13. Bölüm

13. Bölüm

Nur
nur_qwq

Kafamın üzerindeki ağırlık gittikçe kafama kuvvet uyguladığını hissettiğimde yavaş yavaş uyanıyordum.

Gözlerimi kırpıştırarak araladağımda ilk gördüğüm şey kocaman bir ayaktı.Hem de Kafamın üzerinde?

Ayağın sahibini takip ettiğimde ufuk abim olduğunu farketmiştim.Ayağını yan tarafıma koyduğumda ise yatağın solunda uyuyan Kerem abimi görmüştüm.

Bir şeyin eksik olduğu hissiyle etrafıma bakarken Oğuz abimin olmadığını farketmiştim.Dün akşam hepimiz birlikte buradaydik ancak şimdi Oğuz abim yoktu.

Kafamı yavaşça uzatıp yatağın sol aşağı kısmına baktığımda yoktu.Gitmiş olduğunu düşünürken,sağ tarafada baktığımda gördüğüm manzara Kahkahalarla gülmeme neden olacak cinstendi.

Oğuz abim boylu boyunca yere uzanmış,yüzündeki memnuyetsiz ifadeyle yerde uyuyordu.

Dün hep birlikte yatakta uzanırken uyuya kalmış daha sonra abilerim onu yataktan atmış olmalıydı.

Gülmemi zorla bastırırken bir yandanda üzülmüştüm.Fakat bu evin yerden ısıtmalı olduğunu hatırlayana kadardı.Zengin eviydi sonuçta yerde yatsada bir şey olmazdı.

Yatağın yanındaki komidinden destek alıp yavaşça ayağa kalktığımda,gözlerimi hızlıca kapattım.Başımın dönmesini geçmesini bekliyordum.

Geçtiğinden emin olduğumda banyoya gittim.Dişlerimi fırçalayıp kişisel bakım yaparken en son ise kaşlarımı ve bıyıklarımı almıştım.Kaşlar ve bıyıklar önemliydi.

Son olarak ellerimi yıkarken gözlerim duvardaki aynaya çarpmıştı.Mor gözaltlarım,zayıflıktan belli olan elmacık kemiklerim ve kurumuş mor dudaklarımla harika gözüküyordum.Tam bir bağımlı gibi.

İşlerimi bitirdikten sonra banyodan çıktığımda sessizce koridora çıktım.Merdivenlerin korkuluklarından tutunarak yavaşça indim.

Adımlarım mutfağa yöneldiğinde sadece şu içmeyi planlıyordum.Ocak başında elinde tavayla bir şeyler pişiren Berkay abiyi görmeyi değil.

Bir şeyler pişirebiliyor oluşu beni şaşırtırken,adımlarımda durmuştu.Ancak o çıkardığım seslerden gelmiş olduğumu anlamış olmalıydı ki kafasını çevirip bana bakmıştı.

Yüzünde samimi bir gülümseme oluşurken hızlıca geri işine dönmüştü.

"Günaydın.Acıktın mı? Annemler bugün evde olmadığı için kahvaltıyı ben hazırlıyorum."

Daha fazla ayakta durabileceğimi hissetmediğim için Önümdeki sandalyeyi çekip oturdum.Başımı ellerimin arasına alırken bir anda giren ağrıyı anlamaya çalışıyordum.

"Açım.Onlar nereye gitti? Babanne evde mi?'

Güçsüz ve halsiz çıkan sesimi tek farkeden ben olmamalıydım ki Berkay abinin de bakışlarını üzerimde hissediyordum.

Ocakta pişirdiği şeyin altını kapatıp,tavanın üzerindekileri bir tabağa boşalttığında onu izliyordum.

İşini hızlıca bitirip yanımdaki sandalyeye oturmuş,ellerimi ellerinin arasına almıştı.

"Mirayiyi misin? Bugün çok solgun görünüyorsun? Hasta mısın? Hastaneye gidebiliriz.Çok mu kötü hissediyorsun?."

Yüzümde zoraki bir tebessüm yaratıp en canlı sesimle konuşmaya çalıştım.

"Hayır Berkay abi gerçekten iyiyim.Biraz yorgunum sadece.Dün geç saatte uyudum o yüzden.Merak etme ben iyiyim."

Berkay abinin kaşları havalanırken bir şeyler düşündüğünü anlayabiliyordum.

