33. Bölüm

32. Bölüm

🦋🦋
portakal_4448

 

UYARI!! Lütfen midesi kaldırmayanlar bu bölümü okumasın. Çok az vahşet sahnesi var.

 

PLAN

Alkan'ın Anlatımıyla

Onun için daha güzel planlarım vardı. İçeriye doktor girdi. Elinde neşter ve makas vardı. Adamın yanına geçtikten sonra bana baktı.

"Bana bir tane sandalye getirin." dedim. Sandalyem geldiğinde tam karşılarına oturdum. "Başlayabilirsiniz." Pek kıymetli doktorum ilk önce adamın boğazını neşterle kesti. Önde duran kıkırdağı da kestikten sonra ses tellerine ulaştı. Kesmeden önce bana baktı.

"Dur bekle bunu ben yapayım." Heyecanla konuştum. Kafasını salladın da koşarak yanına gittim. Elindeki makası aldım. Yere eğildim. Gırtlak boşluğunda bulunan iki tane ses telini büyük bir mutlulukla kestim. Başımı kaldırdığımda adamın gözünden yaşlar akıyordu. Ayağa kalktım. "Devamı sende." dedim doktora. Ardından odadan çıktım. Kapının önüne geldiğimde adamlarımdan birini kenara çektim. "8 numaralı işkence odasındaki adamı patlatmaya gönderin hemen!! Arkasından geliyor olacağım." Sonra arabama doğru yürüdüm. Pusat arabanın yanında bekliyordu. Arabanın arka koltuğuna oturdum. Pusat da yanıma oturdu. Önüme şoförde oturunca yola koyulduk.

"Nereye gidiyoruz abi??" Cehennemin dibine Pusat. Ama neyse ki keyifli anıma denk gelmişti.

"Eğlenceye güzel kardeşim." bir heyecanla bana döndü. Gözleri parlıyordu.

"Sen keyiflisin, bana güzel kardeşim dedin ve eğlenceye gidiyoruz. Yaniii... Patlamaya gidiyoruz." elleriyle birkaç kez alkış yaptı. "Bayılırım. Canım abim benim. Sonunda onu patlatıyoruz." bana sokulmaya başladı. Sinirlenmeye başlıyordum. Ağız tadıyla bir iki dakika keyiflenemiyorduk. "Onu patlatmadan biraz da ben pataklasam abi? Ha olmaz mı??" derin bir nefes aldım. Pataklamaymış. Ne yapacak sanki pataklayıp? Akşam eve gidince Lara'ya hava atmak için yapmıyorsa bende hiçbir şey bilmiyorum.

"Oğlum sen beni başıma sınav mısın? Amacın ne senin? Bir dahaki kurbanımda sen mi olmak istiyorsun?" son sözümle sokulduğu yerden çıkarak benden uzaklaşmaya başladı.

"Tamam. Hemen kızma." artık derin derin burnumdan soluyordum. Onu bilmem ama benim birini çok fena dövmem lazımdı. Sinirimi ancak öyle atabilirdim. Adamı patlatmadan önce biraz dövsem iyi olurdu. Pusat'ı da yanıma çağırırdım. Elim çarptı bahanesiyle birkaç kez ona da çakardım. En azından içimin yağları erirdi. Çok uzun olmayan bir araba yolculuğu sonrasında konteynerlerin olduğu bölgeye gelmiştik. Hemen arkamdan da patlatılacak kişi gelmişti. Arabadan adamı çıkardılar. Bende konteynerlerin ortasına geçtim. Solumdaki mavi konteynere adamı koydular. Ardın bende içine girdim.

"Pusat sende gel koçum yanıma. Bu anı izlemek istersin." büyük bir hevesle, koşarak yanıma yanıma geldi. "Biraz arkamda dur." tam elim geriye geldiğinde ona çarpacak şekilde ayarladım. "Ama bak sakın buradan ayrılma." onaylarcasına kafasını salladı. Adamı karşıma aldım. İlk ona güzel okkalı bir Osmanlı tokadı attıktan sonra elimi hızlıca geriye ittirdim. Elim tersiyle Pusat'ın burnuna vurmuştum. Büyük bir acıyla burnunu tuttu.

"Abi bana geliyor yalnız." mahcup görünmeye çalışarak arkamı döndüm.

"Pardon." Tekrardan işime döndüm.

