Pamir, düşünmek için bana biraz zaman vereceğini karar verene kadar ise burada kalacağımı söyleyip gitmişti. Umarım bu zaman uzun olurdu çünkü o karar verene kadar çoktan kaçıp buradan gitmiş olacaktım. Sadece başta evi keşfetmeliydim ve ona göre bir plan yapmalıydım. Sonrasında ise Deniz'i hiç iyi şeyler beklemiyordu. Bunun intikamını kesinlikle alacaktım.
Odadan çıkıp eve bakınmaya başladım. Bir sürü oda vardı. Hayatımda hiç böyle bir ev görmemiştim. Filmlerde bile üstelik. Kendimi bir masalın içindeki şatodaymış gibi hissetmiştim. Gerçi benden hiç de prenses olmazdı. Kendimi silik bir sis bulutu gibi hissetmiştim hep. Hiç prenses gibi hissetmemiştim ki ben...
Odaların içine baktığımda her eşyanın lüks göründüğünü fark etmiştim. Aklıma benim, kaçıncı el olduğunu bilmediğim mobilyalarım gelince tebessüm ettim. Hayat kesinlikle hiç adil değildi. Bu adamın, benim hayatım boyunca hiç görmediğim ve göremeyeceğim kadar çok parası olduğuna emindim. Hatta büyük ihtimalle benim yıllık kazancımı tek bir gecede harcıyordur. Hayatımdan da nefret ediyordum.
Kapısı simsiyah olan kapıyı açtığımda Pamir'in camdan dışarıyı izlediğini görmüştüm. Üstü çıplaktı ve elinde viski bardağı vardı. Bana döndüğünde kaşlarını çattığını fark ettim. "Ne oldu?"
Evi dolaştığımı söyleyemezdim, kaçmayı planladığımı kesinlikle anlardı ve ona göre önlem olurdu. O yüzden bir yalan uydurmalıydım. Vereceği karar hakkında konuşmak için geldiğimi söylesem fazla sıkboğaz ettiğimi düşünebilirdi ve öfkelenip bana bir zarar verebilirdi. "Ben seni arıyordum da."
Sorarcasına bakmaya devam ettiğinde ellerimi önümde birleştirdim ve kafamı eğdim. "Ben çok acıktım."
"Tamam söylerim getirirler." Kafamı salladım ve tam çıkacağım sırada Pamir beni durdurdu. "Elis."
"Efendim," dediğimde gözlerinin bedenimde dolaştığını fark ettim. Bu beni çok utandırmıştı. Yanaklarımın yandığını hissetmemden kızardıklarını anlamıştım. Pamir ise gayet rahat şekilde konuştu. "Akşam bir baloya davetliyim. Sen de geleceksin. Burada bırakırsam rahat durmayacağını biliyorum."
Şaşkınlıkla dudaklarımı araladım. "Ben beklerim Pamir. Gerçekten yanlış bir şey yapmam."
Alayla bakan gözlerini yüzümde gezdirdi. "Laflarımı bana ikilettirirsen yaşama şansını kaybedeceksin."
Korkuyla kafamı olumlu anlamda salladım. "Aferin kızıma."
Ben sessizce ona bakarken elleri çenemi buldu. Canımı yakmayacak kadar baskı uygulamıştı. İrileşen gözlerimle ona bakmayı sürdürürken gözleri dudaklarımdaydı. Korkuyla kalp atışlarımın hızlandığını hissettim. Soluklarım da hızlanmıştı. Pamir bana biraz yaklaştı ve yüzüme doğru fısıldadı. "Yemeğini yedikten sonra baloya hazırlanıyorsun, bu büyük bir davet olduğu için olabileceğin en güzel haline bürünüyorsun. Yanıma yakışman gerek. Anladın mı beni?"
Ona bakmaya devam ettiğimde çenemi sıktı ve acıyla inledim. "Anladın mı beni?"
Kafamı hızlıca sallayınca tatmin olmuş bir şekilde güldü ve tekrar bana yaklaştı. "Ve bir daha sakın karşımda inleme yoksa daha kötü inletirim seni."
Söylediği şey ile fal taşı gibi açılmış gözlerimle ona baktım. Yanaklarım benden bağımsız şekilde kızarmıştı. Ben ise utancımdan hiçbir şey demeden odadan çıktım ve beni ilk götürdüğü odaya gittim. Söylediği şey kafamda tekrar tekrar yankılanırken kalp atışlarım da hızlanmıştı. Edepsiz!
Çalışan olduğunu tahmin ettiğim bir kadın elinde tepsiyle odama geldiğinde mahcup bir şekilde gülümsedim. "Yordum sizi buraya kadar kusura bakmayın."
"Olur mu yavrum hiç," dediğinde gülümsedim. Bu evdeki tek sevdiğim insan o olabilirdi kesinlikle. Tepsiyi bırakıp çıktıktan sonra hemen yemeklere daldım. Açlıktan neredeyse ölecektim ben! Umarım Pamir odaya gelmezdi, bu halimi görmesini istemiyordum kesinlikle. Tabaktakileri silip süpürdükten sonra kendimi banyoya attım. Bir an önce temizlenip hazırlanmam lazımdı.
Kendimi sıcak suya bıraktığımda bedenimin gevşediğini hissetmiştim. Uzun süre çıkmayabilirdim hatta. Huzurlu olduğum nadir anlardan biriydi. Su gerçekten şifalıydı. Kimi insan suyun hafızası olduğunu ve dilekleri gerçekleştirdiğini söylerdi. Buna inanabilirdim. Sahi, gerçekten de su canlıymış gibi görünmüyor muydu?
