
MAFYATİK İŞLER 1
EMİR'İN GELDİĞİ GÜNÜN AKŞAMI
ALKAN'IN ANLATIMIYLA
Yatağımda uzanırken birden telefonum çaldı. Arayan Pusat'tı. "Efendim Pusat."
"Abi senin ormandaki binayı patlatmışlar." NE!!
"Nasıl lan. Hiç mi kimse görmemiş bomba koyanları!?" bir yandan da hazırlanmaya başlamıştım. Araba anahtarımı aldım ve evden çıktım.
"Görmemiş abi. Görmüşlerse bile artık yaşamadıkları için anlatamazlar."
"SEN NERDEYDİN LAN O SIRADA!!" diye bağırdım. Şaka gibi. Adamlar elini kolunu sallayarak gelmiş binaya bomba yerleştirmiş ve bunu kimse görmemiş. Gören varsa da artık yok. Ne saçma iş lan bu.
"Diğer binadaydım abi." sesi kısılmıştı. Arabaya bindim.
"Hemen oraya geç." telefonu kapattım ve yan koltuğa attım.
"Öyle işte abi. Durum bu." patlatılan binanın önünde duruyorduk.
"Kim patlatmış lan bu binayı. Pardon daha doğrusu patlatamamış. Binanın yarısı var yarısı yok. Hayır yani gerçekten hangi beceriksizin işi bu. Onu bir bulayım nasıl bina patlatılır ona göstereceğim. Pusat bilgisayarı al gel." arabaya geçtim. Pusat'ta gelip yan koltuğa oturdu. "Kameraları aç. Bu mal binayı bile doğru düzgün patlatamamış, kameraları silmeyi hiç akıl edememiştir." Pusat kameraları açtı. Tam da tahmin ettiğim gibi silmemişti. Kadraja bir adam girdi. Yüzünü bile kapatmamıştı. "Şuna bak yüzünü bile kapatma zahmetine girmemiş. Araştır şunu. Bundan sonrası sende."
"Tamamdır abi." Arabayı çalıştırdım ve eve döndük.
**********
ERTESİ GÜN
LARA'NIN ANLATIMIYLA
Bir kafede, 5 kişilik masada oturuyordum. Planladığımız gibi bugün kızlarla buluşmuştum. Emir'de; abim ve Tolga'ya kalmıştı. Dün gece Tolga yediği dayağı umursamadan benim yanımda uyumuştu. Hadi bizimkiler fark etmedi. Ama Tolga'nın ailesi nasıl bu adam evde olmadığını fark edemiyorlar anlamıyorum. Kızlarla güzel bir kafeye gelmiştik. Ama bu kafenin tek kötü tarafı self servis olmasıydı.
"Evet kızlar! Kimler ne istiyor?" diye sorarak kahveleri almaya gönüllü oldu Beril.
"Ben bir ice karamelli latte alayım" dedi Naz.
"Bende bi ice karamelli latte alayım." dedim
"Ben ve Sonay'da ice white chocolate mocha alıcaz." dedi Duru. Beril tüm siparişleri dinledikten sonra kasaya gitti. Siparişleri verdikten sonrada kahve sırasına girdi. Bu sırada da yanıma birisi geldi.
"Lara" bu gelen Emir'di ve arkasında da abimle sevgilim duruyordu. İkisi de sanki zorla getirilmiş gibi duruyorlardı.
"Turunç kafa senin ne işin var burada?"
"Aaaa o meşhur turunç kafa sen misin? diye konuştu Duru. Ardından elini uzattı. "Ben Duru." belki bu buluşmada biraz fazla bahsetmiş olabilirim. Emir diğer kızlarla da teker teker tanıştı. Tam bana dönüp konuşacakken Beril masaya geldi.
"Kahvelerde geldiii." elindeki tepsiyi masanın üzerine bıraktı. "Tüm bardakların üstünde ne olduğu yazıyor. Karıştırmazsınız." tam yerine oturacakken Emir'i fark etti. "Bu kim?" Emir'e döndüğümde kendisi Beril'e hayran hayran bakmakla meşguldü.
"Bu Emir." dedim Beril elini Emir'e uzattı.
"Memnun oldum Emir. Bende Beril." Emir Beril'in elini sıktı. Ama hala kıza hayranlıkla bakıyordu. Elleri birbirlerinden ayrıldığında Beril yerine oturdu. Emir'e döndüm ve kulağına doğru fısıldadım.
"Ağzını kapat ağzını sinek kaçacak." Emir eliyle çenesini yukarı kaldırarak ağzını kapattı. "Eeee niye geldin buraya?"
"Alkan abi ve Tolga gıcığı beni gezdirmek istedi. Bende biliyorsun ki sadece kafe bildiğim için buraya gelmek istedim." diye cevapladı sorumu.
"Peki bunlar niye sanki zorla getirilmiş gibi duruyor?" diye sordum bu seferde. Hala ayakta bodyguard gibi duruyorlardı.
"Çünkü onların planlarına göre bir barda içmeye gitmek daha mantıklıydı." demek barda içmeye gitmek. Ben Tolga'ya sonra içirecektim.
"Neyse iyiki götürmemişsin onları bara. Ama onca kafe dururken niye burası?"
"Çünkü burası çok güzel." bana bahane uydurmaya başlamıştı. Ona dökül der gibi baktım. "Tamam. Yakalandım. Paylaştığın fotoğrafta konumuda paylaşmıştın. Bende Beril'in güzelliğini görünce koştum geldim. Ayarlarsın demi papatyam." bana sırnaşmaya başladı.
