"Çınar!"
Top bana doğru gelince havada topu yakalayıp potaya koştum. Topu sektirdikten sonra Buğra tam bana hamle yaptığı anda topu attım. Top potada döndükten sonra girince yüksek ve güçlü bi sevinç çığlığı yükseldi. Bitiş düdüğünün çalmasıyla yorgunca nefes verdim. Takım arkadaşlarım bana doğru koşunca ellerimi havaya kaldırıp uzatılan ellerine çaktım teker teker.
Tribünden gelen sevinç çığlıkları devam ederken alnımdaki teri koluma sildim.
"Kazanan Mavi Piranalar!"
Herkes koça doğru koşarken eşyalarımızın olduğu yere ilerledim. Su şişemi açıp birkaç yudum içtikten sonra kalan suyu başımdan aşağı döktüm içimdeki ateşi söndürmesini umarak.
Elimi saçlarıma geçirip biraz karıştırdıktan sonra yüzüme yapışan saçları arkaya doğru attım. Elimle yüzümde kalan fazla suyu silip gözlerimi açtığımda Mısra'yla göz göze geldik. Bir anda bütün sesler kesilirken yalnızca ona bakmaya devam ettim.
Zihnim benimle oyun mu oynuyordu yoksa Mısra maça mı gelmişti? Şu an karşımda bana gülümseyen kişi Mısra mıydı sahiden?
"Çınar koç bekliyor diyorum duymuyor musun?"
Kolumdan dürtülmemle sola döndüm. Ne dediğini duysam da idrak edemediğim için boş gözlerle ona baktım.
"Koç diyorum, koç. Seni çağırıyor. Kupa kalkacak herkes seni bekliyor."
Başımı salladım yeniden bulunduğum ortama dönerek. Doğru, maçı kazandık, sezon bitti. Kaldırmamız gereken bir kupamız var.
Yanıma gelen çocuk benden uzaklaşırken başımı çevirip tekrar Mısra'yı gördüğüm tribünlere baktım. Az önce gördüğüm yerde olmadığı için birkaç saniye gözlerimle onu aradım. Herkes ayaklanmış, tüm taraftarlar kalabalığa karışmış olduğu için onu bulamayacağımı anlayarak koçun yanına ilerlemeye başladım.
Belki de hiç gelmedi bile, sadece bir yanılsamaydı gördüğün. Zaten senin bugün maçın olduğunu nereden bilebilirdi ki? Tamam, üniversiteler arası bir maçtı ama Mısra zaten basketbolla ilgilenen ya da maçları takip eden biri değilken, benim kim olduğumu bilmiyorken başka hangi sebeple burada olabilirdi ki?
Kupa kaldırıp fotoğraf çekilme işleri bittikten sonra yorgunca soyunma odasına girdim.
"Maçın adamı da geldi nihayet."
Gülerek Mert'e baktım.
"Güzel oyundu, herkesi tebrik ederim. Harikaydınız."
Üstlerini değiştirirken bir yandan da sevinçli mırıltılar çıkartıyorlardı kendi aralarında. Tüm takım arkadaşlarımın çıplak bedenleriyle karşılaşmaya alışkın olduğum için bu hallerine gülüp dolaba ilerledim ve kıyafetlerimin olduğu çantayı aldım. Soyunma odasının kapısına ilerlerken adımı duyunca duraksayıp arkamı döndüm.
"Üstünü burada değiştirmeyecek misin?"
"Duşa gireceğim önce Mert."
"Duş diğer tarafta."
Başımı eğip Mert'e baktım.
"Sizinle aynı yerde duş almayacağım Mert, çıplak sırtımı ve baklavalarımı yalnızca karım görebilir."
"Millet sevgilisine bile senin olmayan karına sadık olduğun kadar sadık değil Çınar, abartmıyor musun sence de? Flörtün bile yok oğlum biraz şu kaptanlığın keyfini mi çıkartsan?"
Kaşlarımı çattım gülerek. Çoğunluğun böyle olması bu durumu doğru kılmıyor? Ben halimden memnunum.
"Ben zaten keyfini çıkarttığım bir ilişkinin içindeyim, karıma da sadığım. Gerisi beni ilgilendirmiyor."
Gülerek başını sallayınca göz kırpıp soyunma odasından çıktım.
Evet, Mısra'yla bir ilişkimiz yok, flört bile sayılmayız belki ama ben onu gördüğüm ilk günden beri sadece o var benim için. Dahası olmadı ve olmayacak.
