçem: Yav senin Allah'ına kurbannnn (sticer)
Gül bahçem: Bu mesajını görmedim sayıyorum ama şöyle 2000 TL iyi giderdi.
Gül bahçem: Ama istemiyorum yani
Baba yarısı: Aynen öyle olmuştur Dicle
Gül bahçem: Bir bildirim geldi en sevdiğim bildirimlerden
Baba yarısı: Dur tahmin edeyim bildirimi
Baba yarısı: "Hesabınıza para gönderildi."
Gül bahçem: Yanılıyorsun abicim o değil
Baba yarısı: Nedir?
Gül bahçem: 'Baba yarısı'ndan bir bildirim
Baba yarısı: Allah Allah öyle mi olmuş?
Gül bahçem: Öyle olmuş canım abimmmmm
Baba yarısı: Sen söyle bakayım ne yapacaksın bu parayı?
Gül bahçem: Bilet keseceğim
Baba yarısı: Ne bileti?
Gül bahçem: Antalya bileti
Baba yarısı: Derken?
Gül bahçem: Yanına geleceğim
Baba yarısı: İzin veriyorlar mı?
Gül bahçem: İzin verip vermemeleri umrum dışı, umrum içi olan tek şey sensin ve sana olan özlemim
Baba yarısı: Dicle böyle söyleme ya tekrar almazlarsa seni oraya
Gül bahçem: Almazlarsa almasınlar bende senin yanında kalırım yok mu yanında bana yer?
Baba yarısı: Sana her zaman yerim var gül bahçem ama sen onlarsız yapamazsın
Gül bahçem: Ben sensiz de yapamıyorum abi
Gül bahçem: Bu zamana kadar sabrettim ama artık sabretmek istemiyorum seni çok özledim
Baba yarısı: Dicle benin yanıma geldiğin öğrenilirse geri dönemezsin
Gül bahçem: Dönmek istemiyorum
Baba yarısı: Bir şey oldu da benden mi saklıyorsun?
Gül bahçem: Hayır sadece seni özledim
Baba yarısı: Olmaz Dicle gelemezsin
Gül bahçem: Geleceğim
Baba yarısı: Olmaz diyorum sen ordan kopamazsın
Gül bahçem: Öyle bir koparım ki sen bile şaşarsın
Baba yarısı: Bir şey oldu değil mi yoksa böyle konuşmazsın sen arattırma bana Fırat'ı
Gül bahçem: Bir şey olmadı diyorum arama Fırat'ı
Baba yarısı: Gelirsen seni yanıma almam Dicle
Gül bahçem: Alırsın beni vazgeçirmek için böyle söylüyorsun
Baba yarısı: İyi gel de gör alıyor muyum almıyor muyum
Gül bahçem: Abi yapma böyle yanına gelmek istiyorum
Baba yarısı: Ağlıyorsan sakın ağlama
Gül bahçem: Ağlatma o zaman
Baba yarısı: Canımın içi amacım seni ağlatmak değil eğer benim yanıma geldiğin duyulursa bir daha seni Diyarbakır'a almazlar
Baba yarısı: Sen anneyi babayı kardeşlerini görmeden yapamazsın çok özlersin
Gül bahçem: Sende özlüyorsun
Baba yarısı: Ben mecburum
Gül bahçem: Abi çok özledim n'olur
Baba yarısı: Özlemiş olabilirsin ama yapacak bir şey yok Dicle
Gül bahçem: Var geleceğim
Baba yarısı: Buraya gelmene rızam yok Dicle geliceksen eğer bunu bil öyle gel
Gül bahçem: Abi böyle söyleme
Baba yarısı: Konu benim için kapandı Dicle gerisi sana kalmış
Gül bahçem: Bunu yapamazsın
Görüldü
Gül bahçem: Of abi of
Görüldü
-----
~~~
Çipe: Armut dalda asılsın günaydın minik kuşum nasılsın?? (Sticer)
Cânfezâm: Günaydın da bu saatte günaydın mı olur saat oniki buçuk
Çipe: Benim günüm seni görünce ayıyor ve gördüm
Cânfezâm:Nerde gördün?
Çipe: Okulun bahçesinde
Cânfezâm: Burda mısın??
Çipe: Evet şu anlık
Cânfezâm: Gidiceksin yani?
Çipe: Evet gülüm
Cânfezâm: Ne yapıyorsun?
Çipe: Çalışıyorum gülüm sen ne yapıyorsun?
Cânfezâm: Bilmiyormuş gibi sorman
Çipe: Belki senden duymak istiyorum
Cânfezâm: Test çözüyorum
Çipe: Hangi ders?
Cânfezâm: Türkçe
Çipe: Güzell
Cânfezâm: Bence de
Çipe: Edebiyat isteyen birisi için gayet iyi bir ders
Cânfezâm: Bunu da biliyorsun
Çipe: Evet biliyorum
Cânfezâm: Bundan sonra kendim ile ilgili bilmediğim soruları sana soracağım ŞXNSPSNSŞSNDJPDJDLDN
Çipe: SŞSMŞSMSŞSKDPDN
Cânfezâm: Sana söylediğim kitabı okudun mu???
