28. Bölüm
Sude Kayhan / Karşılaşma Cephesi / 28- DNA Testi ve Sonucu

28- DNA Testi ve Sonucu

Sude Kayhan
poncikss1234

“İmkanım olsa sana güzel bir geçmiş alırdım. Baktıkça burulmazdın, gülümserdin hep.”

“Ateş yakabileceği her şeyi yakana dek yanar, ancak o zaman söner…”

Dün yaşanan olaylardan sonra uyku tutmamıştı. Sabaha kadar yatakta bir sağa bir sola dönmüş, bu çirkin durumdan nasıl aklanacaktım onu düşünmüştüm. Uyuyamayacağımı fark edip kalktım ve isteksizce yatağımı topladım. Banyoya girdiğimde, kendime inanamadım. Saçlarım birbirine karışmış, uyuyamadığım için göz çevremde kızarıklıklar ve şiş meydana gelmişti. Soğuk suyla yüzümü yıkadıktan sonra hızlıca hazırlandım ve mutfağa geçip kendime küçük sandviç yaptım.

Ev içinde işim bittiğinde, hızlıca evden çıkıp hastaneye yürüdüm. Mesaimden önce geldiğim için hastane bahçesinde boş bulduğum bankta oturup Bintuğ’a mesaj attım. O da mesaj atmamı beklermiş gibi hızlıca çevrimiçi olup “Beni bahçede bekle, geliyorum.” yazmıştı. On dakika kadar gelmesini beklerken, uzaktan bana doğru yürüyen adamı direkt seçmiştim. Ben de kalkıp kazağımın eteğini düzelttim ve ona doğru yürüyüp mesafeyi kapattım.

Onun sarılmasını beklemeden direkt ben sarıldım ve göğsüne kafamı dayadım. Her koşulda bana destek vermesi beni çok mutlu ediyordu. Onun ince davranışlarını her zaman takdir ediyordum. İnsana göre muamele göstermesi, hayatımız için önemli dönüm noktasıydı. Beraber hastaneye girdikten sonra direkt kan vermek için acil bölümünden giriş yaptım ve acil servis hemşiresi Tuğba’dan rica ettim. O da anlayışla karşılayıp beni odaya aldı ve bir tüp kanı aldıktan sonra hızlıca laboratuvara yolladı.

Beraber çıktıktan sonra Barkın Atakan ve benimmiş gibi lanse edilen bebeği gördük. Onlar da kanı verdikten sonra Bintuğ başhekime çıkmak için yanımdan ayrıldı. Barkın bu durumu fırsata çevirip yanıma geldi ve aniden bana sarıldı. Onu hızlıca ittikten sonra güvenliğe resmen beni taciz ettiğinden bağırdım. Güvenlik görevlisi beni tanıdığından hızlıca Barkın’ı dışarıya aldılar.

Sarılmanın şokuyla Bintuğ’un yanıma gelmesini hissetmemiştim. Aniden etrafa ne olduğunu sorarken, hemşire durumu izah etti ve hızlıca kasvetli ortamdan uzaklaştı. Kızgın boğa gibi oradan oraya volta attığında, başım dönmüştü. Koluna dokundum ve gözlerinin içine baktım. Kendime geldiğimde, Bintuğ’a başhekimle ne konuştuklarını sordum. O da benim adıma izin aldığını, DNA testinin de öğleden sonra açıklanacağını söyledi. Ona onay verip buradan uzaklaşmak istediğimi belirttim.

Beraber hastaneden çıktıktan sonra kendi aramızda kahvaltı yapmamız gerektiğini kararlaştırdık ve yürüyerek caddeye çıktık. Elimi tuttuğunda, gülümsedim ve cadde hakkında sorular sordum. Asıl amacım onun ciddiyetle bana anlatıp güzel gözleriyle bana bakmasıydı. Amacıma ulaştıktan sonra caddenin sonunda kalan naif bir kafeye girdik ve pencere kenarındaki boş masaya oturduk.

