22. Bölüm

TUTSAK: 20 ÇETE

E
redelf

...

+18

...

Pamir beni kendisine çekti ve alnıma bir öpücük kondurdu. "Artık ikimiz de birbirimize aitiz güzelim."

Yatağa uzandığında ben yanına uzandım ve göğsüne başımı yasladım. "Ben her gün istiyorum Pamir."

"İstediğini alacaksın," dediğinde güldüm ve göğsüne bir öpücük kondurdum. Gözlerimi kapatıp yerime iyice yerleşirken Pamir kulağıma fısıldadı. "Seni çok seviyorum Elis."

"Ben de seni çok seviyorum," diye fısıldadım ben de ve kendimi uykunun sıcak kollarına bıraktım. Karanlık beni yutmadan önce hatırladığım son şey Pamir'in saçlarımı okşaması olmuştu.

 

Sabah yüzümde dolaşan ellerle uyandığımda gözlerimi araladım. Pamir ile göz göze gelince gülümsedim. "Günaydın bebeğim."

"Günaydın," dediğimde uzanıp dudağıma bir öpücük kondurdu. Ona karşılık verdim. Artık her günümüzün böyle olacağını bilmek beni mutlu ediyordu. Sanki evli çiftler gibiydik. Acaba Pamir de böyle hissediyor muydu? Onun evlilik hakkındaki düşüncelerini bilmiyordum ama erken diyeceği kesindi. Pamir yerinden doğruldu. "Bebeğim hadi kahvaltıya inelim. Okan'lar geldi."

Sevinçle yataktan çıktım ve koşar adımlarla aşağıya indim. Selin ve Okan bahçede oturuyorlardı. Daha doğrusu yiyişiyorlardı. Koşarak yanlarına gittim ve bağırdım. "Ayrılın sapıklar!"

İkisi de şaşkınlıkla ayrılırken bir kahkaha atarak Selin'e sarıldım. "Çok özledim sizi!"

"Ben de seni özledim," dedi Selin bana sımsıkı sarılırken. Okan ise suratsız bir şekilde bana bakıyordu. "Bence seni geri verelim onlara. Sen yokken hiç baskın da yemiyorduk."

"Okan," dedi Selin imalı bir şekilde. Okan ise umursamadı. Selin'den ayrıldıktan sonra ona yöneldim. "Gerçekten beni özlememiş olamazsın, değil mi?"

Bir süre sessiz kaldı ama en sonunda dayanamayarak ayağa kalktı ve bana sarıldı. Gülümseyerek onun sarılmasına karşılık verdim. "Merak etmeyin bir daha sizi hiç basmayacağım."

"Keşke aynısını biz de söyleyebilsek. Selin de dün bastı sizi," dediğinde hayretle gözlerimi büyüttüm ve geri çekilip Selin'e baktım. "Sen bizi mi gördün Selin?"

Selin kafasını olumlu anlamda sallayıp sırıttığında utançla yüzümü kapattım. İkisi de karşımda kıkırdıyorlardı. Okan taklidimi yaptı. "Pamir lütfen durma, lütfen."

Ben utançla kafamı yere eğerken Pamir de yanımıza gelmişti. "Siz evi inletiyordunuz, konuşmayın burada."

"Ya şu konuyu kapatın artık. Herkes birbirinin özeline saygı duysun. Ben onlar adına çok mutlu oldum," dedi Selin gülümseyerek. Ben ise yanaklarımın kıpkırmızı olduğuna emindim. Derin bir nefes aldım. "Ben ilk defa böyle bir şey yaptım. Pamir ve ben sizin gibi değiliz ki."

Üçü de bana gözlerini büyüterek bakarken Okan güldü. "Saftiriklere bak bir yıla kalmadan bizim gibi olacaklarını bilmiyorlar."

Bu sözüne karşılık Selin ve Pamir de gülmüştü. Anlamazca baktım. "Nasıl yani?"

"Biz de sizin gibiydik. Nefretten doğan bir aşk," dedi Selin. Buna şaşırmıştım. Onlar da eskiden bizim gibiler miydi? Selin konuşmasına devam etti. "Bakma Okan'ın dalga geçtiğine, size bakınca kendimizi görüyoruz ve sizin adınıza da çok mutluyuz."

