Okan seri adımlarla yanımıza geldi. Selin'in kolundan tutup onu ayağa kaldırdı. "Ne diyorsun kızım sen?"
"Okan," dedi Selin zorlukla ama devamını getiremedi. Ben ise yakalandığımız için kendimi suçlu hissediyordum. Çünkü anlatmasını ben istemiştim ama onların dinleyeceğini nereden bilebilirdim ki?
"Selin! Beni çıldırtmak mı istiyorsun sen? Tüm bunlar nasıl oldu! Benden nasıl sakladın!" İlk defa Okan'ı bu kadar öfkeli görüyordum ve ondan fazlasıyla korkmuştum. Selin'in gözlerinden yaşlar akmaya başladığında ayağa kalkıp Okan'ın kolunu tuttum. "Okan lütfen sakin ol. Sakince konuşalım. Kız seni düşündüğü için senden sakladı."
"Benden böyle bir şeyi nasıl saklarsın? O kadın sana bunları yaşatıp bizim gözümüzün içine baktı! Bilmiyor musun ben senin için dünyayı yakarım! Nasıl söylemezsin!" Selin'in ayağının bağları çözüldü ve yatağa oturdu. "Anlatamazdım. O kadın beni, seninle tehdit etti. Senin de mutsuz olmanı istemedim. Kaos çıksın da istemedim, can dostumun da annesıydi çünkü. Anla beni."
Yataktaki silahı alıp kalbine doğrulttuğunda hepimiz ona şaşkınca baktık. "Sensiz kalacağıma ölürüm, anladın mı? Seni kaybetmekten öylesine korktum ki sensiz olmamın, şu anda bu silahın kalbimi dağıtmasından bir farkı yok!"
Okan onun önünde eğilip silahı elinden aldı ve yere fırlattı. "Güzelim, meleğim, biz bunu çözemez miydik sence? Ben sahte bir mutluluk yaşayacağıma mutsuz olmayı tercih etmez miyim? Lan ne oluyorsa olsun, her şeyi geçtim, pazarlayacaklarmış lan seni! Sabahtan beridir boşuna kavga ediyormuşuz farkında mısın? Ben bir de geldim sana katil olmayı bu kadar seveceğini düşünmemiştim dedim utanmadan lan sen mecbur kalmışsın katil olmak için. Benim meleğime o korkuyu o acıları yaşattılar!"
Gözlerim Pamir'e kaydığında onun sessizliğinden korktuğumu fark etmiştim. İçinde büyük fırtınalar kopuyordu, biliyordum. Sessizce elini tutup desteğimi hissettirmeye çalıştım. Okan ise birden öfkeyle yatak başlığına yumruk attı. "O Korkut piçini daha düzgün anlat bana. Nasıl rahat bırakmıyor seni? Ben nasıl fark etmedim?"
"Ben onu istemeyince daha da üzerime düştü. Gönderdiği şeyleri çöpe atıyorum ve mesajlarını da anında siliyorum," dediğinde Okan alnını Selin'in alnına yasladı. "Bak bebeğim, bir daha benden bir şey saklarsan, yalvarsan, ağlasan yine de dokunmam sana, anladın mı? Kurur gideriz ama yine de elimi sürmem."
Yanımızda bu kadar açıksözlü olmasına karşılık utançla kafamı eğdim. Pamir'e baktığımda onun hala kaskatı ve düşünceli olduğunu görmüştüm. Okan ilk haline göre daha sakin görünüyordu ama hala daha çok sinirliydi. "O Korkut piçini geberteceğim ben."
"Selin," dedi Pamir boğuk bir sesle ve oda Selin'in önünde eğildi. "Bunu bilseydim ta o zamanlar onun hesabını keserdim. Neden tek başına sırtlamaya çalıştın?"
"Pamir, öz annendi. Can dostumun annesi, sevgilimin annesi gibi sevdiği kadın... Yapamadım. Arkadaşlığınızın bozulmasından da korktum," dedi Selin kafasını eğip parmaklarıyla oynarken. Bir kız çocuğu gibi çok tatlı görünüyordu. Okan birden ayağa kalktı kapıya yöneldi. Çıkmadan önce kapının önünde durduğunda arkası bize dönüktü. Dönmeden konuştu. "Kırmızı rujunu da sür güzelim. Bugün çifte zafer var."
O odadan gidince Selin ve ben eğilip Pamir'in yanına yani yere oturduk. Elini tutup fısıldadım. "İyi misin?"
"Bilmiyorum Elis. Onu yeterince cezalandırmamış gibi hissediyorum. Çok sevdiğim kadınlara yaptığı şeyler... Hem sana hem Selin'e... Cesedini bile parçalamak istiyorum şu anda." Kafamı onun omzuna yaslarken Selin, onun boştaki elini tuttu. "Her şey geçti bitti artık Pamir. Ben kurtuldum, Elis kurtuldu. Üstelik korkacağımız şeyler de başımıza gelmedi. Bugünden sonra artık önümüze bakacağız. Okan'ın bizim için planları var. Tek canımı yakan şey adımın çıkmasıydı. Herkes benim skandalım var sanıyor."
