25. Bölüm

TUTSAK 22 ÖLÜM

E
redelf

Korumalar Selin'i alkışlarken çıkış kapısı tekrardan açıldı. Kapıdan birden Başak çıkınca Pamir koşarak yanıma geldi ve eğilmemi sağladı. Diğer herkes de silahlarını ona doğrultmuştu. Pamir benim oturduğum ön koltuğun kapısını açıp kendisine siper etmişti. Ani bir şekilde kaçması gerekebilir diye düşünerek oldukça yavaş ve dikkatli bir şekilde arabanın arka koltuğuna geçtim ve saklandım. Pamir tüm planı anlatırken bunu yapmam için uyarmıştı. Ne olursa olsun iyi saklanacaktım ve bana zarar gelmesine engel olacaktım. Böyle anlaşmıştık.

Başak da elinde silahla oradakilere bakarken Pamir'e bakıp gülümsedi. "Sevgilim, bu ne hoş bir sürpriz!"

"Daha iyi bir sürprizimiz de var tatlım, yerdeki babana bakabilirsin," diyen Selin'e karşılık şaşkınlıkla dudaklarımı araladım. Selin'in bu yüzünü ilk kez görüyordum. Ben bunu düşmanıma asla yapamazdım. Başak yerdeki babasına bakınca çığlıklar atmaya başladı. "Baba! Hayır! Hayır! Olamaz! Baba!"

Bağıra bağıra ağlarken içimin acıdığını hissettim. Kimse babasını bu şekilde görmeyi hak etmezdi. Bana yaşattıklarına rağmen onlara merhamet edebiliyordum ama haklıydım. Evet canının yanması gerekiyor olabilirdi ama ne olursa olsun babasını o halde görmesi çok ağır bir cezaydı. Pamir ona bağırdı. "Tüm bunları bana niye yaptın Başak!"

"Ben sana hiçbir şey yapmadım, sadece çok sevdim Pamir," dedi ağlamalarının arasından. İçim fazlasıyla burkulmuştu ve bu olaydan sonra bende bir travma kalacağından korkuyordum. Pamir öfkeyle daha fazla bağırdı. "Baban annemi, sen de beni kandırdın Başak! Derdiniz tüm servetimi almaktı. Ne sevgisinden bahsediyorsun sen?"

"Seni sevmedim ki ben. Berkan'ı sevdim. Her şeyi de onun için yaptım. Aşıktım ona. Seninle hangi aptal nişanlanır ki? Paran olmasa bir hiçsin Pamir! Kimse seni sevmiyor gör artık bunu!" Söyledikleri Pamir'in hiç de umurunda olmamıştı ve bu Başak'ı daha da sinirlendirmişti. "Hepinizi tek tek öldüreceğim. Yok olmanız için elimden geleni yapacağım!"

"Hiçbir şey yapamazsın. Ya babanın boşalttığı anneme ait kasaları gösterirsin ve canını bağışlarız ya da burada can verirsin!" dedi Pamir kendisini sakinleştirmeye çalışarak. Başak ise omuz silkti. "Bunu bilen sadece iki insan vardı ben de söylemeyeceğime göre diğer kişiyi öldürmeseydiniz belki de öğrenebilirdiniz."

Çıkış kapısı tekrardan açıldığında hepimiz kapıya döndük. Berkan buradaydı! Elindeki silahı Başak'a doğrultmuştu. Başak korkuyla birkaç adım geriye gitti. "Aşkım ne yapıyorsun?"

"Ah sevgilim, öğrenmelerini istemiyorsak bilen son kişiyi de öldürmek gerekir, bilmiyor musun?" dedi gevşek bir şekilde. O kadar sinir bozucu bir gevşekliği vardı ki sinirden dişlerimi sıkmıştım. Başak'ın titreyen dizlerini görebiliyordum. Çok korkuyordu. Geriye doğru giderken ayağının yerdeki babasının koluna çarpmasıyla bir çığlık attı. "Berkan lütfen! Ben sen ne istediysen yaptım!"

"Sen yapmasan başkası yapardı Başak. Neyini büyütüyorsun ki?" dedi Berkan gülerek. O kadar gerilmiştim ki nefes alamıyordum resmen. Başak daha çok ağlamaya başladı. "Ama ben sana çok aşıktım."

"Bana aşık olmamalıydın Başak," dedi Berkan gülerek ve gözünü bile kırpmadan ona ateş etti. Başak'ın cansız bedeni yerdeki babasının cesedinin yanına düşerken gözlerimin dolduğunu fark etmiştim. Berkan ise anında çıkış kapısına yöneldi ve içeriye girdi. Pamir bağırdı. "Çabuk onu yakalayalım!"

"Hayır! Kimse içeriye girmiyor. Onun adamları pusu kurmuştur muhtemelen. Derhal buradan gidiyoruz!" Selin bağırınca herkes seri bir şekilde arabalara geçti ve hızlıca çalıştırıp sürmeye başladılar. Camdan Başak ve babasının cansız bedenlerini görünce ağlamaya başladım. Babasının alnında Başak'ın ise kalbinde bir delik vardı ve ikisinin de gözleri açıktı. Ben hıçkıra hıçkıra ağlarken ön koltukta oturan Pamir bana döndü. "Güzelim iyi misin sen?"

