"Ee şey arkadaşım hala." Dedim.
"Bora iki dakika gelsene" dedim ama kalkacağı yoktu. Elinden tuttum.
"Hadi." Dedim. İlk başta elime sonra bana baktı ama farklı bir duyguyla.
"Benimle gel." Dedim. Herkesin bize baktığının farkındaydım ama benimde bir şeyler öğrenmem gerekiyordu. Bora'yı boş odalardan birine götürerek odanın kapısını kapattım. Bana ne yaptığımı sorgular bir şekilde bakıyordu.
"Artık bana da bir şeyler söyleme zamanın gelemedi mı?" Dedim sesimi alçak tutarak. Derin bir nefes aldı ve koltuğa oturdu.
"Sen içerdeki kadının kızı değil misin?"
"Hala dediğime göre değilim. Bunun konumuzla ne ilgisi var?"
"Sana güvenmek istiyorum?"
"Güven o zaman." Dedim. Gözlerime öyle bir baktı ki hangi duyguların geçtiğini anlamadım ama çok karışık gözüküyordu.
"Naz ben seni içerideki kadının kızı sandım." Dedi. Ondan dolayı annemi görünce bakışları değişti.
"Benim seninle yada annenle bir derdim yok. Bu kadarını bilmen yeterli. Şehre döndüğümüz zaman geri hayatına kaldığın yerde devam edersin." Dedi ve odadan çıktı. Ne yani bu kadar mı? Ne bu kadar mı Naz? İşte istediğin oluyor, seni serbest bırakıyor. O zaman neden içimde burukluk var?
"Naz burda mıydın annem?" Annemin sesiyle düşüncelerden çıktım. Anneme sarıldım. Neden yaptım bilmiyorum ama şuan en çok buna ihtiyacım vardı. Annem saçlarımı okşayarak:
"Ne oldu benim narin kızıma? Biri bir şey mi dedi?" Dedi yumuşak bir sesle.
"Hayır anne sadece sizi çok özlemişim."
"Oy benim canım kızım daha bir hafta oldu ama."
"Olsun."
"Hadi gel kızım halanlar içeride seni görünce gelmek istemişler." Dedi. Birlikte içeri geçtik.
"Eee Nazcım neler yaptın bir haftada?" Dedi öz halam.
"Ne yapacak teyze, bir haftada koca bulmuştur." Dedi Tuğçe. Bu kızı yolma isteğim lütfen git. Ben daha önce hiç kavga etmedim çünkü.
"Senin gibi mı?" Dedi arkamdan gelen erkek sesi. Arkamı döndüğümde Can burdaydı. Can benim küçüklük arkadaşımdı. Çocukluğundan beri beni çok severdi ama Tuğçe'den hiç haz etmezdi.
"Can?" Dedim ve koşaraka gidip sarıldım. Geri dönmüş. Üç sene önce kumak için yurt dışına gitmişti. O da bana sıkıca sarıldı. Can benim küçüklük arkadaşım. Benden üç yaş büyük ama en iyi anlaştığım arkadaşlarımdan biri.
"Nasılsın bakalım güzellik?"
"İyiyim. Sen dönmüşsün?"
"Evet artık burdayım." Dedi. Sonra Bora'ya baktı.
"Bu kim?"
"Bir arkadaşım." Dedim Bora'ya döndüğümde kaşlarını çatarak Can'a bakıyordu. Bu adamaın mahalleliyle ne alıp veremediği vardı? Herkese karşı aynı bakış. Can, Bora'nın yanına doğru gidip elini uzatarak:
"Seninle daha önce tanıştık mı?" Dedi.
"Bilmem tanışmışızdır belki." Dedi Bora sert ve sakin bir şekilde.
"Her neyse ben Can. Naz'ın çocukluktan beri arkadaşıyım."
"Ben de Bora. Bora Karayel." Dedi. Can'ında Bora gibi kaşları çatıldı.
"Sen o çocuksun." Dedi ve elini çekti.
"Ne o ergenlik mı yapacaksın?" Dedi Bora.
"Çocukken yaptığın şımarıklıklar bitmedi mi?"
"Desene ergeniz diye." Dedi Bora alay ederek
"Sen kime ergen diyorsun lan." Deid Can tam elini kaldırmıştı ki Bora elini havada yakaladı.
"Neler yapabileceğimi çok iyi bildiğini düşünüyorum." Dedi fısıltı şeklinde ama ben yakınlarında olduğum için duymuştum. Çocukken şımarıklık mı? Evet hayal gibi hatırlıyorum. Mahalede öylr biri vardı ama şımarıklıktan değil, öfkesine hakim olamıyordu. Onunla bir kaç kere konuşmak istemiştim ama beni hiç yanında istememişti. Uzaktan bazen göz göze gelirdik. Kaşlarını çatarak bizi izlerdi. Oyunlarımıza davet etsekte çoğu davette gelmezdi. Çok nadiren onunla oyun oynardık. O çocuk Bora mıymış? Bazen anneme sorardım. Bana hep aynı cevabı verirdi. Öyle birini tanımıyoruz. İyi ama neden bana yalan söylediler?
Okur Yorumları | Yorum Ekle |