Duyduklarımı sindirmeye çalışırken bedenimde yoğun bir öfke hissettim. Mert denen adamı da Deniz'i de mahvetmek istiyordum. Seri adımlarla Pamir'in yanına gittim. İkisi de bana şaşkınca bakarken karşılarına geçtim ve onlara eğildim. "Mert'e de o kıza da bunların bedelini en ağır şekilde ödetmek istiyorum."
Pamir soğukkanlılıkla bana baksa da Okan bana karşılık gülmüştü. "Tam senin kızın Pamir."
"Ben kimsenin kızı değilim," dediğimde ikisinin de ilgili bakışları bende gülme isteği uyandırmıştı. Pamir'e döndüm. "Beni öldürmeyecek misin?"
"Şu anlık hayır," dediğinde Okan korkuyla ikimize baktı. "Bu güzelliğe nasıl kıyabilirsin?"
"Teşekkür ederim," diye mırıldandığımda Okan bana karşılık göz kırptı hemen ardından da ayağa kalktı. "Başak'a da söyleyeyim de siz artık akşam için hazırlanın."
O gidince Pamir'in yanına oturdum. "Yardım edecek misin bana Pamir?"
Biraz düşündükten sonra bana döndü. "Anlaşabiliriz. Benim de istediğim olur, senin de istediğin olur."
Sevinçle ona sarıldım ve yanağına bir öpücük kondurdum. "Teşekkür ederim."
Ayağa kalkıp odaya doğru çıkarken o arkamdan şaşkın bakışlarla beni izliyordu. Odaya girince giyeceklerimi hazırladım ve havlumu alıp kısa bir duş aldım. Beyaz, göğüs dekolteli, eteği mini ama bol elbiseyi üzerime geçirdikten sonra gözlerimi çekici gösterecek dumanlı bir makyaj yapıp kıpkırmızı bir ruj sürdüm. Beyaz topuklu sandaletleri giyip aynaya baktığımda tam bir meleği andırdığımı görmüştüm. Pamir'in görünce vereceği tepkiyi çok merak ediyordum. Parfümlerin tek tek kokusuna bakıp en seksi olanını baştan aşağıya sıktıktan sonra aşağıya indim. Okan beni görünce bir ıslık çaldı. Pamir ise nutku tutulmuş gibi bakıyordu. Dişlerini sıktığını görebiliyordum.
"Elis, sen burada kalıp bizi bekle istersen canım," dedi Okan gülerek. Kıkırdayarak karşılık verdim. Kadın olmak çok güzel bir şeydi. Güzellik, hayatın bize verdiği muhteşem bir hediyeydi.
"Ben kimin şans meleği olacağım?" dediğimde Okan hızla ayağa kalkıp elimi tuttu. "Benim olmalısın kesinlikle."
Şaşkınlıkla ona bakıp ardından gülerken Pamir'in sert ifadesini görünce ellerimizi bıraktık. Pamir Okan'a döndü. "Şöyle davranma, gerçekten kendisini güzel sanacak."
Sinirle dişlerimi sıktım ve Okan'a yaklaşıp elimi omzuna koydum. Kulağına yaklaştım ve fısıldadım. "Güzel değil miyim yoksa?"
Okan sertçe yutkundu ve Pamir'e baktı. "Başıma ne geleceği umurumda değil ama gördüğüm en güzel kızsın."
Memnuniyetle gülümseyerek geri çekildim. Pamir ise oldukça sinirli görünüyordu. Kırmızı dudaklarımla ona bir öpücük attım ve hazırlanmakta olan Selin'in yanına gittim. Siyah bir elbise giymişti ve sarı saçlarıyla oldukça seksi görünüyordu. O takılar arasında kararsız kalınca gümüş olanı ona gösterdim ve boynuna taktım. İkimiz de hazırdık.
Arabalara geçtiğimizde Pamir ve ben öne, Okan ve Selin ise arkaya oturmuştu. Yol boyunca benim şarkılarımı dinlemek zorunda kalmışlardı. Kumarhaneye geldiğimizde ürperdiğimi hissettim. Olacaklardan fazlasıyla korkuyordum. Pamir'in koluna girdiğimde arkamızdan korumaların da geldiğini görmüştüm. Bakalım bizi neler bekliyordu?
Pamir korumalara döndü. "Benim işaretimi bekleyin, her şey planladığım gibi olacak."
İçeriye geçtiğimizde ilk defa geldiğim, bana çok yabancı gelen bu yere göz attım. Masalarda oturan oyunlar oynayan takım elbiseli adamlar vardı. Pamir, onun kolunu sıkmamla gergin olduğumu anlamıştı. Kulağıma eğildi. "Sakin ol güzelim. Bana güven."
Kafamı salladım ve onu takip ettim. En ortadaki masaya geldiğimizde oradaki adamların pis bakışlarının üzerimde dolaştığını hissettim. Utangaçlığı bir kenara bakıp arsız bakışlarla onlara karşılık verdim. Planın bozulmaması için ben de elimden geleni yapacaktım.
