Kırgınlıkla Pamir'e bakarken Pamir konuşmasına devam etti. "Böyle olmasını ben de istemezdim Elis. Ama seçimler ve bedeller vardır. Merhamet edersek insanlar bizi mahvederler. Eğer sevdiklerinin güvenliğini düşünüyorsan tehditleri ortadan kaldırman gerekir. Elindeki silahla beni vurabilirsin. Çünkü şu durumda aynı Başak gibi hissediyorum."
Kafamı olumsuz anlamda sallarken gözlerim dolmuştu. Aslında haklıydı. Pamir çok zor şeyler yaşamıştı ki dün o da bu hayatı istemediğini dile getirmişti. O, bu hayata mecbur bırakılmıştı. Güçlü olmak zorundaydı ve yaptıklarını zorunda olmasa yapmayacağını biliyordum. Ama ben de haklıydım. Bunlar kolay şeyler değildi. Belki de yaşadığım tüm bu süreçte psikolojim altüst olmuştu bilmiyordum.
"Pamir, ben seni çok seviyorum. Ama neden beni anlamak istemiyorsunuz? Kolay değil bu yaşanılanlar. Ben kendimi iyi hissetmiyorum sadece ve siz üzerime geliyorsunuz," dedim ağlarken. Pamir ellerimi tuttu ve tek tek öptü. "Güzelim üzerimize gelen sendin. Yıprandığını biliyorum. Bana kalsa seni götürmeyecektim ama sen istedin. Seni nasıl sevdiğimi, senin için her şeyi yapabileceğimi göremiyor musun?"
"Onların o hâli gözümün önünden gitmiyor. Size kıyasla çok kötü etkilendim yoksa ben de seni çok seviyorum bilmiyor musun Pamir? Ben böyle olmasını hiç istemezdim," dedim burnumu çekerken. Pamir gözlerini kapattı. "Hiçbirimiz istemezdik ama onlar bu yolu seçtiler. Kasa işini çözmeye gideceğiz yarın. Burada bir sürü koruma olacak. Sen burada kalmalısın. Ve eğer çözemezsek bittik demektir. Tüm gücümüzü kaybederiz ve korkarım ki artık seni bile koruyamayabilirim. Çünkü bu duyulacak ve hepimizi ortadan kaldıracaklar. Üstelik kaçmak da bir çözüm değil çünkü dünyanın bir ucunda bile olsak yine gelir bizi bulurlar ve Elis, seni bir daha kaybedemem. Senin benim zaafım olduğunu da herkes biliyor ve bunu kullanmaktan hiç çekinmezler. Başak'ın babasını bu yüzden öldürdüm çünkü o gücümü kaybetmem için en büyük kozu oynayan kişiydi. Bana hak veriyor musun Elis?"
Kafamı olumlu anlamda salladım ve gözyaşlarımı sildim. Pamir alnıma bir öpücük kondurdu. "Senin bu masumiyetini o kadar çok seviyorum ki ah güzel kızım, düşmanına bile herkese merhamet edecek kadar saf ve temizsin. Sen nereden çıktın benim karşıma böyle."
Acı bir şekilde tebessüm ettim. Her şeye rağmen onu çok seviyordum. Pamir eğilip dudaklarını dudaklarıma bastırdı ve beni öpmeye başladı. Normaldekine kıyasla çok nazik ve yavaş öpüyordu sanki incitmekten korkar gibi. İlk defa bu kadar duygusal bir şekilde öpüyorduk birbirimizi. Pamir geri çekildiğinde alnını alnıma yasladı. Ona karşılık fısıldadım. "Seni çok seviyorum."
"Ben de seni çok seviyorum güzelim." Geri çekildiğinde yatağı işaret etti. "Uyusan iyi olur bebeğim, ben diğerleriyle konuşup geliyorum."
Kafamı salladım ve onun odadan çıkmasını izledim. Uyuyabilirdim ancak ne konuşacaklarını fazlasıyla merak etmiştim. Ben de sessizce odadan çıktım ve onları duyabileceğim bir köşeye geçtim.
"Olayın etkisindeydi kız ve zaten kaçırıldığı zamandan beridir travma içerisinde. Çok doğal böyle davranması," dedi Selin. Ona karşı gerçekten kendimi mahcup hissediyordum.
"İyi olacak, merak etmeyin. Onun için elimden geleni yapacağım ama bizi zor günler bekliyor ve ona bunu yansıtmamamız lazım," dedi Pamir. Kalbim acımıştı. Pamir'in bu kadar zorluk içerisinde olması beni çok üzüyordu.
"Senin anneni de halletmemiz lazım. Kasayı da en önemlisi Berkan'ı da. Berkan Başak'ı öldürdüğüne göre ondan alacağı her şeyi almıştır ve biliyordur kasayı," dedi Okan. Bedenimi korku kaplamıştı onu dinlerken.
"Başak'ın annesi de işlere karışacak artık hatta Melis'in ailesini de arkalarına alabilirler. Bunu neden düşünemiyorsunuz? Her şeyi düşünseydiniz bu kadar aksilik olmayacaktı çocuklar," dedi Selin. Selin'in gerçekten de hafife alınacak bir zekası yoktu. Çetenin beyniydi resmen.