Hızlıca siparişleri verdikten sonra ben de boşluktan yararlanıp gruba bilgilendirme mesajı attım. Herkesin anlayışını gördükten sonra içim rahatladı ve o rahatlamayla Bintuğ’a nedensiz gülümsemeye başladım. O da kaşlarını sorgulayıcı şekilde kaldırıp “Neden bu kadar mutlusun? Sonuç beklediğimizden hızlı mı çıktı?” ona onaylamaz şekilde başımı sallayıp konuşmaya başladım.

-Kızlara durumu anlattım. Onlar da hiçbir şey demeden beni desteklediler ve arkamda durduklarını belirttiler. Ona sevindim. Bir de şu an seninle beraber olmak da ayrıca çok güzel bir duygu. Tarif edebilir misin diye sorsan edemem herhâlde.

“Bir saate karargâhta olmam gerekiyor. Sonuçlar çıktığında sana haber verecekler. Haber verildiği an beni ara. Eğer ben çıkamazsam da çıkmasını bilir, senin yanında olurum.” nasıl çıkacağını düşünsemde onun her zaman B planı olduğunu kendime hatırlattım. Siparişlerin masaya dizilmesiyle yavaş ve keyifli kahvaltımızı yaptık. Hesabı Bintuğ ödemek için yeltense de onu hızlıca durdurup ben ödedim ve oradan çıktık. Kaldırımda el ele yürürken, kolundaki saate bakıp hızlanmamız gerektiğini söyledi. Karargâhın önüne geldiğimizde, birbirimize sarılıp vedalaştık ve ben de eve geçtim.

Öğlene kadar evde diken üstü dolaşırken telefonumun çalmasıyla hızlıca arayan kişiye baktım. DNA için aradıklarını gördüğümde, derin bir nefes aldım ve telefonu yanıtladım. Gelmem gerektiğini söylediklerinde, sabah ki kıyafetlerimle evden ayrılıp kapının önünde Bintuğ’a yazdım. Bintuğ’un görüldü atmasıyla yanıma gelmek için planını devreye sokacağını anladım.

Hastaneye girdikten beş dakika sonra Bintuğ ve Caner’i gördüm. Caner’i gördüğümde şaşkınlığımı gizleyemedim ve kaşlarımı çattım. Bintuğ’un koluna dikkat ettiğimde, sargı beziyle sarılmış, beyaz renk artık kırmızıya dönüşmüştü. Ona hayretle baktığımda, bana göz kırptı ve önce acile girip yarasını temizletti. Yanıma geldiğinde bana “Planım her zaman tutar. Senin için kendimi yaralamadım da demem artık.” kasvetli havayı dağıttığından aniden kıkırdadım ve artık buradan ayrılmamız gerektiğini söyledim.

Tıbbi genetik bölümüne varmak için hızlıca asansöre bindik ve beşinci kata bastım. Ellerim terlemeye başlarken o da durumu anlayıp beni yatıştırmaya çalışsa da ilk defa başarısız oldu. Tıbbi genetik laboratuvarının önüne geldiğimizde, klinik genetik uzmanı Meral Taş’ı gördüğümde, hızlıca yanına gidip selam verdim. O da samimi bir tebessüm ile odasına davet etti. Caner’in dışarıda kalmasıyla hızlıca kapıyı kapattım ve elinde tuttuğu hardal sarısı zarfı bana uzattı.

Heyecanım nedeniyle ellerim titredi ve onu açamadım. Bintuğ’a uzattıktan sonra o soğuk kanlılıkla bir çırpıda açtı ve kaıdı direkt okumaya başladı. Yüzü renkten renge girerken ben de hızlıca elinden çektim ve okumaya başladım. Sonuç yüzde doksan dokuz virgül dokuz annesi çıkıyordum. Hem sinir hem de şaşkınlıkla Meral hocaya dönüp konuşmaya başladım.

