TUTSAK 7: HAVUZ

Korku ve heyecanla karışık duygular içindeydim. Ne kadar güvenirsek güvenelim riskler her zaman vardı hayatta. Pamir'i kaybetmekten bu kadar korkacağımı hiç düşünmezdim. Kısacık sürede çok alışmıştım ona. Belki de stockholm sendromu yaşıyorumdur, bilmiyordum. Sonuç olarak, ona bir şey olmasını istemiyordum. İçimden, bildiğim tüm duaları sıraladım.

"Sağ salim gelirler, değil mi Selin?" dediğimde Selin tebessüm etti ve elimi tuttu. Arkama bakınca heyecanla orayı işaret etti. "İşte geliyorlar."

Sevinçle kafamı arkama çevirdim ve bize zafer gülümsemesiyle gelen Pamir ve Okan'a baktım. Arabadan inip Pamir'in üzerine atladım ve ona sarıldım. "Çok şükür, geldiniz."

"Benim için mi endişelendin sen?" dediğinde onu kendime çekip dudağına bir öpücük kondurdum. Fevri hareketlerle onun aklını başından almayı bırakmalıydım ama yapamıyordum. Selin ve Okan bize hayretle bakıyordu. Okan Selin'e döndü. "Sen de sevinmişsindir gel öp hadi."

Selin gülerek ona hafif bir tokat attığında çok tatlı olduklarını fark etmiştim. O da ona sarıldı ve onu öpmeye başladı. İğrenç. Yüzümü buruşturarak kafamı çevirdim. Pamir bu halime gülmüştü. "Şimdi ne yapıyoruz?"

"Bugünü kutlamaya gidebiliriz," dediğinde sevinçle el çırptım ve arabanın ön koltuğuna oturdum. Diğerleri de arabaya yerleştiğinde yola çıktık. Bir eğlence mekanına gidip dağıtacaktık bu gece.

Yol boyunca yine benim şarkılarımı açıp onlara işkence çektirmiştim. Bu gülmeme neden oldu. Bir mekana geldiğimizde dışarıya kadar gelen bas sesiyle dudağımı dişledim. "Hadi acele edin."

Pamir elini belime yerleştirdi. "Yanımdan ayrılmak yok güzelim."

Kafamı salladım ve onun yönlendirmesiyle içeriye geçtik. Oldukça kalabalık bir mekandı. Pamir'e sokuldum ve onun seçtiği bir yere geçtik. Okan içecekleri almaya giderken biz Selin ile dans etmeye başlamıştık bile. Selin oldukça iddialı ve cesur dans ediyordu. Birkaç shot attıktan sonra ben de onun gibi olurdum büyük ihtimalle. Selin ile karşılıklı dans ederken Pamir arkamdan yaklaştı ve elini karnımın üzerine koydu. Dokunuşuyla bedenim alev alırken kendimi ona yasladım ve müziğin ritmine göre sallanmaya başladım. O da bana uyum sağlarken elimi arkaya götürüp onun boynuna yerleştirdim. Baş parmağımla boynunu okşarken, onun karnımdaki elinin baskısı arttı ve biraz daha karnımın aşağısına gitti. Dokunuşuyla içim adeta titrerken dudağımı dişledim ve kafamı geriye, onun geniş gövdesine yasladım.Kulağıma fısıldadı. "Hiç rahat durmuyorsun, bunun acısını çıkaracağım."

Ona döndüm ve boynuna minik bir öpücük kondurdum. Ben de onun kulağına fısıldadım. "Çıkartsana hadi."

Mavi gözleri kararırken gülümsedim ve ondan uzaklaşıp Selin'e yaklaştım ve onunla dans etmeye devam ettim. Okan içeceklerimizi getirdiğinde votkaların yanında tekila hot da getirdiği için mutlu olmuştum. Shotlardan iki tanesini art arda kafama diktiğimde midem çok kötü bulanmıştı. Pamir hemen yanıma gelip kulağıma fısıldadı. "İyi misin güzelim?"

Kafamı olumlu anlamda salladım ama kafamda hafif sallantı oluşmaya başlamıştı bile. Ben alkol içen birisi değildim ki bu yüzden çarpması normaldi. Votkamı yudumlamaya başladığımda içtikçe tadına alıştığımı ve baştaki kadar iğrenç gelmediğini fark etmiştim. Kafam gittikçe güzel olurken kendimi müziğe daha çok bıraktım ve ellerimi kendi üzerimde gezdirmeye başladım sallanırken. Müziğin ritmi hızlanırken hareketlerim de o kadar cüretkar bir hal alıyordu. Pamir bana yaklaştı. "Kes şunu."

Onu dinlemedim ve mini eteğimi hafif yukarıya doğru sıyırdım. Elimi onun eline götürüp bacağıma koymasını sağladım. Parmağıyla bacağımı okşarken kulağına eğilip inledim. "Elis, sana dur dedim."