"Dün neden geç saatte uyudun ki?"

Tereddütle çıkan sesi hayal kırıklığı gibi kokuyordu.Bu kokuyu nerde duysam tanırdım.

"Oğuz,Ufuk ve Kerem abimle dün akşam film izlemiştik o yüzden."

Gözlerinin her ne kadar kırgınlıkla dolduğunu görsemde umursamamaya çalışmıştım.

Kırılmıştı çünkü onu dün çağıran kimse olmamıştı.Bu yüzden üzülmüştü.

Ancak zamanında benide çok üzmüştü.Eğer onu affetmem gerekiyorsa bana yaşattıklarının birazını yaşamalıydı.

"Anladım abim.Daha iyiysen hadi kalk yukarıdaki hainleri uyandır.Gelsinler zıkkımlanıp defolsunlar.Ha birde babanne var.O kadın beni korkutuyor.Eminim bu evde en çok seni seviyordur.Sabahları çok huysuz oluyor,bu yüzden onu uyandırma görevi sende."

Berkay abi lafını bitirip yanağıma kocaman bir öpücük kondurduğunda afallamıştım.Koşarak mutfaktan çıktığında ise ağzım kocaman açılmıştı.

Resmen beni kandırmış kaçmıştı.

Başımı iki yana sallaya sallaya üst kata çıkmaya başladığımda ne kadar saf olduğumu düşünüyordum.Ben çok kolay kandırılırdım ya.

Odama geldiğimde önce tüm abilerimi uyandırmıştım.Her biri odamdan çıkıp kendi odalarına gitmişlerdi.Onlar hazırlanırken bende bir üstteki Sultan babannenin odasına çıkıyordum.

Gergindim.Beni terslemesinden çekiniyordum ancak o kadın benim babannemdi.

Derin bir nefes alıp odasının kapısını çaldım.Saniyeler sonra kapı açıldığında Babanne tam karşımda duruyordu.

Bana düz bir yüz ifadesiyle baktığında vücudumun kaskatı kesildiğini hissediyordum.Başıyla içeri geçmemiz işaret ettiğinde,korktuğumu belli etmeden odasına girdim.

Babannenin odası oldukça sadeydi.Katta bulunan misafir odalarından biriydi.Sultan baabanne yılda bir kaç kere buraya geldiğinden ona bu odayı vermiş olmalıydılar.

İkimizde birlikte yatağın üstüne oturduğumuzda gerginliğimi belli etmemek için ellerimle oynamaya başladım.

"Bak kızım benim seninle hiçbir sorunum yok.Sen benim biricik kız torunumsun.Senin için her şeyi yaparım Miray.Senin bu evde kalmaman gerekli canım kızım.Bu ev senin için güvenli değil."

Anlamaz gözlerle babanneme baktım.Neyin içine düşmüştüm ben?

"Ne demek istiyorsun Sultan babanne bir şey anlamadım.?"

Sultan babanne Derin bir nefes alıp,elini Elimin üzerine koyduğunda irkilsemde elimi çekmedim.

"Bak Miray.Bu ev sandığın kadar sıcak ve aile dolu bir yer değil kızım.Sana şimdi anlatamam ama eğer benimle Rizeye gelirsen orada sana her şeyi anlatırım.Biliyorsun bugün rizeye dönüyorum.Seninde gelmeni istiyorum.Burada kalmamalısın.Eğer babana benimle dönmek istediğini söylersen seni kırmaz."

Babannenin söylediği cümlelerin hepsi tek tek kafamda dolaşırken,ellerimi geri çektim.Gözlerimi kapatıp açtığımda,göz göze geldik.

"Bana söyleyeceğin şeyler neden bu kadar gizli ve önemli? Neden burada söyleyemezsin?"

Sultan babanne yaşaran gözlerini eşarbıyla sildi.Bir kaç saniye bir yere daldığında sonra anlatmaya başladı.

"Burada anlatamam kızım.Çünkü anlatacağım şeyleri abilerin bilmiyor.Eğer benimle Rizeye gelirsen sadece öyle anlatabilirim."

İçime dolan sıkıntıları uzaklaştırmak istercesine Derin bir nefes aldım.Sonra vermeye çalıştım ancak o kadar kolay olmadı.

Sanki boğazıma bir düğüm olmuştu.O kadar düğümlenmiştiki nefes bile alamıyordum.Kalp ve hayal kırıklarım orayı daha da düğümlemişti sanki.

