24. Bölüm

TUTSAK 21 OPERASYON

E
redelf

Üçü de bana merakla bakarken kafamı olumsuz anlamda salladım. Ben bu dünyaya ait değildim ve asla onlar gibi olamayacağımı biliyordum. "Ben bu dünyanın bir parçası olamam. İstesem de yapamam."

"Böyle olmanı o kadar çok seviyorum ki güzelim. Çok masumsun," dedi Pamir tuttuğu elimi öperken. Ona karşılık gülümsedim ama aklıma dün Pamir'in bu hayatı bırakmakla ilgili söylediği şeyler gelince yüzümdeki gülümseme soldu. Bu hayatı bırrakıp benimle beraber uzaklara kaçarsa Selin ve Okan'ı yarıyolda bırakmış olacaktı. Onların davasında yardım edeceğini söylemişti peki ya sonrasında Selin ve Okan bu hayatı bırakmak istemezse? Yollarımızın ayrılma ihtimali ve hepimizin ikileme düşme ihtimali beni korkutuyordu. Bu dörtlünün ayrıldığını düşünmek bile istemiyordum ama Üçlü Çete gerçekten de bitecek gibi görünüyordu.

"Bu akşam nasıl yapıyoruz?" dedi Selin kahvesini yudumlarken. Okan ona yaklaştı ve kafasına bir öpücük kondurdu. "Biz içeride olacağız. Siz de mekanı dışarıdan tarayacaksınız. Çok dikkatli olun. Kulaklıktan gelen talimatlara göre hareket edin. Başak'ı da kaçırmamaya çalışın. Canlı olması önemli. Bacağından, ayağından vs vurabilirsiniz."

Planı duyunca bile çok panik olmuştum ve yaşarken ne halde olacağımı merak ediyordum. Birimize bir şey olma korkusundan hiç bahsetmiyordum bile. Son günlerde yaşadığım şeylerden sonra yaşamanın ve aşkın değerini çok iyi anlamıştım ve zor kavuşmuşken kaybetmeyi kaldıramazdım. O kadar güçsüz bir insandım ki sevdiklerimin acısını yaşayamazdım tek kurtuluşum intihar olurdu.

"Pekala kızlar siz gidin hazırlanın. Biz de adamlarla konuşalım," diyen Okan'a karşılık kafamı sallayıp ayağa kalktım. Gitmeden önce de Pamir'in dudağına minik bir buse kondurdum. Selin de benim arkamdan gelirken beraber evin içine girdik. Selin gülümsedi. "Ne giysem çok kararsızım."

"Seni benim hazırlamamı ister misin?" dedim gülümseyerek. Kafasını olumlu anlamda salladığında gülümsemem genişledi. Hızlıca dolabımın karşısına geçtim ve kıyafetlere göz attım. Elbise seçmeyi düşünüyordum ama hareket etmesini zorlaştırabileceği için siyah bir şort, altına file çorap, siyah deri bir çizme seçtim. Üst için ise siyah deri bir ceket ve koyu gri üzerinde beyaz yazılar olan bir cop seçtim. Selin seçtiğim kıyafetlere baktığında dudağını dişledi. "Moda tasarımı okuduğun belli oluyor Elis."

Gülümseyerek karşılık verdiğimde kıyafetleri alıp duş almaya gitti. Ben de kendim için bir kombin hazırlamaya başladım. Siyah şort etek, siyah bir atlet ve üzerine de bordo bir deri ceket seçtim. Bacaklarımı çıplak bırakıp dizlerimin üzerinde biten siyah bir çizme seçtim. Eğer ben de yeraltı dünyasının bir parçası olsaydım kesinlikle tam görevler için harika kombinler hazırlayabilirdim. Belki Selin beni stilisti olarak seçerdi ve her zaman kombinlerini ben hazırlardım.

Ben de kendimi banyoya atıp sıcak suyun altına girdim. Güzel bir duş alıp akşam için hazırlanacaktım. Hissettiğim panikten dolayı artık geleceği düşünmeyi kendime yasaklamıştım. Paranoyaya kapılmamdan başka bir etkisi olmuyordu çünkü. O yüzden her şeyi akışına bırakıp düşünmemeye karar vermiştim. Sonuçta su akar yolunu bulur diye boşuna dememişlerdi.

Duş jellerine baktığımda dün, Pamir için sürdüğüm jeli görünce sırıtarak tekrardan onu sürdüm. İyice köpüklenip durulandıktan sonra duştan çıktım ve havluma sarılarak odama geçtim. Seçtiğim kıyafetleri giydikten sonra saçlarımı yapmaya başladım. Düzleştirip yarısını tepe topladım ve yarım bir topuz yaptım. Kalın bir eyerline çektikten sonra keskin bir kontür uyguladım ve bordo renkte bir ruj sürdüm. Maskara uygulayarak kirpiklerimi de yoğunlaştırdıktan sonra hazırdım. Selin odaya girince yaptığım kombinin ona çok yakıştığını fark etmiştim. Çok güzel sarı saçları vardı ve her tarz ona çok uyuyordu. "Çok güzel olmuşsun Elis."