"Önce kasayı halletmemiz gerekiyor. Onu kaybedersek diğerlerini hiç halledemeyiz," dedi Pamir. O, bana bir şey olmasından korkuyordu ben ise ona bir şey olmasından korkuyordum.
"Yarın gidelim araştıralım. Anneni de konuşturmayı deneriz sonrasında organizasyon ayarladım oraya katılmamız ve insanları çekmemiz lazım. Annen çok önemli bir faktör. Sonrasında da doğudaki otele gideceğiz, orada bize bir toplantı ayarladım. Elis'i de götürmek zorundayız. En güvende olacağı yer bizim yanımız," dedi Selin. Yaptıklarıma rağmen hala beni düşünmeleri yüzümde bir tebessüm oluşturmuştu.
"Yarın birimiz Elis ile kalsa iyi olur. Artık korumalara da güvenemeyiz," dedi Okan.
"Ben onun için en doğru kişiyi ayarladım merak etmeyin. Berkan'a sızan adamdan başkasına güvenemeyiz," dedi Pamir. Bahsettigi adamın Berkan'ın evindeki kumral saçlı adam olduğunu anlamıştım. Bu beni mutlu etmişti. Yaşça hepimizden büyük olduğu için bana iyi tavsiyeler verebilirdi ve yol gösterebilirdi.
"Tamam sen Elis'in yanına git ben detayları hallederim," dedi Selin. Pamir'in yanıma geleceğini anlayınca hızla yerimden tüydüm ve odama geçtim. Yorganın altına girip sıcak yatağa sokuldum.
Çok geçmeden Pamir de geldiğinde üstünü çıkardı ve yanıma uzandı. Ona iyice sökülüp gözlerimi kapattım ve kendimi uykunun sıcak kollarına bıraktım.
Sabah gözlerimi araladığımda Pamir'in yanımda olmadığını fark etmiştim. Büyük ihtimalle işleri halletmeye gitmişlerdi.
Yataktan çıkıp banyoya girdim ve elimi yüzümü yıkadım. Dün hepimiz sadece kahvaltıyla durduğumuz için fazlasıyla acıkmıştım.
Mutfağa indiğimde kumral saçlı adamı görünce gülümsedim. "Günaydın, nasılsınız?"
"İyiyim Elis Hanım, sizi sormalı," dediğinde gülümsedim. "Pek de iyi sayılmam."
"Ne oldu ki?" diye sorduğunda dün olanları anlattım tek tek. O ise şefkatle ve anlayışla dinlemişti. Anlatacaklarım bitince ona döndüm. "Ne yapmalıyım sizce?"
"Doğru düzgün konuşmak şart. Nasıl olacağını sen seç," dediğinde biraz düşündüm. Tüm gün evde olduğuma göre özür yemeği yapabilirdim. Masayı donatırdım ve karşıma alıp konuşurdum.
"Merak ediyordum da Pamir neden size bu kadar çok güveniyor? Ve adınız nedir?" dediğimde gülümsedi. "Adım Taha. Pamir Beye hiçbir zaman yanlış yapmam. O beni ve ailemi kurtardı. Bize sahip çıktı. Onun sayesinde bugünlere geldim ve hakkını vermek için elimden geleni de yaparım."
"Nasıl kurtardı ki?" dediğimde yüzünde karanlık bir ifade oluştu. "Borç batağı yüzünden bu dünyaya girmiştim. Bakmam gereken karım ve çocuklarım vardı. Bana yardım edecek olan adam çok kötü bir isimdi. Ailemi kaçırdı onun kirli işlerini yapmam için bana şantaj yaptı. Pamir Bey'e de yamuk yapmış o adam. Pamir Bey bir gün o adamların hesabını keserken benimle karşılaştı. Bana istediğini yapmasını ama ailemi kurtarmasını istedim. O, sadece aileme yardım etmekle kalmadı, beni de yanına aldı. Hakkını asla ödeyemem. Onun gibi iyi bir insan yoktur bu camiada. Şimdi izninizle Elis Hanım, birkaç işim var."
O işlerini halletmeye gittiğinde Pamir hakkında söyledikleri için gururlanmıştım. O kadar iyi bir adamla sevgiliydim ki kesinlikle benden sağlam bir özürü hak ediyordu. Yemek hazırlamak harika bir fikir olduğu için hızla yemekleri hazırlamaya koyuldum.
Masaya mantı, sarma, börek, kurabiye, kek ve tavuk sote ile pilav koymuştum. Güzel mezeler de hazırlamıştım şarap içeriz diye. Bana tavsiye veren koruma ise çok beğenmişti masamı. Üzerime de beyaz bir elbise geçirip ışıltılı bir makyaj yapmıştım. Geriye sadece onların gelmesini beklemek kalmıştı.
Kapı çaldığında koşar adımlarla gidip kapıyı açtım ve hepsine karşılık gülümsedim. Onlar içeriye girince masayı görüp şaşkınlıkla bana döndüler. Okan bana yaklaştı. "Sen mi hazırladın Elis?"
Kafamı olumlu anlamda sakladım. "Size bir özür borcum vardı ve bunu hakkıyla ödemek istedim.
Selin yanıma geldi ve bana sarıldı. "Böyle küçük olaylar yüzünden sarsılacak bir arkadaşlığımız yok ki bizim. Biz kardeşiz ve özür borcun da yok."
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
50.04k Okunma |
1.69k Oy |
0 Takip |
49 Bölümlü Kitap |