Çipe: Okudum yirmi bölümü bitirdim
Cânfezâm: Ya ne zaman ben daha on sekizdeyim
Çipe: Hızlı olan kazanır
Cânfezâm: Baya hızlısınız bakıyorum
Çipe: Öyleyimdir
Cânfezâm: Ama ben ağırlıklı olarak ders çalışıyorum kabul edilemez
Çipe: Biliyorum gülüm yoksa sende hızlısındır
Cânfezâm: Şu an benimle alay ediyor olamazsın değil mi?
Çipe: Alay ve ben hiç yakıştıramadım sana
Cânfezâm: Kesin kesin
Çipe: Biz seninle berdel ile evlenseydik ne yapardın?
Cânfezâm: Yine konu nasıl evliliğe geldi Lmxldndldmdld
Çipe: Misal diyorum gülüm kitapta geçiyor ya
Cânfezâm: Demirkan abim izin vermez
Çipe: Diyelim ki verdi
Cânfezâm: Vermez diyorum ya
Çipe: GÜLÜM MİSAL DİYORUZ
Cânfezâm: PXKDPDKDPDKŞDKD
Çipe: Sen beni sinir etmek için yapıyorsun bunları değil mi?
Cânfezâm: Yo nerden çıkardın
Çipe: Tabi tabi hiç yapmazsın
Cânfezâm: Bir şey soracağım
Çipe: Sor
Cânfezâm: Hâlâ berdel evlilikler var mıdır annem var diyor ama bilemedim
Çipe: Var
Cânfezâm: Sen nerden biliyorsun??
Çipe: İçine doğdum bunların
Cânfezâm: Bir dakika nasıl yani
Cânfezâm: Şimdi senin aşiretin mi var??
Çipe: Var
Cânfezâm: Ne
Çipe: O kadar da abartılacak bir şey değil gülüm
Cânfezâm: Ağa mısın?
Çipe: Daha değil
Cânfezâm: Ya bir gün beni berdel yapmak istiyorlar deyip gidersen
Çipe: Gülüm yine kurmaya başladın
Cânfezâm: Ne demek kuruyorum var dedin ya sen gidersen
Çipe: Gitmemi istemez misin?
Cânfezâm: Niye istiyeyim?
Çipe: Bilmem niye istemeyesin?
Cânfezâm: İstemem mi lazım??
Çipe: Seninle ağız dalaşıma girilmez biliyorsun değil mi?
Cânfezâm: Biliyorum 🤠
Çipe: Fenasın başıma belasın
Cânfezâm: Asıl sen benim başıma bela olma da
Çipe: Gülüm hiç demedim varsayalım şunu
Cânfezâm: Ama dedin
Çipe: Varsayalım
Cânfezâm: Ama bu gözler o mesajları okudu
Çipe: VARSAYALIM DİYORUM GÜLÜM
Cânfezâm: Peki sayalım
Çipe: Seninle ne yapacağım hiç bilmiyorum
Cânfezâm: Seveceksin
Çipe: Seviyorum zaten
Görüldü
~~~
Yanlışlıkla yazdığı şey sonucunda şu an utanmakla meşgul olan Eslem Feza'ya bakıyordum.
O fazla güzel, her şeyiyle fazla güzel.
Ona olan sevdam artık göğsümden taşıyordu, onu artık yanımda istiyorum.
Demirkan sayesinde her gün bana daha da yakınlaşıyordu. Abisinin bana olan güveni onu rahatlamıştı. Ama daha beni kabullenememişti.
Hâlâ bir belirsizlik vardı bu belirsizliğin karşısına çıktığımda geçeceğine eminim.
Bu süreçte onun güvenini kıracak bir şey yapmamam lazımdı ve buna oldukça dikkat ediyordum.
Bu sırada arkamda duyduğum ayakkabı tıkırtısı cânfezâma bakmama engel olacaktı.
Müdüremiz geldiğim günden beri koyduğu saçma sapan kurallarla bütün öğretmenleri oldukça sıkıyordu.
"Ne yapıyorsunuz burda hocam?"
"Gördüğünüz gibi dışarıya bakıyorum müdüre hanım"
"Nöbetinizi dışarıyı izleyerek geçirmeyi mi düşünüyorsunuz?"
"Müdüre hanım öğle arası ve benim bir yemek yeme hakkım var öyle değil mi?"
"Elbette yemek yeme hakkına sahipsiniz."
"O zaman hakkımı kullanmak istiyorum izniniz olursa?"
"Buyrun yemeğinizi yiyin ama boş boş durmayın."
"Ben boş durmam müdüre hanım siz merak etmeyin."
"İyi nöbetler hocam." Dediğinde başımı salladım.
Saçma sapan kuralları ile hem öğrencileri hem bizleri sıkıyordu. Daha da ağzına laf vermemek için yemekhaneye indim.