"Sen asıl kendine bak. Ateş atıyorsun kızım hadi gel makyajını yapayım," dediğimde onu masadaki pufa oturttum ve gözlerine kalem çekip fırçayla dağıttım. Dumanlı eyelinerı yeşil gözlerini çok seksi göstermişti. Dudaklarına açık pembe bir parlatıcı sürdükten sonra şeftali tonlarında bir allık uyguladım. Keskin yüz hatları yüzünden kontöre hiç ihtiyacı yoktu hatta cildi o kadar güzeldi ki fondöten sürmeye de gerek duymamıştım. Allığı bile sırf sürmek için sürmüştüm. Çok güzel bir kadındı. Sarı saçlarına büyük hacimli dalgalar vermeye başladım.

İkimizin de hazırlanması bitince dün Pamir için seçtiğim parfümü sıktım ve yine onun için seçtiğim losyonları sürdüm. Üzerimdeki kokuyu alınca aklına dün yaşadıklarımızın gelmesini istiyordum çünkü. Evet kabul ediyorum, fazlasıyla kaşınıyordum ama oldukça cilveli bir insandım. Yapım böyleydi.

Aşağıya indiğimizde Pamir'in yanına gidip boynuna bir öpücük kondurdum. O, anında kaskatı kesilirken boynuma eğilip tenimi kokladı ve muzipçe gülümsedi. O bana bakarken sinsi sinsi sırıtarak tek elimi boynumda dolaştırdım ve ona bir öpücük attım. Gözleri anında koyulaşırken Okan'ın yanına oturdum. Okan ise hayranlıkla Selin'i süzüyordu. Gözlerini Selin'den ayırmadan konuştu. "Siz önden gidin bizim bir işimiz vardı şimdi hatırladım."

"Selin, senin yüzünden yine adamlar işini yapamayacak. Daha önce kaç kere uğraştık," diyen Pamir'e karşılık güldüm. Selin'in eski hallerinden çok da farkı yoktu aslında. Sadece makyajsız ve sade kıyafetleriyle dolaşmayı tercih ediyordu. Çok güzel olduğu için efor sarf etmeye ihtiyacı yoktu. Okan ayağa kalktı. "Hadi herkes arabalara. Şu iş bitsin güzel bir tatil yapalım."

Birkaç araba tren oluşturarak gideceğimiz yere gitmiştik. Pamir ve Okan kendi arabalarıyla önden gitmişlerdi. Biz ise korumalardan birinin arabasındaydık. Araba durduğunda Selin silahlarımızı çıkardı. Elindeki tüfeğe bakınca korkuyla bağırdım. "Sen keskin nişancı mısın?"

"Hakkımda bilmediğin çok şey var Elis," dedi göz kırparak. Hayranlıkla ona bakarken kendi tabancamı aldım ve inip Pamir'in arabasına doğru yürüdüm. Keskin nişancı olan arabalar beklerken diğerleri oradan gidecekti ve giderken de ateş atacaktı. Plan bu şekildeydi. Arabaya geçtiğimde kulaklığımın tuşuna bastım. "Yerimdeyim."

"Yerimi aldım," dedi Selin kulaklıktan. Diğer korumalarımız da talimatlar verirken heyecanla olacakları beklemeye başladım. Pamirler'in arkasından giden bazı korumalar da vardı. En tehlikeli yer içerisiydi ama onlara güveniyordum. Başaracaklarına inanıyordum. Dakikalar ardından Pamir'den işaret geldi. "Başlayın."

Birkaç araba oradan geçerken hızlıca mekanın camlarına ateş etmeye başladık. Arabalar mekanın arka girişine gittiğinde ise sessizce beklemeye başladık. Okan telsizden konuştu. "Başak'ın babası arka girişten kaçıyor!"

"O bizde, merak etmeyin," dedim telsize doğru. Hazır halde kapıdan birinin çıkmasını beklemeye başladık. Kapı tam açıldığı sırada bilmediğimiz bir araba kapının önüne geldi ve çıkan kişiyi alıp sürerken yanımdaki koruma arabamızla onların önünü kesti. Hepimiz ateş etmeye başladığımızda adam arabadan indi ve arkalara doğru yürümeye başladı. Hızla kulaklığın tuşuna bastım. "Kaçıyor o!"

Çıkış kapısından Pamir ve Okan da çıkmıştı ve adamı yakalamaya çalışıyorlardı. Ama adam arabaların arasından kaçıyordu ve mermilerimiz isabet etmiyordu. Tanımadığımız başka bir araba geldiğinde tam ona bineceği sırada bir silah sesi duyuldu ve adam kafasında açılan delikle beraber yere yığıldı. Elinde tüfekle bize doğru gelen Selin gülümsüyordu. Okan güldü. "İşte benim kızım!"

"Benden kimse kaçamaz," dedi Selin gülerek ve Okan'ın dudağına sert bir öpücük kondurdu. "En azından şimdiye kadar tek bir ıskam bile olmadı."

Bölüm : 10.12.2024 20:24 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...