TEHDİT
"Bir şu kadın kadar olamadınız. Kendisi kaçırıldı. İlk başta abisini tehdit etmemiz gerektiğini bile kendisi söylüyor. Şimdiii ÇIKIN DIŞARI!!" Adamların hepsi koşarak çıktılar. Ardından cebinden telefonunu çıkardı. "Sıra abini aramakta." Telefonda birkaç tuşa bastı. Biraz çaldıktan sonra hemen açıldı.
"Ooooo Alkan Bey gününüz hayırlı ve şerefli geçsin." sonra bana bakıp gülümsedi. "Çünkü benimki öyle geçiyor. Görüşmeyeli nasılsın?"
"Sen kimsin lan?!?!" diye bağırmaya başladı abim. Bence gayet normal bir tepkiydi.
"Bence kim olduğumu bırakalım da ne istediğimi konuşalım." sonunda şu konuyu konuşabilecektik. Çünkü ne istediğini çok merak ediyorum. Eğer beni gereksiz bir sebep için kaçırdıysa abimden önce ben onu öldürecektim.
"Ne istiyormuşsun bakalım? DÖKÜL!!" diye emretti abim. Kısa ve öz.
"Ölmeni ve bu benim elimden olacak." diye telefona fısıldadı psikopat pislik. Telefonun arkasından kahkahalar duydum.
"Eeee başka. Bu kadar mı isteğin?" alayla konuşuyordu artık abim.
"Evet bu kadar beğenemedin mi?"
"Maalesef beğenemedim."
"Of uzatma konuyu sana konum atacağım oraya gel." ardından telefonu kapattı. "Şimdi sıra sana geldi." kapıya doğru bağırdı. "Hanımefendiyi odasına alalım. " sonrada çıktı. Onun arkasından adamlar girdi. Beni çözdüler ve yukarıya çıkarmaya başladılar.
Yazarın Anlatımıyla
Alkan, Tolga ve Erva telefonun kapanmasının ardından hala gülüyordular.
"Beni öldürecekmiş. P*ç ben seni öldürene kadar sen beyinsizlikten ölürsün." diye alayla konuştu Alkan. Tolga gülmeyi bırakıp bir anda ciddileşti.
"Abi bu şimdi çağıracağı yere silahlı adamlarda dizebilir. Biraz ciddi mi olsan?" diye konuştu.
"Haklısın. Önlem almakta fayda var. Ben bir Pusat'ı arıyayım. O adamları toplar." Tolga, Pusat'ın ismini duyduktan sonra biraz gerildi.
"Ona pek gerek olduğunu düşünmüyorum." Alkan, Tolga'nın yanağına hafif bir tokat attı.
" Neyse ki senin düşüncelerine göre hareket etmiyoruz kardeşim. Ben bir telefon görüşmesi yapıp geleceğim. Sizde eve geçin." Tolga ve Erva eve doğru yürürken Alkan telefonu ile uğraşıyordu. Telefon çalmasıyla hemen açıldı.
"Efendim abi." telefonun arkasından Pusat'ın telaşlı sesini duydu Alkan.
"Koçum şimdi sana birkaç görev vereceğim. Hepsini sıra sıra yap. İlk önce sana bir numara göndereceğim onu araştır ve konumunu bul. Eğer konu bulunmuyorsa ben sana bir konum atacağım. Adamları topla oraya gel."
"Tamamdır abi."
"O zaman ben senden haber bekliyorum." dedi ve telefonu kapattı Alkan.
Tolga bir yandan yürüyor bir yandan da söyleniyordu.
"Yani şimdi ne gerek vardı Pusat'a. Biz halledemez miydik işimizi?" Erva abisinin söylenmelerinden sıkılmıştı.
"Ayy yeter abi. Deminden beri Pusat'ta Pusat. Ne o Lara onu görünce seni bırakıp ona koşacak diye mi korkuyorsun?" Tolga korkuyordu. Bu çok belliydi. Ama neyden korktuğunu kendisi de bilmiyordu. Sadece içinde kötü bir his vardı.