Hepimiz masada bize açılan yerlere otururken hiç anlamadığım oyuna odaklanmaya çalıştım. Kartlarla bir şeyler yapıyorlardı ve çok sıkıcıydı. En sonunda uykum gelecek gibi olduğunda Pamir'e döndüm. "Ne zaman biter?"
Hafif kızarak bana baktı. "Daha yeni başladık."
Sıkıntıyla ayağa kalktım ve onun bacaklarını ortadan ayırıp sag bacağına oturdum. Herkes bana bakarken gülümsedim. "Şans getireyim de çabuk bitsin."
Pamir 'Seninle sonra görüşeceğiz,' gibi bir bakış attı ve oyununa devam etti. Benim amacım aslında evde kendimi güzel sanacağımı söylemesinin intikamını almaktı ve Pamir'in altımdaki kasılmış bedeninden, başarılı olduğumu anlamıştım. Yerimde kafif kıpırdanarak onu kışkırtmayı da ihmal etmiyordu. Parmağımı boynunda gezdirdiğimde sertçe elimi tuttu ve kulağıma eğildi. "Yapma."
"Ah, elim acıdı," dedim masadaki herkesin duyacağı kadar sesli bir şekilde inlerken. Pamir dişlerini sıktı ve zorlukla oyuna devam etmeye çalıştı. Gözlerini hiç benden alamayan siyah saçlı ama saçlarında beyazlıklar bulunan bir adam söze atladı. "Bu şekilde hiç sarmıyor. Bu ödül beni tatmin etmedi Pamir."
"Ne istiyorsun?" dedi Pamir sert bir sesle. Adam sapık bakışlarını üzerimde gezdirdi. "Kazanan bu meleği alsın."
Şaşkınlıkla gözlerimi büyütürken Pamir'e döndüm. Tam şu anda nasıl davranacağımı bilmiyordum. Rahat mı olmalıydım yoksa tepki mi göstermeliydim, bilmiyordum. Doğaçlama takılarak adama kışkırtıcı bakışlar attım ve gülerek öpücük attım. Arzu dolu bakışları beni esir alırken adam öne doğru eğildi. "Bu gece seni alacağım."
"Benim yanımdaki kadını hiçkimse alamaz," dedi Pamir sert bir sesle. Adam ona döndü. "Bizi buraya davet eden sensin. Kazanırsan kimse senin kadınını alamaz."
"Umarım kaybeder," dedim adama karşılık sırıtırken. Rol işini abartıp iyice yolluya benzemiştim ve içten içe çok utanıyordum. Okan Pamir'e döndüm. "Senin kızın da gayet istekli. Bence makul bir teklif. Kazanan alsın."
Pamir dişlerini daha çok sıktı. Rol icabı bile olsa böyle bir şeye çok sinirlenmesi nedense hoşuma gitmişti. Pamir biraz düşündükten sonra konuştu. "Tamam, kabul."
Oyun değişip benim üzerimden oynanmaya başladığında daha da çekişmeli bir hal almışlardı. Bu adamların beni bu kadar çok isteyebileceğini düşünmemiştim. Bir taraftan da içimde, Pamir'in planının tutmamasına dair bir korku vardı ama ona güvenmemi söylemişti, değil mi? Ona tüm kalbimle güveniyordum.
"Siktir." Pamir'in bu tepkisi diğer masadakiler için bir umut olsa da bizim için bir işaretti. Selin kopan sütyen askısını salladı. "Canım bana şunu takmamda yardım eder misin?"
Gülümseyerek kafamı salladım ve Pamir'in kucağından kalktım. Kalkmamla bir soğukluk hissetmiştim. Selin de kalkıp yanıma geldi ve kıvırtarak lavaboya doğru yürümeye başladık. Birazdan büyük bir kıyamet kopacaktı. Lavabonun önüne geldiğimizde Pamir'in korumaları da yanımıza gelmişti. O kadar kalabalıklardı ki fazlasıyla korkmuştum. Kel bir koruma Selin ve beni dışarıya çıkarırken diğer korumalar içeriye girdiler ve silah sesleri yükselmeye başladı. Biz korkuyla hızlanırken kapının önündeki mekanın korumalarının vurulmuş olduğunu görmüştüm. Bu da planın bir parçasıydı. Susturucuyla vurdukları için içeridekilerin ruhu duymamıştı.
Koruma bizi arabaya soktu ve dışarıdaki birkaç korumayla birlikte mekanın çevresine doluştular. Kimsenin çıkmasına ve girmesine izin vermeyeceklerdi. Korku ve heyecanla Pamir'i beklemeye başladım. Oradan sağ çıkacaktı biliyordum, onun dediği gibi ona tüm kalbimle güveniyordum. Çünkü bu onun oyunuydu.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
50.04k Okunma |
1.69k Oy |
0 Takip |
49 Bölümlü Kitap |