2. Bölüm

Birlikte Cem'in arabasına bindik ama aklım hala o mesaj ve arabadaki kişideydi. Benden ne istiyor? Neden beni takip ediyor ki? Daha önce onunla karşılaşmadığıma eminim.

"Ne düşünüyorsun güzellik?" Dedi Murat dikiz aynasından bana bakarak.

"Hiç. Dersler falan." Diyerek geçiştirdim. Bu konuyu bilmelerine gerek yok bence. Onları da zor durumda bırakamam.

"Bence kafana takman gereken bir şey yok sen hep başarılısın." Dedi gülümseyerek. Gülümsemesine karşılık vererek teşekkür ettim. Kısa süsre sonra bir restoranda geldik. İçeri girdiğimizde iki kişi bizi karşıladı.

"Merhabalar efendim. Buyrun masanız şu tarafta." Diyerek bize masaya kadar eşlik ettiler. Menüyü uzatarak:

"Buyrun efendim." Dedi. Menüye bakmak dahi istemiyordum. Çünkü iştahım hiç yoktu.

"Eee sen ne seçtim güzelim."

"Ben birşey yemek istemiyorum Murat. Hiç iştahım yok." Deyince masanın altında Ayla dizimi dürttü.

"Ayıp oluyor ama bebeğim. Unut artık şunu serserinin biri işte seni bozmasına izin verme." Dedi.

"Şey o zaman bana da Ayla'yla aynısı olsun." Dedim. Ayla'nın ne seçtiğini bilmeden.

"Nazcım sen iyi misin?" Dedi Cem.

"Evet, iyiyim Cem. Bir sorun yok." Dedim.

"O zaman hemen gülümsemeye başlıyorsun." Dedi. istemeden de olsa gülümsedim. Sanırım Ayla haklı bir serseriyi kafama takmayacağım. Yemek boyunca hem güldük hem yemeklerimizi yedik.

"Ben lavaboya gidip, geliyorum."dedim ve masadan kalktım. Lavaboya girdiğimde aynanın önünde iki kız vardı. Ben de bir kenara geçip az da olsa yaptığım makyajı düzelttim.

"Ayy duydun mu? Dün buraya şehrin en büyük mafyası gelmiş."

"Duymaz olur muyum çok yakışıklı. Hele o gözleri yok mu ya."

"Acaba bir gün görebilir miyiz ki?" Dedi sarışın olan kumrala. Bunlar da ne acayip cidden bir mafyayı övüyorlar. Adam gitsin insan öldürsün, kaçakçılık yapsın sen de gitt onu öv ne saçma. Makyaj işim bitince lavabodan çıktım. Tekrar masaya döndüğümde kimse yoktu. Tek masada değil restoranda da kimse yoktu. Nerdeler bunlar? O sırada mesaj geldi.

*Canım biz otoparka geçiyoruz gelirsin.* Yazmıştı Ayla. Ne oldu ki? Neden apar topar otoparka gittiler? Hızla kapıya doğru yürüdüm. Tam kapıdan çıkacakken bir el tarafından sert bir şekilde çekilip duvara itildim.

"Ahh..." Başımı kaldırdığımda karşımda o vardı. Yine gözleri öfkeyle bakıyordu. Yeşilleri çok ürkütücüydü. Yüzünde siyah kar maskesi vardı. Bir süre öyle kaldıktan sonra cesaretimi toplayarak:

"Sen kimsin? Ne istiyorsun benden?" Diye sordum.

"Senden mi?" Dedi alay eder gibi. Yavaşça başımla onayladım.

"Senden değil ama senin yardımınla intikam alacağım." Dedi öfkeyle.

"İntikam mı? Kimden?" Dedim ürkerek.

"Bu seni ilgilendirmez küçük hanım, sen sadece piyonsun." Dedi aynı şekilde. Yan tarafa dönerek gidecekken elini duvara koyarak gitmemi engelledi.

"Gitmek istiyorum." Dedim ürkerek bir şekilde.

"Ben izin vermeden gidemezsin." Dedi. Gözlerine bakınca yine o öfkeyi gördüm. Bakışlarını benden çekerek siyah takım giyimli bir adama baktı ve başıyla bir işaret verdi. Siyah takım giyinmiş adam; elindeki beze, şişedeki şeyi döktü ve yeşil gözlü adama uzattı. Tekrar bana sert bir şekilde baktı ve bezi yüzüme doğru uzattı. Bir anda eline vurdum ve ittirdim benden böyle birşey beklemiyor olacakki geriledi. Bende fırsatı kullanıp kaçmaya çalıştım ama sadece çalıştım. Daha bir adım atmamıştım ki kolumdan tutup hızla göğsüne çekti.

"Nereke küçük hanım? Seninle işim olduğunu ve benden izinsiz gidemeyeceğini söylemiştim." Dedi dişlerinin arasından. Artık dayanamayınca gözümden bir yaş geldi. Bizimkiler neden hâlâ gelmedi ki? Hiç mi merak etmediler?

"Abi kız buraya geliyor. Oyalayamadık." Dedi boş siyah takımlı daha, içeri girerek. Beni merak etmişlerdi. Demek ki bunlar yüzünden gelememişlerdi. Bir anda burnumda birşey hissettim. En son birisinin beni kucağına aldığını hissettim, bir de kokusunu. Sigara ve parfüm kokuyordu.