39. Bölüm

TUTSAK 35 KAN

E
redelf

Şaşkınlıkla Pamir' baktım. Tabi ya hemen kız kıza çıkma planımızı kabul etmişlerdi. Bizi kandırmışlardı. Yoksa kabul falan etmezlerdi. Öfkeyle onun koluna bir yumruk atarken Pamir gülmüştü.

 

"Çok güzel görünüyorsun bebeğim." Koluna bir yumruk daha atıp mırıldandım. "Teşekkür ederim."

 

"Bizi nereye kaçırıyorsunuz?" dedi Selin öfkeyle. Okan ise gülümsüyordu. "Sürpriz bebeğim."

 

Ne planladıklarını fazlasıyla merak ediyordum. Onların güzel bir plan yapacağını sanmıyordum. Bize ceza falan verebilirlerdi muhtemelen. Onlara güvenemiyordum bu konuda.

 

Bizi zorla götürürlerken arka taraflarda, karanlık büyük bir salona girmiştik. Birden beyaz bir perdenin ışığı yandığında buranın bir sinema salonu olduğunu anlamıştım. O kadar güzel tasarlamışlardı ki vip bir salon gibiydi. Koltuklar yatak kadar büyüktü ve ona uygun masaları vardı.

 

Pamir beni koltuğa ittiğinde diretmeden uzandım. O da yanıma gelirken diğerleri de yerleşmişlerdi. Selin hoşnutsuz bir şekilde gözlerini herkesin üzerinde gezdirdi. "Gerçekten sinema mı?"

 

"Ne var kızım? Hiç sıradan liseli ergenler gibi bir gün geçiremedik, hep birilerini mi öldüreceğiz?" dedi Okan onu çekip zorla kendi göğsüne yaslarken. Selin tam ağzını açtığında içeriye Pelin ve Can'ın girmesiyle sessiz kaldı. Pelin, Okan'ın yanına oturduğunda Okan hızlıca ayağa kalktı. "Ben yiyecek bir şeyler getiriyorum gençler."

 

Selin ona aferin bakışı atarken onların bu hallerine karşılık kıkırdadım ve Pamir'in göğsüne sokuldum. Pamir de saçlarıma bir öpücük kondurduğunda ben adeta erimiştim. Okan elinde iki tepsiyle geldiğinde hızlıca alıp sehpalara yerleştirdik. Bu sefer Pelin'in yanına oturmak yerine Selin'in diğer yanına oturmuştu. Can ışığı kapattı ve filmi başlattı. Bu benim ilk sinema randevumdu ve çok mutlu hissediyordum. Pamir ile gerçek sevgililer gibi vakit geçirmemiz, bana çok farklı hissettiriyordu. Onun benim için doğru kişi olduğunu artık çok daha iyi anlıyordum.

 

Can'a korku filmi açtığı için içimden epey bir sövmüştüm. O kadar korkuyordum ki korkudan Pamir'e sarılmıştım ve ekrana bakamıyordum bile. Pamir ise halinden gayet memnundu, tadını çıkarıyordu. Diğerlerinin izleyip izlemediğini kontrol ettiğimde, Okan'ın filmi gülerek izlediğini, Elif ve Ateş'in de ifadesiz bir şekilde hiç etkilenmeden izlediğini görmüştüm. Can hafif tedirgin duruyordu. Kendini çok zorlayarak ekrana bakabildiğine emindim. Pelin ise telefonla uğraşıyordu, filmle pek ilgilenmiyordu. Selin de Okan'ın göğsüne yaslanmış parmağıyla onun vücuduna bir şeyler çiziyordu. Can'ın da en az benim kadar korkması içimi çok rahatlatmıştı.

 

Selin ayaklanıp salondan çıkarken Okan da onunla beraber ayaklandı ama Selin ona bir şeyler söyleyince eski yerine geri oturdu. Gözlerimi Pelin'e diktim. Selin yokken Okan'ı kollamalıydım ve o kızın ona yaklaşmasına izin vermemeliydim ama beni şaşırtan bir şekilde Pelin, Okan'a sırnaşmak yerine o da salondan çıkmıştı. Yüzümde tatmin olmuş bir gülümsemeyle geriye yaslandım ve filmi izlemeye çalıştım.

 

Film, ilerleyen her dakikada daha da korkunçlaşırken en sonunda bitmişti ve bende büyük bir mide bulantısına neden olmuştu. Okan, Elif, Ateş ve Pamir'i bu filmi izleyebildikleri için gerçekten de tebrik etmek istiyordum. Selin ve Pelin hala dönmemişlerdi. Daha önce benzer bir senaryoda Başak beni kaçırmıştı ama Selin için endişelenmiyordum, çünkü onu kimse kaçıramazdı.

 

Hepimiz kendi aramızda sohbet ederken birden kapıda bir hareketlilik hissettik. Hepimizin bakışları kapıya döndüğünde kıyafeti, yüzü ve sarı saçları kanlar içerisinde olan Selin'i görünce korkuyla yerimde sıçradım. "Selin?"

 

"Özür dilerim," dedi Selin dudakları titrerken. Okan hızlıca onun yanına gidip yüzünü avuçlarının içine aldı. Pamir de Selin'in yanına gitti. "Selin, Pelin nerede?"

