"Nikahı ne zaman istersen yapabiliriz? İstersen bekleriz, istersen hemen yarın yapıp yeni hayatımızın yolunu tutarız," diyen Pamir'e şaşkınlıkla baktım. "Hemen yarın mı?"
"Evet sen nasıl istersen," dediğinde gülümsemiştim. Daha bizim sevgili olmamıza alışamamıştım ki evli olmaya alışmaya çalışacaktım bir de. Ama nedense içimde, bunun için sabırsızlanan bir his vardı. Hatta hemen şu an bile evlenebilirdim. Pamir'e dönüp gülümsedim. "Ben erken olduğunu düşünüyorum."
"Kızım evli insanlardan bir farkımız kaldı mı? Artık kendi düzenimiz olacak hemen yarın evlenelim işte," dediğinde gözlerimi büyütmüştüm. Yarın mı? Biraz düşündüğümde gerçekten de artık buna hazır olduğumuzu anlamıştım. Gülümsedim ve onun elini tuttum. "Olur, hemen yarın evlenelim."
Pamir de bu cevabı beklemediği için şaşırmıştı ama gözleri parlayınca bundan çok mutlu olduğunu anlamıştım. Bana yaklaşıp dudaklarıma bir öpücük kondurdu. Gülümseyerek benden ayrıldı ve ayağa kalkmama yardım etti. "Hadi bir şeyler yiyelim güzelim."
Masaya geçtiğimizde sandalyemi çekip oturmama yardımcı oldu ve kendisi da karşıma oturdu. Beraber yemeğe başlarken çok acıkmış olduğumu fark etmiştim. Tüm adanın yerleşimi ayaklarımızın altındaydı ve ışıklar harika görünüyordu. Pamir çok sert ve kötü görünse de aslında çok romantik bir adamdı. Hayat iyi ki beni onunla karşılaştırmıştı doğrusu. Onunla geçireceğim beş dakika, bir ömre bedeldi.
Yemekten sonra Pamir tekrardan koltuğa geçtiğinde ben de kucağımda yerimi alıp ona sokulmuştum. Elleriyle saçlarımı okşadı ve fısıldadı. "Adada yaşamak ister miydin?"
"Bilmiyorum ki sen varsan her yer olur benim için," dediğimde gülüşünün tınısını işitmiştim. Onun gülüşünü seviyordum. "Yarın nikahımızı kıyıyoruz ve kalacak yer seçmemiz gerekiyor."
Dudağımı ısırarak ona baktım. Bir an tedirgin hissetmiştim. Hazır olacak mıydık bilmiyordum. "Pamir emin misin, halledebilir miyiz?"
"Ben her şeyi halledeceğim güzelim sen sadece ne istediğini söyle," dediğinde biraz düşündüm. Adada mı yaşamak daha iyi olurdu yoksa daha yerleşim yerlerinde mi? Moda tasarımı öğrencisiyken İtalya fazlasıyla ilgimi çekiyordu ama Pamir bunu kabul eder miydi? "Bilemiyorum sen ne düşünüyorsun?"
"Sadece uzaklara gitmek istiyorum Elis," diye fısıldadığında gülümseyerek kafamı salladım. "O halde İtalya'da yaşayabiliriz."
Pamir'in yüzünde tatmin olmuş bir ifade oluşmuştu. Bu fikri bu kadar sevmesini beklemiyordum. Ben de mutlu olmuştum. Pamir kadehini kaldırdı. "Yeni hayatımıza güzelim."
Pamir ile biraz daha orada sohbet ettikten sonra arabaya geçtik ve otele dönmeye karar verdik. Gerçekten yarın hemen nikahı kıyacaktık ve biz resmen evlenecektik! İçimde inanılmaz bir heyecan vardı. Hikayemiz aynı masallardakiler gibiydi ama bizim yaşadıklarımızın zerresini çekmemişti masaldakiler. Biz adeta karanlıkla boğuşmuştuk.