Yemeklere baktığımda yüzümün buruştuğuna emindim. Çocukluğumdan beri yemek yememde sıkıntı vardı. Hep az yiyordum ve bu sağlık sorunlarına yol açıyordu. Bu yüzden kendimi zorluyordum.
Yemeklere baktığımda dolma olduğunı görmüştüm. Feza'mın yaptığının yanında sönük kalıyordu ama yiyebilirdim.
"Ben sadece iki dolma alsam olur mu?"
"Olur tabi hocam da doyacak mısınız iki dolmayla?"
"Doyarım siz verin." Dolmayı tabağa koyup yanına bir dilim ekmek koydum kaşığımı da alıp dışarıya çıkmayı planlıyordum.
Bahçeye çıktığımda etrafta gözlerimi gezdirdim bütün banklar doluydu, Feza'ya baktığımda yine tek başına oturuyordu. Ayaklarım benden bağımsız bir şekilde oraya gitmeye başlamıştı bile.
Yanına birinin yaklaştığını anlamış olacak ki başını kaldırdı.
"Oturabilir miyim Feza?" Dediğimde başını salladı. Karşısına oturduğumda o söylediği gibi Türkçe testi çözüyordu.
"Türkçe mi çözüyorsun?"
"Evet." Bu düz ses tonu hiç hoşuma gitmiyordu onu ilk gördüğüm zamanlarda neşeli ses tonu hiçbir zaman gitmiyordu ama şimdi bir tek Demirkan'ın yanında öyle
"Hedefinde ne var?"
"Türk Dili ve edebiyatı öğretmenliği." Kısa cevapları benimle muhabbet etmek istemediğini belli ediyordu. Onu daha fazla sıkmamak için bende onun gibi sustum.
Önümdeki yemeğe baktığımda nimet olduğu için yüzümü buruşturmamaya çalışıyordum. Küçük bir parçayı bölüp ağzıma attığımda çiğnemek zulüm gibiydi.
Çok çiğnemeden hemen yuttum, küçük küçük lokmalarla ilk dolmamı bitirdiğimde Feza bana garip bir şey görmüş gibi bakıyordu.
"Neden zorlanıyor gibisiniz hocam?" Bu durumu anlayamamış olmalı ki kendi isteğiyle konuşmuştu.
"Midem ağrıyor bugün o yüzden." Çipe olarak ona yemek yiyemediğimi söylemiştim şimdi de söylersem şüphelenecekti.
"Anladım."
"Dolmadan yemek ister misin?"
"Hayır, teşekkürler."
"Peki." Tekrar önüme döndüğümde dolmaya kararsız bakışlar atıyordum ki beni kurtaran şey telefonumun çalması olmuştu. Telefonumu cebimden çıkardığımda Dicle'nin arıyor oluşu tekrar yüzümü düşürmüştü.
Onu kırmak istemiyordum ama buraya, benim yanıma gelmesi demek bir daha Diyarbakır'a dönememesi demekti.
Telefonu açıp kulağıma koyduğumda hemen konuştu.
"Selamün aleyküm."
"Aleyküm selam." Ona şu an soğuk davranmam gerekiyordu son mesajımda ki ciddiyetimi anlaması lazımdı.
"Abilerin en iyisi ne yapıyormuş bakalım?"
"Yemek yiyorum."
"Yemek mi yiyorsun, sen yediklerine yemek mi diyorsun? O kadar az yiyorsun ki kuş olup uçacaksın yakında." O konuşurken ben yerimden kalkıp uzaklaştım.
"Yiyorum Dicle, merak etme."
"Merak ederim, abimsin sen benim." Dediklerine karşı sessiz kaldım.
"Abi yapma böyle."
"Ben bir şey yapmıyorum Dicle ama sen bilirsin."
"Yapmadığın halin buysa yaptığın halini düşünemiyorum."
"Bir şey demeyeceksen kapatacağım."
"Demeyeceğim." Sesi kırgın çıkıyordu ama yapacak bir şeyim yoktu.
"Allah'a emanetsin."
"Sende abi." Telefonu kapatıp tekrar oturduğum yere döndüğümde Feza orda değildi. Banka oturduğumda kendimi tuhaf hissediyordum. Ne yapacağım nasıl bir yol izleyeceğimi bilmiyorum. Kendimi acınası bir durumda hissetmem doğru mu, bilmiyorum. Aslında hiçbir şey bilmiyorum, kalbimi nasıl dizginleyeceğimi uzun zamandır sorguluyordum. Sadece Feza benim kim olduğumu öğrendiğinde uzaklaşacaktı bunu çok iyi biliyordum.
Önceden sadece abisinin arkadaşıydım
ama şimdi öğretmeniyim buraya tayinimi aldırmakla büyük aptallık etmiştim. Abisi sorun etmese bile şimdi öğretmeni olmam onun için büyük sorun olacaktı ve ben onun karşısına çıktığımda her gün yüzyüze gelmek zorunda bırakmıştım onu.
Bu fazlasıyla bencilceydi.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
11.69k Okunma |
568 Oy |
0 Takip |
41 Bölümlü Kitap |