Umursamadan Selin ve Okan'ın arasına girip dans etmeye başladım. Selin benim arkama yapışmıştı ben de Okan'ın arkasına. Yaptığımız saçma trene üçümüz de kahkaha atarken Pamir'in hiç eğlenmediğini fark etmiştim. Onun da eğlenmesini istediğim için onun yanına gittim ve ellerini tuttum. "Elis insanlar sana bakıyor, yapma şunu."

"Ya ama ben dans etmek istiyorum!" dedim peltek peltek konuşarak. Çakırlığı da geçip sarhoş olmuştum ne yazık ki. Pamir gözlerini devirdi. Ben eteğimi biraz daha yukarıya çekerken gözlerini büyüttü ve hızlıca gelip eteğimi örttü. Okan'ın kulağına eğilip söylediği şeyi duymuştum. "Biz gidiyoruz, siz takılın. Kız kör kütük sarhoş oldu."

Kaşlarımı çattım ve onun omzuna vurdum. "Ben hiçbir yere gelmiyorum. Eğlenmek istiyorum."

"Bitti senin eğlencen," dedi ve beni kucağına aldı. Beni bırakması için debelenmiştim ama hiçbir işe yaramamıştı. Beni taşıyarak arabaya götürdü ve adeta ön koltuğa fırlattı. Hayvan! O şoför koltuğuna giderken tekrardan çıkmaya çalıştığım için arabayı kilitlemişti. Gözlerimi devirdim. Şoför koltuğuna geçti ve arabayı çalıştırdı. Ona bağırıp çağırmak istiyordum ama enerjimin gittikçe azaldığını hissettim. Gözlerim kapandığında kafam da onun omzuna düşmüştü.

Havalandığımı hissetmemle gözlerimi araladım. Pamir'in kollarında olduğumu fark edince göğsüne sokuldum. Olabileceğim en rahat yerdi kesinlikle. Evin bahçesinden içeriye girerken ona döndüm. "Havuza girmek istiyorum ben."

"Olur, belki ayılırsın," dedi ve içeriye geçmek yerine bahçenin kenarından dolaştı ve beni şezlonga bıraktı. Elbisemi çıkardığında sadece iç çamaşırlarımla kalmıştım. Vücudumu inceledi. "Siktir."

Ona karşılık gülümsediğimde çenesini sıktı ve kendi üstünü de çıkardı. Ona doğru ilerledim ve dudaklarına uzandım. O, onu öpeceğimi sanırken havuza ittim ama kendisi düşerken beni de çekip kendisiyle beraber düşüreceğini düşünememiştim. İkimiz de suyun içinde batarken o, yukarıya doğru yüzdü ve beni de yukarıya çekti. Kafam sudan çıktığında bir kahkaha attığımda o da gülümsedi. İlk defa bu kadar içten gülümserken görüyordum onu. Çok yakışıklıydı. "Biraz ayılabildin mi?"

Kafamı olumlu anlamda salladım. "Ama hala öpmek istiyorum."

Karşımda kaskatı kesilirken sert bakışlarından ne düşündüğünü anlayamıyordum. Ondan bir cevap beklerken kesinlikle beni sertçe kendisine çekip öpmesini beklemiyordum. İlk defa bu kadar sert ve kontrolü kaybetmiş şekilde beni öpüyordu. Bu sefer ben de kontrolü kaybedecek gibiydim. Öpmeyi hiç bilmiyordum ama elimden geldiğince ona uyum sağlamaya çalışıyordum. Ellerimiz birbirimizin bedeninde dolaşırken sarhoşken bile kendimi bu kadar kaybetmediğimi fark etmiştim. Yumuşak dudakları baskısını arttırırken istemsizce inledim. Boynuma inip birkaç öpücük kondurduktan sonra geri çekildiğinde ona baktım. "Neden durdun?"

"Sarhoşsun," dediğinde gözlerimi devirdim. "Ama ayıkken de istiyorum zaten."

Kaşları alayla havaya kalktı. "Öyle mi?"

Hızla kafamı salladım. "Hem daha iyi sarhoş olmam, yarın hatırlamam."

Eğilip alnıma bir öpücük kondurdu. "Hayır, ayık olacaksın ve her anını hatırlayacağız."

Kızgınlıkla ona bakarken kolumdan tutup beni çekti ve havuzun kenarına geçtik. Bedenlerimiz suyun içerisindeyken kollarımız dışarıdan destek alıyordu. Kendimi, onun gözlerine bakmaktan alamıyordum. Havuzun ışığıyla beraber mavi gözleri o kadar parlak ve güzel görünüyordu ki. Eğildi ve yüzüme doğru fısıldadı. "Bence sen bana aşık oldun."