Otele geldiğimizde direkt kendimi yatağa attım. Çok uykum vardı. Kendimi uykunun sıcak kollarına bırakacakken yüzümde bir soğukluk hissedince gözlerimi araladım. Pamir ıslak bir peçeteyi yüzümde dolaştırıyordu. Uykulu bir sesle mırıldandım. "Ne yapıyorsun Pamir?"
"Makyajını çıkarıyorum güzelim, cildine zararlı," dediğinde kıkırdadım. Bu adamı hak edecek ne yapmıştım bilmiyordum. Resmen bana bebeği gibi davranıyordu ve ben ona karşılık eriyip bitiyordum. İşi bittiğinde o da yanıma uzandı ve üzerimizi örttü. Ona iyice sokulduğumda saçlarıma bir öpücük kondurdu. "Sana çok aşığım güzelim."
Sabah gözlerimi açtığımda aklıma bugün evleneceğim gelince heyecanla yataktan fırladım. Pamir, görünürde yoktu. Kendimi sıcak bir duşa atıp güzelce yıkandıktan sonra banyodan çıktım ve sabahlıklarımı giydim. Tam o anda odamın kapısı çalmıştı ve Elif ile Selin içeriye girmişlerdi. "Gelini hazırlamaya geldik!"
Onlar karşımda kıkırdarlarken ben de gülümsedim. Elif elindeki poşetleri yatağın üzerine boşalttığında Selin de makyaj malzemelerini çıkarıyordu. Elif elini omzuma koydu. "Senin için, hiçkimseye giydirmediğim gelinliklerden getirdim. Hepsi de özel tasarımımdır."
Elif'in getirdiği gelinlikler arasından dantelli ve tüllü olan sade bir gelinliği seçmiştim. Moda tasarımı öğrencisiyken de hep geleneksel tasarımlar yapmaya dikkat ederdim. Fazlasıyla benim tarzım olduğunu söyleyebilirdim. Elif seçtiğim gelinliğe baktı. "Güzel seçim."
Beni koltuğa oturtup yüzüme kremler sürmeye başladılar. Sürerken aynı zamanda parmaklarıyla yüzüme masaj yaptıkları için kendimi oyun hamuru gibi hissetmiştim. Yüzümü iyice nemlendirdikten sonra Selin bana döndü. "Nasıl yapmamızı istersin?"
"Sade bir yaz makyajı olsun, ışıltıları zarif olsun abartılı görünmek istemiyorum." Onlar bu dediğimi onaylayan mırıltılar çıkarıp işe koyulduklarında fondöteni es geçmeleri hoşuma gitmişti. Kontür uygulayarak yüz hatlarımı keskinleştirip bronzer ile de derinleştirmişlerdi. Hızlıca allık ve highlighter sürdükten sonra Selin, göz makyajımı yapmaya başladı. Kapatıcı ve şeftali tonlarında bir far sürüp hafif ışıltı verdikten sonra gözlerime yaklaşık yüz kat maskara sürdü. Bıkkınlıkla onu beklerken Elif ellerinde kutularla yanıma geldi. "Hangilerini takmak istersin?"
"Aslında Pamir'in doğum günümde aldığı seti takmak istiyordum," dediğimde Selin biraz düşündü. "Okan'a söylersem onu bulup getirtebilir."
"Gerçekten mi?" dedim ümitle. Gülümseyerek kafasını salladığında sevinçle el çırptım. İkisi de ellerine telefonlarını alıp aramalar yaparken çok şanslı olduğumu hissetmiştim. Elif yanıma geldi. "Bize yemek söyledim. Bir kendimize gelelim."