 

 

 

 

 

 

 

********************************

 

Konteynerden çıktığımızda Pusat'ın burnu kanamış, dudağı ve kaşı patlamıştı. Ama ben iyi eğlenmiştim. Sinir, stres hiçbiri kalmamıştı. Derin bir oh çektim. Bayağı bir sakinleşmiştim. Pusat her yerine peçete yapıştırmış pansuman yapmaya çalışıyordu. Adamlarıma döndüm.

"Artık patlatabilirsiniz." hepimiz kulaklıklarımızı taktık. Üç, iki ve bir... Küçükte olsa bir patlama gerçekleşti. Bir yangın ve cılız bir cızırtı sesi. Kulaklıklarımızı çıkardık. Yangını hemen söndürmüşlerdi. Bu olayda bittiğine göre artık rahat uyuyabilirdim. Yüzümde büyük bir sırıtışla arabaya bindim. Pusat'ta arabaya bindi ve çok şükür ki artık eve dönüyorduk.

"Abi bir şey soracağım ayıp olmazsa?" evet başladı benim mesai.

"Sor Pusatcığım."

"Acaba bana bilerek vurmuş olabilir misin? Ama bak acaba mı diye soruyorum. Sakın yanlış anlama." yüzümdeki sırıtış tekrardan yerini almıştı.

"Yok ne alakası var? Arkamda olduğun için elim çarptı sana. Gel istersen öpeyim de geçsin." hemen yanağını yaklaştırdı.

"Hoşt lan!! Şaka yapıyoruz. Onu bile ciddiye alıyorsun." şimdi eve gidince Lara ona pansuman yapardı zaten. Yaralarını da bantlar gönderirdi. Evin önüne geldiğimizde arabadan beraber indik.

"Pusat sende bize gel. Hem Lara senin şu yaralarını da temizler." açması benden kapatması kardeşimden. Keşke Tolga'yı da getirseydim. İki de ona vururdum. Daha bir eğlenceli olurdu. Araba evin önünden uzaklaşırken bizde evin kapısının önüne gelmiştik. Zili çaldım. Bir müslüman açardı heralde kapıyı. Birkaç kere daha zile bastıktan sonra kapıyı Lara açmıştı. Yeni uyanmıştı belli. Üzerinde pijamaları vardı ama saçları dağınık değildi.

"Pusat bu halin ne?!" bunu biraz bağırarak söylemişti. Kulaklarımı tıkadım.

"Sabah sabah çok güzel kafa açıyorsun." söylenerek içeriye girdim. Yukarıya çıktım ve Lara'nın odasına girdim. Girmez olaydım. Tolga. Benim kardeşimin balkonundan kaçmaya çalışıyordu.

"NE YAPIYON LAN!!" diye bağırarak ensesinden tuttuğum gibi içeriye çektim. Benim bağırışımla Lara, Pusat ve annem odaya doluşmuştu. Babam tabi ki de yoktu. Çünkü yatağında horul horul uyuyordu.

"Ne oluyor Alkan ne bağırıyorsun? Bir şey oldu sandım bende." annem ayağındaki terliği çıkarıp bana fırlattı. O sırada Tolga'yı tuttuğum için kaçamamıştım.

"Anacığım sence şuan tek sorun benim bağırmam mı?" Tolga'yı göstererek konuştum. Annem gülümseyerek konuştu.

"Ooo Tolga oğlum hoş geldin. Biraz geç gelmişsin. Ben senin gelmeni daha erken bekliyordum." benim güzel anam imalı imalı gülmeye başladı.

"Anneee!!" diyerek annemi susturdu kalleş kardeşim. Yanakları kızarmıştı. Bu olayda annem bile yanımda değildi. Bu nasıl aile? Adam kardeşimin odasına girmiş. Kim bilir neler yaşanmıştır birde gece gidiyse?! Daha fazla sinirlenmeye başladım.

"Ben Pusat'a pansuman yapacaktım." diyerek aradan sıvıştı Lara. Giderken de Pusat'ı kolundan çekiştirerek götürdü. Annemde daha fazla kalmadan kendi odasına geçti. Kollarımı sıvamaya başladım.

"Kaldık baş başa. Ne güzel oldu değil mi Tolgacık." Tolga bağırarak kaçmaya başladı.

 

 

 

Bölüm : 02.02.2025 15:35 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...