Kafamı olumsuz anlamda salladım ve daha çok ağlamaya başladım. "Bir insan ne olursa olsun bunu hak etmezdi. Babasını öldürdük biz kızın! Ve o bunu gördü üstüne aşık olduğu adam onu öldürdü. Ne olursa olsun kimse bunu hak etmezdi, anladın mı? Bu yaşaması çok ağır bir şey. İnsanlara bunu yapmaya hakkınız yok!"

Pamir bana şaşkınlıkla bakıyordu. Ben de şaşırmıştım. Resmen tüm kin ve nefretimi ona kusmuştum. Ama çok üzülmüştüm. Bıkkınlıkla fısıldadım. Sesim oldukça kısık çıkmıştı. "Ben bunu kaldıramam Pamir. Bu kadarı gerçekten de fazla bana."

Gözlerimi kapattım ve kafamı geriye doğru yasladım. Tüm bunların kabus olmasını o kadar çok isterdim ki. Ya da bu olanları geri almayı. Beni çok kötü etkilemişti kesinlikle.

Yol boyunca kimseden ses çıkmamıştı. Pamir de söylediklerime karşılık sessiz kalmıştı. Kalbini kırmış mıydım bilmiyordum ama amacım asla bu değildi. Eve geldiğimizde hızla arabadan indim ve kimseye bakmadan eve doğru yürümeye başladım. Eve girince de koşar adımlarla odama gittim ve üzerimi çıkartıp mavi bir eşofman takımını üzerime geçirdim. Yatağıma uzandığımda hala olanlar yüzünden gözümden yaşlar geliyordu. O ikisinin cansız bedeni gözlerimin önünden gitmiyordu. Burası nasıl bir dünyaydı böyle? Aynı masada oturup yediğim içtiğim insan bugün gözlerimin önünde can vermişti ve bu, kimsenin umurunda değildi.

Kapıya tıklatıldığını işittiğimde hiçbir ses çıkarmadım. İçimden hiç konuşmak gelmiyordu. Ona bile enerjim yoktu. Kapı aralandığında Selin bana baktı. "Girebilir miyim?"

Sessiz kalınca içeriye girdi. Hemen ardından da Pamir ve Okan içeriye girdi. "Olanlar ağır geldi farkındayız Elis ama senin bizden bu şekilde uzaklaşman gerçekten bizi çok üzüyor." Gözlerimi devirdim ve ona baktım. "Hiçkimse böyle bir acıyı yaşamayı hak etmez Selin. Sen kızın babasını öldürdün ve üstüne kızla dalga geçtin. Yaşasaydı bu nasıl bir travma olacaktı biliyor musun sen? Ben de seni iyi birisi sanıyordum."

Son söylediğim söz ile Selin sinirle üzerime geldi ve beni yakamdan tuttuğu gibi ayağa kaldırdı. Ben şaşkınca ona bakarken kararlı bakışlarla gözlerimin içine baktı. Dişlerini sıkarak konuştu. "Sakın benim kişiliğime laf etme."

Okan ve Pamir kaşlarını çatarak bize doğru gelirlerken Selin beni geriye doğru itti ve yatağa düştüm. Pamir çok öfkelenmişti. Dişlerinin arasından tısladı. "Selin."

"Sabrederim ama bir yere kadar Pamir," dedi sert bir ses tonuyla ve delici bakışlarını bana dikti. Öfkesine rağmen bu kadar sakin, soğuk ve sert konuşması onu korkutucu yapıyordu. "Katılmayı kendisi istedi. Şimdi böyle yargı dağıtamaz. Oyunun kuralları her zaman bellidir, katılırsın veya katılmazsın ama kendi rızanla katılıp kurallar yüzünden bize ahkam kesemezsin. Şu an yine sakin davranıyorum o da Pamir'in bende hatrı olduğu için. Biz seni bu dünyadan uzak tutmaya da çalıştık, ilgilendik, yanında olduk, koruduk. Bunların karşılığı böyle olacaksa kendine yeni bir yer bulsan iyi olur Elis. Senin için bu kadar çabalayan insanlara haksızlık edemezsin."

"Herkese yap bunu ama Selin'e yapma. Senin için en çok çabalayan kişi Selin'di çünkü," dedi Okan ve Selin ile beraber odadan çıktılar. Kalbimin paramparça olduğunu hissettim. Pamir karşıma oturdu ve belindeki silahı çıkarıp bana uzattı. Anlamazca ona bakarken silahı elime aldım. Pamir derin bir nefes aldı. "Benim tek yolum sensin Elis. Onlara üzüldüğün kadar hiç bana üzüldün mü? Bana senelerce neler yaşattı bu insanlar hiç gerçekten üzüldün mü? Başak'ı ben senden daha iyi anlıyorum biliyor musun Elis? Ona çok üzülüyorsun ya Elis, o kız her şeyi aşık olduğu insan için yapmıştı. Ben de aşık olduğum insan için yaptım. Aşık olduğum kızı öldürmek isteyen herkesin cesedini sermeye yemin ettim. Sen bunu benim için yapar mıydın? Yapmazdın. Sen aşkı nereden bileceksin ki?"

Bölüm : 10.12.2024 21:13 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...