İNTİKAM
Alkan'ın Anlatımıyla
İntikam almak istiyordum. Kardeşimi kaçırmaları yanlarına kalmasını istemiyordum. Zaten evdeki tüm gereksiz adamları öldürmüştük. Ondan sonra dayanamayıp evi patlatmıştım. Tabi bunlardan Pusat haricinde hiç kimsenin haberi yoktu. Saat gece birdi. Şimdi intikam vaktiydi. Siyahlar içinde odamdan çıktım. Lara'yı kontrol etmem lazımdı. Belki kabus görüyordur. Onun odasına doğru yürüdüm. Kapının önüne geldiğimde kapı kolunu çevirdim. Ama kapı kilitliydi. Ne yapıyordu bu içeride? Niye kapısı kilitliydi? Neyse bu olayı sonra düşünürüm. Oradan ayrılıp aşağıya indim. Ayakkabılarımı giyip hemen dışarıya çıktım. Kapının önünde bir araba bekliyordu beni. Etrafa baktıktan sonra arabanın arka koltuğuna oturdum. Pusat'ta yanımda oturuyordu.
"Selamın aleyküm abi." sırıtarak konuşuyordu. Bu çocuk bazen çok ciddi olabiliyordu. Bazense hayat umurunda değildi.
"Aleyküm selam Pusat. Ne oldu? Ne bu neşe?"
"Adamları öldürmeye gidiyoruz ya abiciğim. O yüzden bayağı mutluyum. Bu arada adamları ikide ben pataklasam olur mu?" sorusunu duymamazlıktan geldim. Önümdeki adamlara döndüm. Benim emrimi bekliyorlardı.
"Gidelim." dedim sadece. Onlar zaten nereye gideceğimizi biliyorlardı.
"Ha abi ne diyorsun?" Pusat yine konuşmaya başladı. Tamda çenesi açık zamana denk gelmiştim. O zamanlar ona tahammülüm sıfır oluyordu. Çünkü saçma sapan sorular soruyordu ve benim o sorulara harcayacak vaktim yoktu.
"Neye ne diyorum Pusat?"
"Bende iki tane pataklıyayım mı adamları?" derin bir nefes aldım.
"Oğlum Lara bitti sen mi başladın? Siz benim başıma sınav mısınız lan!?" ağzına fermuar hareketi yaptı. Bakalım kaç dakika konuşmadan durabilecekti? Telefonumda kronometreyi başlattım.
"Abi adamları döverek mi , yakarak mı, aside atarak mı yoksa silahla mı öldüreceksin?" hemen telefonuma baktım. İki dakika on yedi saniye olmuştu. Çok bile. Kronometreyi kapattım. Bu çocuğun naçizane soruları beni deli ediyordu.
"Onları bilmem ama sana hepsini yapacağım." başını omzuma koyup sırıttı.
"Kıyamazsın ki sen bana." bu niye kız gibi konuşuyordu. Niyeti bozdu iyicene. Kafasına vurdum. Hemen kalktı. Kafasını tutuyordu.
"Ne vuruyorsun abi?"
"Gerizekalı sence neden? Sevgilim misin oğlum sen benim?! Niye nazlana nazlana konuşuyorsun?! Git sevgili bul kendine. Önceden böyle değildin. Çapkındın sen. Ne oldu lan sana?" daralıyordum. Bu mal ile aynı yerde biraz daha kalırsam bir şey olacak diye korkuyordu. Acilen adamları dövmem lazımdı.
"Bir kız girdi abi hayatıma. Beni değiştirdi. Sonra da çekip gitti. Ama şimdi o kız en yakın arkadaşım oldu. Ona karşı artık sadece arkadaşlık duygusundan başka hiçbir şey hissetmiyorum. Onca şeyden sonra arkadaşım olarak kalması bile bir mucize. Ama ona gerçekten minnettarım. Beni adam edebildi." Hangi kızdan bahsediyordu? Hiçbir fikrim yok. Zaten umursamıyorum ama kızda gerçekten akıllıymış. Bu manyağı adam edebilmesi bile bir şeydir yani.
"Anladım. Şimdi efkarlanman bittiyse lütfen susabilir misin?" onaylarcasına başını salladı. Yol boyunca da gerçekten susmuştu. O kız kimse artık, onunla tanışmak isterdim. Çünkü Pusat'ı susturabilmişti. Hem de burada olmadan. En sonunda benim siyah evime geldiğimizde arabadan hemen indim. Evin içine girdim. Biraz etrafa baktıktan sonra aşağıya indim. Aşağıda minik bir işkence odası ve mahzen vardı. Ama benim favorim işkence odasıydı. Oradan ayrı bir keyif alıyordum. Lara ve sevgilisi olan lavuk bana sürekli psikolojimin normal olmadığını söylüyorlardı. Ama kendilerinin psikolojisi de pek normal değildi. Tolga zaten arada bana yardıma geliyordu. Lara'nın içinde ise bir iblis yaşıyordu. Merdivenin son basamağına geldiğimde bağrış sesleri gelmeye başladı. Şimdi deşarj olduğuma göre operasyon başlasın. Birazda benim yanımda bağırsınlar canım ne olacak sanki. Sol tarafımdaki ikinci kapıyı açtım.
"Selamın aleyküm. Ne yapıyorsunuz? Nasılsınız? Keyifler yerinde mi?" yerde artık ölmüş olan Murat'ın abisi yatıyordu. -kesinlikle ben öldürmedim.- Ona zincirle vuran adam, zinciri yere bıraktı.
"Aleyküm selam abi. Hiiç vallahi ne yapalım? Adama işkence ediyoruz. Sen 'sakın onu öldürmeyin, ölümü benim elimden olsun.' dediğin için bizde öldürmedik. Keyifimizde gayet yerinde." Yerde yatan p*çi dürttü. "Değil mi lan?" Adam hareket edemeyecek haldeydi. Ama kafasını kaldırdı. Demek ki konuşabilecek haldeydi.
"Ne yerinde tam olarak?! HA NE YERİNDE!!! Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz? Ben nasıl bir ortama düştüm?!" dedikten sonra kafası tekrardan yere düştü. Beyefendimiz ortamımızı beğenmemişti. Buraya şükretmesi lazımdı. Çünkü aradan bir gün geçmesine rağmen hala ona tam olarak bir şey yapmamıştık.
"Pardon beyinsiz senin gibi bir s*k kafalıyı kraliyet sofrasında ağırlamadığımız için çok özür dileriz." yerde duran zinciri elime aldım. İlk önce ayaklarına vurdum. "Senin için burası bir ödül oldu lan!" bu sefer bacağına vurdum. "Ne yapmamızı bekliyorsun!!" bu seferde kollarına vurdum. Ardından zincire yere attım. Yanımdaki adama döndüm. "Bana pek kıymetli doktoru çağır." adam odadan çıktı. Tabi ki de onu tedavi etmeyecektim. Daha güzel planlarım vardı.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
5.51k Okunma |
547 Oy |
0 Takip |
35 Bölümlü Kitap |