0.5

cinaragaci: Hanımefendi

cinaragaci: Rica etsem bende olması gereken şeyleri geri verir misiniz?

misraseylan: Nasıl yani?

misraseylan: Bende senin bir şeyin yok ki?

cinaragaci: Aklımdan bahsediyorum hanımefendi

cinaragaci: Aklımdan.

cinaragaci: Aklımı öyle bir alıyorsunuz ki

cinaragaci: Neredeyim, napıyorum her şeyi unutuyorum

cinaragaci: Özellikle gülüşünüz

cinaragaci: Sanki gülünce bütün dünya duruyor, zaman duruyor

cinaragaci: Ve sadece sen gülüyorsun

cinaragaci: Beni hayata bağlıyorsun

misraseylan: Seni kırmak ya da gücendirmek istemiyorum

misraseylan: Ama bazen sanki fazla kaptırıyormuşsun gibi hissediyorum

misraseylan: Hislerin olabilir,

misraseylan: Bu gayet normal asla bu konuda seni yargılayamam

misraseylan: Ama

misraseylan: Anladığım kadarıyla arkadaş çevremden biri değilsin

misraseylan: Sınıfımdan biri değilsin

misraseylan: Tamam, hakkımda bir şeyler biliyorsun

misraseylan: Benim için önemli ve değerli olan şeyler hatta bu bunlar

misraseylan: Yani bunları nereden ve nasıl öğrendin bilmiyorum ama sorgulamayacağım.

misraseylan: Yine de bu bildiğin şeyler beni tanıdığın anlamına gelmiyor

cinaragaci: Yani?

cinaragaci: Ne demeye çalışıyorsun?

misraseylan: Yanisi şu

misraseylan: Dediğim gibi beni gerçek hayatta tanımıyorsun.

misraseylan: Ve tanıdığında sandığın, beklentiye girdiğin kişi olmadığımı fark edeceksin.

misraseylan: Sandığın kişi değilim ben

misraseylan: Tanımalı mısın buna bile emin değilim

cinaragaci: Bu konuyu aştık sanıyordum?

misraseylan: Aştığımız bir şey yok ki.

misraseylan: Tamam, bu konuda biraz konuştuk ama bir sonuca bağlanmadı.

cinaragaci: Ben mi rahatsız ediyorum seni Mısra?

cinaragaci: Eğer sorun buysa bana açıkça söyleyebilirsin

cinaragaci: Seni istemediğin bir durumun içine sokmak en son isteyeceğim şey bile olamaz.

misraseylan: Hayır bahsettiğim bu değil

misraseylan: Rahatsız olduğum bir şey de yok

cinaragaci: Emin miyiz?

misraseylan: Beni ne rahatsız edecek? Benim için taşıdığın çaylar mı? Ya da yüzümü güldürmek için bıraktığın minik şapşal notlar?

misraseylan: Beni rahatsız eden bir durum yok, bahsettiğim şey de bu değil zaten.

cinaragaci: Minik şapşal notlar

cinaragaci: Görünüşe göre hedefine ulaşmışlar?

misraseylan: Evet ulaşıyorlar ama konumuz bu değil, sürekli konuyu başka yere çekme.

misraseylan: Söylediklerime odaklan.

cinaragaci: Yok

cinaragaci: Odaklanamıyorum

cinaragaci: Güzelliğin başımı döndürüyor

cinaragaci: Tamam tamam şakaydı bakma kızgın kızgın

cinaragaci: Zaten ördeğe benziyorsun kızınca

cinaragaci: Gelip sıkacağım şimdi yanaklarını

misraseylan: Dene de gör bak nasıl kırıyorum o elini :)

cinaragaci: Yıkıldım şu an

cinaragaci: Öyle mi söylenir?

misraseylan: Temas sevmediğimi de bilmen gerekiyordu :)

cinaragaci: Bilmiyorum demedim ki

cinaragaci: Şansımı deniyorum sadece

cinaragaci: Umut fakirin ekmeğidir

misraseylan: -_-

cinaragaci: Sen bugün çok keyifsizsin

cinaragaci: Hiç şaka da kaldıramıyorsun

cinaragaci: Keşke dersim olsaydı bugün çay bırakırdım masana

misraseylan: Sen okulda değil miydin?

cinaragaci: Değildim.

misraseylan: Neden?

cinaragaci: Dersim yok

misraseylan: Onu anladım..

misraseylan: Sabahtan beri okuldasın sanıyordum

misraseylan: Boş günün mü yoksa iptal mi oldu?

cinaragaci: Yok sabahtan beri okulda değildim

cinaragaci: Bilmem

cinaragaci: İkisi de olabilir

cinaragaci: Belki de alttan aldığım derslerim vardır sadece

cinaragaci: Bilemezsin :)

misraseylan: Sanki istesem seni bulamayacakmışım gibi konuşup beni gaza getirme odun kafa

misraseylan: Bir anda pat diye çıkarım karşına şok olursun

cinaragaci: Öyle mi beyaz manolyam?

cinaragaci: Bul bakalım beni bulabilirsen,

cinaragaci: Çık bakalım karşıma çıkabilirsen

cinaragaci: Asıl ben pat diye çıkarsam karşına sen şok olursun

misraseylan: Çıkamazsın ki karşıma

misraseylan: Böyle birden çıkacak olsan en baştan zaten anonim olarak yazmazdın

cinaragaci: Belki de karşındayımdır?