 

"Ben," diyebildi Selin sadece. Hepimiz korkuyla devamında söyleyeceği şeyleri bekliyorduk. "Üzgünüm."

 

"Pelin'e bir şey mi yaptın?" dedi Can korkuyla. Selin'in gözlerinden yaşlar akarken kafasını olumlu anlamda salladık. Okan onun elinden tuttu ve çıkışa doğru sürüklemeye başladı. Bizler de onları takip ederken Elif hızlıca telefonunu çıkarmıştı. Okan bir odaya girdiğinde oranın mutfak olduğunu anlamıştım. İçeriye girer girmez yerdeki ceset gözüme çarptı. Pelin kanlar içerisinde, yerde yatıyordu. Korkuyla mırıldandım. "Burada neler oldu böyle?"

 

Selin titrek bir sesle konuştu. "Üzerime geldi bana bıçakla saldırdı. Kendimi korumak zorundaydım. Böyle olsun istemedim ama beni çok zorladı."

 

Ortamda çok garip bir sessizlik vardı. Hepimiz şoklar içerisindeydik ve hiç böyle bir şeyi beklemiyorduk. Elif, elindeki telefonu salladı. "Doğru söylüyor. Kamera kayıtlarına bakın."

 

Hepimiz telefonun başında toplanırken Okan da yanımıza gelmişti ama Selin'in elini bir kez olsun bırakmamıştı. Elif videonun sesini açtı. Pelin, Selin'in arkasından mutfağa girmişti. "Okan'ı hiç sevmiyorsun, sadece bana inat olsun diye elinde tutuyorsun ama sen onu hak etmiyorsun."

 

"Pelin kabul etsen de etmesen de Okan ve biz birlikteyiz. Ben başkası için sevgili yapacak insan değilim," dedi Selin soğuk bir sesle ve bardağına su doldurmaya başladı. Pelin ise sinirli bir şekilde ona yaklaştı. "Okan'ı en çok ben hak ediyorum. Biz birlikte olacaktık ama sen bize engel oldun!"

 

"Okan'ın bana aşık olduğu gerçeğini idrak et artık. Biz birbirimize aitiz. Eğer biraz daha sevgilimin adını senden duyarsam iyi şeyler olmayacak Pelin, kendine gel." Selin'in öfkeliyken bu kadar sakin konuşması ürkütücü ve korkutucuydu. Ama Pelin hiç de etkilenmemişti. "Neden? Daha mı güzelsin? Ne özelliğin var ki seni istiyor Okan?"

 

Selin ona acıyan bakışlarla bakıyordu. "Çünkü biz, birbirimiz için yaratılmışız. Sen şu anda sadece hırs yapıyorsun. Bak, bir gün sen de senin için doğru insanla karşılaşacaksın ama o kişi Okan değil Pelin."

 

"Hayır, bize engel olmana izin vermeyeceğim. Artık senin devrin kapanacak." Pelin çekmeden hızlıca bıçağı çıkardı ve Selin'in üzerine atladı. "Artık gitme zamanı."

 

Selin hızlıca atak yaparken bıçağın kendisine saplanmasına engel oldu ve Pelin'in elini yakaladı. Bıçağı almaya çalışıyordu ama Pelin, kendini kaybetmişçesine saldırıyordu. Cinnet geçiriyor gibiydi. Bacaklarını açtı ve Pelin'in bedenine sararak dizlerini kırdı ve Pelin'i etkisiz hale getirdi. Pelin tekrardan bıçağı ona saplamaya çalıştığında bu sefer iki eliyle onun bileğini yakaladı ve bıçağı elinden aldı. Pelin ise bu sefer parmaklarını Selin'in gözlerine sokmaya çalışmaya başlamıştı. Selin acıyla inlerken hızla bıçağı ona sapladı. O kadar hızlı saplamıştı ki Pelin'in kıyafetleri kana bulanırken saniyeler içinde artış göstermişti. Selin korkuyla elindeki bıçağı fırlattı ve donakalmış halde Pelin'e baktı. Bacaklarının titreyişi kameradan öyle net görünüyordu ki içim acımıştı onun için. Zar zor adım atarak mutfaktan çıkabilmişti ve yanımıza gelmişti. Okan bir küfür savurdu ve Selin'i kendisine çekip sıkıca sarıldı. Kendisine kan bulaşması umurunda bile olmamıştı. Okan'ı belki de ilk defa bu kadar ciddi görüyordum. Selin'in kulağına fısıldıyordu. "Güzelim benim, kıyamam sana ben."

 

"Nasıl biraz ötemizde bunları yaşayabilirsin sen?" Okan'ın yüzünde, sözlerinde, hareketlerinde öyle bir aşk ifadesi vardı ki onun Selin'e sırılsıklam aşık olduğunu anlamıştım. Selin zorlukla derin bir nefes aldı. "Götür beni lütfen."

 

"Bu halde gitmeyin Okan. Odada üstünüzü başınızı temizleyin," dedi Pamir. Okan bir tepki vermeden Selin'i kucağına aldı ve mutfaktan çıktı. Bizler ise sadece yerdeki cesede odaklanmıştık. Elif fısıldadı.

 

"Evet bir cesetten nasıl kurtulunur bilen var mı?"

Bölüm : 13.01.2025 23:11 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...