18. Bölüm

TUTSAK 16: KAYIP

E
redelf

"Her yerde keskin nişancılarımız var, sakın ona bir zarar vereyim deme anında kellen gider," dedi Pamir öfkeyle. Berkan'ın yüzündeki kararsızlığı görebiliyordum. Plana gerçekten bunu katmayacak kadar salaklardı demek ki. Ama Berkan gülümsüyordu. Ve neden böyle olduğuna anlam veremiyordum.

Gözlerim Pamir'in gözlerini bulduğunda ona baktım. Onun gözleri de bana dönmüştü, gülümsedim. "Seni seviyorum."

Hafif bir şaşkınlıkla bana bakakalırken gözümden bir damla yaş düştü. Ağlamak istemiyordum ama elimde değildi. Karşı karşıya gelmemiz beni mahvetmişti ve eğer onun gözünün önünde ölürsem çok acı çekeceğini biliyordum. Berkan bana bir tokat attığında kafam sağa doğru savrulmuştu. Pamir öfkeyle birkaç adım attı. "Orospu çocuğu!"

Berkan gülerek başta saçlarım, sonrasında yüzümü okşadı. "Bu kız benim iştahımı kabartıyor."

"Çek lan elini!" Pamir öfkeden deliye dönmüştü. Bu halleri ise Berkan'ı çok eğlendiriyordu. "Burada komutları ben veririm. Şimdi söyle bakalım Pamir, hangisini istiyorsun? Yeni aşkın mı, annen mi, eski nişanlın mı?"

"Bırak onları Berkan," dedi Pamir. Kendisini zor zaptettiğini görebiliyordum. Üçümüz için de endişeleniyordu. Bilmiyordu ki yanımdakilerin şeytan olduğunu. İçimde yoğunca bir korku hissettim. Ya onların planı başarılı olursa? Ya gerçekten Pamir'i alt ederlerse? Korkuyla Pamir'e döndüm. "Pamir, sana oyun oynuyorlar, gidin buradan."

"Kaybetmek nasıl olurmuş, göreceksin Pamir," dedi Berkan gülerek. "Sevdiğin herkesi elinden alacağım."

Pamir'in arkasındaki ekip silahlarını Berkanlar'a doğrulttu. Pamir söze atıldı. "Onlara bir şey yaparsan seni anında öldürürler. Kendi oyununda sikildiğinle kalırsın Berkan."

Yanımdaki Berkan'ın gerildiğini hissetmiştim ama ses tonuyla bunu gizlemeyi çok iyi başarmıştı. "Haydi deneyelim o zaman. Önce büyükler."

Berkan beni es geçip Pamir'in annesinin karşısına geçti ve silahını ona doğrulttu. Pamir öfkeyle ona bağırmaya başladı. "Yapamazsın orospu çocuğu, annen o senin!"

Berkan hasta bir şekilde güldü ve annesine doğru eğildi. "Doğru yerde edilen küfür şiir gibidir, değil mi? Önce en büyük kaltak gidecek."

"Öldüreceğim seni piç kurusu!" Pamir bağırırken annesi dehşetle çocuklarına baktı. Böyle bir hamleyi kesinlikle beklemiyordu, Başak da öyle. Berkan annesine ateş ettiğinde yaşlı kadın yere yığılırken birden depoda, kulağımızı sağır edecek kadar büyük bir gürültü işittikten sonra içeriyi dumanlar sarmaya başladı. Öksürmeye başlarken bir elin iplerimi açıp beni taşıdığını hissettim ama yüzünü göremiyordum. Pamir'in veya onun adamlarından birinin olmasını umuyordum ama elimdeki ve ayağımdaki ipleri çözmemişti. Bu da şüphelenmeme neden olmuştu.

Depodan çıktığımızda beni sürükleyen kişinin Berkan olduğunu görünce donakaldım. Şaka olmalıydı bu, değil mi? Beni yine mi kaçırıyordu? Artık bunun kaçıncı kaçırılmam olduğunu hatırlayamıyordum.

Berkan beni arabanın içine itti ve hızlıca sürücü koltuğuna geçip arabayı sürmeye başladı. Yerimden doğrulmaya çalıştım. "Ne yapıyorsun sen?"

"O iki karının planına uyacağımı sanmadın Elis, değil mi? Servet avcılığına kadar düşmedim ben. İkisi de piyondu," dediğinde şaşkınlıkla baktım. "Ama Pamir'den, anneni çaldığı için nefret ediyorsun anneni seviyorsun ve şimdi piyon yerine koyup anneni öldürdün."

"Artık o kadına ihtiyacım yok. Zamanında olmadıktan sonra ne anlamı var ki?" dediğinden sesinde ilk defa bir ciddiyet olduğunu fark etmiştim. Normalde hep gevşek gevşek konuşurdu ve sesi hep alaycıl olurdu. Artık kızgınlığı, kırgınlığına ağır basıyordu ve kimse, hatta hiçbir şey onun umurunda değildi. Tek istediği şey herkesten intikamını almaktı ve bu intikam oyununda kimsenin gözünün yaşına bakmayacaktı. Sertçe yutkundum. "Asıl planın ne peki?"