Kaşlarımı çatarak attığı son mesaja bakarken kantinin kapısına ilerledim. Bakışlarım hala telefondayken kapıdan çıkmaya çalışınca birisiyle çarpışınca refleksle irkilince telefonum yere düştü. Birkaç saniye karşımdaki yabancı olmayan simaya baktım.

Telefonu almak için eğildiğimde o da eğilince bu kez de kafalarımız çarpışınca acıyla yüzümü buruşturup elimle başımı tuttum.

Telefonumu bana uzatırken başıma doğru eğildi. Parmak uçlarıyla hafifçe başıma dokundu. Ne yaptığını anlamak için ona bakarken kendimi toparlayıp geri çekilince o da geri çekildi.

"Kusura bakma, fark etmedim senin çıktığını. Buz koyalım başına, şişmesin."

Başımı olumsuz anlamda sallayıp elimi başımdan çektim.

"Sorun yok, ben de telefona bakıyordum zaten. Benim hatam. Buza gerek yok geçer birazdan."

Bakışları tekrar başıma kaydıktan sonra gözlerime baktı.

"Yine de en azından on dakika kadar tutsak iyi olabilir."

Huysuzluk etmek istemeyerek başımı salladım. Nasıl olsa dersimin başlamasına daha var, birkaç dakika buz tutmanın bir zararı olmaz.

Başımı sallayarak ona onay verince elini uzatarak masaları gösterdi.

"Sen şöyle geç otur, ben buz alıp geliyorum."

Dediği yere ilerleyip boş bir masaya oturdum. Çantamı yana bırakıp sandalyeye oturdum. Başıma yavaştan ağrı girmeye başlayınca nefes verdim. Günün geri kalanı özellikle dersler olmak üzere azap gibi geçecekti muhtemelen.

Yanıma geldiğinde sandalyeye otururken buzu bana uzattı. Gülümseyerek buzu elinden alıp başıma, acıyan yere doğru tuttum. Hafifçe yüzümü ekşitirken bana baktığını hatırlayınca kendimi toparlayıp ona döndüm.

"Teşekkür ederim."

Gülümseyerek başını eğince dudaklarımı ıslattım. Bir şeyler daha söylememe gerek var mı? Bu saçma sessizlik beni fazlasıyla geriyor. Ne yapacağımı bilemeyerek ona baktım. Bir elimle başımdaki buzu tutmaya devam ederken diğer elimi ona uzattım.

"Mısra ben..."

Birkaç saniye duraksayarak elime bakınca yanlış bir şey söyleyip söylemediğimi sorguladım. Gülümseyerek gözlerime bakarken hafifçe tuttuğu elimi sıktı.

"Tanıştığımıza memnun oldum Mısra, ben de Çınar..."

***

Uzun zaman sonra yeni bölümle karşınızdayım.. Çocuklarımı o kadar özlemişim ki size anlatamam.. Her şeyin üst üste geldiği bu dönemde bir de wattpad'in kapatılmasıyla işler iyice sarpa sardı..

Yeni bölümler için belirli gün ve saat veremiyorum size çünkü abim evleniyor ve düğün telaşı, muafiyet sınavına hazırlık, wattpadin kapatılması vs derken ne vaktim kalıyor yazmaya ne de hevesim..

Elimden geldiğince biraz daha buralara ağırlık vermeye çalıştığım bu aralar kitaplarımı 3 ayrı platformda aynı şekilde ilerletiyorum. Wattpad, Inkspired ve KitapPad. Üç uygulamada da aynı (perdidoentisara) kullanıcı adıyla beni takip edebilir, kurgularıma ulaşabilirsiniz. Bütün yeni bölümleri paralel olarak bu üç hesabımdan paylaşacağım ve duyurusunu da x (twitter(perdidoentisara)) ve instagram (asraninzihni) hesabımdan paylaşacağım.

Profilimden diğer kurgularıma da göz atmayı unutmayın :33

Beni diğer sosyal medya hesaplarımda da takip etmek isterseniz şu şekilde;

tiktok/instagram: asraninzihni

twitter/inkspired/wattpad/cizgistudio/kitappad: perdidoentisara