10. Bölüm

SON GÜN

"NÖRÜYONUZ LAN BURDA. NE BU YAKINLAŞMA!" Tolga abiden hemen uzaklaştım.

" Abi şimdi şey." Devamı gelmedi. Şimdi ben bu konuyu onu nasıl açıklayacaktım.

" Ney Lara buyur ne yani." Tolga abiye baktım.

" Şimdi Alkancığım canım kankacığım, Şimdi şöyle ki şey olunca. Yok ya ben anlatamayacağım. Lara sen devam etmek ister misin?" Bu haksızlıktı. Topu bana atmıştı. Ben şimdi abime ne diyecektim. Şey mi diyecektim. Abiciğim Yunus bana aşıkmış. Tolga abi de bunları duymuş. Sana anlatmasın diye ona sarılmak zorunda kaldım. O da zaten çok inanırdı. Haa inansa gider Yunus'u döverdi. Şimdi ben bunu nasıl söyleyecektim buna.

" Yok ben anlatmayayım. Ama abi şöyle söyleyeyim aramızda düşündüğün gibi bir şey yok. Hem ondan sadece bana bir abi olur."

" Aynen Alkan ben sadece Lara'nın abisi gibi olabilirim. Daha ilerisi olamam hem normal bir sarılma sadece. Sen de Erva'ya sarılıyorsun." Abim Tolga abinin ve benim söylediklerimi düşündü.

" İyi bakalım hadi öyle olsun." Yes be yırttık sonunda. Adam mafya diye bildiğin sorguya çekti ya bizi. Hiç yaramadı bu işler ona hiç. Acil bırakmalı bence bu işleri.

♡♡♡♡♡♡♡♡

1 HAFTA SONRA

​" Her şeyimizi almışızdır İnşallah. Bir daha kontrol edelim bence. Ne olur ne olmaz."

" Tamam Erva." Çekmeceleri dolapları tekrardan kontrol etmeye başladık. Evet o gün gelmişti. İşte tatil bitmişti ve biz birazdan yola çıkacaktık. Güzel eğlenceli bir tatil geçirmiştik ama daha yaz tatili bitmemişti. Belki bir daha gelirdik bilmiyorum artık.

" Bu tarafta bir şey kalmamış Erva. Ben bavulları kapatıyorum."

" Tamam kapatabilirsin bu tarafta da yok." Erva yanıma geldi.

" Ne güzel geçti be. Keşke hemen bitmeseydi." Yanına gittim.

" Aman canım daha yaz tatilin bitmesine var. O zamana kadar bir sürü yer gezeriz."

" Yanarım yanarım da en çok şu turistik yerde bir tane yaz aşkı yapamadığıma yanarım." Omzuna çok hafif vurdum.

" Erva sen şaka mısın ya."

" Yooooo gerçeğim canım." Yanağımı öptü.

" Neyse senden beklenen hareketler. Daha yaz uzun elbet bir yerden yaz aşkı yaparsın."

"Bak bak nasıl biri olsun biliyor musun?" Hıh geliyordu bomba.

" Anlat bakalım nasıl birini istiyorsun." Erva bir heyecanla anlatmaya başladı.

" Şimdi biraz mafyatik bir tip olsun. Böyle uzun boylu, kumral saçlı, bal rengi gözlü..." diye anlatmaya devam etti. Bir dakika! Bu anlattığı kişi bir tık abime benziyordu sanki.

" Erva bu anlattığın kişi bana biraz tanıdık geldi." Hiç bilmiyormuş gibi;

"Aaaaa kimmiş ki." Diye sordu.

"Abim"

"Yok abin değil o benim tipim değil bir kere."

"Vallahi bu anladığın kişiyle abim birebir uyuyor. Bak öyle birşey varsa söyle."

"Tamam tamam şaka yaptım. Ben sence Alkan abiye bakarmıyım." Yani bende Tolga abiye bakmazdım.

"Tamam neyse hadi çıkalım." Bavullarımızı ve çantaları aldık ve odadan çıktık. Aşağıya indiğimizde Erva bir masaya oturdu. Bende oda kartını görevliye verip yanına oturdum. Bir süre sonra abimler de geldi ve annemleri beklemeye başladık.

"Ooooooo siz ne ara geldiniz. Biz en son siz gelirdiniz diye düşünüyorduk." Diye konuşmaya başladı abim.

"Yani abiciğim bizde hızlı hazırlana biliyoruz."

"Öyle miii canım kardeşim. Bu hızınızı dışarıya çıkarken de kullanmanıza mesela." Offf sinir vallahi sinir.

"Tabii abiciğim kullanabiliriz." Bana göz kırpıp.

" Evde bu sözünü sana hatırlatacağım." Biz böyle laf dalaşına girmişken karşımızda Erva ile Tolga abide film izler gibi bizi izliyorlardı. Abim kolunu omzuma atıp Tolga abiye döndü.

"Hayırdır gardaşşş filmi dönüyor burada." Erva ile abimin mükemmel konuşma şekline kıkırdadık. Arada geliyordu böyle konuşma stili.

"Yok Alkan ne alaka izliyorduk sadece." Tolga abinin gözleri bana döndü. Hemen gözlerimi kaçırdım. Birkaç dakika sonra annemlerde gelmişti.

"Evetttt çocuklar herşeyinizi aldınız değil mi. Eminsiniz." Diye konuştu Erdem amca.

"Hazırız." Dedi Erva.

"Unutmadık Erdem amca." Dedim.

"Hazırım" dedi abim.

" Bende onlardan." Diye geliştirdi Tolga abi. Bende onlardan nedir ya . Bende dersin de bu nedir ya. Tamam anladık umursamazsın ama neyse aklımı bununla kurcalayamazdım. Erva abisinin kolunu hafif dürttü.

"Abi neyin var senin." Tolga binin gözleri bana döndü.

"Yok birşeyim." Niye bana bakıyordu. Ben ne yapmıştım. Onuda bilmiyordum. Erva'da bana bakıp manidar bir gülümseme kondurdu dudaklarının.

"Anladım ben senin derdini. Ama yanlış kişiye dert yanıyorsun abi. O kız sana bakmaz. Vazgeç bence." Fısıltıyla konuşuyorlardı. Ama Erva benimde duymamı istermiş gibi bana bakıp duruyordu. Beraber taksilere bindik ve havaalanının yolunu tuttuk.

45 DAKİKA SONRA

Havaalanına gelmiştik. Bavullarımı abi aldı tabikide. Bir yardımı dokunsaydı bari. Toplucak girdik içeriye.

İKİ HAFTA SONRA

Şuan eve gelmiş ayağımı uzatmış oturuyordum. Yol çok yormuştu beni. Bavullarıda hâlâ yerleştirmemiştim. İnşallah yarın yerleştireceğiz. Ayağa kalktım. Üzerimi değiştirdim. Pencereye doğru yürüdüm. Perdeleri açtım ve Tolga abiyi gördüm bahçede. Kendi bahçelerinde salıncakta sarışın bir kızla oturuyorlardı.

​​​​​​