11. Bölüm

TUTSAK 10 İNTİKAM

E
redelf

Şaşkınlıkla Başak'a baktım. Yüzünde mahcup bir gülümseme vardı. "Merhaba Pamir."

Pamir'in yüzünde sert bir ifade vardı. Okan fesat gözlerle bana baktı. Şu durumda çok eğlendiği belliydi. Selin ise tereddütlüydü. Yine de kendini toparlayıp konuştu."Hoş geldiniz, içeri gelin."

Hep beraber içeriye geçip masaya oturduğumuzda Selin, Başak içinde çay getirdi. "Çay mı? Yaşlandınız mı siz? Tekila getirmiştim ben."

Burak'a karşılık güldüler. Pamir elini onun omzuna koydu. "Yarına sakla onu. İşimizi halledince kutlama yapacağız."

"Ne işi?" dedi Başak. Pamir biraz duraksadı. "Mert piçi rahat durmuyor. Onu artık tamamen ortadan kaldıracağız. Üstelik bunu Elis yapacak."

Tüm gözler bana dönünce Burak'ın bakışları bende epey oyalandı. "Bu gizemli kızın olayı nedir?"

"En yakın arkadaşım ölmemek için beni feda etti. Mert ile beraber bir oyun oynadılar ve Pamir Deniz yerine beni yakaladı," dediğimde üzgünce bana baktılar. Başak fısıldadı. "Çok kötü bir şey bu."

"Sonuç olarak sen de artık bizden oldun, değil mi?" dedi Melis. Kafamı olumsuz anlamda salladım. "Benim hayatım bu değil. Ben buraya ait değilim. Pamir beni bırakacak mı öldürecek mi buna karar verene kadar buradayım."

Söylediğime karşılık Pamir bana döndü. "Gitmek istemezsin sanıyordum."

"Ben buraya ait değilim, eninde sonunda hayatıma dönmem lazım," dediğimde gözlerinden bir kırgınlık geçtiğine şahit olmuştum. Selin elimi tuttu. "Gitme Elis ya sana çok alıştım ben."

Ona karşı gülümsedim. "Yine görüşemez miyiz?"

"Siz aptal mısınız?" Pamir'in öfkeli sesiyle korkarak ona döndüm. "Herkes Elis'i benimle gördü. Baloda özellikle onun benim olduğunu gördüler. Elis artık eski hayatına dönemez. Yakalayıp çok kötü şeyler yaparlar bana zarar vermek için. Elis ya bizimle kalacak ya da ölecek."

Korkuyla yerime çivilenirken Selin Pamir'e doğru eğildi. "Bizimle kalsın. Onu koruyabiliriz. Her şey harika olabilir."

"Kalmak istiyorsa kalsın," dedi Pamir beni umursamayarak. Derin bir nefes aldım. "Ölmek istemiyorum."

"O halde artık resmi olarak bizdensin," dedi Selin gülerek. Melis ve Başak bana ifadesizce bakıyordu. Okan bana eğildi. "Elis'in senin olduğunu nasıl gördüler kardeşim? Ne kaçırdım ben?"

"Pamir beni öptü," dediğimde tüm masadakiler şaşkınlıkla bize döndüler. Başak daha fevri bir tepki vermişti. "Ne?"

"Öpmek için yaklaşan sendin," dedi Pamir sırıtarak. Okan omzuma vurdu. "Benim kardeşimi zorla mı öptün sen?"

"Hayır," dedim hiddetle. Pamir parmağını dudağıma koyup beni susturdu. "Beni kirlettin. Kullanıp attın beni Elis."

Diğerleri gülerken gülmeyen tek kişi Başak'tı. Sanırım o buraya, yarım kalan hikayesini devam ettirmek için gelmişti. Pamir ile bizim yanımızdayken rahat konuşamıyordu ve yalnız kalmayı bekliyordu. Pamir'in tepkisi ise büyük bir merak konusuydu. En çok da benim için.