Yavaşça ayaklandım burada daha fazla duramazdım,kendimi kötü hissetmeye başlamıştım.

"Bu akşam Teyzemler gelecekmiş.Yemekten sonra beraber gidelim.Ben yemekten sonra Kadir beyle konuşurum.Seninle Rizeye gitmek istediğimi söylerim."

Gözlerimiz buluştuğunda Sultan babanne bana buruk bir tebessüm gönderdi.

"Tamam güzel kızım."

Kapıdan çıkıp odama gittim.Titreyen ellerimle komidinin çekmecesinde duran sakinleştiriciden içtim.

Ellerimin titremesi dakikalar sonra geçtiğinde,kahvaltı için aşağıya inmeye hazırdım.

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

Arslan ailesiyle kahvaltı faslı fena geçmemişti.Sultan babanne ve abi topluluğuyla kahvaltı yapmıştık.Bu kahvaltıya Deniz abi de dahildi.

Sofrada ağzını bıçak açmamış,yedikten sonrada evden hemen çıkmıştı.Artık rahatsız olmuyordum.Eğer gitmek isterse gidebilirdi.Artık çabalayacak gücüm kalmamıştı.

Kahvaltıdan sonra Oğuz,Ufuk ve Sultan babanne kahvaltıyı topluyor, Berkay abiyse yukarıda duş alıyordu.

Meltem ve Kadir Bey evde yoktu.Selinde evde değildi.Açıkçası rahattım.Sürekli beni sohbet etmeye zorlayan birileri yoktu ya da gözlerini üstüme dikip dik dik bakan birileri de yoktu.

Salonda Kerem abimle oturuyorduk.O bana tüm abilerin küçüklük fotoğraflarını gösteriyordu.Bense hepsine ayrı ayrı gülüyordum.

Çünkü fotoğraflar çok çok komikti.Oğuz abimin sünnet fotoğraflarını açınca gülmekten nefes alamamıştım.Kerem abimde başımda kuş gibi beklemek zorunda kalmıştı.

Bana tüm abilerin sünnet fotoğraflarını tek tek göstermişti.Beraber ilk yüzmeye gittikleri anı,ilk gemiye binişlerini,ilk lunaparkta eğlenişlerini hepsini görmüştüm.

Ve birazda üzülmüştüm.Kendime eğer bu ailede büyüseydim her şey daha farklı olur muydu diye sormaktan alıkoyamıyordum.Bende abilerimle büyüyebilir,böyle zengin bir hayatın içine doğabilirdim ancak öyle olmamıştı.

Ben sefil,zorluklarla dolu bir hayatın içine doğmuştum.Kendimi hep bir istiridyenin içindeki inciye benzetiyordum.

Bir duvarın ardında pisliklerden korunmaya çalışarak,temiz kalmaya çalışmak.Ben buydum.İstiridyelerde içindeki incileri kirlenmesin diye incileri onlarca duvarın ardında oluşturuyordu.

Üzüldüğümü belli etmemeye çalışarak yüzüme sahte bir gülücük kondurdum.

Kerem abi bana bütün fotoğrafları gösterip telefonunu kapattığında,bana söyleyecek şeyleri olduğunu anlamıştım.

Sürekli Derin nefesler alıyor,elleriyle oynuyordu.Dalgındı.Sormak istediği şeyler var gibiydi.

"Kerem abi bir sıkıntımı var?"

Bakışları yavaşça yüzüme kilitlendiğinde bana ufak bir şekilde tebessüm etti ve sağ eliyle sol elimi tuttu.

"Bir şey sormak istiyorum abiciğim."

"Tabi sorabilirsin abi.Ne hakkında?"

Derin bir nefes aldığında alnında kırışıklıklar belirmişti.

"Biliyorsun bugün teyzemler yemeğe gelecek.Yemekten sonrada Babannem gece Rizeye dönecek.Geçen demişti ya Miray da benimle gelecek diye.O kafama takıldı.Rizeye gidecek misin Miray?"

Sözleri karşısında bir an bocaladım ve ne yapacağımı bilemedim.Gerçekten gidecek miydim? Bunu istiyor muydum?

Bilmiyordum.Hiç bir şey bilmiyordum.

