Kalp atışlarım hızlanırken yanaklarımın kızardığını hissettim. Pamir ise vakit kaybetmeden tekrardan beni öpmeye başladı.
...
+18
...
Sarılıp saçlarıma bir öpücük kondurdu. "Sen harika bir şeysin Elis."
Yorgun bakışlarla kafamı ona yasladım. Cevap verecek mecalim bile yoktu. Pamir beni kucağına aldı ve asansörü tekrardan çalıştırdı. Asansörden inip beni odamıza taşırken deli gibi uyumak istediğimi fark etmiştim. Odaya girdiğimizde Pamir beni yatağa bıraktı ve üzerimi örttü. Uykuya dalmadan önce ise onun söylediği son şeyi işitebilmiştim. "Neden kendine bu kadar aşık ediyorsun?"
Sabah hissettiğim hareketlilikle gözlerimi araladığımda Pamir'i hazırlanırken görmüştüm. Bugün kasaya gideceklerini hatırlayınca hızla yataktan kalktım. Bugün bizim için çok önemli bir gündü. Pamir bana döndü. "Sen istersen bizi bekle burada güzelim."
Kafamı olumsuz anlamda salladım. Bugün her şey olabilirdi. Birbirimizi son görüşümüz bile olabilirdi ve ben ölmeden önce gördüğüm son yüzün, onun yüzü olmasını istiyordum. "Hayır, ben de geleceğim."
Pamir tereddüt etse de kafasını salladı ve gelmeme izin verdi. Hızlı bir duş aldıktan sonra rahat bir tayt dar bir bluz geçirdim üzerime. Makyaj yapmak yerine sadece ruj ve allık sürdüm. Hayatımda hiç bu kadar hızlı hazırlandığımı hatırlamıyordum.
Biz el ele odadan çıkarken Pamir seri adımlarla yürüyordu ve ben de ona yetişmeye çalışıyordum. Asansöre bindiğimizde, aklıma gece yaşananlar gelince yüzüm kızarmıştı. Pamir ise pişkince gülüyordu. Kaşlarımı çatarak onun koluna vurdum. "Gülmesene, utanıyorum zaten."
Eğilip alnıma bir öpücük kondurdu. "Her yerde bana ait olacaksın. Hep, benim olacaksın."
Ona gülümsedim ve aşkla baktım. Ben hep ona ait olmak istiyordum. İçimdeki his sevgiden çok fazlaydı. Sanki aşk gibiydi ama kestiremiyordum. Onun için de öyle olmasını çok isterdim ama emin olamıyordum. Belki bir gün Pamir de bana aşık olurdu, kim bilir?
Asansörden indiğimizde Pamir elimi tuttuğu ve dudaklarına götürüp bir öpücük kondurdu. Bu hareketine karşılık erirken karnımda bir karıncalanma hissetmiştim. Pamir, adeta beni delirtiyordu. Nefes kesici bir erkekti. Ondan etkilenmemek mümkün değildi.
Bir salona girdiğimizde, Selin ve Okan'ı kahvaltı yaparken görmüştük. Onlarla selamlaşıp yanlarına oturduk. Okan yaramaz bir gülümsemeyle bize baktı. "Bu asansöre ne olmuş ya böyle?"
Selin de gülümserken ben anlamazca onlara baktım. Okan'ın gülümsemesi genişledi. "Asansör durmuş. Gelmesi için kaç saat bekledim bilmiyorum."
Ben utanarak Pamir'e bakarken o, göz devirmişti. Okan ise bu hallerimizi zevk alarak izliyordu. "Hatta asansöre bindiğimde bir gördüm ki aynada silüet izi var. Ama öyle böyle değil. Kavga mı ettiler başka bir şey mi oldu acaba?"
Ben öksürmeye başlarken bu sefer de Selin'in gülümsemesi genişlemişti. Pamir bana su bardağını uzatıp Okan'a döndü. "Sen de asansörü boş bulamayınca Selin'i buraya mı çektin?"
Bu sefer şaşıran Okan olmuştu. "Sen nereden biliyorsun?"