-Meral hocam bir yanlışlık olmasın. Benim o adamla herhangi bir bağım olmadı, olamaz da . Bir daha kan versem de tekrar baksanız? Size yalvarıyorum. Lütfen hocam, onun annesi ben değilim.

“Mihre, seni çok seviyorum biliyorsun fakat bu testlerin yanlış olma ihtimali neredeyse yok denecek kadar az. Eğer sonuç beklediğin gibi değilse o zaman karşı tarafa dava aç ve o zaman onlarla birlikte çalışan özel tıbbi genetik ekibine DNA testi ver.”

Zorla gülümseyerek teşekkür ettim ve Bintuğ’u beklemeden direkt odadan ayrıldım. Barkın ve oğlunu da bekleme koltuğunda otururken gördüğümde, ağlamaya başladım. Bana döndüklerinde Barkın’ın “Sonuçlar çıkmış. Bakalım kim yalan söylüyor, göreceğiz. Hem sen öğrenmişsindir. Sonuç ne çıktı? Ben sana söyleyeyim, yüzde yüz annesisin.” nasıl bu kadar kendinden emin olabiliyordu?

Caner ve Bintuğ yanıma geldikten sonra Caner’in Bintuğ’un kolundan zorla tutup geriye çektiğini gördüğümde, hızlıca oradan ayrıldım. Bahçeye çıktığımda, arkamı dönüp geldiler mi diye kontrol ettim ve hızlıca telefonumu çıkarttım Duru’yu aradım. Duru’ya ayrıntılı olarak durumu anlattıktan sonra onun da işten çıkış saatine az bir süre kaldığını, bahçede onu beklemem gerektiğini diretti. İlk oturduğum banka geçip ağlamaya tekrar başladım ve bu durumdan nasıl kurtulacağımı kara kara düşünmeye başladım.

Hocanın dediğini yapacaktım. Ona dava açıp tekrar DNA testi isteyecektim. Onunla zorla ya da isteyerek hiçbir birlikteliğimiz yoktu. Onunla bir- iki kelime konuştum diye çocuk mu dünyaya geliyordu? Buna inanmıyordum. Bu işin içinde bir iş vardı ve ben onu sonuna kadar kovalayacaktım.

Duru’yu gördüğümde, hızlıca kalkıp ona sımsıkı sarıldım ve omzunda ağlamaya devam ettim. Elimdeki sonuç belgesini gördüğünde, bana bir şey demeden aldı ve hızlıca okudu. Onun da yüz ifadesi değişirken hızlıca kapıya doğru döndü. Bintuğ sinirden kıpkırmızı gelirken, kolundaki yeni sargısı da kıpkırmızıydı. Kavga ettiklerini anladığımda, Duru’dan uzaklaşıp onun yanına gittim. Elini sımsıkı, bırakmak istemiyormuş gibi tutarken o da aynı şekilde tutmuştu.

“Buradan gidelim yoksa elimden çok büyük bir kaza çıkacak. Caner, hızlıca Avukat Kardelen ile irtibata geç. Bugün o şerefsize dava açmaya gidiyoruz. Hızlı ol!” Caner telefonunu çıkartıp söyleneni yaparken, Bintuğ’da bana dönüp “Sakın o karaktersiz yüzünden ağlayıp da kendini heba etme. Ben olduğum sürece sana asla bir metre bile yaklaşamaz. Şimdi toparlan ve benimle beraber karargâha gelip ifade ver. Söz başkasını görevlendirmeyeceğim, ifadeni ben alacağım. O yüzden bana açık olacaksın anladın mı?”

Hep beraber karargâha geldikten sonra vakit kaybetmeden direkt ifade odasına giriş yaptık. Oturduğumda, ona su vermesi için ricada bulundum. Suyu içtikten sonra gözlerimi kapattım ve o anlara dönmeye çalıştım.