"Bilmiyorum abi.Benim için her şey çok karışık.Artık hiçbir şeye yetişemiyorum.Belki de gitsem daha iyi olacak biliyorsun Selin benden pek hoşlanmıyor.Deniz abi de öyle.Kendimi sanki burada fazlalıkmış gibi hissediyorum.Önceki evimi özlüyorum.Kendimi mutsuz hissediyorum.Kararsızım."

Kerem abi sözlerim karşısında üzüntüsünü gizlemeyin bana bakmaya devam etti.En sonra bana kocaman sarıldı.

"Biliyorum abiciğim.Belki de biraz uzaklaşmak sanada iyi gelecektir.Ama şunu bil ki sen nereye ben oraya.Seni asla asla bırakmam.Sen benim canımsın.Biricik kız kardeşimsin."

Saçlarıma öpücük kondurup geri çekildiğinde gülmeye başladım.O da benimle gülmeye devam ederken tekrar kocaman sarıldım.

"Abii?"

"Noldu abim?"

"Ben şimdi akşam ne giyeceğim yaa?"

Ve kocaman bir kahkaha sesi.Hemen ardından mutfaktan gelen 'noluyor lan sesleri ve ardından topluca kardeş sarılması.

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

Saat akşam altıya gelirken gerginlikle makyaj masamın önünde oturuyordum.Gergindim.Hemde çok.

Meltem hanım bir kaç saat önce eve Selinle birlikte gelmişti.Elinde alışveriş poşetleri vardı.

Selinse her zamanki gibi odasına gitmiş,bir daha da çıkmamıştı.

Abilere evin her köşesine dağılmıştı.Beni yalnız bırakmışlardı.Evdeki herkes yemek için hazırlık yaparken ben odamda oturuyordum.

Çünkü son yarım saattir midem gerginlikten bulanıyordu.İlaçlarımı bile içememiştim çünkü çok kötüydüm.Halsizdim.

Bulanan mideme karşılık ağlamaya başlarken ne yapacağımı düşünüyordum.Midem öyle bulanıyorduki sanki yerinden çıkacaktı.

Aklıma çantamdaki Göktan abinin numarası gelmesiyle ayaklandım.O ne yapacağımı bilirdi.Doktordu bilsindi biz zahmet.

Aceleyle çantamın içinden kartı bulup telefonuma tuşladığımda banyoya geçtim.Çünkü kusacaktım.

Telefonu klozetin yanına fırlatıp öğürmeye başladım.Sabah yediğim yiyecekler dışarıya çıkarken iğrenç hisle daha çok ağladım.

Ağzımı ve yüzümü yıkadıktan sonra yerde duran telefonu farkettim.Aceleyle telefona koştuğumda aramanın açılmış olduğunu görmemle gözlerim kocaman oldu.

Göktan abi dakikalardır kusmuk sesimi dinliyordu.Birde hıçkırıklarımı.Rezil olmuştum.

Titrek bir nefes aldığımda sakinleşmeye çalıştım.

"Alo.Göktan abi orada mısın? Ben Miray."

Telefonun ardından bir kaç tıkırtıdan sonra ses geldi.

"Miray iyi misin? Neler oluyor?"

Sesleri duymuş olmasının verdiği rezillikle gözlerim kapandı.

"Şey... Ben biraz kötüyüm.Yarım saattir midem çok bulanıyor geçmedi.İlaçlarımı bile alamadım."

Telefonun ardında küçük bir nefes sesi duydum.

"Stresten olabilir.Stres mideni etkiler Miray dikkatli olmalısın.Mide bulantın azalınca biraz su iç.Ben Berkayı ararım şimdi sana eczaneden mide koruyucu alır.İlaçlarını almayı sakın unutma.Biliyorsun tedavin için önemli.Daha kötü olursan beni ara."

Göktan abinin sesini dinlerken aynadan kendi kendime değişik hareketlerden yapıyordum.Gıcık adam.

"Tamam Göktan Bey sağolun sizide bu saatte yordum.İyi akşamlar."

"Rica ederim ve Beni yormadın Miray.Sen benim kardeşimsin.İyi akşamlar."

Kırmızı düğmeye basıp telefonu kapattığımda kalbim tekliyordu.

Ancak bu onun gıcık olduğunu değiştirmiyordu.Gizli abi deyince Göktan abi yani.