"Hayır ondan korkmuyorum. O bir kere kurtardı Lara'yı. Şimdi sıra bende." Erva gülerek abisine baktı.
"Pek sanmam."
"Erva amacın ne senin güzel kardeşim!? Eğer beni sinirlendirmekse başardın aferin sana." Erva'yı alkışladı Tolga .Erva omzuyla abisini dürttü.
"Yaa abi sadece şaka yapıyorum. Mert'i de çağırayım mı? Hem fazla adam olur işte ne güzel."
"Aman o lavuk kalsın. Birde onunla uğraşamam. Fazlalık olur o bize." Tolga sinirle konuşurken Erva gülüyordu.
"Ne oldu be." dedi Tolga.
"Hiiç." dedi Erva i harfini uzatarak. "Sadece sende şuan Alkan abinin gözünde sende bir lavuksun. Ona gülüyorum."
"Ben en azından onun arkadaşıyım. Her şeyimi biliyor. Ben o lavuğun hiçbir şeyini bilmiyorum. Hazır bilmiyorum demişken, bu olaylar bir bitsin şu çocuğun siciline yine bakayım."
"10 defa baktın ya. Daha ne kadar bakacaksın acaba abi." Artık evin önündelerdi. Erva cebinden anahtarı çıkardı ve kapıyı açtı.
"Ona sen karışma." dedi Tolga ve içeriye girdi. Tolga'nın arkasından da Erva içeriye girdi.
Alkan ormanda bir oraya bir buraya dolanıp duruyordu. En sonunda beklediği telefon geldi.
"Alo. Ne oldu Pusat bir şey buldun mu?" telaşla konuştu Alkan. Korkuyordu. Onun yüzünden kardeşine bir şey olacak diye korkuyordu.
"Abi bir yer buldum ama..."
"Ne aması. Birde bunun aması mı var?"
"Evet var abi. O konum mu değil mi bilmiyoruz."
"Neden? Ne varmış konumda?"
"Abi konum... Ormanın içinde bir yeri gösteriyor."
"Tamam adamları topla." sinsice sırıttı Alkan. "Baskına gidiyoruz." ardından telefonu kapatıp eve doğru yürümeye başladı.
Lara'nın Anlatımıyla
Beni bir odaya hapsetmişlerdi. Şaka gibi bir yer. Odayı tam olarak şöyle anlatayım size. Pembe baza, pembe yatak örtüsü ve çarşaf, perde pembe, halı da pembe... Allah'ıma çok şükür ki duvarlar beyazdı. Bu adamın pembeyle alıp veremediği neydi ya? Pembe renginden soğudum resmen. Ne zamandır buradayım? Hiçbir fikrim yok. Ama inşallah abimler beni aramaya çıkmışlardır. Şu mafya hali bir işe yarasaydı bari. Çok bir mafyalığını göremedik çünkü.
"Oooo papatya hanımefendilerde uyanmış. Aç mısın? Yiyecek bir şeyler getireyim mi?" kapı açıldı ve içeriye psikopat adam girdi.
"Kes be. Senin vereceğin hiçbir şeyi istemiyorum." adam bana yaklaşmaya başladı. Bende ne kadar yaklaştıysa geriye doğru kaçtım.
"Peki senin kaybın." en sonunda beni duvarla kendisi arasında sıkıştırdı. Daha fazla dayanamadım ve yüzüne yumruğumu geçirdim. Adam bir anda dengesini kaybetti.
"Amacın neydi acaba? Dudaklarına falan mı yapışmamı bekledin? Of çok bad boy yaaa. Hem beni kaçırdı hemde çok ilgili. Baksana..." kollarımı açıp odayı gösterdim. "Pembe bir oda bile yapmış. Manyak psikopat." ardından kapının açık olduğunu fark ettim ve oradan hemen kaçtım. Arkamdan;
"Yakalayın şu sarı kafayı!!" diye bağırdığını duydum.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
5.51k Okunma |
547 Oy |
0 Takip |
35 Bölümlü Kitap |