Gelen yemekleri adeta silip süpürürken neden nişan, düğün vs yapmadığımızı onlara anlatmıştım. Bunlar büyük organizasyonlardı ve ihtiyacımız da yoktu bana göre. Düğün ve nişan için hesapladığımız masraflarla benim gibi üniversite öğrencilerine yardım edecektik. Ortaokul ve lise öğrencilerine kıyasla asıl en çok üniversite öğrencilerinin masrafı fazlaydı bana göre ve benim gibi bir sürü geçim sıkıntısı çeken öğrencinin olduğunu biliyorduk. Pamir bu kararıma saygı duymuştu. Bu yüzden bugün nikahımız için kendi aramızda ufak bir kutlama yapacaktık ve daha sonradan belgeleri ayarlayıp sade resmi nikahımızı kıyacaktık.
Saatleri devirdikten sonra her eşy hazırdı, ben de öyle. Okan gerçekten de Pamir'in bana aldığı seti getirtmişti ve buna çok mutlu olmuştum. Deniz kenarında bizim için harika bir alan hazırlamışlardı. Işıklarla donatmışlardı her yeri. Kendimi bambaşka bir dünyada gibi hissetmiştim. Pamir'e baktığımda beni süzdüğünü görmüştüm. Yüzünde hayranlık dolu bir ifade vardı. Gülümseyerek yanına gittim. "Çok güzel görünüyorsun, meleğim benim."
"Teşekkür ederim," dedim utançla. Bence en çok o iltifatı hak ediyordu çünkü damatlığın içinde mükemmel görünüyordu, jilet gibiydi. Elif, kadehlerle dolu tepsiyle yanımıza geldi. Diğerleri de hemen yanımıza gelmişlerdi ve hep beraber kürsüye geçtik.
Okan nikah memuru cübbesi giymişti. Cam kürsünün üzerinde epoksiden bir tepsi vardı ve üzerinde Pamir ile benim adım yazıyordu. Altta ise tarih, en altta ise "Ölüm bizi ayırana kadar," yazıyordu. Şahitlerin isimleri ve yanlarında onların nikahımız için bize bıraktıkları mesajlar yazıyordu. Selin ve Elif asil şahitler olarak yanımızda duruyorlardı. Okan bize döndü. "Bugün, Elis Bora ve Pamir Kaplan'ın hayatlarını birleştirme üzerine gerçekleştireceği yemin töreni için toplanmış bulunmaktayız. Genç çiftimizin nikahını kıymadan önce onların aşk yeminini teyit etmek adına tekrardan soruyorum. Siz Elis Bora, yanınızda duran Pamir Kaplan'ı, bir ömür boyunca hastalıkta, sağlıkta, son nefesinize kadar her anınızda var olmasını, eşiniz olmasını kabul ediyor musunuz?"
Gülümseyerek Pamir'e baktım. Şefkatli bakışları gözlerime dokunuyordu. Hayatımın en güzel evetini söylemek üzereydim. Derin bir nefes aldım. "Evet!"
Şahitler alkışlarken Pamir de gülümsemişti. Okan, Pamir'e döndü. "Peki siz Pamir Kaplan, yanınızda duran Elis Bora'yı, bir ömür boyunca hastalıkta, sağlıkta, son nefesinize kadar her anınızda var olmasını, eşiniz olmasını kabul ediyor musunuz?"
Pamir gözlerini, gözlerimden ayırmadı ve gülümsemesi daha da genişledi. Anında gür bir sesle bağırdı. "Evet!"
Alkışlar arasından Okan'ın sesini işittik. "Ben de sizi bir ömür karı koca ilan ediyorum! Gelini öpebilirsiniz."
Pamir anında beni kendisine çekip öperken ellerimi onun omuzlarına yerleştirdim. Onun elleri ise belimdeydi. Arkada Wildest Dreams şarkısı çalıyordu.Dudaklarını dudaklarımdan ayırdığında fısıldadı.
"Seni ölene kadar seveceğim."
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
50.05k Okunma |
1.69k Oy |
0 Takip |
49 Bölümlü Kitap |