Banyodan çıktığımda kapının önünde duran valizler gözüme çarptı.Toplanmıştım.Yanıma kıyafetlerimi almıştım.Gitmeye hazırdım.

Yatağıma geçip oturdum aradan on dakika geçmeden kapım çalındı.Açtığımda elinde eczane poşetiyle bekleyen Berkay abimi gördüm.

Aceleyle içeri girip kapıyı kapattığında beni geri yatağıma oturttu.Aceleyle bedenimi kontrol ederken bir yandan da konuşuyordu.

"Miray iyi misin abim? Noldu? Aceleyle gittim geldim eczaneye.Sen iyi misin?"

"İyiyim abi merak etme."

Bana sarılıp kafamın üstünden öptüğünde bende ona kollarımı doladım.

Ayrıldığımızda hemen sürahiden su doldurup hapı bana uzattı.Bende elinden alıp içtim.

İkimizde sessiz bir şekilde bir süre oturduk.

"Göktan abim hastalığın hakkında ne diyor?"

En sonunda aramızdaki sessizliği bozan o oldu.

"Genel bir şey söylemedi.Kendime dikkat etmemi ilaçlarımı içmemi söyledi.Bunları yapıyorum zaten."

Kafasını yavaşça salladığında gözlerini odamda gezdirmeye başladı.Oturduğum yerde gerilirken belli etmemeye çalıştım.

Gözleri en son kapıda duran 2 tane valize takıldığında kaşları çatıldı.

"Bir yere mi gidiyorsun?."

Az öncekine nazaran daha soğuk bir sesle konuştuğunda üşüdüğümü hissettim.

"Sultan babanneyle Rizeye gidiyorum.Bu evden biraz uzaklaşmak iyi gelecek."

"Kime iyi gelecek?"

"Herkese Berkay abi."

"Bana iyi gelmeyecek Miray."

Üzgün sesiyle yüzümü ona döndüğümde bana bakıyordu.Mutsuz yüzüyle bende üzülürken bakışlarımı ellerime çevirdim.

"Herkes için en iyisi bu olacak.Hem çok kalmam zaten.Rizeyide merak ediyordum fena olmadı.Tatil yapacağım işte."

Anlamsız sözlerime ikimizde gülerken ikimizde farkındaydık ben sadece kendimi avutuyordum.

"Haklısın Miray benimde bir tatile ihtiyacım vardı iyi olur."

Gözlerim şaşkınlıkla aralanırken yanlış anladığımı umuyordum.

"Anlamadım Berkay abi sende mi tatile gidiyorsun?"

Gülerek bana baktığında tek gözünü kırptı.

"Aynen abim tatile gidiyorum.Rize tatili.Abi kardeş.Sen ve ben.Çok eğlenicez."

Ağzım şaşkınlıkla açılmaya devam ederken ne diyeceğimi şaşırdım.

"Ama sen çalışıyorsun nasıl geleceksin ki?."

"İzin alırım ne var bunda.Patron babam değil mi kızım.Az relax ol yaaa.Tatil böyle bişey relax olacaksın"

Bana tekrar göz kırpıp odadan koşarak çıktığında kafamı olumsuzca salladım.Bu hiç iyi olmamıştı.

Yeni gelen hapımıda valize koyduğumda geriye sadece yemek işi kalmıştı.Yemek yedikten sonra bu evden uzaklaşacak bir süre burada olmayacaktım.

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

Saat tam yedi olmuştu ve bende hazırdım.

Üzerime lila uzun kollu bir kazak altıma ise koyu mavi bir kot pantolon giymiştim.

Göz altlarımı kapatıcı ile kapatmış birazda makyaj yapmıştım.Yoksa teyzelerim beni cin ya da ölü sanabilirdi.

Şimdiyse kapının önünde teyzeleri karşılıyorduk.Oğuz,Kerem,ufuk ve Berkay abimle birlikteydik.

Kapıyı yavaşça açtığımda beni kahve saçlı yeşil gözlü bir kadın karşıladı.Onun kapıya bu kadar yakın olmasıyla korkup gerilerken sanırım eşi konuşmuştu.

"Sema dedim sana hayatım o kadar yakın durma diye bak korkuttun kızı."

"Sus bir Osman.Canım biricik kızımla tanışacağım ben."

Adını yeni öğrendiğim Sema teyze panter gibi üzerime atılıp beni kucaklayınca şaşırsamda bende ona sarılıp karşılık verdim.