-Onunla aynı üniversitede okuduk. O benden yaklaşık dört yaş büyük. Ortak derslerimiz olduğu için mecburen iletişimimiz oluyordu. Bir gün ders çıkışı benimle buluşmak istediğini, ders notlarında eksiklik olduğunu söylemişti. Ben de o zaman kabul ettim ve bizim meşhur bütün öğrencilerin gittiği kafeye gittik. Gerçekten de eksik notları tamamladık ve biraz sohbet ettik.

“Ondan sonra bir daha buluştunuz mu?” ona onaylarcasına gözlerimi kırptım ve anlatmaya devam ettim.

-O günden sonra okulda görüşmeye devam ettik. Buluşmadan da bir hafta sonra tekrar buluştuk ve benden hoşlandığını dile getirdi. Ben kabul etmedikten sonra o da benden uzaklaştı ve bir daha iletişim kurmadı. O gün yanına geldiğimde, ilk kez gördüm. Bir de sen araştırınca öğrendim ki çocuğu olmuş.

İfadeyi kaydettikten sonra hızlıca bana imzalattı ve beraber dışarıya çıkıp Caner’in yanına yürüdük. Caner’in “Kardelen hanım ofisine bekliyor. Bugün iki davası olduğu için özür dileyerek gelmeyi reddetti.” ona onay verdim ve beraber Kardelen’in ofisine gitmek için karargâhtan çıktık.

Ben önde, Duru ve Caner’in arkada olduğu bir yolculuktan sonra ofise vardık. Danışmana gereken bilgileri verdikten sonra Kardelen’in odasına girdik. Selamlaşmamızdan sonra olayı ayrıntılı anlattım. İfade kağıdını da ona verdim. Okuduktan sonra başını sallayıp DNA testi sonucunu da istedi. Onu da verdikten sonra ayağa kalkıp izin istedi. Beş dakika sonra döndüğünde, Barkın’ın bilgilerinin ben de olup olmadığını sordu. Bintuğ’un onu da vermesiyle, şaşırıp ona baktım. O kadar hengamede nasıl aklına gelmişti?

Kardelen’in “Bu çıkan sonuca inanan varsa şimdiden odamdan çıkabilir. Tamamen komedi dizisi çekilmiş. Barkın Atakan dediğiniz kişi doktor değil mi? Tıbbi genetik hocasıyla ya da oradaki çalışanlarla yakın olabilir. Rica etmiştir, sonucu değiştirmişlerdir. Hemen moraliniz bozulmasın. Mahkeme tekrar yeni test ister ve biz de gerçekliğe kavuştururuz. Evrakta sahtecilikten de ben onu içeriye tıktırırım.” ona minnetle baktıktan sonra binlerce kez teşekkür edip odadan ayrıldık. İçime su serpilmişti. Bu durumdan bir an önce kurtulup kendimi rahatlatmam gerekiyordu. Yoksa hem çevreme hem de kendime zarar vermeye başlardım.

Merhaba arkadaşlar, nasılsınız? Ben çok iyiyim. Bu Barkın Atakan nasıl bir adammış ya? Sinirden dört köşe oldum vallahi. Neyse, siz yorumlarda belirtin. Nasıl buldunuz bölümü, oy ve yorumla bana geri dönüş sağlarsanız çok sevinirim. Medyada da göründüğü üzerine kağıt böyle. Panoda yazdığım gibi dört gün yazmayacağım. Okuma sayısına göre oylar düşük olduğundan biraz beklemeye alacağım. Umarım severek okursunuz. Sizi seviyorum, iyi okumalar diliyorum. Hoşça kalın, esen kalın. 🙏🤍

Bölüm : 20.01.2025 00:17 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Sude Kayhan / Karşılaşma Cephesi / 28- DNA Testi ve Sonucu
Sude Kayhan
Karşılaşma Cephesi

17.65k Okunma

4.44k Oy

0 Takip
54
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...