"Hiç sırnaşma bana git başka kafeye akşam konuşuruz." bu gerizekalı benim sözlerimi evet olarak algılamış olacak ki gülerek kafeden ayrıldı. Onun arkasından abim kafeden çıktı. Tolga çıkmadan önce gidip yanağından öptüm ve kulağına "Akşam seninle görüşeceğiz." diye fısıldadım. Gelecek olan şeyi anlamış olacak ki korkuyla bana baktıktan sonra o da kafeden çıktı. Arkamı döndüğümde kızların hepsi bana gülerek bakıyordu. Yerime oturdum ve kahvemden yudum aldım. Kızlar hala bana gülerek bakıyordu. "Ne var?"
"Valla kankacım senden büyük dedikodu mu var? Anlat bakalım enişteyle durumlar ne alemde?" diye sordu Naz. Hepside meraklı gözlerle bana bakıyordu. Grupta sadece benim ve Duru'nun sevgilisi vardı. Bu yüzden kalan üçü her dakika bizim ilişkilerimizin ne durumda olduğunu dinliyorlardı. Çünkü genel olarak konuşacakları başka dedikodu yoktu. Ama Allah'ıma çok şükür ki hiçbiri enişteci kızlardan değildi ve inşallah olmazlardı. Nefret ediyorum o kız tiplerinden.
"Yaaa niye kafayı bana taktınız Duru'nun da sevgilisi var." diyerek bakışları kendi üzerimden uzaklaştırmaya çalıştım.
"Evet benimde sevgilim var ama sen ve Tolga enişte bizim ortaokuldan belli en büyük shibimizdiniz. O yüzden siz sevgili olunca en güzel konu oldu." doğru ne zaman Tolga beni okuldan almaya gelse bana hemen ne kadar yakıştığımızdan bahsederlerdi. Bende onu abim olarak gördüğümü söylerdim. Onlarda sürekli bahane uydurduğumu bakışlarımdan herşeyi belli ettiğimi savunurlardı. Sonuç: onlar haklı çıktı. Beni daha fazla darlamaya başladıklarında bize özel durumları anlatmadan sadece yüzeysel şöyle bir anlatıp geçiştirdim.
ALKAN, TOLGA VE EMİR
YAZARIN ANLATIMIYLA
Tolga kafeden çıktığında çok sinirliydi. Man kafa Lara'ya ne anlattıysa kız sinirlenmişti. Gidip Emir'in yakasından tuttu.
"Ne anlattın lan sen Lara'ya da sinirlendi?" Emir Tolga'nın ellerinden kurtuldu.
"Bir şey anlatmadım. Sadece kafeye değilde bir barda içmeye gitmek istediğinizi söyledim." Tolga düşündü. Bu laftan Lara'nın çıkaracağı anlamı...
"Kaybol gözümün önünden. Alkan al şu arkadaşını." Alkan ikisinin kavgasını gülerek izliyordu.
"Benim arkadaşım değilki." dedi Alkan.
"Eeeee kanka bana ne. Sende bayağı mutlusun bu konu hakkında yani. Tabi kime ne anlatıyorsam. Sevgilimin abisisin sonuçta." Tolga'nın son sözüyle Alkan'ın yüzündeki gülümseme soldu. Tolga arabaya doğru ilerledi ve öndeki yolcu koltuğuna oturdu. Alkan hemen Emir'in yanına gitti.
"Tam olarak nasıl anlattın olayı bilmiyorum Emir ama böyle devam. Biraz burnu sürtülsün. Ben dövdüm yetmedi. Birazda sen yap bir şeyler." Emir başını salladı.
"Yaparım Alkan abim sen iste yeter ki ama bir şartım var."
"Ne istiyorsun turunç kafa?"
"Lütfen Lara ile konuş ve bana Beril'i ayarlasın."
"Oğlum iyicene kaptırdın bu kıza kendini. Daha yeni gördün kızı. Hem ya sevgilisi varsa?"
"Yok abi instagramdan baktım hiç yok."
"Basbayağı stalkladın yani." başını salladı Emir. "LAN!! Sapık mısın oğlum sen!?"
"Yok aşığım abi."
"Ne aşkı lan daha bugün öğlen gördün kızı."
"İlk görüşte aşk benimki." Emir'in yine aklına gelince hayallere daldı. Ta ki Alkan kafasına vurana kadar.
"Ohooo uçmuşsun oğlum sen. Bir gram beynin vardı o da gitmiş. Yok yapmıyorum. Boşver planı."
"Sen bilirsin abi. Ama ihtiyacın olursa gelirsin yanıma." Emir'de gidip arabaya oturdu. Alkan tek kalınca o da sürücü koltuğuna oturdu. Hep birlikte yola çıktılar. Emir ne kadar çok bir kafeye gitmek istese de Alkan ve Tolga bunun çok sıkıcı olduğunu söyleyip eve gitmeyi tercih ettiler.
GÜNÜN AKŞAMI
LARA'NIN ANLATIMIYLA
Kızlarla beraber kahve faslını bitirdikten sonra evlere dağılmıştık. Ben eve vardığımda çok yorgun olduğum için hemen odama çıkıp uzanmıştım. Tabi Emir beni hiç rahat bırakmamıştı. Sürekli Beril'i ona ayarlamam gerektiğini söyleyip durmuştu. Bende en sonunda dayanamadım ve biraz tokatlayarak, birazda tekmeleyerek odadan dışarıya attım ve kapıyı kilitledim. Ardından Tolga beyler artık barda hangi kızla takılacaksa orda uyusun tribine girerek balkon kapısınıda kilitledim. en sonunda pijamalarımı giydim, kulak tıkacımı taktım ve yatağıma yattım.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 10.26k Okunma |
801 Oy |
0 Takip |
40 Bölümlü Kitap |