Sarılma faslı bittikten sonra ise Salona geçmiştik.

Meltem Hanımın 2 ablası vardı Sema ve Saliha.Saliha teyze en büyükleriydi ancak genç duruyordu.Saliha teyze eşinin 12 sene önce vefat ettiğini,İki kızı olduğunu fakat ikisininde yurt dışında yaşadığını söylemişti.Yazın döneceklerini o zaman tanışıcağımızı da eklemişti.

Tabi ben o zamana kadar yaşayabilirsem.

Sema teyzeninse bir tane oğlu vardı.Eşinin adı Osman,oğlunun ise Numandı.Numan abi Göktan abimle yaşıtmış.Numan abiylede tanışmıştım ve çok iyi biri olduğunu farketmiştim.Oldukça kibardı.

Bir tanede dayım vardı.Dayım evin en küçüğüymüş.34 yaşındaymış ve evliymiş ancak eşi ailesinin yanında Bursada olduğu için gelememiş.İsmet dayımın bir tanede oğlu vardı Anıl efe.

Anıl efe 4 yaşında çok tatlı bir çocuktu.Geldiğinde direkt bacağıma yapışmış benden ayrılmamıştı.Salonda biraz kucağımda oturmuştu.

Yemek masasına geçtiğimizde ise yan sandalyeme oturmuştu.Abilerimle o sandalyeye oturmak için kavga etmiş,ağlamıştı en sonda kazanmıştı.

Tam karşımda somurtarak oturan Ufuk ve Oğuz abim vardı.Sağımda gülerek oturan Kerem abim vardı.Anıl efenin yanında ise mutsuz Berkay abim vardı.

Yemek gülerek geçmişti.Herkes bana farklı sorular sormuş bende cevaplamıştım.Teyzelerim ve dayımı çok sevmiştim.Anıl efeyi de çok sevmiştim.

Yemeği yedikten sonra salona oturmuş biraz sohbet etmiştik.

"Ee Sultan teyzeciğim sen nasılsın?"

Sema teyze Sultan babanneye sorularını yöneltirken Sultan babannenin, hamdolsun kızım iyiyim,dediğini duymuştum.

Bakışlarım bu sefer sohbet eden dayım,osman amca ve Kadir beye takıldı.Futbol hakkında konuşuyorlardı.

Yerde oynayan Anıl Efe ve seline baktım.Evcilik oynuyorlardı.

Kardeşleriyle sohbet eden Meltem hanıma kaydı bakışlarım gülerek ablalarına bir şey anlatıyordu.

Bedenime sarılan kolu hissettiğimde ise kolun sahibine baktım ve Kerem abimle göz göze geldim.Bana gülerek baktığında güldüm ve ona sokuldum.Ellerini belime doladı bende bu aileyi izlemeye devam ettim.

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

"Bak miraycım mutlaka bize de bekliyorum canım tamam mı? Ayy güzel kızım benim."

Sema teyze yüzüme sulu öpücükler kondururken bende ona sarıldım ve vedalaştık.Osman amca ve Numan abiylede tokalaştıktan sonra arabalarına binip gittiler.

Saliha teyze ile de vedalaştıktan sonra o da arabasına binip uzaklaştı.

Sıra dayıma geldiğinde ise o kadar kolay olmamıştı çünkü anıl efe ağlıyordu.

Onunla biraz sarıldıktan sonra onlara geleceğime dair söz verdim ve onunlada vedalaştık.Dayımladq vedalaştıktan sonra evde yalnız kalmıştık.

Deniz abi odasına çıkmıştı.Meltem hanımda Selini uyutmak için üst kattaydı ve kahvede onlarla birlikteydi.

Ailenin geri kalan üyeleri salonda koltuklarda otururken ben verdiğim kararı nasıl açıklayacağımı düşünüyordum.

Ben kara kara nasıl açıklayacağımı düşünürken benim yerime Sultan babanne lafa girmişti.

"Kadir oğlum benim tayyare saati yaklaştı.Hadi artık beni havalanına bırakıver."

Salondakiler Sultan babanneye gülerken bende kendimi gülmek için zorladım.

"Tamam anne bırakayım.Oğlum hadi babannenizin valizini getirin.Ben arabayı çıkarayım."

Oğuz abim ayaklanırken Sultan babanne yüzünden durmak zorunda kalmıştı.