Gözlerimi kapattım ve sessizce dileğimi suya fısıldadım. "Hayallerimin gerçekleşmesini, çok başarılı ve mutlu olmayı, tüm acımın bitmesini diliyorum."
Duştan çıkıp havluma sarıldığımda kafama dank eden şey ile duraksadım. Benim kıyafetim yoktu ki! Banyodan çıkıp odaya geçtiğimde, yatağımda oturan Pamir'i görmemle şok oldum. Kaşlarımı çattım. "Ne yapıyorsun sen burada?"
"Kıyafet getirdim sana," dedi üzerimi incelerken. Dudaklarını dişlediğini görmemle alaycıl bir şekilde gülümsedim. "Ne o? Çok mu etkilendin?"
Söylediğim şeye ikimiz de şaşırmıştık. Patavatsızlık yapmıştım resmen. Böyle iddialı konuşmalar hiç benlik değildi. Pamir güldü. "Etkilenebileceğim kadar güzel olduğunu da nereden çıkardın? Abaza erkekler sana çok mu özgüven verdi?"
Söylediği şey kalbimi kırmıştı ama öfkem daha ağır basmıştı. "Gözler yalan söylemez Pamir. Ne erkeklerin bana deli olduğunu biliyorum ama ben sana bakmam."
Meydan okuyan bakışlarına ben de aynı bakışlarla karşılık verdim. Tabi ki blöf yapıyordum. Hiç de bana çok güzel olduğumu söyleyen, benim için ölüp biten bir erkek olmamıştı ama Pamir böyle bilse de olurdu. Neymiş? Etkilenebileceği kadar güzel olduğumu da nereden çıkarmışım? Gayet de güzel bir kadındım.
"Bana mı bakmazsın?" dedi üzerime gelirken. Geri geri gitmek istedim ama kendime engel oldum. Bu sefer korkmayacaktım.Elleri ıslak saçlarımı bulup oradan da boynuma inerken sertçe yutkundum. Etkilenmeyecektim, buna engel olabilirdim. Gülerek ona fısıldadım. "Hiçbir şey hissetmiyorum."
Üzerime gelirken eli belimi buldu ve beni duvara yasladı. Yüzü yüzüme yaklaşırken gözlerimi kapatmamak için kendimi zor tuttum. Engel olmak zorundaydım çünkü benim basit bir kız olduğumu düşünecekti. Histerik bir kahkaha attım. "Bundan çok daha fazlası lazım."
Geri çekildiğinde meydan okuyan ifadesi silinmemişti yüzünden. Ben de ona belli etmeden normale dönmeye çalışıyordum. Yataktaki kıyafetleri ve bir çantayı işaret etti. "Bunları senin için getirdim. Hızlı hazırlan."
Cevabımı beklemeden odadan çıktığında gözlerimi devirdim ve kurulandım. Elbiselere göz attığımda pembe elbisenin çok tatlı ve tam benlik olduğunu düşünsem de bu gece seksi ve çekici görünmek istediğime karar vermiştim. Bu yüzden siyah, sırt ve göğüs dekolteli mini bir elbiseyi seçtim. Elbiseyi giyip makyaja geçtiğimde dumanlı ve çekici bir göz makyajı yaptım. Dudaklarıma gelince de dolgunlaştıran bir parlatıcı sürdüm. Ayağıma siyah topuklu çizmeleri geçirdiğimde hazırdım. Merakla aynadaki görüntüme baktığımda, beklediğimden daha seksi ve çekici göründüğümü fark etmiştim. Benden etkilenmeyeceğini söyleyen Pamir'in beni gördüğündeki yüz ifadesini çok merak ediyordum.
Odadan çıktığımda kapıda korumalardan biriyle karşılaştım. "Pamir Bey gönderdi beni Elis Hanım. Beni takip edin."
Dediğini yapıp onu takip etmeye başladım. Evden çıkıp çalışır vaziyetteki arabanın yanına gittiğimizde orada bekleyen ve beklerken de sigara içen Pamir bize döndü. Gözleri beni bulduğunda bir anlığına fal taşı gibi açılırken ona kendimden emin bir şekilde gülümsedim. "İyi misin sen Pamir?"
"Sonunda biraz da olsa kadına benzemişsin," dediğinde ona yumruk atmamak için kendimi zor tuttum. Onu umursamadan arabaya geçtiğimde o da yanıma geldi. Bu benim ilk balom olacaktı ve içten içe heyecanlıydım. Pamir'in ne kadar da güzel bir hayatı vardı, tam hayalimdeki gibi...
Arada durduğunda ikimiz de indik. Ben yürümeye başladığımda Pamir dişlerinin arasından konuştu."Koluma gir Elis."
Onu sinirlendirmemek için dediğini yaptım beraber içeriye girdik. Tüm gözler bize dönerken bana yönelen hayran bakışları fark edebilmiştim. Pamir'in de görüp görmediğini çok merak ediyordum.
Birkaç adam bizi karşılarken Pamir gülümseyerek beni gösterdi. "Farkındasınız ki ilk defa buraya biriyle geliyorum. Tanıştırayım, Elis. Elis hayatımın kadını."
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
50.04k Okunma |
1.69k Oy |
0 Takip |
49 Bölümlü Kitap |