"Hadi kahvaltıya geçelim. Çok işimiz var, çok," dedi Okan. Hepimiz masaya geçtik. Pamir önümdeki boş tabağı aldı ve masadaki yemeklerden doldurmaya başladı. Benimle bu şekilde ilgilenmesi hoşuma gitmişti. Okan pis pis sırttı. "Bana hanımcı diyen adama da bak sen. Eski nişanlın için bile bunu yapmazdın sen. Ben yapınca da onca laf ederdin."

"Hak eden insanı bulamamışım demek ki. Benim kızım için her şeyi yaparım." Ben şaşırırken Selin ve Okan gülümsüyordu. Pamir'e ne olmuştu böyle anlam veremiyordum. Tabi ya. Kesin şu anda rüya görüyordum, ondan Pamir böyle davranıyordu. Kıkırdadım. "Rüyadayım şu an değil mi?"

Hepsi de bana karşılık gülerken Pamir elimi tuttu. "Çok tatlısın güzelim."

Önüme koyduğu tabaktan atıştırmaya başladım. Okan, Pamir ve Selin de bu haftaki programlarını yapıyorlardı. Okan fikirlerini anlatmaya başladı. "Bu işlerin arasına birazcık da tatil sıkıştıralım. Çok sinir stres altında kaldık. Hem tatil için sıcak bir yere gidelim, denize de hasret kaldık, hem de güzel bir otelde kafa dinleriz. Kıştan da uzak kalmamak için benim dağ evine kaçarız."

"Bu akşam mekanı taramamız lazım. Berkan biraz daha bekleyebilir. Birkaç gün içerisinde annemi de halletmiş olacağız ama bu akşam kesinlikle Başak'ın babasını ortadan kaldırmamız gerekiyor," dedi Pamir. Kaşlarımı çatarak ona döndüm. "Annen ölmemiş miydi?"

"Yaşıyor ama uzun süre canlı kalmayacak," dediğinde kanımın donduğunu hissettim. Annesinin öleceğini bu kadar soğukkanlı bir şekilde söylemesi benim ürpermeme neden olmuştu. Selin beni işaret etti. "Elis'i ne yapacağız peki? O, bu olayların içerisinde olmak istemiyor. "

"Ben de katılmak istiyorum," dediğimde üçü de bana şaşkınca baktı. Derin bir nefes aldım. "Bu olayda yananlardan biri de bendim. Yanlarına kar kalmasını istemiyorum ve size yardım etmek istiyorum."

"O halde Üçlü Çete'ye yeni biri katılmış oldu," dedi Selin sevinerek. Anlamazca baktım. "Üçlü Çete mi?"

"Bizim yeraltındaki adımız bu. Bize bu lakabı taktılar. Üçümüz de oradaki tehlikeli insanlarla az uğraşmadık," dediğinde çok şaşırmıştım. "Sen de mi varsın Selin?"

Şeytani bir şekilde güldüğünde Okan lafa atladı. "Selin göründüğünün aksine çok güçlü bir kadın. Tatlı görünür ama acımadığı çok insan oldu. Kraliçemiz olduğunu da herkes biliyor ve herkes ona saygı duyuyor. Bu işin içinde Pamir ve ben yokuz sadece. Selin de var."

"Selin olmasaydı, bu kadar güçlü olamazdık belki de," dedi Pamir. Selin'e karşılık bir hayranlık duymuştum. Her operasyonda beni saklarlarken Selin de onalarla beraber çatışmaya giriyordu ve onun için kimse endişelenmiyordu. Çünkü çok güçlüydü. Mafyalar arasında bu kadar saygı duyulan kadınların olduğunu bilmiyordum. Normalde hep erkekler ön plana çıkıyorlardı. Selin gerçekten de harika bir kadındı. Bir kraliçeydi.

"Peki sen Elis, bu çetenin bir parçası olmak ister misin?"

Bölüm : 10.12.2024 20:11 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...