"Ben hala nişan yüzüğümüzü takarken senin böyle şeyler yapman takdir edilesi, Pamir." Başak'ın tepkisiyle masaya bir sessizlik çökmüştü. Gösterdiği yüzüğü gördüğümde içim burkuldu. Kendimi onun yerine koyduğumda çok üzülüyordum. Aşık olduğun insanı başkasıyla görmek ne kadar da kötüydü. Nispet yapar gibi daha fazla benim muhannetimin uzamasını istemiyordum. Ayağa kalktım. "İzninizle ben yatıyorum, iyi geceler."

İçeriye girip odama çıkınca derin bir nefes aldım ve makyajımı çıkarıp üzerimi değiştirdim ve kendimi yatağa attım. Üşendiğim için açık olan pencereyi kapatamadım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.

"Senin için döndüm ben ne demek istemiyorum!" Pencereden işittiğim sesler ile gözlerimi araladım. Başak'ın sesiydi bu.

"Dönmen benim için bir şey ifade etmiyor Başak. Diğerlerinin hatrına bu kadar sakinim. Şansını zorlama." Pamir'in tepkisi beni çok şaşırtmıştı. Hiç beklemiyordum, bunu.

"Bu sen misin Pamir? Bana deli gibi aşıktın! Ne değişti şimdi? Yanındaki kıza mı sardın şimdi?" Bunun cevabını garip bir şekilde ben de merak etmiştim.

"Kime sardığım seni hiç ilgilendirmez." Soruya böyle belirsiz bir cevap vermesi daha da çok merak etmemi sağlamıştı. Sesleri kesilince yarım kalan uykuma geri döndüm. Başak'ın geri dönmesinin bir şeyleri değiştireceğini biliyordum.

Sabah yüzüme vuran güneş ışıklarıyla uyandığımda Pamir'in de yanımda yattığını görmüştüm. Bu gülümsememe neden olmuştu. Hatta inanılmaz mutlu etmişti. Yataktan kalkmak istedim ama üzerimdeki kolu buna engel oldu. Güç vererek kaldırmaya çalıştığımda bizi izleyen Başak'ı görmemle duraksadım. Nefretle bize bakıyordu. Sessizce mırıldandım. "Başak."

Hiçbir şey demeden odadan çıktı ve koşar adımlarla gitti. Onun için çok üzülmüştüm. Pamir'in ise hiç haberi yoktu. Zorlukla yataktan kalktım ve aşağıya indim. Diğerleri kahvaltı yapıyorlardı. Gülümsedim. "Günaydın."

"Günaydın canım niye bu kadar çok uyudunuz siz?" dedi Selin. Okan pis pis sırıttı. "Gece yoğun geçmiş herhalde. Ah Pamir yavaş!"

"Yok öyle bir şey," dedim. Başak nefretle bana bakıyordu. Onun olmadığı bir zamanda diğerlerini böyle konuşmaması için uyarmalıydım çünkü üzülmesini istemiyordum. Masaya geçip kahvaltımı yaparken Pamir de yanımıza gelmişti.

"Biraz hızlı olun. İşlerimiz var." O ağzına bir şeyler atarken herkes acele etmeye başlamıştı. Bakalım bugün bizi neler bekliyordu?

Kahvaltıdan sonra yukarıya çıktım ve saçlarımı düzleştirip at kuyruğu yaptım. Düzleştirince zaten uzun saçlarım daha da uzun olmuşlardı. Siyah bir dumanlı göz makyajı yapıp dudağıma cırtlak kırmızı bir ruj sürdüm. Siyah deri elbiseyi üzerime geçirdiğimde çok seksi ve kışkırtıcı göründüğümü fark etmiştim. Bunu engellemek için çıkmadan önce rujumu silip sadece parlatıcı sürecektim. Pamir odaya girdiğinde beni görünce duraksadı ve kaşlarını çattı. "Ya üstünü değiştir ya da gelme."