"Mirayınkinleri de getirin oğlum."

Herkes şaşkınlıkla olduğu yerde dururken ben tırnağımı dişlemekle meşguldüm.

Salondaki tüm gözlerin üzerime döndüğünü hissederken kımıldayamadım.

"Mirayin bavulları neden geliyor anne?"

Kadir Beyin gergin çıkan sesi tüm salonu kaplarken içten içe kavga çıkmaması için dua ediyordum.

"Sana demiştim Kadir.Torunum ve ben Rizeye gideceğiz.Eğer keyfiniz isterse 1 hafta sonra sizde gelirsiniz.Miray şimdi benimle gelecek o kadar.Mirayın haberi var zaten bavulları hazır hadi oğlum git getir kardeşinin bavulları."

Sultan babanenin Sözleri bomba misali salonun ortasına düşerken Oğuz ve ufuk abim yukarıya çıktılar.

Kadir Bey derin bir nefes alıp etrafında dönmeyi bıraktı ardından bakışları beni buldu.

"Miray sen gitmek istiyor musun kızım?"

Yavaşça yutkunup sakinleşmeye çalışırken cevap verdim.

"Evet.İstiyorum."

Kadir Beyin üzülen suratını görmemeye çalışarak bakışlarımı salonda gezdirdim.

"Peki o zaman kızım.Sen nasıl istersen."

Dakikalar sonra Oğuz ve ufuk abim elinde valizlerle geldiklerinde üzgün ve sinirli olduklarını anlayabiliyordum.

Ceketimi giyip bahçeye çıktığımda derin nefes aldım.Kadir Bey valizleri bagaja koyuyor,Sultan babannede arabada bekliyordu.

Önce Oğuz abime sarıldım.O bana ilk başta kollarını bana dolamasına kulağına fısıldadığım sözlerden sonra dolamıştı.

"Bana küsme olur mu abi? Seni çok seviyorum.Geri döneceğim merak etme."

Kollarını bana sıkıca dolayıp kafamın üzerinden öptü.

"Biliyorum.Ben sana asla küsmem ki ve sen bana dönmezsen ben sana gelirim."

Yavaşça ayrıldığımızda bana kocaman gülümsedi bende ona gülümsedim.

Yanında duran ufuk abime geçtiğimde bana kötü kötü bakıyordu.Gözlerimin dolduğunu farkettiğinde ise bana sarıldı ve başımın üzerine öpücük kondurdu.

"Kendine dikkat et abim.Beni her zaman ara.Zaten hafta sonu yanına gelirim tamam mı? Rize soğuk olur.Kalın giyin."

"Tamam abi merak etme.Kahveye iyi bak olur mu? Onu yanımda götüremez o burada Selinle mutlu.Yeri değişsin benimle oradan oraya savrulsun istemiyorum.Kendinize dikkat edin."

Sözlerimi bitirip diğer abilerime de sarıldım.En son hepimiz beraber sarıldığımız kendimi daha iyi hissediyordum.

Aceleyle çantamdan telefonumu çıkarıp kameraya girdim.Ve bütün abilerimi kadroya alarak fotoğraf çektim.Hepsi kameraya bakarak buruk gülümserken tuşa bastım.Ve bu anı ölümsüzleştirdim.

Abilerimi bulduktan sonra ayrıldığım ilk gündü.Eğer bir gün ben hayata veda edersem telefonumu açıp fotoğraflara bakabilsinler istiyordum.

Nede olsa günleri değilde anları hatırladık.

Ve bu an benim kalbime kazınan bir andı.

Herkesle vedalaştıktan sonra tam arabaya geçeceğim sırada kapının arkasında duran Meltem hanım dikkatimi çekti.

Abilerim arabanın solunda kalırken ben sağındaydım bundan dolayı beni göremezlerdi.

Onunla vedalaşmaya gideceğim sırada kapıyı ardından kapatmasıyla bocalayıp şaşırsamda arabaya bindim.Bu anı tek ben görmüştüm.Diğerleri farketmemişti.

Neden böyle bir şey yaptığını anlamasamda umursamamaya çalıştım.

Abilerim arkamdan el sallarken bende onlara salladım.

Ve babannemle birlikte Rizeye doğru yola çıktık.

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

28.12.2024

Bölüm : 28.12.2024 22:17 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...