Tekli soyunma odasına girip kapıyı kilitledim. Eşyalarımı dolaba koyup telefonumu aldım.
cinaragaci: Manolyam,
cinaragaci: Nasılsın?
cinaragaci: Ben çok özledim seni
cinaragaci: Okulda mısın, biraz görsem seni?
misraseylan: Bahçedeyim
misraseylan: Gelmek istersen beklerim :))
cinaragaci: Duş alıp geliyorum hemen.
cinaragaci: Yarım saate oradayım.
misraseylan: Şaka yapıyorum,
misraseylan: Okulda değilim
cinaragaci: Dersin yok mu senin neden okulda değilsin
misraseylan: İptal oldu dersimiz
Nefes vererek başımı duvara yasladım. Oysa çok emindim seni gördüğümden, orada bana bakıp gülümsediğinden.
misraseylan: Eve dönüyorum
cinaragaci: Yani okulda mıydın?
misraseylan: Evet
misraseylan: İlk derslere girdim
misraseylan: Sonra çıktım okuldan
cinaragaci: Eve varınca haber ver bana
cinaragaci: Aklım sende kalır.
misraseylan: Tamam
misraseylan: Sen neden duş alıyorsun bu arada
misraseylan: Okulda değil misin
cinaragaci: Maç vardı
cinaragaci: Terledim baya
cinaragaci: Eve geçeceğim birazdan ama bu şekilde insan içine çıkamam
misraseylan: Maç?
cinaragaci: Güzelim turnuvanın son maçıydı.
cinaragaci: Kimin kazandığını sormana gerek bile yok tabii ki.
misraseylan: Doğru, unutmuşum..
misraseylan: Sen hangi alandaydın?
cinaragaci: Fazla mı meraklıyız biz son zamanlarda?
misraseylan: İstemiyorsan sormam, benim için sorun yok.
cinaragaci: Şaka yaptım
cinaragaci: Merak ettiğin ne varsa sorabilirsin her zaman
cinaragaci: Hatta sen bana konum at ben karşına oturayım
cinaragaci: Sonra sen ne istiyorsan sor bana
cinaragaci: Ne dersin.?
misraseylan: Cevap alamadım?
cinaragaci: Gerçekten merak ediyor musun yoksa cevaplayacak mıyım diye mi soruyorsun?
misraseylan: Merak ediyorum
misraseylan: Çünkü cevaplayacağını zaten biliyorum.
cinaragaci: Hakkımda bir şeyleri bilmen hoşuma gidiyor.
cinaragaci: Basketboldayım.
cinaragaci: Takımımı ve görevimi de söylememi ister misin?
misraseylan: Kaç takım var ki zaten?
cinaragaci: Ana takım 3 tane
cinaragaci: 2 tane de yedek var
cinaragaci: Toplam 5
cinaragaci: Ama dediğim gibi sezonun son maçıydı.
cinaragaci: Son galibiyetimizle bitirdik sezonu.
misraseylan: Seni bulmam için mi uğraşıyorsun?
cinaragaci: Nasıl yani?
misraseylan: Sezonun son maçını kazanan takımda kaç tane son sınıf olabilir?
cinaragaci: Manolyam sen istersen şu anda da karşına çıkarım biliyorsun değil mi?
misraseylan: Biliyorum sanırım.
cinaragaci: Sanırım?
misraseylan: Seni bulmak istiyor muyum emin değilim.
cinaragaci: Nasıl yani, nedenmiş?
misraseylan: Böyle rahat bir şekilde konuşabiliyorum seninle. Beni tanıdığını biliyorum ama yine de rahat oluyorum.
misraseylan: Direkt karşıma çıktığında, kim olduğunu bildiğimde aynı olur mu bazı şeyler bilmiyorum.
cinaragaci: Güzelim, dediklerinden hiçbir şey anlamıyorum.
cinaragaci: Kafanı kurcalayan tam olarak ne?
misraseylan: Yan yana geldiğimizde buradaki gibi rahat olamazsam ve bu yakınlığımız bozulursa diye korkuyorum.
cinaragaci: Yanlış anlamadım değil mi?
cinaragaci: Uzaktan konuşurken rahatsın ama yanında olduğumda bu rahatlığı hissedemezsen benden uzaklaşmaktan korkuyorsun?
Bunun ne anlama geldiğini anlamaya çalışarak duraksadım. Benimle konuşurken rahatsan nasıl yanımda rahat olmayasın? Başımı kaldırıp etrafa bakındım. Benim Miray'ı bulmam lazım, en acilinden hem de.
misraseylan: Sanırım...
cinaragaci: Sanırım?
cinaragaci: Kafanı kurcalayan başka bir şey mi var?
misraseylan: Bunu sonra konuşsak olur mu?
misraseylan: Şu an kendimi anlatamıyorum.
cinaragaci: Tamam, sen bilirsin.
cinaragaci: Dikkat et kendine.
misraseylan: Sen de öyle, görüşürüz.
***
Uzun zaman sonra yine biz geldik... Nasılsınız?
Ne olduğunu anlayan var mı? Ben hiçbir şey anlamadım da son konuşmalardan...
Herhangi bir teorisi olan var mı?
Profilimden diğer kurgularıma da göz atmayı unutmayın :33
Beni diğer sosyal medya hesaplarımda da takip etmek isterseniz şu şekilde;
tiktok/instagram: asraninzihni
twitter/inkspired/wattpad/cizgistudio/kitappad: perdidoentisara
Okur Yorumları | Yorum Ekle |