"Şu anlık bana canlı lazımsın. Pamir'i ve tüm sevdiklerini yakalayıp onun gözleri önünde herkesi öldüreceğim. Pamir'i öldürmeyeceğim, onu hapsedeceğim ve ölene kadar acı çekecek. Bir it gibi aç bırakacağım sadece ölecek raddeye geldiğinde yemesine izin vereceğim. Benim kölem olacak."

"Gerçekten çok salaksın," dediğimde öfkeyle bana döndü ve yüzüme bir tokat attı. Yola bakmadığından, araba sağa sola doğru hafifçe savrulmuştu. Ona öfkeyle baktım. Ondan nefret ediyordum. Ölmesini o kadar çok istiyordum ki hayatımda, kimseden bu kadar nefret etmemiştim.

Gideceğimiz yere vardığımızda beni arabadan indirdi ve sürüklemeye başladı. Kapalı bir ev bahçesine girerken ürpererek etrafa baktım. Berkan düşündüğüm kadar basit bir adam değildi. Her yerde kolu vardı ve çok fazla tehlikeli birisiydi. Artık kurtulacağıma dair bir umut kalmamıştı. Aksine öleceğimden emin olmuştum. Son kurtulma şansım da gitmişti.

Evin içerisine girdiğimizde bizi onun adamları karşılamıştı. Berkan, beni adamlardan birine doğru ittiğinde kumral, yüzü kırış kırış olan bir adam anında yakaladı. "Kızı odaya kilitleyin."

Adam kafasını sallayıp beni peşinden sürüklemeye başladı. Ayağımdaki ipleri Berkan beni kaçırırken gevşettiği için eskisine göre daha rahat adım atabiliyordum. Odaya geldiğimizde beni yatağa oturtup ayağımdaki ipleri tamamen çözmeye başladı. Kaçmak için hamlelerimi planladığım sırada kafasını kaldırıp gözlerimin içine baktı. Tuhaf gelmişti bu bana. Çok garip bakıyordu.

"Zorluk çıkarmasan ve talimatlara uysan iyi olur. Ölmeni istemem," dediğimde kafamı olumsuz anlamda iki yana salladım. Ruhsuz baktığıma emindim. "Her türlü öleceğim ben çünkü Berkan, Pamir'den intikam almak istiyor."

"Sana dediğimi yap," dedi sertçe. Bu tavrı karşısında irkilerek geri çekildiğimde o da ayağa kalktı ve kapıya doğru yürüdü. Tam çıkacakken duraksadı ve bana döndü. Birkaç saniye bakıp hiçbir şey demeden odadan çıktığında yatağa uzanıp gözlerimi kapattım. Gözlerimi kapattığım anda yaşlar süzülmeye başlamıştı. O kadar ruhsuzdum ki gözlerimin dolu olduğunu bile fark edememiştim. Ölmeyi beklemek bir insan için çok ağır bir yüktü.

Lavaboya gitmem gerektiğini fark edince kalkıp odanın kapısına vurmaya başladım. Çok süre geçmeden kapı açıldığında aynı kumral adamın olduğunu görmüştüm. Bana ters ters bakıp sertçe konuştu. "Ne oldu?"

"Lavaboya gitmem gerek," dedim sessizce. Birkaç saniye sessiz kaldıktan sonra bana döndü. "Bekle bir dakika."

Kapıyı kapatıp kilitledikten sonra onun adım seslerini duyunca beklemeye başladım. Lavaboya gitmek için bile başkasından izin almak çok kötü hissettiriyordu. Özgürlüğümü istiyordum artık.

Adım seslerini tekrar işitince adamın bana yaklaştığını anlamıştım. Kapı açıldığında adam ilerlememi işaret etti ve onu takip etmeye başladım. Uzun koridorda ilerlerken kırklı yaşlarında gibi duran adamın ensesinde bazı izler olduğunu görmüştüm ve fazlasıyla merak etmiştim. Neler yaşamıştı kim bilir...

Banyoya geldiğimizde kapının önünde durdurdu beni ve kollarımı uzatmamı işaret etti. Dediğini yaparken, bileklerimdeki ipleri çözmeye başladı. İpi tutarken kapıyı açtı ve geçmemi işaret etti. "Geç."

İçeri girdim. İşim bittikten sonra aynanın karşısına geçtim ve solgun yüzüme baktım. Eski hayatımda bile bu kadar mutsuz değildim ben. O kadar iğrenç bir hayatım vardı ama şu an onu bile arıyordum. Derin bir nefes aldım ve canlanmak için yüzüme soğuk su vurmaya başladım. Az da olsa iyi geliyordu ama yetmiyordu. Bu sefer saçlarıma da hatta tüm kafama soğuk suyu vurdum ve elbisemin de ıslanmasına izin verdim. Duş almaya ve temiz kıyafetlere ihtiyacım vardı ama tabi ki bana kuru ekmek veren Berkan'ın umurunda bile değildi bu. Şerefsiz pislik.

Suyu kapatıp elimi kurularken gözüme aynadaki kalemle yazılmış olan yazı takıldığında hissettiğim şok ile elimdeki havluyu yere düşürdüm.

Pamir senin için geliyor, planı bozma ve uyumlu ol.

Bölüm : 12.01.2025 00:30 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...