"Üstümü falan değiştirmeyeceğim ve geleceğim," dedim kararlılıkla. Kaşları daha çok çatıldı ve üzerime yürüdü. "Elis beni zorlama. En azından makyajını sil."

"Silmiyorum," dedim ben de onun üzerine yürürken. Eli belimi kavradı. "Elis, seni fena yaparım."

"Yapmak?" dedim sorarcasına. Mahvetmekten mi bahsediyordu yoksa başka bir şey mi? "Saatlerce yaparım."

Onu ittim. "Pis sapık."

Onu iterken dudağıma eğildi. Milimler kala Okan'ın sesini duydum alt kattan. "Hadi sizi beklemekten ağaç oldum! Az yiyişin lan!"

Gülerek aşağıya indik ve arabalara geçtik. Bizim arabada Pamir, ben, Selin ve Okan vardı. Diğerleri de kendi arabalarıyla geliyorlardı.

Durduğumuzda geldiğimiz yere baktım. Harabeyi andıran bir bina vardı ve onu görmek beni korkutmuştu. İndiğimizde Pamir'i takip ettik hepimiz. Melisler de arkamızdan geliyorlardı. Merdivenleri tırmanırken topukluyla oldukça zorlanmıştım. Terasa vardığımızda elleri ve ayakları olan Deniz ve Mert'i görünce kaşlarımı çattım ve Pamir'e döndüm. "Neler oluyor?"

"Bugün senin intikam günün. Onları yakalattım ve artık ortadan kaldırabiliriz." Elime bir silah tutuşturduğunda ona şaşkınca baktım. Bu kadar çabuk olmasını beklemiyordum. Deniz'e baktım. "Neden bana bunu yaptın Deniz?"

"Ben mi ölseydim Elis? Ben önemli bir insanım. Saygın bir babam var ve ben varisim. Sen peki? Hiçbir önemin yok. Ölmeni umursayacak kimsen de yok," dediğinde hayal kırıklığıyla ona baktım. "Kimsem yok diye ölmeyi mi hak ediyordum?"

"Tamam Elis, uzatma. Sen kazandın işte. Yap gitsin. Babam sizi mahvedecek," dediğinde güldüm. "Biz onu mahvettik bile."

Deniz'in babasını hiç görmemiştim arkadaşlığımız boyunca ama Pamir bana göstermişti. Kumarhanede ödül olarak beni isteyen adamdı. Ben onun kızıyla yaşıttım ama sapık herifin umurunda bile değildi bu. Deniz kaşlarını çatarak bana baktı. "Ne demek bu?"

"Baban puf oldu demek. Delik deşik ettik babanı." Gözleri dolarken bağırmaya başladı. "Senden nefret ediyorum orospu!"

Pamir bana yaklaştı. "Vur hadi."

Tetiği çektim ve silahı ona doğrulttum. Ellerim titrerken birkaç saniye bekledim ama gözlerimin dolduğunu hissettim. Silahı indirip Pamir'e döndüm. "Yapamayacağım ben."

Ben ağlarken beni omzuna yasladı ve elimdeki silahı alıp Okan'a uzattı. Ben ağlarken o saçlarımı okşayıp beni sakinleştirmeye çalışıyordu. "Tamam güzelim sakin ol."

Deniz ve Mert ise bağırarak bize küfürler savuruyorlardı. Deniz cırladı. "Senden hep nefret ettim pis varoş!"

"En acı şekilde gebereceksin orospu çocuğu!" diye bağırdı Mert. "Seni-"

Pamir'in ona ateş etmesiyle yere yığıldı. Ben bir çığlık atarken Deniz'in çığlığı benimkini bastırmıştı. "İğrenç oros-"

Bir el daha ateş edildi. Deniz'i vuran ise Okan olmuştu.

Bölüm : 09.12.2024 21:22 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...