Pamir çenesini dikleştirdi. "Onu ben halledeceğim, hiç merak etme. Siz hazırlanın, bir şeyler yiyip çıkalım. Çok özür dilerim Selin. Seni koruyamadım." Selin'i kendisine çekip sarılınca bir an yüzünde acı bir ifade oluştu. Kendisini suçlu hissediyordu çünkü onun annesiydi ve onun gibi bir annesi olmasından nefret ediyordu. Pamir odadan giderken biz de Selin ile hazırlanmaya başladık.
Adeta konsere gider gibi bir halimiz vardı ve bunun için kendimi suçlu hissediyordum. Aslında beyaz bir elbise tercih etmiştim. Amacım siyah, kötü insanların arasında, iyiliği ve temizliği savunmaktı. Selin ise bir partiye gidiyor gibiydi. Kırmızı elbise ve kırmızı ruj... Ona yaşadıklarından sonra tek bir kelime edemezdi kimse çünkü bu yaptığı onun en büyük hakkıydı.
Bir şeyler yedikten sonra evden el ele çıktık. Okan hala çok sinirliydi ama şebeklik yapıp güzel şeyler söyleyerek Selin'i mutlu etmeye çalışıyordu. Pamir ise sessizdi.
Cenazeye geldiğimizde yoğun kalabalığı ve içeriye girenlerin üzerini arayan adamları görünce çok şaşırmıştım. Bizi çok yakın bildikleri için aramadan almışlardı ve Okan da silahını içeriye sokabilmişti neyse ki. İçeriye girdiğimizde büyük bir sessizlik oldu ve tüm gözler bize döndü. Okan Selin'in elinden tutup bizim önümüze geçti. Biz de onları takip ederken ortalığa hakim olan sessizlikten ürperdiğimi hissettim. Orta yaşlı bir adam öne çıkarak sessizliği bozdu. Selin'i süzüşünden rahatsız olmuştum. Korkut denen adam o olabilirmiş gibi bir hissiyat almıştım. "Başınız sağ olsun gençler."
"Teşekkürler bebeğim." Okan birden belindeki silahı çıkarıp ona ateş ettiğinde salonda bir uğultu oluşmuştu. Omzundan vurulan adam inleyerek yere yığılırken Okan onun başında dikildi ve tekrardan tetiği çekti. "Demek sen, sevgilimin peşinde dolanıyorsun. Ve hala gözlerini sevgilime dikebiliyorsun."
"Oka-" Adamın konuşmasına izin vermeden önce adamın sol gözünü, hemen ardından tetiği tekrar çekip sağ gözünü vurmasıyla çığlık atmamak için dudaklarımı birbirine bastırdım. Okan ise hiçbir şey olmamış gibi normal bir tavırla silahı beline taktı ve elini Selin'in beline yerleştirdi. "Çok güzel atıştırmalıklar hazırlattık güzelim, gel yiyelim."
İnsanlar şaşkınlıkla bize bakarken Pamir de elimi sıkıca tuttu ve onalrın arkasından yürümeye başladı. Salondan çıkmadan önce ise adamlarına bağırdı. "Temizleyin şunu!"
Bizler mutfağa geçerken Okan tepsideki lokmalardan birini alıp Selin'in ağzına uzattı. Selin ısırdığı sırada elini onun sarı saçlarından geçirmesi tebessüm etmeme neden oldu. Okan'ın Selin'e desteği karşısında kednimi çok pasif hissetmiştim. Pamir için çok zor günlerden biriydi ve benim dominant olup ona iyi hissettirmem gerekiyordu. Ben de lokmalardan birini alıp Pamir'e uzattım. Pamir kafasını olumsuz anlamda sallarken elini tuttum. "Olanların etkisinde kalmana izin vermeyeceğim Pamir. Mutluluğunu ve iyileşmeni her şeyden çok istiyorum. İstesen de istemesen de yanında olacağım."
Okan, Pamir'i cenaze namazı için çağırdığında Pamir lokmaya uzanıp tek hamlede hepsini yedi ve mutfaktan çıktılar. Yiyişini hatırladığımda tebessüm etmiştim. Onun böyle hayvan olmasını da seviyordum. Kendisi, kadınsal tüm içgüdülerime hitap ediyordu. Ona aşık olmak üzere olduğumu biliyordum ama onun aşkını kazanabilecek miydim emin değildim. İlişkimizde tutku, saygı, bağlılık gibi en önemli unsurlar vardı. Ona elimden geldiğince iyi hissettirmeye çalışıyordum. İlişkimiz kusursuz görünüyordu. Bugünden itibaren de kusursuz olacaktı ama neden bana aşık olduğunu söyleyemiyordu?
Erkeklerin cenaze namazını bitirdiğini ve dağıldıklarını görünce Pamir'i aramaya başladım. Çok geçmeden onu ciddi bir şekilde kumral bir adamı dinlerken bulmuştum. Tebessüm ederek yanlarına gittim. Pamir'e sarılmak için son bir adım attığım sırada adamın söylediği şeyle donakaldım.
"Elis, hiçbir zaman ailesinin öldürüldüğünü bilmeyecek."
DEVAMI GELECEK KİTABI BIRAKMAYIN
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
50.04k Okunma |
1.69k Oy |
0 Takip |
49 Bölümlü Kitap |