"Hamit bana yazmış. Toplantıdan beridir sana ulaşamıyormuş. Bu kat da dün tamamen kapatılmış." Pamir gülümseyerek ikisine baktığında Selin de gülmeye başladı ve söze atladı. "Sizin yüzünüzden bu katı kapattırmak zorunda kaldım. Asansör meşgul olunca."
Okan güldü. "Bu akşam da sizin için kapattıralım burayı. Manzarası güzel."
Ben utançtan yerin dibine girerken Selin ciddileşti. "Susun artık, kızı utandırmayın."
Kahvaltımızı yaparken Okan ve Pamir kasa hakkında konuşmuş ve Okan da arada imalı bakışlarıyla beni utandırmıştı. Selin'in birkaç ölüm tehdidinden sonra ise konuya odaklanmıştı. Her şey ayarlandıktan sonra salondan çıktık ve helikopter pistine doğru yürümeye başladık. Biz buradan alınacaktık ve iki tane helikopter gelecekti. Pistte Pamir belimi kavradı ve kulağıma eğildi. "Bugün başarısız olursak Elis, bil ki seni çok seviyorum ve son nefesimde bile senin adını fısıldayacağım."
Bu söylediğiyle kalbimin üzerinde bir ağırlık hissettim. Anında gözlerim dolarken ona baktım ve ben de fısıldadım. "Ben de seni çok seviyorum Pamir. Çok seviyorum."
O, anında dudaklarıma bir öpücük kondururken kulağımı esir alan bir gürültü işittiğimde helikopterlerin geldiğini anlamıştım. Olacakların korkusuyla Pamir'i daha hararetli öpmeye başladım. Çünkü sonumuzun ne olacağını bilmiyordum.
Zorlukla ondan ayrılırken helikoptere geçtim. Pamir öne ben ise arkaya oturmuştum. Pamir pilota bazı talimatları anlatırken içimde büyüyen huzursuzluğu yok etmeye çalışıyordum ben de. Fazlasıyla korkuyordum ama kendim için değildi bu korku, Pamir içindi.
Eski bir fabrikanın üzerinde uçarken, Pamir helikopterin kapısını açtı ve aşağıya ip bir merdiven uzattı. Korkuyla aşağıya bakarken bana döndü. "Elis, bana sıkıca sarılacaksın, ben bizi aşağıya indireceğim. Anlaşıldı mı?"
Kafamı olumlu anlamda salladım. Delicesine korkuyordum ama bunu Pamir için yapacaktım. Pamir ip merdivenden inmeye başladığında korkuyla onu izledim. Birkaç adım daha atınca bana döndü. "Gelebilirsin."
Tereddüt ederek kapıya ilerleyip eğilerek ip merdiveni tuttum. Birkaç adım atmaya çalışırken Pamir bir eliyle merdiveni, bir eliyle de beni tutuyordu. Merdivenle onun arasına girdiğimde Pamir kendisini bana bastırdı. "Şimdi önce sol bacağını belime dola. Ben seni tutacağım. Sonra diğer bacağını belime dola ve bana sıkıca sarıl. Aşağıya ineceğiz."
Kafamı tamam anlamında sallayıp dediklerini yaptım. Bacaklarımı tek tek beline doladım ve dediği gibi sol kolumu onun boynundan, sağ kolumu da gövdesinden geçirip onu emniyet kemeri gibi tuttu. Şu ana kadar yükseklik korkum olduğunu bilmiyordum. Çok yüksekteydik ve ip merdiven sallandığı için delicesine korkuyordum. Pamir merdivenleri seri ama dikkatli bir şekilde inmeye başladığında fabrikanın helikopter pistine inmemize çok az basamak kaldığını fark etmiştim.
Son basamağa gelince Pamir beni sıkıca tutup piste atladığında kenarda gördüğüm büyük kutuyla Pamir'in kolunu sıktım.
"Pamir kasa orada!"
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
50.04k Okunma |
1.69k Oy |
0 Takip |
49 Bölümlü Kitap |